Asgari Ücret Tespit Komisyonu ilk toplantısını 10 Aralık tarihinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığında gerçekleştirdi. HKP Merkezi İşçi Komitesinin almış olduğu karar doğrultusunda hem taleplerimizi kamuoyuyla paylaşmak hem de her yıl oynan bu ortaoyununu teşhir etmek amacıyla Ankara, İzmir ve Bursa’da eylemler gerçekleştirdik.
Ankara
“Asgari Ücret Sefalet Ücreti olmasın, İnsanca yaşanacak ücret istiyoruz!” yazılı pankartımızı ve bayraklarımızı açarak başladığımız eylemimizde basın açıklamasını HKP Merkezi İşçi Komitesinden Mehmet Kuşçu Yoldaş yaptı.
Mehmet Yoldaş konuşmasında AKP’giller’in zulüm politikalarının altını çizerek,”Ülkemizde şu an net Asgari Ücret 17 bin 2 TL’dir.Yani milyonlarca çalışan, açlık sınırının altında ücret almaktadır. Partimizin yıllardır attığı, “ AKP İşsizlik Pahalılık Zam Zulüm Demektir” sloganının ne kadar doğru olduğunun kanıtıdır bu rakamlar”, dedi.
Fiyatlara nazaran ücretlerin çok düşük olduğunu, Partimizin bilimsel verilere dayanan, şu an olması gereken Asgari Ücret talebimizi dile getirerek şu ifadelere yer verdi:
“Vergi, harçlar ve birçok ürüne enflasyon oranlarının üstünde artışlar yapılmıştır. Acımasızca başlatılan zam furyası artan bir şekilde devam etmektedir. Fiyatlar deve haline gelirken ücretler pire haline gelmiştir.
Yukarıda aktardığımız birçok araştırmaya göre de bugünkü Normal Geçim Endeksi yani 4 kişilik bir ailenin normal bir yaşam sürdürebilmesi için gereken miktar, en az 72.156 TL’dir. Bu nedenle Asgari Ücret en az 72.156TL olmalıdır. Ve Asgari Ücret, her ay açıklanan Yoksulluk Sınırına göre güncellenmelidir.
Bizler Halkın Kurtuluş Partisi olarak başta İşçi Sınıfımız olmak üzere tüm çalışan kesimlerin ve emeklilerin insanca yaşayabilecekleri bir ücret ve çalışma koşulları için mücadele ediyoruz. Bu koşulları şu an içinde yaşadığımız Parababaları düzeninde sağlamak mümkün değildir. İnsanca yaşayabileceğimiz bir düzen için Devrimci Demokratik Halk İktidarını kuracağız. Herkesin eşit, mutlu, sağlıklı yaşayabileceği düzeni kuruncaya kadar; Hür, Güçlü Mutlu ve Tam Bağımsız Türkiye için mücadelemizi sürdüreceğiz.
Başta İşçi Sınıfımız gelmek üzere tüm Emekçi Halkımızı ve emeklilerimizi, Halkın Kurtuluş Partisi saflarında örgütlenmeye, mücadele etmeye davet ediyoruz.”
Eylemimiz, “Asgari Ücret Sefalet Ücreti Olmasın”, “İşsizliğe, Pahalılığa, Zamma, Zulme Son”, “Fiyatlar Deve Ücretler Pire” sloganlarıyla son buldu.
İzmir
İzmir İl Örgütü olarak, 14 Aralık 2024, saat 18.00 de Karşıyaka İlçe Örgütümüzün önünde “Asgari Ücret Sefalet Ücreti Olamaz” eylemimizi yapmak üzere yürüyüş kortejimizi oluşturduk. “Sefalet Ücretine, Kölece Çalıştırılma Düzenine ve Taşeron Cehennemine Karşı Yaşasın Örgütlü Mücadelemiz” yazılı pankartımız en önde olmak üzere, “Parababaları ve AKP’giller’in Halkımızı Açlığa, Yoksulluğa, Mahkûm Eden Acımasız Zamlarına ve Hayat Pahalılığına Hayır” yazılı pankartımız, “Bre Vicdansızlar, Açlık Sınırı 22.565 TL. Bre Utanmazlar, Emekli Maaşı 12.500 TL. Çocuğa Bayram Harçlığı mı Veriyorsunuz?” dövizimiz, Parababalarının sömürü düzenini vurgulayan diğer dövizlerimiz, Parti bayraklarımız, flamalarımızla sloganlar eşliğinde basın açıklamalarımızı yapacağımız Karşıyaka Çarşı Girişi’ne doğru yürüyüşe geçtik. Hem yürüyüşümüz boyunca hem de basın açıklamalarımız sırasında halkımız alkışlarla destek verdi, konuşmaları dinleyerek eylemimizi görüntüledi.
