Ankara
30 Aralık günü 2015 yılı Asgari Ücreti belirleme toplantısını protesto etmek amacıyla Çalışma Bakanlığı önündeydik.
Çankaya İlçe Başkanımız Bayram Karkın’ın okuduğu basın açıklamasında, Asgari Ücretin sefalet ücreti olduğunu haykırdık.
“İşsizliğe Pahalılığa Zamma Zulme Son”, “İşçilerin Birliği Sermayeyi Yenecek”, Zam Zulüm İşkence Halk Düşmanı AKP” sloganlarımız, “Sizin Fıtratınızda İşçiye Kadeh Kadar Değer Vermemek Var”, “Sizin Zenginliğiniz İşçiden Çaldıklarınızdır”, Sefalet Ücretine HAYIR” dövizlerimiz ve Parti Bayraklarımız eşliğinde; AB-D Emperyalistlerinin, onların örgütleri Dünya Bankası, IMF’nin, Parababalarının, Ortaçağcı Tayyipgiller’in İşçi Sınıfımıza, Halklarımıza hiçbir hak vermeyeceğini, bunun onların fıtratına uymadığını, onların kene gibi emekçilerin kanlarını emerek semirdiğini haykırdık.
Emekçi düşmanlarından derleşik Asgari Ücret Tespit Komisyonundan İşçi Sınıfımızın yararına hiçbir şey çıkmaz.
Bunlara umut bağlanamaz. Bunlar Devletin kendi kurumlarının açıkladığı rakamları bile İşçi Sınıfımıza çok görürler.
Emekçilere reva görülen asgari ücret, bunların her birinin bir günlük eğlencesini, yemesini içmesini bile karşılamaz.
Bunların zenginliği halkımızdan çaldıklarıdır. Bunlar İşçi Sınıfımızdan çaldıklarıyla alırlar zırhlanmış milyonluk arabaları. Çalınan paralarla yapılır kaçak saraylar. Çalınan paralarla yaratılır yandaşlar. Çalınan paralarla dağıtılır kömürler, makarnalar. Çalınan paralarla beslenir, halklarımızı uyutmakla, sefayı öbür dünyaya havale etmekle görevli yobazlar. Çalınan paralarla satın alınır televizyonlar, gazeteler, televizyoncular, gazeteciler.
Şimdilik sürebildiğiniz kadar sürün sefanızı. Çünkü eninde sonunda, bir avuç olan siz nükleer atıklar için refah düzeni olan bu düzen yıkılacak. Eninde sonunda halklarımız bu gidişe dur deyip ayağa kalkacak. Yürüyecek zulmün üstüne üstüne. İşte o zaman sizleri ne kaçAK saraylarınız, ne de zırhlı arabalarınız, ne ağababalarınız kurtaracak.
İzmir
HKP İzmir İl Örgütü olarak, 2015 Yılı sefalet ücretini İŞKUR İzmir İl Müdürlüğü önünde yaptığımız basın açıklaması ile protesto ettik.
Ellerimizde bayraklarımız, pankartlarımız ve dillerimizde sloganlarımızla haykırdık Parababalarına ve onların işbirlikçisi Tayyipgiller’e İşçi Sınıfımıza reva gördükleri sefalet ücretini.
Haykırdık öfkemizi, kinimizi, haykırdık gelecek güzel günlere olan inancımızı.
Bursa
HKP Bursa İl Örgütü olarak, insanca yaşam ücreti için alanlardaydık. 28 Aralık günü saat 13.00’da Fomara Meydanı’ndaki basın açıklamasını İl Başkanımız Av. Halil Ağırgöl okudu.
Sık sık, “İşçilerin Birliği Sermayeyi Yenecek”, “İşsizliğe Pahalılığa Zama Zulme Son”,“AKP zam Zulüm İşkence Demektir”, “Sefalet Ücreti Değil İnsanca Yaşam Ücreti” sloganlarımızı attık.
