Ankara

29 Ekim 1923… Cumhuriyetin ilanı…

Yalnızca ve sadece 28 Ekim 1923 tarihinde, “Efendiler, yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz.” diyerek 1 gün öncesinden planlanan bir devrim değildi. Hele masa başında deklare edilen bir olgu hiç değildi.

O büyük devrimin arkasında 4 yıl süren bir savaş, ulusal kurtuluş mücadelesinin kanla yazılmış tarihi vardı. Açlık vardı, yokluk vardı, öksüz yetim çocuklar vardı, Çocuk çağında elinde oyuncak değil silah, cephede savaşan çocuklar vardı.

Dul genç kadınlar, lohusa haliyle cepheye silah taşıyan kadınlar, anacığının memesinde soğuğa rağmen yaşama tutunmaya çalışan bebeler vardı.

Ama bütün bu fedakârlıkların en önünde çilekeş halkımıza önderlik eden Mustafa Kemal, İsmet İnönü ve silah arkadaşları vardı.

Eğer bu devrimin önderleri olmasaydı, onların etrafında örgütlenen çilekeş halkımız ne yapabilirdi vatan uğruna canını feda etmekten başka?

Zafere ulaşabilir miydi mücadelesi, vatan kurtulabilir miydi?

Ne yazık ki hayır.

2024’ün 29 Ekimine geldiğimizde ne görüyoruz peki?

Aynı yoklukla, yoksullukla mücadele eden bir halk. Dört bir tarafı AB-D Emperyalistleri ile sarılmış, yangın yerine döndürülmüş ve en sonunda topraklarına göz dikilmiş; kan, gözyaşı, zulüm kapıda bir Türkiye. 101 yıl önce parçalanıp atılan Sevr’in yerini BOP almış. Pençelerini topraklarımızı parçalamak için, halkımızı mahvetmek için çıkarmış Katil Emperyalizm pusuda bekliyor her an saldırıya geçmek için.

İşte o zamandan bu yana tek fark var. Halkımız AB-D Emperyalistlerinin yerli İşbirlikçileri tarafından, Ortaçağcı AKP’giller tarafından uyuşturulmuş, gözleri din afyonuyla perdelenmiş. Geliyorum diyen işgali göremiyor. Bunu Sosyalizm Biliminin aydınlattığı fenerle görebilen biz İkinci Kurtuluş Savaşçılarının ise sesimiz soluğumuz kesilmek isteniyor.

Halkımızı aydınlatmak, gelen tehlikeyi fark etmelerini sağlamak için yaptığımız her eylem susuş kumkumasına getiriliyor. Halkımızla buluşmaya çalıştığımız her alanda önümüze sağlı-sözde sollu engeller çıkarılıyor.

İşte yıllarca Mustafa Kemal, İsmet İnönü ve silah arkadaşlarına, Dünya’da ilk defa Emperyalizme karşı zafer kazanan Ulusal Kurtuluş Mücadelemizin Önderlerine saygımızı göstermek üzere ziyarete gittiğimiz Anıtkabir kapıları bile artık kapatılıyor. Anıtkabir’e girişimiz yasaklanıyor.

İşte yine böyle yasaklı bir 29 Ekim gününde Anıtkabir önünde basın açıklaması yapmak zorunda bırakıldık.

29 Ekim 2024 günü Anıtkabir önünde hem bu yasağı telin eden hem de vatanımızın içinde bulunduğu tehlikeyi ve çözüm yollarını içeren basın açıklamamızı gerçekleştirdik.

Genel Sekreter Yardımcısı ve Ankara İl Başkanımız Av. Sait Kıran’ın açıklama yaptığı bu eylemde “Yaşasın Laik Cumhuriyet!”, “Emperyalistler, İşbirlikçiler, Geldikleri Gibi Gidecekler!”, “Bağımsızlık Bizim Karakterimizdir!”, “Yeni Sevr’e Karşı Yaşasın İkinci Kurtuluş Savaşımız!”, “Mülteci Değil BOP’un Askeri!”, sloganlarımızı haykırdık.

