İZMİR’İN İŞGALİNİN 95. YILINDA BİR KEZ DAHA HAYKIRIYORUZ: EMPERYALİSTLER, İŞBİRLİKÇİLER GELDİKLERİ GİBİ GİDECEKLER!

İZMİR’İN İŞGALİNİN 95. YILINDA BİR KEZ DAHA HAYKIRIYORUZ:

EMPERYALİSTLER, İŞBİRLİKÇİLER GELDİKLERİ GİBİ GİDECEKLER!

Paris Barış Konferansı’nda ABD, İngiltere ve Fransa Başkanlarının aldıkları karar gereği Yunan’lı işgal kuvvetleri İzmir’e girdi. 13 Mayıs’tan itibaren İzmir Körfezini kirletmeye başlamıştı donanmaları. 14 Mayıs gecesi ise emperyalistlerin işbirlikçisi Vali İzzet Paşa’ya bildirilmişti 15 Mayıs 1919 günü işgalin başlayacağı. Hainler bu haberi sessiz karşılamış ve halkı sükûnete davet etmişlerdi. Ama İzmir’in onurlu halkı işgale karşı Maşatlık mevkiinde (Bahribaba Parkı) binlerce insanın katıldığı protesto mitingi düzenlemiş ve sabaha kadar yaktıkları meşalelerle Emperyalistlere kararlılıklarını göstermişlerdi.

 

İşgalci Yunan kuvvetleri İzmir’e girdiklerinde Rum Metropoliti Hrisostomos tarafından takdis edilmişlerdi. Büyük Yunanistan’a bağlanma sevdasındaki Rumlar sevinç gösterileri yaparak Türk Halkını tahrik ediyorlardı. İçten içe kaynayan ve Reddi İlhak Cemiyeti ile örgütlenen İzmir Halkı ise sessizdi. İşgal kuvvetleri ilerlerken bir onurlu yiğit silahına sarılıp işgal kuvvetlerine ilk kurşunu sıkmıştır. Bu onurlu insan bir gazetecidir, Hasan Tahsin’dir. Sabaha kadar gözünü kırpmadan emperyalist donanmayı seyretmiş ve hıncını bilemiştir. “Hukuku Beşer” gazetesinin sahibi bu yurtsever gazeteci emperyalistlere vatan topraklarını işgalin kolay olmadığını göstermiş ve sancaktarı yere yıkmıştır.

Hasan Tahsin’in sıktığı kurşun emperyalistlere karşı direnişin bir kıvılcımıdır. Emperyalist işgale karşı direniş ve protestolar, yapılan kongreler ve Anadolu’ya Mustafa Kemal ve arkadaşlarının çıkışı ile birlikte adım adım örgütlü mücadeleye dönüşmüş ve halk emperyalistlere karşı yiğitçe direnen öncülerine sahip çıkarak 1. Kurtuluş Savaşı kazanılmıştır.

Yaklaşık dört yıl süren bir savaşın ardından 9 Eylül‘de gene İzmir’de Yunan maskeli emperyalist ordular denize dökülmüşlerdir. Bu defa onları karşılayan ve takdis eden Hrisostomos gibi hainler kaçacak delik aramışlardır. Emperyalistlerin emrini yerine getirirken beyaz bayrak sallayarak teslim olan Ali Nadir Paşa gibi hainler yerine 1. Kurtuluş Savaşı Önderleri İzmir’imize gururla girmişlerdir. İzmir Halkı’nın zafer çığlıkları arasında İzmir ve Anadolu kurtulmuştur.