Açıklamamızda, ülkemizde insani düzeyde yaşamaya yetecek bir ücret uygulaması olmadığını, işverenden daha işverenci sarı sendikacıların, işveren ve iktidar temsilcilerinin, işçinin çıkarına bir asgari ücret belirlemek yerine, her yıl milyonlarca insanımız için sefilce yaşamaya yetecek bir ücreti belirlediklerini vurguladık.
Açıklamamızda, işsizlik ve pahalılık arttıkça suç oranlarının da arttığını, her gün ortalama 6 insanımızın iş kazalarında hayatını kaybettiğini, her gün bir kadının hayatını şiddet sonucu yitirdiğini, her gün iki kişinin uyuşturucu nedeniyle öldüğünü, özellikle son 20 yılda ülke nüfusumuzun % 26 oranında artarken suç oranının % 400 oranında arttığını belirttik.
Halkımızın katlanmak zorunda olduğu işsizlik ve pahalılığın bir avuç vurguncu için cenneti yarattığını, buna karşı örgütlü şekilde mücadele edilmesi gerektiğini vurgulanarak, halkımızı Partimiz saflarına çağırdık.
“İşsizlik Kötülüklerin Anasıdır!”, “Sefalet Ücreti Değil İnsanca Yaşam Ücreti” pankartlarını açtığımız basın açıklamamız sloganlarımızla sona erdirildi.
Asgari Ücret basın Açıklamamız:
Açlığın, yoksulluğun, sefaletin adıdır Asgari Ücret
Alınteriyle geçinmeye çalışan emekçilerden çaldıklarıyla, atalarımızdan yadigâr bütün değerlerimizi yerli-yabancı Parababalarına peşkeş çekerek aldıkları komisyonlarla, kendinden önceki tüm satılmışları kıskandıran hırsızlıklarla, yolsuzluklarla beslendi, bitleri kanlandı Tayyipgiller’in. 12 yıldır haklarımızın sırtına kene gibi yapıştılar, emdikçe emiyorlar kanını.
İşçi Sınıfımızın başını sarı gangster TÜRK-İŞ ile HAK-İŞ ile bağladılar. Geçim derdinden başka bir şey düşünemez duruma getirdiler, sendikasızlaştırdılar. Halklarımız, İşçi Sınıfımız hesabını soramıyor çektiklerinin, sorgulayamıyor neden bu duruma düşürüldüğünü.
Yargı, Tayyipgiller’in hukuk bürosuna dönüştürüldü. Hesap sorgulayacak Savcı, yargılayacak Yargıç bırakmadılar. Türk Ordusu’nun başını tören paşalarıyla bağladılar, CIA Operasyonlarıyla sindirdiler. Soramayan, sorgulamayan Türk Ordusu Mustafa Kemal Devrimlerinin bekçisi değil artık. Var olma koşulu sorup sorgulamak olan, bilim üretmesi gereken Üniversiteler zapturapt altında; soramıyor, sorgulayamıyor, üretemiyor. TÜBİTAK bilim merkezi olmaktan çıkarıldı, hurafeler üretiliyor artık orada. Tayyipgiller’in hırsızlıkları bu merkezde aklanıyor artık.
2015 yılı Asgari Ücreti, böylesine bir ortamda belirleniyor. Daha doğrusu belirlendi. Yıllardır bilinmektedir ki, Asgari Ücret Tespit Komisyonu, Tayyipgiller tarafından IMF, Dünya Bankasının direktifleri doğrultusunda önceden belirlenen -ki 2015 yılı için bu oran yüzde 3+3’tür- rakamın İşçi Sınıfımıza yedirilmesi için oluşturulan bir mizansendir. CIA Sendikacılığının Türkiye Temsilcisi TÜRK-İŞ pazarlık yapacak gibi görünecek, Parababalarının Temsilcileri ise TÜRK-İŞ’in oyunun gereği masaya getirdiği teklifi çok bulup; yanarız, batarız diye feryat figan edecek, Tayyipgiller, Bütçe imkânları buna elveriyor diyecek ve Asgari Ücret adı altında sefalet ücreti İşçi Sınıfımıza dayatılacak.