Ve söz veriyoruz: Vatanımızı, Halkımızı özgürleştirdiğimiz gibi Anıtkabir’i de özgürleştireceğiz. Aslanlı Yol’da Emperyalistler ve onların işbirlikçileri sırtlanlar kanlı pençeleri ile dolaşamayacak. Biz İkinci Kurtuluş Savaşçıları ile bağımsızlığını gerçek anlamda kazanmış, yarım kalan devrimi Sosyal Kurtuluşla taçlandırmış halk mutluluktan zeybek, harman dalı oynayacak, horon tepecek, semah dönecek, halay çekecek. Çocukların şen kahkahaları duyulacak.

İstanbul

Cumhuriyet’in ilanının 101’inci yıldönümünü marşlar eşliğinde, pankartlarımız ve bayraklarımızla, coşkumuzla, heyecanımızla, sloganlarımızla Beşiktaş Meydanı’nda kutladık.

Kurtuluş Savaşımızın zaferlerini anlatan marşlarla başlayan eylemimizde “Yaşasın Laik Cumhuriyet” “Emperyalistler, İşbirlikçiler Geldikleri Gibi Gidecekler” pankartlarımız ve çeşitli dövizler taşıdık.

Eylemimiz Ayla Şahbaz Yoldaş’ın açış konuşması ile başladı. Ardından İstanbul İl Yönetim Kurulu Üyesi Deniz Bin Yoldaş Partimizin Genel Merkezi tarafından hazırlanan basın bildirisini okudu.

Beşiktaş Meydanı’nda bulunan halkımızın ilgiyle izlediği eylemimizde sık sık “Yaşasın Laik Cumhuriyet”, “Kahrolsun ABD-AB Emperyalizmi”, “Yaşasın İkinci Kurtuluş Savaşı’mız”,  “Bağımsızlık Bizim Karakterimizdir”,  “Emperyalistler, İşbirlikçiler, Geldikleri Gibi Gidecekler”, “Yeni Sevr’e Karşı Yaşasın İkinci Kurtuluş Savaşımız”,  “Gün Gelecek Devran Dönecek AKP Halka Hesap Verecek” sloganları atıldı.

Eylemimiz coşkulu sloganlarımızla sona erdi.

İzmir

HKP İzmir İl Örgütü olarak 29 Ekim Cumhuriyet Bayramımızı bu yıl İzmir Kitap Fuarı’nın sürdüğü Gaziemir Fuar Alanı’nda kutladık. Alandaki meydanda “Cumhuriyet, Yedi Düvele meydan okuyan, ‘Ya bağımsızlık Ya Ölüm’, diyen Yürekli Yurtseverlerin Eseridir!”, “Bağımsızlık Benim Karakterimdir”, “Emperyalistler, İşbirlikçiler, geldikleri Gibi Gidecekler” yazılı, Mustafa Kemal ve Lenin’in resmedildiği “Antiemperyalist Birinci Kurtuluş Savaşımızın Önderi ve En Büyük Müttefiki”, “Cumhuriyet Demek, Türk Milletinin Bağrına Oturmuş Olan Emperyalizmle Saltanata Karşı Kurduğu Bir Savunma Kalesidir”, yazılı pankartlarımız, dövizlerimiz, Parti bayraklarımız ve Mustafa Kemal flamalarımızla görsel bir şölen oluşturduk.

“Yaşasın Laik, Demokratik, Tam Bağımsız Türkiye”, “Mustafa Kemal Ölümsüzdür”, “Emperyalistler, İşbirlikçiler, Geldikleri Gibi Gidecekler” sloganlarıyla başladığımız kutlamamız, Yeşim- Kutay Gülay Yoldaşlar’ın müzik eşliğinde yaptığı muhteşem vals gösterisi ile devam etti.

