1 Ekim’de Ankara Dikimevi Otobüs Durağında meydana gelen ve 12 insanımızı kaybettiğimiz ve ısrarla Tayyipgiller’in ve de yandaş medyanın otobüs kazası diye Halkımıza yutturmaya çalıştığı katliam için Halkın Kurtuluş Partisi İ. Melih Gökçek ve avenesi hakkında suç duyurusunda bulundu.
Ankara Adliyesi önünde Savcılığa yapılan suç duyurusu için bir basın açıklaması yapıldı. Ankara İl Başkanı Av. Sait Kıran tarafından yapılan basın açıklamasında suç duyurusunun içeriği Basın Emekçilerine okundu. Basın Açıklaması sırasında “Kaza Değil EGO Katliamı”, “Katil Gökçek Hesap Verecek”, “Gün Gelecek Devran Dönecek Tayyipgiller Halka Hesap Verecek” sloganları atıldı.
Suç duyurusu dilekçemizi aynen yayınlıyoruz:
ANKARA CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINA
Suç Duyurusunda Bulunan: Halkın Kurtuluş Partisi Genel Başkanlığı
Karanfil Sokak No: 24/15 Kızılay/ANKARA
Vekilleri: Av. Orhan ÖZER, Av. Metin Bayyar, Av. Ayhan ERKAN, Av. Ali Serdar ÇINGI,
Av. Tacettin ÇOLAK, Av. Sait KIRAN, Av. Ayça ALPEL, Av. Halil AĞIRGÖL, Av. Pınar AKBİNA,
Av. Doğan ERKAN
Kızılırmak Cad. 7/9 Kavaklıdere/ANKARA
Şüpheliler:
1- Melih GÖKÇEK (Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı)
2- Necmettin Tahiroğlu ( EGO Genel Müdürü)
3- Suça karıştığı tespit edilecek diğer şüpheliler
Suç:
1- Taksirle Birden Fazla İnsanın Ölümüne Sebebiyet Verme – TCK 85/2
2- Taksirle Yaralama -TCK 89
Beyanlarımız:
1- 1 Ekim Perşembe günü, Ankara’nın Cebeci semtinde 12 kişinin ölümüne sebebiyet veren ve kaza diyemediğimiz bir katliam gerçekleşti.
Ankara Büyükşehir Belediyesine bağlı Ego Genel Müdürlüğü bünyesindeki bir belediye otobüsü, kaldırıma çıkarak onlarca insanı feci şekilde yaraladı. Yaralananlardan 12’si olay yerinde ya da kaldırıldıkları hastanede yaşamını yitirdi.
Ne yazık ki gerek medya, gerekse kamuoyunda, tek fail olarak otobüs şoförü gösterildi. Eylemin tüm suçu bu kişi üzerine yıkılarak, asıl suç sosyolojisi boyutu, suç eyleminin arkasındaki sosyal-ekonomik sebepler ve bu sebeplerin asıl yaratıcıları, YANİ ASLİ FAİLLER gizlendiler.
Egemen sınıf, hukuku yalnızca ezilen sınıfa uygulamanın pratiğini hayata geçirdi bir kez daha.
Ancak şoförün bu eyleminin ardında, illiyet bağı kurulabilecek başka suç eylemleri ve başka failler -bize göre asli failler- var.
2- EGO-DER Başkanı Korkmaz Uğraş açıklamalarında diğer faillere giden süreci şöyle açıklıyor:
“Daha önce de benzer kazalar yaşandı. Aynı model körüklü otobüslerde oluyor. İşin garibi, kaza yapan bütün şoförler de aynı şeyi vurguluyor. Ocak 2015’te EGO’da çalışan kadrolu personelin hepsi görevlerinden alındı. EGO’da çalışan 132 şoför şimdi itfaiyede şoförlük yapıyor. EGO’daki teknik personel bazı arkadaşlarımızı da şimdi ASKİ’de kazma-kürek işlerinde çalıştırıyorlar. EGO’da önceden ustalık sınavı açılıyordu. Şimdi işler değişti, ustasını almıyorlar, eli biraz pense tutan arkadaşlarımızı atölyeye alıyorlar.”
“EGO’da şoförlük yapan taşeron personel de ek iş yapmak zorunda kalıyor. İşten çıktığı zaman ya dolmuşta ya da takside çalışıyor. Dinlenmesi gereken vakti de çalışarak geçiriyor. Araçların kartlı servisi var, verilen saatlere uymak zorunda. Şoför işveren baskısı altında kalıyor”
EGO-DER Başkanı Korkmaz Uğraş, kaza nedeni olarak ‘amvele’yi gösterdi: “Amvele diye tabir edilen durum, otobüsün sürekli gaz yemesi, yani gaz pedalının sonuna kadar basılı kalması durumu. Böyle bir durumda aracın frenleri işlevsiz kalıyor. Bu durumu bertaraf etmek için aracı boşa almak gerekiyor. Bunu da ancak tecrübeli şoförler biliyor.”