Emperyalistlerin oyunları bozulmuş, Sevr Planları yırtılmıştır. İşte İzmir Halkı bu acı günün 99. yılında gene haykıracaktır;“Emperyalistler, İşbirlikçiler Geldikleri Gibi Gidecekler”diye. Çünkü günümüzde AB-D Emperyalistleri ülkemizin yer altı ve yerüstü zenginliklerini hain ortaklarıyla birlikte hayasızca sömürmektedirler. Uşaklıkta sınır tanımayanlar ülkemizin şehit kanlarıyla sulanmış topraklarını yabancılara satmakta, özelleştirme yoluyla doğal zenginliklerimiz yandaş şirketlere peşkeş çekilmeketedir. Emperyalistlerin vurucu gücü NATO, İzmir’deki üslerini komuta merkezi haline getirip Libya Halkının direnişini kırma planında emperyalist uçaklarayön vermişlerdir. ABD Emperyalistleri Kürecik’te füze kalkanını korumak için 300 coniyi yani Amerikan itini topraklarımıza yerleştirmiştir. Gene emperyalistlere koçbaşılık yapan Tayyipgiller terörist “Özgür Suriye Ordusu” adı altında örgütlediği Suriye’li hainlere lojistik destek ve barınma hakkını vererek Suriye Halkına karşı düşmanlık yapmaktadır. Daha da ileri giderek Ortaçağcı İrtica’cı güçlere Reyhanlı’da katliam yaptırarak canlarımızı aramızdan aldı. Emperyalistlerin Ortadoğu’daki kirli planlarında İncirlik Üssü lojistik destek merkezi olarak kullanılmakta ve yıllardır gizlemeye çalıştıkları nükleer başlıklı füzeler bu üste bulunmaktadır. Bu Türkiye için utanç verici bir durumdur. Nükleer silah cephaneliğine hayır demek bir yurtseverlik görevidir

Özcesi, bugünkü siyasi iktidar tarafından Emperyalistlerin her söylediği yapılmaktadır. Emperyalistlerin Ortadoğu’da çizmeye çalıştığı yeni haritanın şekillendirilmesinde görevlerini yerine getirmekte kusur etmemektedirler. Ama oyun tutmamıştır. Suriye Halkının kararlı tutumu ile geri adım atmışlardır. Büyük Orta Doğu Projesinin eş başkanı olmakla övünen Tayyip Ortadoğu Halkları tarafından istenmeyen adam ilan edilme noktasına gelmiştir.

Türkiye Halklarını dinle kandırmakta “CIA Dini”nin gereğini yerine getirmekte ve halkı aldatmaktadırlar. Paylaşmayı esas alan Müslümanlığın hakkaniyetli yönünü ters yüz edip emperyalistlere uşaklıkta sınır tanımayan ve Müslümanlara tecavüz eden, işkence eden ABD askerlerine alkış tutmaktadırlar. Ortadoğu’da “sözde Müslüman” Müslüman Kardeşler vb. “CIA Dini”ni rehber edinmiş örgütlerle ve savaşçılarla cephe oluşturmakta ve Müslüman Arap halkının katledilmesine yardım etmektedirler. AB-D’nin her istediğini kabul ederek “Dinler Arası Diyalog” adı altında emperyalistlere yaranan din adamlarıyla işbirliği içinde ulusal ve sosyal kurtuluşun önünü kesmek istemektedirler. Yeni getirdikleri parçalanmış eğitim sistemi ile de çocuk yaşta gençlerimizi Ortaçağcı politikaları için kurban seçmişlerdir. İşte İzmir’in işgalinin 99. yılında Türkiye’nin durumu budur. Çocuk gelinler ve çocuk işçiler Tayyipgillerin eğitim anlayışının bir parçası olmuştur.

Büyük Gezi İsyanında acımasızca çocuklarımıza kıyanlar şimdi de güvencesiz olarak çalıştırdıkları madenlerde 15 yaşında Kemal Yıldızlar iş cinayetine kurban edilmiştir. Artık iş cinayetleri katliamlara dönüşmüştür. Elleri kanlı iktidarın başı yüzsüzce Halkın karşısına çıkabilmektedir.

Ama bu oyun bozulacaktır. Bu ülkede 1. Kurtuluş Savaşının geleneğini sürdüren ve onu bir adım daha ileri götürerek sosyal kurtuluşu sağlamaya kararlı kadrolarıyla Kurtuluş Partisi vardır. Halk örgütlenmesini tamamlayıp 2. Kurtuluş Savaşının gerekleri yerine getirilecektir. Emperyalistlerin ve işbirlikçilerinin gerek Türkiye’de gerekse Ortadoğu’daki kirli emellerine son verilecek ve Halklar eşit ve özgür yaşayacakları Demokratik Halk İktidarını kuracaklardır. 15/05/2014

HKP İZMİR İL ÖRGÜTÜ