Tayyipgiller çocuklarımıza kıymaya devam ediyor

Tayyipgiller çocuklarımıza kıymaya devam ediyor

Çünkü bu güruh, insanlığı gönüllü ve bilinçlice terk etmiştir. AB-D Emperyalistlerine, yerli yabancı Parababalarına uşaklığın gereğidir insanın insanlığından soyunması. İnsan soyunun en büyük düşmanlarına biat etmek, hizmette kusur etmemek, insan suretinde yaratıklığı tercih etmeyi gerektirir. Bu topraklarda, bu zaman diliminde Vahdettin’leri, Ali Kemal’leri, Nemrut Mustafa Paşa’ları, kendilerinden önceki bütün vatan hainlerini aşacak ve de aratacak şekilde hainlik görevini layıkıyla yerine getiren Tayyipgiller’dir. Lağım deliğine süpürülmemek içim yapmayacağı zulüm, çektirmeyeceği eza, satmayacağı değer, kıymayacağı can yoktur Tayyipgiller’in.

Gezi İsyanı’mızda kaybettiğimiz canlar için, gözlerini kaybetmiş arkadaşlarımız için, gaz bombası mağduru milyonlar için, açıkça “evet emri ben verdim” diyebilen nadir yaratıklardandır Tayyipgiller. 269 gün yaşama direndikten sonra, daha hayatının baharında, 15 yaşında kaybettiğimiz fidanımız-Berkin’imizin acılı annesini meczuplaştırılmış, uyuşturulmuş ve uyutulmuş on binlere yuhalatacak kadar aşağılaşan yaratıklardandır Tayyipgiller.

Diyarbakır’ın Silvan İlçesinde BDP’nin düzenlediği seçim miting sonrası, Tayyipgiller’in polisinin gaz bombalarıyla saldırması üzerine 10 yaşındaki canımız Mehmet Ezer’in (aynen Berkin’imimiz gibi) gaz kapsülüyle başından vurulmasının sorumlusu da Tayyipgiller’dir.

Tayyipgiller en kaliteli yerli satılmışlardandır. Bu tür yerli satılmışlarda acıma, vicdan duyguları olmaz. Bunlar da Halklarımıza saldırırken yaş, cinsiyet, ırk gözetmezler. İnsani olan, ileri olan, devrimci olan, yurtsever olan her şeye saldırmaya odaklanmışlardır. İşte bu yüzden, AB-D Emperyalistlerinden, onların yerli satılmışları Tayyipgiller’den özgürlük, demokrasi, hak, hukuk beklenmez. Onlar nereye adım atarlarsa ölüm meleği de yanlarında gider. Onların adım attığı yerlerde kaos vardır, Halklar arasında düşmanlık vardır, kan vardır, gözyaşı vardır. İşte Afganistan, Irak, Yugoslavya, Libya ve son olarak Suriye… Bu toprakları da adım attığı ve parçaladığı ülkelere benzetmek ve çevirmek istiyorlar. Buna, binlerce yıldır kardeşçe yaşayan Kürt ve Türk Halkıyla, İşçi Sınıfımızla, sivil-asker aydın gençliğimizle, köylülüğümüzle engel olacağız. Geçit vermeyeceğiz Emperyalizme, Faşizme ve Ortaçağ karanlığı demek olan gericiliğe.

Mehmet Ezer yavrumuzdan gelen sevindirici haberle gözyaşlarımız az da olsa dindi. Duyduk ki çocuğumuzun bilinci açılmış, konuşmaya başlamış. Halkın Kurtuluş Partisi olarak Mehmet Ezer yavrumuza acil şifalar diliyor, ailesine ve Kardeş Kürt Halkına geçmiş olsun dileklerimiz iletiyoruz. Bir an önce yavrumuzun sağlına kavuşup arkadaşlarıyla buluşup oynamasını diliyoruz.

Ve diyoruz ki: Yetsin artık çektiğimiz acılar. Yetsin artık dökülen gözyaşları. Yetsin artık bu zulüm. Yetsin artık kurban verdiğimiz canlar. Artık ortak düşmanımız AB-D Emperyalistlerine, Yerli Yabancı Parababalarına, Ortaçağ karanlığına bizi götürmek isteyen Tayyipgiller’e karşı bir olup ayağa kalkmanın zamanı. Tabiî ki acılardan, gözyaşlarından, zulümlerden, kıyımlardan kurtulmak istiyorsak. 26.03.2014

Halkın Kurtuluş Partisi

Genel Merkezi