Eylem alanında HKP İzmir İşçi Komitesinden Boran Alp Yoldaş’ımızın yaptığı açış konuşmasının ardından, Partimiz adına Asgari Ücret basın açıklamamızı yine İşçi Komitesinden Anılcem Karagedik Yoldaş coşkuyla okudu.
Açıklamasına “Ülkemizi İşsizlik ve Pahalılık cehennemine çeviren AKP’giller iktidarı Asgari Ücreti belirlemek için 10 Aralık tarihinde işçi ve işveren kesimleriyle Çalışma Bakanlığında toplandı. Dostlar alışverişte görsünler toplantısı, bildiğiniz gibi herhangi bir somut adım atılmadan sadece ikinci toplantının tarihi belirlenerek sona erdi. Dolayısıyla Komisyon 16 Aralık’ta ikinci toplantısını yapacak. Bu komisyondan çalışanlar lehine bir sonuç beklemek ölü gözünden yaş ummaktır. AKP’giller artık “Asgari Ücret Tespit Komisyonu” adı verilen ortaoyununa bile ihtiyaç duymuyor. Daha belirlenmesine aylar olmasına rağmen Maliye Bakanı, sermaye çevreleri Asgari Ücretin ne kadar olacağı noktasında buyruklar veriyor. Hatta IMF’ye borç veriyoruz diyen AKP’giller IMF’nin talimatıyla Asgari Ücreti belirler hale geldi”, sözleriyle başlayan Yoldaş’ımız, halkımızın örgütsüzlüğü karşısında iyice pervasızlaştıklarını ve Asgari Ücretin neredeyse tüm çalışanların ortalama ücreti haline geldiğini dile getirerek açıklamasını sürdürdü.
Karagedik, açıklamasını, “Halkın Kurtuluş Partisi olarak başta İşçi Sınıfımız olmak üzere tüm çalışan kesimlerin ve emeklilerin insanca yaşayabilecekleri bir ücret ve çalışma koşulları için mücadele ediyoruz. Bu koşulları şu an içinde yaşadığımız Parababaları düzeninde sağlamak mümkün değildir. İnsanca yaşayabileceğimiz bir düzen için Devrimci Demokratik Halk İktidarını kuracağız” vurgulaması ve Halkımızı Partimiz etrafında örgütlü mücadeleye çağrısıyla tamamladı.
Eylemimizde ikinci açıklamayı, HKP Genel Sekreter Yardımcısı ve İzmir İl Başkanı Av. Tacettin Çolak yaptı. Çolak, konuşmasında şunları söyledi:
“Saygıdeğer İzmir Halkı, işçi kardeşimiz ayrıntılı bir şekilde açıkladı. Bizim ülkede Asgari Ücret aslında Asgari Ücret değil, genel ücret. Yani uygulamaya baktığımızda sendikalı, toplu sözleşmeli iş yerlerinin bile birçoğunda Asgari Ücretin belki bir tık üzerinde maaş alınıyor. Hele hele bazı iş yerlerinde toplu sözleşmeler 2 yıllık-3 yıllık yapıldığı için, Asgari Ücrete gelen artışlarla o sözleşmeden Asgari Ücretin altında bile kalıyor. Abartmıyorum, bunu yaşadık biz. Dolayısıyla bu ülkede Parababaları, Tefeci-Bezirgân sermaye ve onların sözcüsü siyasi iktidar -AKP iktidarı- işçi düşmanıdır, halk düşmanıdır!
