GERİCİ, BASKICI, ŞİFRELİ SINAVLARINIZLA
ÜST DÜZEY YÖNETİCİLERİNİZLE DE GELSENİZ
BİZLERİ YILDIRAMAZSINIZ!
Bir sınav dönemine daha girdik ve bu sefer tek bir sınava girip kurtulmak gibi bir şansımız da yok. En az iki tane sınava girmemiz gerekiyor.
Peki ya ilk sınav kötü geçerse moralimiz bozulmayacak mı?
“İnsan denen makine, moral denen yakıtla çalışır” der ustamız HİKMET KIVILCIMLI. İlk sınavda şifreydi, iptaldi derken moralimizi zaten iyice bozmuşlardı. Sınav öncesi sandıktan % 50 oy oranıyla çıkmış bir AKP’den neler beklenmezdi ki!..
Bu sınavda şifre olur mu? Kopya çekilir mi? Sorular yandaşa dağıtılır mı? soruları kafaları tırmalarken diğer yandan verdiğimiz mücadele aklımıza geliyordu. Artık hiçbir şey moralimizi bozamazdı. Çünkü mücadeleyi biz kazanmıştık. Biz biliyorduk: hain korkak olur. Bu sebeple Tayyipgillerin tekrardan bizle karşı karşıya gelmeye yürekleri yetmez. Bunu çok iyi biliyoruz. Bu nedenle içimiz rahat(!) Hiçbir alçaklık yapamayacaklar…
Daha önceki yazılarımızla ÖSYM ve YÖK’e karşı halkın güvensizliğini istatistiksel bilgilerle de ortaya koymuştuk. Tayyipgiller kendilerine karşı oluşan bu güvensizliği nasıl ortadan kaldıracaklardı? Bu sefer yandaşlarına ayrıcalık tanımak bir yana kendilerini aklamaları gerekecekti. Peki, kendilerini nasıl aklayacaklardı?
“Devletin en üst düzeyinde görevli bir kişi, YÖK Başkanı’na, “LYS soruları çalınacak ve bir AK Parti milletvekilinin e-mail adresinden tüm Türkiye’ye dağıtılacak” ihbarı yaptı.” (HÜRRİYET 17.06.2011)
Burada sormamız gereken soruları soralım öncelikle! Bu ihbarda bulunan kişi neden üst düzey devlet yöneticisi? Diğer soru; Dağıtılacak mail adresi neden AKP milletvekilinin? Üst düzey devlet yöneticisi YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan’ı arıyor. Üst düzey devlet yöneticisi, muhatabının Ali Demir olduğunu bilmiyor muydu da Yusuf Ziya Özcan’ı aradı?
İnsanlar açısından inandırıcı olsun diyerek üst düzey devlet yöneticisi sıfatına sahip bir kişi seçilmişti. Maksat kendilerini aklamak olduğu için AKP’li bir milletvekili seçiliyor.
Peki, şunu düşünmüyorlar mı? Geçen şifre olayının arkasında olanlar ayan beyan ortadaydı ve kendileri değil miydi?
Tabiî ki kendileriydi. Unuttukları diğer bir olay da milletvekili seçimleri yeni yapıldı. Peki, neden bu tarz alçaklıklara karışacak kişileri milletvekili adayı olarak gösterdiniz? Mecliste halkı temsil edecek olanlar bu insanlar mı?
Üzülerek söylüyoruz ki, ne yazık ki, bu insanlar… Onların seçimler üzerine bir açıklaması var: Diyorlar ki, bizleri halk seçti. Fakat biz biliyoruz ki 1950’den bu yana seçimleri belirleyen, Türkiye’yi yöneten AB-D Emperyalistleridir. Onlar kimi işaret ederse sandıktan o çıkar.
İhbarı yapan kişi, Özcan’ı arıyor. Özcan da bu ihbarı basın yoluyla kamuoyuna duyuruyor. ÖSYM Başkanı Ali Demir’in “‘iddialar asılsızdır’ diye açıklaması olduğu” hatırlatıldığında ise Özcan şöyle diyor:
“Ali Bey onu demek istemedi. Zaman zaman ÖSYM ve YÖK’e bu türden haberler gelir, ihbarlar gelir. O ihbarlar incelenir. Ciddiyetine göre davranılır.” (HÜRRİYET 17.06.2011)
Bunların birinin söylediği diğerine uymuyor. Asıl amaç öğrencilerin kafasını karıştırmak. Öğrencilerin sınava konsantre olmalarını engellemek.
“YÖK Başkanı Özcan’ın gündeme bomba gibi düşen, “LYS’de korkutan ihbar” açıklamasına ÖSYM karşı açıklama ile yanıt verdi. ÖSYM Başkanlığı, Özcan’ın sözleri için, “18-19 ve 25-26 Haziran 2011 günleri yapılacak olan 2011-LYS’lere katılacak adayları endişeye sürükleyebilecek niteliktedir” açıklamasını yaptı.” (HÜRRİYET 18.06.2011)
Sınavlara iki gün kala ortaya atılan bu iddianın ve sınavların yapıldığı süreçte öğrencilerin moralini bozacağını kendi ağızlarıyla itiraf ediyorlar. Öğrencileri endişeye sürükleyebilecek niteliktedir diyerek…
Peki, öğrenciler bu konuda ne söylüyor?
18 Haziran tarihli Vatan gazetesinin haberinden bakalım.
“Sorular kolaydı. Ama YÖK başkanın yaptığı açıklama hepimizi alt üst etti. Soruları çözerken aklımızda hep ya sorular çalındıysa, biz boşuna mı uğraşıyoruz şüphesi vardı. Umarız çalınmamıştır.”
“Şifre skandalının yaşandığı YGS-3’ten 300 puan almıştım. Sınavdan sonra şifre skandalı ve hatalı sonuçlar olaylarından son derece olumsuz etkilendim ve dershaneyi bıraktım. LYS’de ise sorular ÖSYM’nin bahsettiği gibi hiç de kolay değildi. Bunun yanı sıra soruların çalınmış olabileceği aklıma geldi. İktisat fakültesini kazanmak istiyordum. Umarım olur.”
Kurtuluş Partisi Gençliği olarak çözümümüz; “Fazla diplomalı bize gerekmez” kaygısıyla, SINAV’lar öğrenci “turnikesi”, ya da mezbahası haline sokulmayacak. Başarısız öğrenci oranı; öğretmenin, öğretim sisteminin ve öğretim araçlarının nitelikleriyle kıyaslanacak ve başarının yükseltilmesi için, saptanan eksiklikler ya da yanlışlıklar hızla giderilecek. Demokratik Laik Bilimsel ve Anadilde eğitimi kuracağız. Bu da ancak gerici, işbirlikçi ve vatan haini bu iktidarı yıktığımız, Demokratik Halk İktidarını kurduğumuz zaman mümkündür.
Kurtuluş Partisi Gençliği