AB-D EMPERYALİZMİNİN DİZAYN ETTİĞİ “YENİ CHP”DE;
PARTİNİN ESKİ ÇİZGİSİNİ SAVUNMAK (TÜRBANA KARŞI ÇIKMAK)
PARTİDEN ATILMAYI GEREKTİREN SUÇLARDAN OLDU
Bilindiği gibi CHP’nin tek hâkimi olarak görülen, ondan izinsiz partide yaprak dahi kımıldamayan, bir zamanlar sözünün üstüne söz söylenmeyen Deniz Baykal; AB-D Emperyalizminin bir operasyonuyla bir daha geri dönmemecesine alaşağı edildi. Yerine, burjuva yazar-çizerler tarafından takılan lakabıyla “Gandi Kemal” getirildi.
Oysa bizim Gandi ile İngiliz sömürgeciliğine karşı Hindistan’ın bağımsızlık mücadelesini yürütmüş ve başarıya ulaştırmış olan gerçek Gandi arasında (boylarının kısalığından başka) en küçük bir benzerlik dahi yoktur. Bir başka anlatımla Gerçek Gandi; Antiemperyalist Kurtuluş Savaşçısıdır, bizdeki (çakma) Gandi ise hiçbir ulusal değere sahip olmayan ve kendisine liderlik koltuğunu bahşeden AB-D Emperyalizmine yaranma uğraşında olan biridir.
İşte bu nedenle CHP’nin lideri olur olmaz verdiği ilk demecinde 27 Mayıs Politik Devrimi’ne saldırmıştır. Oysa bu referandumla AKP’nin, yapısını değiştirerek kendi hukuk bürosuna döndürmek istediği Anayasa Mahkemesi 27 Mayıs’ın eseridir. Ardından “28 Şubat’ta N. Erbakan direnmeliydi” diyerek kendisini lider yapan AB-D Emperyalistlerine “bana güvenebilirsiniz” mesajları vermeye devam etti.
Referandum kampanyası boyunca da içerikle ilgisi olmayan, hemen her gittiği yerde bir öncekinin tekrarı konuşmalar yapmaya başladı.
Dahası; Ulusal aidiyet, Laiklik, Emperyalizme karşı olmak ve Antiemperyalist Kurtuluş Savaşımıza sahip çıkmak gibi ülkenin en önemli gündemlerine ilişkin tek kelime etmedi. Tam tersine; kadınlarımız için esaret simgesi olan ve Şeriatın bayrağı haline getirilen Türban konusunu kendisinin çözeceğini söyleyerek, gerici tabandan oy devşirmenin planlarını yaptı.
Bu arada, Avcılar Belediye Başkanı Mustafa Değirmenci; içeriğinde “Müslüman kadınların rahibe gibi örtünmesi için Evet…” yazısının da yer aldığı afişleri yapıştırınca oyun bozuldu. Hemen gerici basın ortalığı yaygaraya verdi. “Yeni CHP” yönetimi de gerici basınla aynı paralelde değerlendirmelerle, M. Değirmenci’yi kesin ihraç istemiyle Disiplin Kurulu’na sevk etti. Bunu da “Avcılar Belediye Başkanı’nın tavrı partiyle uyuşmuyor” diyerek açıkladılar.
Öyle ya, gerçekten de Avcılar Belediye Başkanını tavrı AB-D Emperyalizmince yeniden dizayn edilen “Yeni CHP”nin tavrıyla uyuşmuyor. Bu tavır eski CHP’nin çizgisidir ve bugün bu çizgiyi savunmak da partiden atılma gerekçelerinden biri olmuştur.
Birkaç ay öncesine kadar CHP içinde bu çizginin ısrarlı savunucuları vardı. Kılıçdaroğlu’nun Tayyipleşmesine ya da CHP’yi AKP çizgisine çekmesine karşı bunlardan da hiçbir ses çıkmıyor…
Bir kere bu afişte Müslüman kadınlara hiçbir hakaret bulunmamaktadır. Bir başka ifadeyle temiz din duygularına sahip anaların bacıların normal örtünme biçimlerine karşı hiçbir tavır yoktur. Tam tersine özel bağlama biçimleriyle Türbanı Şeriatın simgesi (bayrağı) haline getiren Ortaçağcı gericilere yönelik bir eleştiri vardır. Bunun neresi hakarettir? Ya da bunda savunulmayacak ne vardır?
“Çarşafçı Gürsel” Tekin, sırf Ortaçağcılardan oy kapmak ve AB-D Emperyalizmine yaranmak için, parti içi oylamada seçilemediği halde, Kılıçdaroğlu’nun isteğiyle parti Merkez Yönetim Kurulu Üyeliği’ne getirilince “Yeni CHP”de Türbanı, Çarşafı savunmak,27 Mayıs’a, 28 Şubat’a, Türk Ordusu’na Tayyipgillerle, Fethulahçılarla, Zekeriya Öz’lerle, Osman Şanal’larla el ele vererek saldırmak modasına uyumlu bir kadro tamamlanmış oldu.
Bu kadronun, Laiklikle, Ulusal değerlerle, Antiemperyalizmle ilgisi olmadığı gibi, AB-D Emperyalizminin göz göre göre uygulamaya koyduğu ve hızla yol aldığı Yeni Sevr Planı’ndan da hiçbir rahatsızlığı yoktur. Daha doğrusu bu planda rol alan yerli satılmış cephesinin yeni üyeleridir bunlar. Bu nedenle M. Değirmenci gibi eski CHP çizgisindeki insanlardan kurtulmak istemektedirler.
Böylece kendilerini parti koltuğuna getiren ve gelecekte de iktidara taşıyacak olan AB-D Emperyalizmine sadık olduklarını göstermek için hemen her gün gerici bir adım atmaktadırlar. Avcılar Belediye Başkanı Mustafa Değirmenci’nin Disiplin Kuruluna sevk edilmesi de bu gerici adımlardan bir tanesidir.
“Yeni CHP” yönetiminin bu girişimi; AB-D Emperyalistleri ve Ortaçağcı şeriatçılarca ne kadar alkışlanırsa alkışlansın, bu ülkede önemli bir potansiyele sahip olan ve hiçbir zaman da bitirilemeyecek olan Devrimciler, Demokratlar, Yurtseverler, Antiemperyalistler, Laikler, Ulusal Kurtuluşçular ve Mustafa Kemalciler tarafından lanetle anılacaktır.
M. Değirmenci’ye yapılan saldırıları nefretle kınıyoruz. Bu saldırılara karşı kendisinin yanında olduğumuzu ilan ediyoruz. 13.09.2010
HALKIN KURTULUŞ PARTİSİ
GENEL MERKEZİ