Yine arkadaşımızın söylediği gibi bu sene de başlattıkları Asgari Ücret orta oyununda derde deva bir ücretin çıkmayacağı da bellidir. Zaten komisyon diye bir uygulama da göstermeliktir. Komisyonda Türk-İş’e bağlı temsilciler var, Türk-İş geçtiğimiz yıllarda birçok Asgari Ücrete onay verdi. Son birkaç yıldır da -geçen yıl da buna dâhildir- muhalefet şerhi uyguladı. Ama Asgari Ücretin insanca bir yaşam düzeyi sağlayabilecek duruma getirilmesi için de hiçbir mücadele yürütmüyor. Asgari Ücretin oranı, Asgari Ücretin belirlenecek rakamı hayatın her alanını tayin ediyor.
Geçtiğimiz dönemde burada yaptığımız bir açıklamada belirttim, bu devlet bu iktidar memurlara da düşman, emeklilere de düşman. Hele hele memur emeklilerini geçen yıl Temmuz ayında yaptığı haksızlık ve kanunsuzlukla hâlâ mağdur etmektedir. Geçen yıl seyyanen memurlara yapılan zam 4688 sayılı yasa uyarınca memur emeklilerine de uygulanması gerekirken bunlar uygulamadılar. Tayyip Erdoğan bir de o zamanlar “Memur emeklimizi de mağdur etmeyeceğiz.” diyerek açıklama yaptığı halde uygulamadılar. Yani yalan söylediler memur emeklisine de. Biz Halkın Kurtuluş Partisi olarak bununla ilgili dava açtık. Geçen yıl Ağustos ayından bu yana devam eden davamızda, Danıştay karar vermedi. Bir yıl bekletti dosyayı, ben görevsizim dedi, idare mahkemesine gönderdi. İdare mahkemesi de bu sefer tuttu, “Halkın Kurtuluş Partisi ile bir emekli yöneticinin birlikte dava açması usule aykırıdır” dedi. Onlar da dilekçeyi reddettiler. Ama biz pes etmiyoruz, etmedik. Yine dilekçelerimizi bu sefer ayrı ayrı verdik. Dolayısıyla memur emeklisi kardeşlerimizin yasadan doğan haklarını almaları için her türlü hukuki ve fiili mücadeleyi parti olarak yürütüyoruz, yürütmeye de devam edeceğiz.
Bakın bu hükümetin işçi düşmanı politikaları sadece asgari ücrette değil. Metal sanayici işverenlerinde çalışan işçilerin sendikası olan DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası, grup sözleşmelerinde grev kararı aldı. Ve grevleri bazı iş yerlerinde uygulamaya koydu. Bu işyerlerinin de büyük bir çoğunluğu yabancı Finans-Kapitalistler’e ait olan iş yerleri, arkadaşlar. Ama Tayyip Erdoğan dün gece yarısı bir kararname çıkarttı, işçilerin grevinin milli güvenliği sarsıcı olduğu gerekçesiyle grevlere yasak koydu. Geçen dönemde de aynı yasağı koymuştu. Çünkü bunlar halkımızı bir yandan Allah’la aldatırken, diğer yandan da yabancı sermayenin çıkarları için burada tetikçilik yapmaktadırlar. Grev hakkı anayasal bir haktır. Uluslararası sözleşmelerde de işçilere tanınmış, hatta kamu çalışanlarına-memurlara da tanınmış, kutsal bir haktır. Dolayısıyla bu hakkın böylesine keyfi gerekçelerle engellenmesi de bize göre kanunsuzdur. Biraz önce aldığımız bir habere göre Birleşik Metal-İş Sendikası bu yasağı dinlemeyeceğini ve greve devam edeceğini kararlaştırmış. Ben kendilerini buradan kutluyorum.