Bu durumda, tecrübeli işçileri işten atan, ustalık sınavlarını kaldıran, atölyeye uzman almayan, dahası İŞVEREN BASKISI KURAN işverenlerin hiç sorumluluğu yok mudur bu katliamdan?
Şoföre insanca bir ücret verseydi mesela işveren, böylesine yorgun şoförler olmasaydı EGO’da, yine olabilecek miydi bu katliam?
Otobüslerin düzenli bakımı yapılsaydı ya da?
Dolayısıyla, şoförün işverenlerinin de bu kazadan açıkça sorumluluğu vardır.
3- En dar yorumuyla, işverenlerin gerçekleşen kazadan denetim-gözetim yükümlülüğünün ihlali, şoförü eğitme görevinin ihmali düzeyinde bir taksirli sorumlulukları vardır.
Nitekim, İşverenin kamu hukukuna dayanan işçiyi gözetme borcunu düzenleyen ana kural 6331 sayılı İş Sağlığı Güvenliği Kanununda yer almaktadır. Kanunun 4. maddesinde:
“MADDE 4
“(1) İşveren, çalışanların işle ilgili sağlık ve güvenliğini sağlamakla yükümlü olup bu çerçevede;
“a) Mesleki risklerin önlenmesi, eğitim ve bilgi verilmesi dâhil her türlü tedbirin alınması, organizasyonun yapılması, gerekli araç ve gereçlerin sağlanması, sağlık ve güvenlik tedbirlerinin değişen şartlara uygun hale getirilmesi ve mevcut durumun iyileştirilmesi için çalışmalar yapar.
“b) İşyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerine uyulup uyulmadığını izler, denetler ve uygunsuzlukların giderilmesini sağlar.
“c) Risk değerlendirmesi yapar veya yaptırır.
“d) Çalışana görev verirken, çalışanın sağlık ve güvenlik yönünden işe uygunluğunu göz önüne alır.
“e) Yeterli bilgi ve talimat verilenler dışındaki çalışanların hayati ve özel tehlike bulunan yerlere girmemesi için gerekli tedbirleri alır” denilmiştir.
Peki, şüpheli işverenler ve hatta işveren vekili konumundaki amirler, bunların hangisini yapmıştır?
Yapıp yapmadıklarını, dolayısıyla ceza eyleminden taksirli de olsa sorumlulukları bulunup bulunmadığını tahkik etmek Cumhuriyet Savcılığının işi değil midir?
Tüm bu nedenlerle, katliama sebep olan EGO otobüsünün teknik özelliklerinden kaynaklanabilecek tüm kusurlar için ve dahi şoförün gerekli yetkinlikte, donanımda olmamasının denetim-gözetim yükümlülüğü yönünden sorumlusu olduğu için EGO Genel Müdürünün suçun faili olduğu kanaatindeyiz.
4- Ego Genel Müdürlüğü Kuruluş, Görev Ve Çalışma Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin 5. Maddesi uyarınca “EGO Genel Müdürlüğü 4325 ve 5363 sayılı kanunlarla oluşmuş ve bu kanunlardaki esaslara ve özel hukuk hükümlerine göre idare edilen, Ankara Büyükşehir Belediyesine bağlı, tüzel kişiliği olan ve kamusal görev yapan bir Genel Müdürlüktür”. Bu nedenle en üst asıl işveren ve nihai sorumlu Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’tir. Bu nedenle eylemden taksirli sorumluluğu vardır.
5- Anılan katliamın gerçekleşmemesi için gerekli tedbirleri alması gerekip de almayan tüm diğer yetkililerin, işveren vekillerinin de savcılığınızca tespitiyle haklarında soruşturma başlatılmasını talep ederiz.
Sonuç ve İstem: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Şüpheliler hakkında soruşturma başlatılarak anılan maddelerden yargılanmaları ve cezalandırılmaları için kamu davası açılmasını vekâleten dileriz. Saygılarımızla. 07.10.2015
Suç Duyurusunda Bulunan Halkın Kurtuluş Partisi Genel Başkanlığı
Vekilleri
Av. Metin BAYYAR Av. Sait KIRAN Av. Ayça ALPEL Av. Doğan ERKAN