Aralık ayında dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 1.232 Lira, yoksulluk sınırı da 4.014 Lira olarak, üstelik bu rakamlar TÜRK-İŞ tarafından açıklanmış iken, İşçi Sınıfımıza 2015 yılı için reva görülen zam günlük 1 Lira. Ar damarının patlamasının, utanma duygusunun yok edilmesinin, yüzsüzlüğün tavan yapmasının sonucudur bu günlük 1 Liralık zam.
Paraları sıfırlayamayanların; emekçilerin alınterinden çalınanlarla servet biriktirenlerin, emekçilerin aidatlarıyla sendika baronluğu yapanların oluşturduğu komisyonun vereceği zam da bu kadar olur ancak. Halklarımıza yansımasını görmesek de, Türkiye ekonomisinin ve Kişi Başına Düşen Milli Gelirin büyüdüğü dillendiriliyor Tayyipgiller tarafından. Bu büyümeler(!) Asgari Ücrete yansıtılmış olsaydı, DİSK-AR’ın, Türkiye İstatistik Kurumu ve Uluslararası Para Fonu (IMF) verilerine dayanarak yaptığı araştırmanın sonuçlarına göre, Asgari Ücret net 1.667 Lira olacaktı. Hadi DİSK-AR’ı geçelim. Devletin kendi kurumu, Tayyipgiller’in isteği doğrultusunda enflasyon rakamı açıklayan TÜİK bile ağır işlerde çalışan bir işçinin geçimi için gereken asgari tutarı net 1.424 lira 70 kuruş olarak bildirdi.. Kendi kurumlarının rakamını asgari ücrete uyarlasalar bu şu anki asgari ücrete % 60 zam yapılması anlamına gelir. Ama yapmazlar, yapamazlar!
Halklarımızın ürettiği kaynakların, artıdeğerlerin gideceği yerler bellidir. Yerli-yabancı Parababalarının, yerli satılmışların cebidir bu kaynakların gideceği adres. Cumhurbaşkanlığının bütçesi yüzde yüz artar, Diyanetin bütçesi eğitime, sağlığa ayrılan bütçeyi geride bırakır; asgari ücret yine artmaz. Köşklerde, saraylarda oturanlar anlamazlar açın halinden. Onlar insanlıklarını bilinçlice, gönüllüce dünya menfaatine satmışlardır çünkü.
Parababalarının bu ekonomik ve siyasi zulmünü, yarattıkları bu kanser düzenini ortadan kaldırmanın yolu, başta İşçi Sınıfımız gelmek üzere tüm emekçi halklarımızla birlikte Halk Kurtuluş Cephesini örmekten geçmektedir. Demokratik Halk İktidarı kurulduktan sonra son verilecek bu hayâsızca saldırılara. Demokratik Halk İktidarı kurulunca yaşam bulacak Halkın Kurtuluş Partisi’nin Programı. İşte o zaman;
“(…) Günümüzde uygulanmakta olan asgari ücretin böylece 4 mislinden fazla bir artış sağlanmış olacak. Normal geçim endeksi de üretimimizin verimindeki artışa paralel olarak yükseltilecek. Kişi emeğinin, sağlığının ve ulusal verimliliğin zararına olan prim usulü kaldırılacak. Ücretler, her hafta başı muntazam ödenecek. Genel tatil günleri tam ücretli olacak. Zorunlu haller ve işin niteliğinden dolayı o günler çalışana çift gündelik verilecek. Kadın, çocuk, din, ırk, farklarına bakmaksızın: AYNI İŞİ görene AYNI ÜCRET verilecek.”
O kutlu güne ulaştıracağız başta İşçi Sınıfımız gelmek Halklarımızı. Çünkü biz vatan aşkını söylemekten ve gereğini yapmaktan korkar hale gelmektense ölmeyi yeğleyen, Hikmet Kıvılcımlı’nın öğrencileriyiz.
Halkız Haklıyız Kazanacağız. 30.12 2014
Halkın Kurtuluş Partisi
Genel Merkezi