Bakın milli güvenliğimiz nasıl tehlike altında. Birkaç gündür, 25 Kasım’dan bu yana, bunlar sahte gülücükler atıyorlar. Suriye’de Esad devrildi, bunlara gün doğdu sözde, öyle diyorlar. Bir taraftan da bakın, ‘Esad bizim çağrımıza, uzattığımız ele yanıt vermedi. Onun için zaten Esad da bitiyordu, şöyle diktatördü, böyle şeydi…’ hakaretler ederek şimdi HTŞ’cilik yapıyorlar. Yani IŞİD’cilik yapıyorlar. IŞİD’in devamı olan, El Nusra’nın devamı olan, El Kaide’nin devamı olan ve hatta ülkenin Milli Güvenlik Kurulu kararıyla -Tayyip Erdoğan’ın da bunun altında imzası var- terör örgütü ilan ettikleri HTŞ’yi destekler duruma düştüler. Peki, soralım bu AKP’giller’e; böyle bir diktatörle, 2-3 yıldır zaten halktan kopmuş bir diktatörle niye görüşmek istiyordunuz, niye uzattınız? Esad sizinle görüşseydi diktatör olmayacak mıydı? Dolayısıyla esas güvenlik zafiyeti orada. Çünkü Ortaçağcı şeriatçılar, kafa kesen, insan kanı içen ve bizim 2 tane gencecik askerimizi yakan bu katil alçaklar orada şimdi, Amerikan ve Avrupa Birliği Emperyalizmi eli ile iktidara getirildi. Siz de bunları destekliyorsunuz. Ve arkasından YPG’si, SDG’si, PKK’si, yani Amerika’nın binlerce tır silah ve cephane ile eğittiği-donattığı insanlara da gün doğru. Ve kuzey Suriye’de, bizim de güneyimizden de aldıkları parçayla yeni bir Müslüman İsrail kuracak bu alçak emperyalistler. O zaman milli güvenliğimiz etkilemiyor mu? Siz bozguna zafer havası çalma sevdasıyla içerideki yangını, ekonomik yangını, işsizlik ve pahalılık cehennemini unutturmak istiyorsunuz halka.
Ve maalesef iktidarıyla, muhalefetiyle, yandaşıyla bütün basın organları da bu emperyalist plana oyuna çanak tutuyor. Bu nedenle değerli halkımız, o aptal kutularında yani organize edilmiş size yansıtılan televizyonlardaki programlardaki; o herbokolog dediğimiz, o hiçbir boktan anlamayan, kendini bir şey sanan cahillerin, hatta görev yapan, ajanlık yapan gazeteci müsveddelerinin size anlattıkları gibi değil hayat. Dünya da öyle dönmüyor, Türkiye’de öyle dönmüyor. Ve daha önce de söyledik, Genel Başkan’ımız bunun kitabını yazdı 2014 yılında. Irak’ı bakın ne hale getirdiler. Saddam da Amerikan emperyalizmine karşı direniyordu, onu da şeytanlaştırdılar. Hatta onu bir dönem biliyorsunuz birinci Körfez Savaşı’nda Kuveyt’i işgal etmek için de kışkırtmışlardı. Sonradan da idam ettiler şu anda Irak üçe bölünmüş durumda. Libya, 1974 Kıbrıs Harekâtı’nda Türkiye’ye açıkça destekleyen tek ülkedir Libya, Kaddafi’nin Libya’sı. Libya’da Kaddafi’yi de katlettirdiler. Şu anda Libya’da bir devlet otoritesi yok, aşiretler ellerine geçirdikleri bölgelerde kendi otoritelerini kurmuş durumdalar. Suriye bakın işte bu hale getirildi. 2011’de de bunu yapmak istemişlerdi ve bizim Genel Başkan’ımız bunu dedi. 91’de de Yugoslavya’yı yediye böldüler. Dolayısıyla “Yugoslavya, Irak, Libya, Suriye… Sıra Sende Türkiye” diye bunu kitaplaştırdı. Artık ülkemizin Batılı Emperyalistlerin çıkarları doğrultusunda ve onların ekonomik sömürü ve soygun politikalarını uygulayan siyasi partilerden kurtulması gerekiyor. İktidarıyla, anası ve yavrusu meclisteki bütün muhalefet partileriyle halkımızın bunlardan kurtulması gerekiyor. Çünkü bunların hepsi NATO’cu, hepsi Amerikancı. NATO’dan, Amerika’dan, Avrupa Birliği’nden bu halka iyilik gelmez, huzur gelmez, ekonomik refah hiç gelmez.
