ABD Emperyalizmi Amerika’ya “Demokrasi” getirmeye devam ediyor
Soykırımın, ırkçılığın, vahşetin, halk düşmanlığının adıdır ABD. Kahraman Gerilla Che’nin söylemiyle, insan soyunun en büyük düşmanıdır ABD Emperyalistleri. Tarihleri de Amerika’nın gerçek sahipleri Kızılderililere uyguladıkları soykırımla başlar bu insanlık düşmanlarının. Genel Başkanımız Nurullah Ankut’un belirttiği gibi;
“Yerli Halkın (Kızılderililer’in) soykırımı, en acımasız ve insanlık dışı biçim-yöntemlerle yapılıp bitirildikten sonra, artık iş onların verimli Topraklarına (Vatanlarına) babalarından miras kalmış çiftlik gibi kurulmaya-oturmaya gelmişti. Bu altın değerindeki verimli ve doğal zenginliklere sahip topraklar, gerçek sahiplerinden, tıpkı “Süne zararlısı” ve benzerlerinden arındırılırcasına arındırılmıştı, temizlenmişti.”
Kızılderililerden boşalan topraklara, Afrika’nın siyah halkını tutsak edip köleleştirerek Amerika’ya getirmişler, yerleştirmişlerdir ABD sömürgenleri. Siyah halk, gasp edilen verimli arazilerde can dayanmaz koşullarda çalıştırılmış, Amerika’yı işgal eden Beyaz Sömürgenlerin her türlü hizmetine sunulmuştur. Siyah halkı alınıp satılan bir mal gibi görmüşlerdir Beyaz Sömürgenler. Güçten düşenler, kullanım değeri bitenler, zalimliğe karşı çıkanlar alçakça katledilmiştir sömürgenler tarafından.
ABD Emperyalistleri, ABD’yi kuran atalarının vahşi, kan dökücü-içici, zalim yönünü bugün torunlarıyla aynen devam ettiriyor.
Irkçı politikaları da arttırarak devam ettiriyor ABD Emperyalistleri. Beyaz ataları, siyah halkı insan yerine koymuyorlardı, hor görüyorlardı; onların gözünde maldan farkı yoktu siyahların. Bugün ABD Emperyalistleri aynı politikaları devam ettiriyor. Yine sözü Genel Başkanımıza bırakalım:
“Bugün bu ülkede Siyahlar, 1960’lı yıllarda bile Beyazlarla, aynı okullara gidemiyorlar, aynı otobüslere binemiyorlardı. Bu durum ırkçı yasalarla belirlenmişti. Kaldı ki, bugün böyle yasalar kaldırılmış olsa bile ırk ayrımcılığı çok katı biçimde sürmektedir ABD’de. Siyah ve Beyaz mahalleleri birbirlerinden keskin sınırlarla ayrılmıştır. Ekonomik plandaysa (alandaysa) Siyahların aşağılanması yine aynı yoğunlukta (katılıkta) sürmektedir. Tabiî siyasi planda da. Velhasıl toplumcul hayatın her alanında Siyahlar, ABD’de aşağılanmakta, yasal olarak olmasa da fiiliyatta bir nevi köle statüsünde tutulmaktadır.”
ABD Emperyalistleri, bugün aşağılık politikalarını siyah maske giydirilmiş başkanları Obama eliyle yürütmektedir. Bakın bir siyahı başkan bile yaptık, işte demokrasinin zaferi diyerek halkları uyutmaktadırlar.
ABD Emperyalistlerinin demokrasisinin ne menem bir şey olduğunu dünya halkları yaşayarak görmektedir. ABD Emperyalistlerinin götürdüğü demokrasi halkların canına, kanına, malına, gözyaşına neden olmaktadır. Bir zamanlar Yugoslavya diye bir ülke vardı. Götürülen demokrasiyle bugün bir Yugoslavya’dan birbirine düşman, kavgalı 7 adet ülkecik çıkardılar. Afganistan nasibini aldı “demokrasi”den, dökülen kanın haddi hesabı yok bugün. Irak Halkı gördü kendisine silah zoruyla getirilen “demokrasi”yi. Bugün fiilen üç parça… Gün geçmiyor ki katliam haberleri gelmesin… Suriye Halkı yaşıyor bugün ABD Emperyalistlerinin Demokrasisini ve direniyor kendilerinin sonu demek olan “demokrasiye”. Ama Suriye’yi de böldüler üçe.
