Bundan tam 98 yıl önce Rusya’da ve Dünyada ilk defa emperyalistler ve onların yerli işbirlikçileri yıkılmış ve Bolşevik Partisi’nin önderliğindeki Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) kurulmuştur.
Peki, nasıl olmuştur da dünyada büyük bir güce sahip olan Çarlık Rusyası yıkılmış, yerine Sosyalizm kurulmuştur?
İlk olarak çok kişi tarafından doğru olarak bilinen ama aslında yanlış olan bir şeyle başlayalım. Birçoğumuz Ekim Devrimi’nin tarihini 17 Ekim 1917 olarak bilir. Ama öyle değildir, Ekim Devrimi Miladi Takvime göre 6 Kasım 1917’de, artık terk edilmiş olan Jülyen Takvimine göre ise, 25 Ekim 1917’de gerçekleşmiştir. Devrimin tarihinin 17 Ekim olarak yanlış bilinmesindeki etken ise Ekim Devrimi ile ilgili yazılan yazıların, söylenen şarkı ve türkülerin aslında 1917 yılının 17’sini belli etmek amacıyla 17 Ekim denilmesinden dolayıdır.
Ekim Devrimi’ne giden yıllara bakarsak aslında o yıllarda da Çarlık Rusyası tarihini etkileyen birçok önemli olay yaşanmıştır. Bunlardan biri de 1905 Ayaklanmasıdır. 1905 Ayaklanmasına şöyle bir bakacak olursak;
Rus Çarı 2. Alexandr, 1 Mart 1881 günü Narodnaya Volya, Türkçesi ile Halkın İradesi örgütü üyesi bir kişi tarafından öldürülür. Yerine geçen Çar 3. Alexandr İmparatorluğu demir yumrukla yönetmeye başlar. Devlet kurumlarını ve kiliseyi otokrasisine boyun eğdirir. 1894 yılında ölünce yerine oğlu 2. Nikolay geçer. 1905 Devrimi sırasında başta 2. Nikolay bulunmaktadır.
Çar’a ve onun ülkeyi diktatörce yönetmesine karşı Aralık 1904’de St. Petersburg kentindeki Putilov fabrikası İşçileri ayaklanır. Bunu takiben şehrin diğer fabrikaları da greve destek verir ve şehirde üst üste grevler, boykotlar, mitingler yaparak Çar’ın ülkeyi zalimce yönetmesine karşı bir araya gelir işçiler.
St. Petersburg İşçileri kitlesel bir gösteri yapmak amacıyla Kışlık Saray’a doğru yürüyüşe geçerler. Amaçları sarayın önünde Çar’a taleplerini iletmektir. Ama ne yazık ki Çarlık Askerleri silahlarını işçilerin üstüne çevirecek ve binlerce kişiyi katledecektir. Bu olay tarihe “ Kanlı Pazar” olarak geçer. Çar’ın bu saldırısı üzerine ülke genelinde bir ayaklanma başlayacaktır. Ayaklanma Rusya’nın bütün merkez şehirlerine yayılır ve bunun üzerine Çar işçilerin gözünü boyayabilmek amacı ile bir Devlet Duması’nın yani Meclisinin kurulmasını önerecektir. Aynı zamanda Çar, kısa bir sürede bir anayasayı, parlamentoyu ve emekçileri koruyan bir diziyi yasayı kabul etmek zorunda kalacaktır.
O zamanın kendine sol, devrimci diyen ama gerçekte küçük burjuva liberal reformculuğundan öteye gidemeyen partileri, Bolşeviklerin, o zamanki adıyla Rus Sosyal Demokrat İşçi Partisi (RSDİP)’in uyarılarına aldırmayacak, Bolşevikler tüm bu yapılanları Çar’ın kendisini ve rejimini koruyabilme, sadece emekçi halkın gözünü boyayıp kendi paçasını kurtarma amacıyla yaptığını söyleyecektir. Ama ne yazık ki kendine sol diyen partiler Çar’ın kuyruğuna takılıp İşçi Sınıfının yapacağı sosyalist bir devrimin sadece burjuva devrimi olarak kalmasına ön ayak olacaklardır.
1905 Ayaklanmasını Lenin şu sözlerle tanımlar:
“1905 genel provası olmasaydı, ne 1917 Şubat Devrimi ne de 1917 Ekim Devrimi yapılabilirdi.”
