Oğlun Daha Ne Yapsın Be Samiye Anne

Oğlun Daha Ne Yapsın Be Samiye Anne

Yaz Müyesser kızım, yaz. Bunun müsebbipleri acaba bu gece rahat uyuyacak mı? Benim oğlum onlara ne yaptı? Şunu bilsinler ki, iki cihanda da ellerim yakalarında olacak” diye feryat ediyorsun.

Ama, senin Oğlun Murat Albay var ya, O’nun “suç”u çok büyük. Affı yok işlediği “suç”un. Sen kalk Tokat’ta yoksul bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gel, ondan sonra bütün okulları birincilikle bitir, takdirnameler al. Başarılı bir deniz subayı ol, ülkeni ve halkını başka diyarlarda temsil et onurla ve gururla. Bilim ve bilgi yoksunlarının, kafası örümcek ağlarıyla kaplı Ortaçağcı İrticacıların devlet kadrolarına yerleştirildiği, özel ve tombalak tören paşalarının ortalıklarda dolaştığı, Kurtuluş Savaşı’nı zaferle taçlandırmış bir ordunun

komutanının kumpası yapan ortağın önünde beline kadar eğildiği bir dönemde; hem onurlu, hem gururlu olmaktan daha büyük bir suç olabilir mi?

Oğlunun “suç”ları yaz yaz bitmez Samiye Anne. Senin oğlu Mustafa Kemalci, senin oğlun Birinci Kuvayimilliye’nin değerlerine sadık, mirasına sahip çıkan bir inatçı asker. Mustafa Kemal’in ve silah arkadaşlarının tüm izlerinin silinmeye çalışıldığı, “iki ayyaş”, “ölmüş inek” denilerek hakaret edildiği bir dönemde bundan daha büyük bir suç olabilir mi?

Senin oğlun Samiye Anne, çok büyük bir “suç” daha işledi. ABD ve AB Emperyalistleri stratejisini çizdi, CIA operasyonel planını hazırladı, Tayyipgiller ve Pensilvanyalı İblis’in Kumpasıyla hayata geçti Ergenekon ve Balyoz Operasyonu. Bu operasyonların amaçlarından biri de Türk Ordusu’nu itibarsızlaştırarak, moralsizleştirerek, adım atamaz, hareket edemez hale getirmekti. Ama senin oğlun, Mamak Cezaevi’nin güler yüzü oldu, duruşma salonlarını, koğuşları neşeye boğdu, böylece CIA operasyonun moral bozma amacını yok etti senin oğlun. Şimdi çok büyük bir suç değil mi oğlunun bu yaptığı?

Daha bitmedi oğlunun “suç”ları Samiye Anne. Teslim olacağına, benim ailem var özledim, ne olursa olsun aileme kavuşayım diyeceğine bak neler söylüyor Oğlun kumpasın bir ayağı olan mahkemelerde:

“Sa­yın He­yet!

18 ya­şım­da ca­nım pa­ha­sı­na va­ta­nı ko­ru­ya­ca­ğı­ma, 25 ya­şım­da iyi bir eş ve ba­ba ola­ca­ğı­ma, 40 ya­şım­da tek bir per­so­ne­li­min da­hi bur­nu ka­na­ma­dan ge­mi ko­mu­tan­lı­ğı­nı ta­mam­la­ya­ca­ğı­ma ve 45 ya­şım­da gö­zü­mü bir sa­ni­ye ol­sun tes­lim al­dı­ğım san­cak­tan ayır­ma­ya­ca­ğı­ma ye­min et­tim.”

“Bu­gün bu­ra­da bu­lu­nan­la­rın ve siz­le­rin hu­zu­run­da, biz­le­re bu al­çak­ça tu­zak­la­rı ku­ra­rak ço­cuk­la­rı­mın kalp­le­ri­ni ka­na­tan ha­in­le­ri bu­la­rak, yi­ne Yü­ce Türk ada­le­ti­nin hu­zu­ru­na çı­kart­mak için elim­den ge­len her şe­yi ya­pa­ca­ğı­ma ye­min edi­yo­rum.”

İşte “idamlık suç” türüne girer bu sözler. Yalvarmak yok, biat etmek yok, af dilemek yok, bir de üstüne üstlük hesap soracağına yemin ediyor. Ne yapsalardı bu kumpası kuranlar? Bu kadar çok “suç”u bir arada işleyenleri derdest edip silah arkadaşlarından uzaklaştıracaklardı, “zehrini” bulaştırmasın diye.

Öyle bir “suç”u var ki Samiye Anne senin Oğlunun, ki en ağırı bu, diğerleri bunun yanında çok hafif kalır, senin Oğlun İnsan olarak aramızdan ayrıldı. Zor olanı başardı. İnsan olarak geldiği bu dünyada insan olarak yaşadı, insan olarak ömrünü tamamladı. Satmadı insanlığını, yurtseverliğinden ödün vermedi, onursuz yaşamaktansa ölmeyi yeğledi. İşte bu, bilinçli ve iradi olarak insanlıklarından sıyrılan dördüncü canlı türüne giren nükleer atık yaratıklar için affedilemez bir suçtu.

Dünyanın en büyük acılarından biri olan evlat acısını yaşayan Samiye Anne; ABD ve AB Emperyalistleri için, yerli satılmış Ortaçağcı Tayyipgiller için büyük suçtur Murat Albayın yaptıkları. Ama yurtseverler için, emekçi halkımız için, Mustafa Kemalci askerler için bunlar baş tacı yapılacak, insanlık var oldukça hep yaşatılacak değerlerdendir, onurla ve gururla gelecek kuşaklara anlatılacak.

Ama şunu çok iyi bil ki Samiye Anne; bu kumpası kuranlardan er veya geç bu kumpasın hesabını soracağız! Halkımıza tüm bu acıları yaşatanlardan, yurtseverliği suça dönüştürenlerden, Gezi İsyanı’mızda 15 yaşındaki Berkin’imiz dahil sekiz canımıza kıyanlardan, Albay Murat Özenalp’in son nefesini verip sonsuzluğa koştuğu 1 Mayıs’ta emekçilere acılar yaşatanlardan bir bir hesap soracağız. Kurtuluşları yok. Sözümüz olsun, eninde sonunda Murat Albaya ve ailesine, diğer tüm yurtsever subay ve ailelerine bu acıları yaşatanların ellerine o çelik bileziği geçireceğiz, bu davayı divana bırakmayacağız. Bundan hiç kuşkunuz olmasın!

Bu duygularımızla Halkın Kurtuluş Partisi olarak, şahsınızda Murat Albayın eşi, çocukları ve tüm sevenlerine başsağlığı dileklerimizi iletiyor, sabırlar diliyoruz. 02.05.2014

Halkın Kurtuluş Partisi

Genel Merkezi