ABD Emperyalistlerinin demokrasinin sonucudur IŞİD. IŞİD’in katliamlarının ve vahşetinin adıdır ABD Emperyalistlerinin demokrasisi.
ABD Demokrasisi, yıllar önce İran’da Yurtsever Musaddık’a uygulandı, tecrübe kazandılar İran’da. ABD Emperyalistlerinin Demokrasisi kendini Guatemala’da; yurtsever, ilerici, Komünist Guatemala İşçi Partisi’yle (PGT) işbirliği ederek, yoksul köylüleri topraklandırmayı amaçlayan bir Toprak Reformu uygulaması başlatan Devlet Başkanı Albay Jacobo Arbenz Guzman’ı, 27 Haziran 1954’te iktidardan alaşağı ederek gösterdi. Şili’de Marksist-yurtsever Allende’yi devirdi, Faşist halk düşmanı Pinochet’i getirdi ABD Demokrasisi.
ABD Emperyalist haydutlarının demokrasisi, faşist darbeler demektir, Halkların birbirine kırdırılması demektir, Halkların acı çekmesi demektir. ABD Emperyalistleri götürdükleri bu demokrasiyle yani yaptırdıkları faşist darbelerle Latin Amerika, Endonezya, Afrika, Yunanistan ve Türkiye Halklarına büyük acılar çektirmişlerdir.
Dünya Halklarına büyük acılar yaşatan ABD Emperyalistlerinin Demokrasisi, Amerikan Halkına karşı da uygulanmakta yıllardır. Dünyada en fazla evsiz insanın yaşadığı yerdir bugün ABD. En fazla insan hakkının çiğnendiği yerdir bugün ABD. İnsanlar açlık çekmektedir bu örnek demokraside. Bu örnek demokraside ırkçılık devam etmektedir. Potansiyel suçludur siyahlar ABD’de. Siyahlar çalar, şiddet eğilimlimdir, alkoliktir, pistir, aşağı ırktır. Siyah halka yakıştırılan yaftalardır bunlar. ABD Demokrasisinin kendi siyah halkına reva gördüğü uygulamalardır bunlar.
Siyah halka yapılan haksız uygulamalar 18 yaşında siyah bir gencin ABD polislerince katledilmesiyle doruğa çıktı. ABD’nin Missouri eyaletine bağlı Ferguson kentinde Michael Brown adlı 18 yaşındaki siyahi genç, silahsız olduğu ve ellerini kaldırarak teslim olduğu halde polis tarafından öldürülünce Siyah Halkta yıllardır biriken öfke patladı. ABD Demokrasi, Halkın İsyanını bastırmak için gaz bombalarını kullanmaktan çekinmedi, orantısız şiddetle bastırmaya çalıştı isyana dönüşen halkın öfkesini. Baktılar olmadı olağanüstü hâl ilan ettiler, sokağa çıkma yasağını uygulamaya soktular. ABD’nin Gezi’si diye adlandırılan olaylarda isyan eden Halkı, tıpkı bizim yerli işbirlikçiler gibi çapulcu olarak ilan etti ABD Demokrasisi. Demek ki bizim yerli satılmışlar kendilerini var eden, işleri bitince de lağım deliğine süpüren efendilerine örnek de olabiliyorlar.
ABD Emperyalistleri cinayetlerine bir siyah genci daha öldürerek devam etti. Missouri eyaletine bağlı St. Louis kentinde meydana gelen olayda 2 polis, kendilerine bıçak çeken 23 yaşındaki Kajieme Powell adlı siyahi genci ateş ederek öldürdü. Olay sonrası açıklama yapan St. Louis kenti Polis Şefi Sam Dotson, siyahi gencin garip davranışlarda bulunduğunu, polis memurlarına bıçak çektiğini ve bıçağını bırakması yönündeki emre uymadığını belirterek polis memurlarının siyahi genci öldürdüğünü ifade etti. Polise bir metre kadar yaklaştığı ifade ediliyor siyah gencin. Polislerin bıçak çekmiş bile olsa öldürmeden yakalamak gibi bir niyetleri yok. En kör nişancı bile kendisine bir metre yaklaşan birini istediği yerden vurarak yaralayabilir, saldırısını durdurabilir. Ama söz konusu siyahlar olunca ölümü hak etmiş oluyor. ABD Emperyalistlerinin ırkçı politikalarının sonucudur bu cinayetler.