1905 yılındaki devrim denemesinden sonra Lenin 1917 yılına kadar hayatını Avrupa’nın değişik ülkelerinde geçirecek ve bu süre içerisinde, 1912 yılında Rus Sosyal Demokrat İşçi Partisi Bolşevikler ve Menşevikler diye ikiye ayrılacaktır. -Ekim Devrimi’nden sonra da 1918-1922 yılları arasında, Bolşevikler önderliğindeki İşçi Sınıfıyla Emperyalistlerin desteklediği Rus Burjuvazisi arasındaki savaşta Menşevikler karşıdevrim cephesinde yer alacak ve Kızıl Ordu’ya karşı savaşacaklardır.- Bu tarihte Lenin “Pravda” adlı gazeteyi Rus Sosyal Demokrat Partisi (Bolşevik)’in yayın organı olarak çıkartacaktır.
Lenin 1912 yılından sonra RSDİP(B)’in örgütlenmesine büyük önem verir ve fabrikalarda tarlalarda insanları devrim saflarına çekmek için çalışmalar yapılır. Tabii bu çalışmalar sırasında Bolşevik Partisi büyük zorluklar çekmektedir. 1905 Ayaklanmasından sonra kurulan Çarlık Duması İşçi Sınıfına ve sosyalistlere karşı bir taraf olmuş ve Çar’ın yanında yer alarak devrimcilere karşı saldırılara başlamıştır.
İşte bu şartlar altında 1914 yılında 1. Emperyalist Paylaşım Savaşı başlamış ve Çarlık Rusyası da bu savaşa katılmıştır. Zaten durumu kötü olan İşçi Sınıfının sırtına bir de savaş yükü bindirilmiştir. İşçiler cephelerde hayatını kaybetmiştir. Bu durumda İşçi Sınıfı ve tüm ezilenler devrime daha çok inanmaya başlamış ve onu tek gerçekleştirebilecek parti olan Bolşevik Partisi’nin etrafında birleşmeye başlamışlardır.
İşçi Sınıfı kendisine yapılanlara daha fazla dayanamamış ve 1917 Şubatı’nda Bolşevikler öncülüğünde yeni bir ayaklanma başlatmıştır. İşçi Sınıfının kararlılığı sayesinde ayaklanma başarıya ulaşmış ve Çar 2. Nikolay tahttan alaşağı edilmiştir. Çar’ın tahttan indirilmesinden sonra Duma’da bulunan ve Çar’a yakınlığıyla bilinen milletvekilleri Geçici Hükümeti kurmuş ve yönetim burjuvazinin eline geçmiştir. Lenin ve Bolşevikler, Geçici Hükümetin İşçi Sınıfına ve ezilen halka karşı hiçbir şekilde yardımının olmayacağını bu yüzden de geçice hükümete destek verilmemesini söylerler. Bolşevik Partisi Çar’ın devrilmesinden sonra kurulan burjuva geçici hükümete karşı, İşçi, Köylü ve Askerlerin Sovyetlerini kurmuştur.
Nisan ayında Rusya’ya dönen Lenin burada “Nisan Tezleri”ni yayınlar ve devrimin parolasını söyler: “Bütün iktidar Sovyetlere”.
Bu parola ile bu sefer de burjuvaziyi ve onun Meclisini ortadan kaldırmak isteyen başta İşçi Sınıfı olmak üzere ezilen diğer tüm kesimler geçici hükümete başkaldırır ve tarihin en şanlı devrimini, “Ekim Devrimi’ni” İşçi Sınıfının önderi Lenin öncülüğünde gerçekleştirirler.
Tarihe Ekim Devrimi olarak geçen bu devrim sadece Rusya tarihini değiştirmekle kalmamış Dünya ve Türkiye tarihi üstünde de ciddi ilerici atılımlara yol açmıştır. Emperyalizme karşı birlik olan halkların elbet zafere ulaşacağı böylece kanıtlanmıştır.
Ve biz Halkın Kurtuluş Partisi olarak Ekim Devrimi’ni ve onu yapanları selamlıyoruz. Günümüzün baş düşmanı olan Emperyalizme ve onların yerli işbirlikçilerine karşı yapacağımız savaşta Ekim Devrimi’ni örnek alıyoruz. Ve diyoruz ki:
Bugün Ortadoğu’yu ve Türkiye’yi BOP Planı çerçevesinde kan gölüne çevirmeyi amaçlayan ABD-AB Emperyalizmine geçit vermeyeceğiz. Ve Rusya’da Bolşeviklerin yaptığı gibi ülkemizde de bunu biz Halkın Kurtuluş Partililer yapacaktır. Vatanımızı Emperyalizme peşkeş çekmek isteyenleri vatanımızdan kovup Türk-Kürt Halk Cumhuriyeti’ni kurup Sosyalizmi zafere ulaştıracağız!.. 25.10.2015
Şan Olsun Ekim Devrimi’ne!
Şan Olsun Devrimler Kartalı Lenin’e!
Ve Şan Olsun Biz Halkın Kurtuluş Partililere!
İstanbul’dan Kurtuluş Partili Bir Genç Yoldaş