Soma Davası’nda Tiyatro Devam Ediyor
Akhisar’da görülen Soma Davası’nın üçüncü duruşmasının 21 Ağustos’taki dördüncü celsesinde tutuklu yargılanan sekiz sanığın çapraz sorguları sona erdi. 18 ve 19 Ağustos tarihlerindeki bir ve ikinci celselerinde işveren
Can Gürkan, Genel Müdür Ramazan Doğru ve İşletme Müdürü Akın Çelik’in çapraz sorgularının ardından, 20-21 Ağustos’ta üçüncü ve dördüncü celseleriyle dava devam etti. Sorgulanan sanıkların tamamının cevaplarındaki ortak nokta; sorumluluğu üzerlerinden atmaları, muğlâk ve kaçamak cevaplar vermeleri ve sıkıştıklarında ölümüne sebep oldukları madencileri arkadaşlarıymış gibi lanse ederek sempati toplamaya çalışmaları oldu. Tabiî ki madenci yakınları ve avukatları, bu sahtekârlıkların hiçbirine meydan vermeyerek her fırsatta suçlarını yüzlerine vurdular.
20 Ağustos Perşembe günü sorgulanan Üretim Müdürü İsmail Adalı’nın, alınan ve alınması gereken güvenlik önlemleriyle ilgili sorulara “bilmiyorum, hatırlamıyorum” gibi cevaplar vererek hayatını kaybeden madencilerden “arkadaşlarımız” diye bahsetmesi üzerine madenci yakınları “onlar sizin arkadaşınız değildi, katiller” diyerek tepki gösterdi.
Aynı gün sorgulanan Baş Mühendis Ertan Ersoy da, kendisine yöneltilen sorulara aynı şekilde geçiştirme cevaplar verdi. Madenci yakınları sık sık “akşama kadar yalan söylüyorlar”, “bize söz hakkı verilse boyunuzun ölçüsünü veririz” gibi tepkilerini dile getirdiler. Ertan Ersoy’un olay olduğu sırada namaz kıldığını vurgulayarak deyim yerindeyse “din kontenjanı”ndan yararlanmaya çalışması yine salonda bulunanların tepkilerine yol açtı.
Sanıkların sıkıştıkları yerde, sanık avukatlarının sufle vererek yardımcı olması da dikkatlerden kaçmadı. Madenci avukatlarının olaydan bahsederken “katliam” demesine sanık avukatlarının “onu teröristler söylüyor” karşılığını vermesi üzerine salon tekrar karıştı.
Aynı gün sorgulamaları gerçekleştirilen Vardiya Amirleri Yasin Kurnaz ve Hilmi Kazık’ın sorgularındaysa trajedi sürdü. Acil durum sorumlularının olası bir faciada ne yapılacağını, neler uygulanacağını bilmedikleri ortaya çıktı. Yanmaz kablo, baht, acil durumda kesilmeyecek telefon ve diafon olmadığı, karbonmonoksit değerlerinin üretimin durdurulması gereken seviyeden daha fazla olmasına rağmen üretimin devam ettirildiği belirtildi. Sanıklar, dayıbaşılık sistemiyle ilgili sorulara, dayıbaşılık sisteminin uygulandığı cevabını verdiler. Bunun iş güvenliği açısından risk teşkil ettiğini de bildiklerini söyleyen sanıklar sorumlusunuysa “bilmediklerini” veya “hatırlamadıklarını” söyleyerek mahkeme heyeti, madenci yakınları ve mağdur avukatlarıyla resmen dalga geçtiler.
Duruşma, tutuksuz yargılanan sanıkların sorgularıyla 24 Ağustos Pazartesi günü devam etti. Sanıkların madende her şeyin yolunda gittiğini ve madencilerin neden öldüklerine dair hiç bir fikirlerinin olmadığını söylemeleri üzerine bazı avukatlar tepki göstererek soru sormayı bıraktıklarını söylediler. Tutuksuz yargılanan sanıklardan Emniyet
Vardiya Mühendisi Erdem Canbaz işe başladığından beri gaz maskelerinin bakımını yapılmadığını ve işe başlamadan önce aldığı eğitim dışında bir eğitim almadığını belirtti.
Sanıklardan Gaz İzleme Personeli Ozan Sezer de 2006 yılından beri ocakta çalıştığını ve karbonmonoksitin 50 PPM’yi geçtiğinde durumun kontrol edilmesi gerektiği dışında hiçbir şey öğrenmediğini, eğitim almadığını ifade etti.
İş güvenliğinden sorumlu Vardiya Mühendisi Ergün Yılmaz ise seyyar sensörlerin ısı ölçümü yaptığını bilmediğini söyledi.
Duruşma boyunca sanık avukatlarının davayı uzatma çabasıyla soruları uzatmaları, yer yer sanıkların verecekleri cevapları soruların içinde geçirmeleri mağdur avukatlarının tepkisini çekti.
Sanık ifadeleri madende çalışan işçilerin nasıl insanlık dışı bir ortamda çalışmaya zorlandıklarını bir kez daha ortaya çıkartırken, böyle bir facianın daha önce yaşanmamış olması da şaşırtıcı. Gerek sanıkların, gerekse de sanık avukatlarının tavırları adeta bir tiyatro oyunu sergileniyormuşçasına gerçek dışı. Sanki kendilerine dağıtılan rolleri ezberleyip, sıraları geldiğinde sahneye çıkıyor ve rollerini oynuyorlar. Şaşırdıkları yerde birbirlerine sufle verip destek oluyorlar.
25 Ağustos Çarşamba günü madenden kurtulan işçilerin ve tanıkların dinlenmesi hesaplanıyor.
Dava süresince HKP olarak gerek duruşma salonunda, gerek dışarıda katillerin peşini bırakmadık. Madenci ailelerinin yanlarında olduk. Sonuç ne olursa olsun, davadan adalet çıkmayacağı kesin. Ancak bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da Soma Davası’nın peşini bırakmaya hiç niyetimiz yok. Yoldaşlarımız bundan sonraki duruşmaları da takip etmeyi sürdürecekler. 24.08.2015
İzmir’den Kurtuluş Partililer