Ferguson’da eylemciler ne kadar da güzel vurguluyor ABD’nin örnek demokrasisini:
“Biz buraya kendi isteğimizle gelmedik. Bizi topraklarımızdan söküp zorla getirdiler. Şimdi halimize bak. Şu caddenin üzerinde tam 7 tane içki dükkânı var. Ama okullarımızda doğru dürüst eğitim yok. Alkol ve işsizliğe mahkûm ediliyoruz.” “Burada herkes hayatta kalma konusunda uzman. Yokluğa ve değişen koşullara mecburen ayak uyduruyorlar” diyor bir diğeri. “Ferguson’da yaşayanların büyük kısmı devlet yardımıyla hayatta kalıyor. İşsizlik ve eğitimsizlik var. Bizim mahallelerde en çok rastlayacağınız şey alkoliklerdir. Başka çare bırakılmıyor”diyen bir “çapulcu” ABD Demokrasinin alkolle, bilumum uyuşturucularla halkı nasıl uyuttuğunu vurguluyor. “Nüfusunun yüzde 70’i siyah olan bu küçük şehirde her dört kişiden biri federal fakirlik sınırının altında yaşıyor. Nüfusun yüzde 44’ü bu sınırın iki katı altında hayatlarını idame ettirmeye çalışıyor. Öyle ki normal şartlarda en az bir öğünlerini okulda yiyen çocukların protestolar nedeniyle eğitime ara verildiği şu günlerde aç kalmaması için para toplanıyor.” saptaması ABD demokrasinin Amerikan Halkı için de açlık, yoksulluk olduğunu gösteriyor. “Ferguson’da pazar günü iki oğluyla eyleme gelen Candice Williams “Çocuklarıma ne kadar çalışırlarsa çalışsınlar beyazlar kadar iyi durumda olamayacaklarını şimdiden öğretiyorum. Çünkü iyi bir eğitim almıyorlar, [oturduğumuz bölgedeki] devlet okulunun parası yok ve çocuklarımıza bir şey öğretmiyorlar” diyor. (http://www.milliyet.com.tr/siyah-amerika-fakirlik-ve-siddet/dunya/detay/1928611/default.htm)
Ayrımcılık Amerikalılar tarafından daha nasıl dile getirilsin? Daha nasıl somutlansın?
ABD Emperyalistleri Dünya Halklarına reva gördüğü zulmü kendi halkına karşı da uygulamaktan çekinmez. Farklı davranamaz. Kim kendilerinin sömürü çarkına çomak sokarsa, onu yok etmek de emperyalist karakterleri gereğidir. Dünya Halklarını, emperyalist politikalarını devamını sağlamak için hizmetkâr olarak gören ABD Emperyalistleri kendi halkına da farklı gözle bakmaz. Onları, uyanmasınlar diye alkolle, esrarla, kumarla, Holivut Filmleriyle, dizileriyle uyuşturur. Amerikan rüyası gördürür durmadan. Ama bu sürekli görülen bir rüyadır, hiçbir zaman dönüşmez gerçeğe. Kaynayan kazan patlamasın diye de dünya halklarından aşırdıklarını bu demokrasi kandırmacasını devam ettirmek için kullanırlar.
Eninde sonunda bu çark kırılacak. Bu kandırmacalar son bulacak. Sürgit hiçbir halk hayvan yerine konamaz. İsyan eder insan. Genetiğinde vardır insanın isyan. İşte bizim Gezi İsyanı’mız, işte Amerikan Halkının isyanı. Dünya Halkları Vietnam Halkının, Küba Halkının yaptığı gibi Emperyalist Haydutları kovduğu zaman vatanlarından, Amerikan Halkları da ayağa kalkacak, Emperyalist sömürüye, aşağılanmaya, ırkçılığa son verecektir. Ve:
Biz ki evleri yapıp ev sahibi olamayan
Biz ki ekmeği fırında pişirip ekmeğe muhtaç olan
Biz ki kömürü ocaklardan çıkarıp kışın kömür alamayan
Biz ki hiçbir şeyin sahibi olamayan kişiler olarak
Bu dünyayı almaya geliyoruz…”
Alacağız bu dünyayı sizlerin elinden, unutmayacağız katliamlarınızı, çektirdiğiniz acıları, akıttığınız gözyaşlarını ve affetmeyeceğiz! 21.08.2014
HKP Genel Merkezi