Sonuç olarak, Asgari Ücretin insanca bir yaşam ücreti düzeyine gelmesi için de örgütlü İşçi Sınıfının sendikaları eliyle daha iyi, daha ileri haklar elde etmesi için de ekonomik örgütlerin de yani sendikaların da örgütlü olmalarıyla birlikte; siyasi örgütlerinde de derlenip toparlanması gerekir. İşçi Sınıfının ve Emekçi Halkın gerçek partisi de Halkın Kurtuluş Partisi’dir. Sizleri Halkın Kurtuluş Partisi saflarında örgütlenmeye çağırıyoruz. Saygılar sunarım.”
Yapılan açıklamaların ardından, eylemimizi, yürüyüşümüz boyunca ve açıklamalar sırasında da attığımız “AKP İşsizlik, Pahalılık, Zam, Zulüm Demektir!”, “Gün Gelecek Devran Dönecek AKP Halka Hesap Verecek!”, “İşsizliğe, Pahalılığa, Zamma, Zulme Son!”, “Sefalet Ücretine Hayır!”, “İşçilerin Birliği Sermayeyi Yenecek!”, “Emperyalistler, İşbirlikçiler, Geldikleri Gibi Gidecekler!”, “Örgütsüz Halk Köle Halktır, Örgütlü Halk Yenilmez!” sloganlarımızla sonlandırdık.
Bursa
Bursa İl Örgütü olarak, 2025 Asgari Ücret zammı ile ilgili görüşlerimizi Bursa Halkıyla paylaştığımız bir eylem gerçekleştirdik. Osmangazi Kent Meydanı’nda yaptığımız eylemde basın açıklamasını, kendisi de Asgari Ücret ile çalışan Osmangazi İlçe Başkanımız İlknur Hizal Yoldaş’ımız okudu.
İlknur Hizal açıklamasında: “Ülkemizi İşsizlik ve Pahalılık cehennemine çeviren AKP’giller iktidarı Asgari Ücreti belirlemek için 10 Aralık tarihinde işçi ve işveren kesimleriyle Çalışma Bakanlığında toplanacak. AKP’giller artık “Asgari Ücret Tespit Komisyonu” adı verilen ortaoyununa bile ihtiyaç duymuyor. Daha belirlenmesine aylar olmasına rağmen Maliye Bakanı, sermaye çevreleri Asgari Ücretin ne kadar olacağı noktasında buyruklar veriyor. Hatta IMF’ye borç veriyoruz, diyen AKP’giller IMF’nin talimatıyla Asgari Ücreti belirler hale geldi”, diyerek Asgari Ücret tespiti ile ilgili oynanan oyunu teşhir etti.
“Halkımızın örgütsüzlüğü karşısında iyice pervasızlaştılar. Asgari Ücret civarında ücret alanların sayısı 10 milyonu aşmıştır. Artık bu istisna değildir. Asgari Ücret işçilerin ortalama ücreti haline gelmiştir. Ortalama ücret haline gelen Asgari Ücret ise yaşamak için bile yeterli değildir. Bu sefalet, sürünme ücretidir”, ifadelerine yer veren İlknur Yoldaş açıklamasını, Asgari Ücret ile ilgili HKP programından söz ederek şu cümlelerle tamamladı:
“Biz işçiler, emekliler olarak artık bu zulme katlanmak istemiyoruz. HKP Programında, ‘Asgari Ücret; Normal Geçim Endeksinden aşağı düşmeyecek, Normal Geçim Endeksi de üretimimizin verimindeki artışa paralel olarak yükseltilecek’, denilmektedir. Bu rakam, Gıda ile giyim, konut, ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer harcamaların toplam tutarına denk gelen ‘yoksulluk sınırı’dır.”
İşçi Hakları Derneği Başkanının da katıldığı eylemimiz; “Zam zam ucuzluk ne zaman”, “AKP İşsizlik Pahalılık Zam Zulüm Demektir”, “ABD Emperyalizmi Ortadoğu’dan Defol”, “Halkız Haklıyız Yeneceğiz”, sloganlarıyla sona erdi.
15 Aralık 2024
Ankara-İzmir-Bursa’dan
Kurtuluş Partililer