Kutlamamıza, Kurtuluş Partisi Gençliğinden Ahmet Engin Gençer Yoldaş’ın yaptığı 29 Ekim basın açıklaması ile devam ettik. Ahmet Yoldaş açıklamasına, “101 yıl önce 29 Ekim 1923’te kurulan Laik Cumhuriyet; Antiemperyalist Birinci Ulusal Kurtuluş Savaşı’mızın Önderi Mustafa Kemal’in ve Kuvayimilliyeci Atalarımızın, bir an olsun kaybetmedikleri umutlarının, sahip oldukları cesaret vatanlarının, vatanımızı işgal eden Emperyalist Yedi Düvele ve yerli satılmışlara karşı kararlı bir şekilde yükselttikleri mücadelelerinin ürünüdür. İşte Laik Cumhuriyet’in ilanının arkasında 1919’da başlayıp 1923’e kadar 4 yıl süren ve dünyanın mazlum halklarına örnek olan ve dünyada ilk olarak zaferle taçlanan Antiemperyalist Ulusal Kurtuluş Savaşı var.” sözleriyle başladı.

Devamında, Cumhuriyet’imizin Emperyalistlerin ve yerli satılmışların saldırıları altında Yeni Sevr bataklığına doğru sürüklendiğini dile getirdi.

Konuşmasını, “Evet, karanlık günlerden geçiyoruz, BOP sürecini hızlandırdılar, evet 101 yıl öncesinin intikamını aldık, diye naralar atıyorlar. Ama biz de diyoruz ki;

Boşuna sevinmeyin. Hiçbir zalimin devri daim değildir. Zalimin zulmüne karşı direnenlerin destanını, Gerçek Devrimcilerin zaferini yazacak insanlık tarihi. Zulmünüz geçici, eninde sonunda yıkılacak ama başkaldıranların zaferiyle gelen Halkın İktidarının devri daim olacak. Bunu da aklınızda mıh gibi tutun!

101 yıl önce Birinci Kuvayimilliyeci Atalarımız başardı, biz de başaracağız”, sözleriyle tamamladı.

Kutlamamızı, marşlar ve sloganlarımız eşliğinde coşkuyla sonlandırdık.

 

Bursa

Partimiz 101’inci yıldönümünde Laik Cumhuriyet’e Bursa’da da sahip çıktı. Bursa İl Örgütü olarak 29 Ekim’de yaptığımız eylemde basın açıklamasını İl Başkanımız Av.Halil Ağırgöl okudu. Laik Cumhuriyet’imizin 101’inci yılında görev belli, diye sözlerine başlayan Halil Yoldaş, Yeni Sevr’in ve onun yaratıcısı ABD ve AB Emperyalistlerine, yerli işbirlikçilere karşı Kuvayimlliyeci Atalarımız gibi mücadeleyi yükselteceğimizi söyledi.

Açıklamasında, 29 Ekim 1923’te kurulan Laik Cumhuriyet’in Antiemperyalist Birinci Ulusal Kurtuluş savaşımızın Önderi Mustafa Kemal’in ve Kuvayimilliyeci Atalarımızın bir an olsun kaybetmedikleri umutlarının, sahip oldukları cesaret vatanlarının ve vatanımızı işgal eden Emperyalist Yedi Düvele karşı kararlı bir şekilde yükselttikleri mücadelenin ürünü olduğunu belirten Halil Yoldaş; ülkesine ve halkına düşman Damat Ferit’lerin, Mustafa Sabri’lerin ihanetleri sonucunda imzalanan Sevr’e dayanarak bu toprakları işgal eden Emperyalist Yedi Düvele karşı ülkenin dört tarafında Karayılanlar, Şahin Beyler, Yörük Ali Efeler, Sütçü İmamlar Hasan Tahsinler ilk kıvılcımı çakarken,  Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarının bu kıvılcımı harlayıp ateşlediklerini ve Antiemperyalist mücadele verdiklerini vurguladı.

Halkımızın yoğun ilgi gösterdiği eylemimizde, “Cumhuriyet’in, Antiemperyalizm, Tam Bağımsızlık ve Laiklik İlkelerini Tümüyle Benimsiyor ve Savunuyoruz, Savunacağız” yazılı pankart, HKP flamaları ve Mustafa Kemal’in, “Bağımsızlık Benim Karakterimdir” veciz sözünün yazılı olduğu bayraklar taşınırken, sık sık   “Yeni Sevr’e Karşı Yaşasın İkinci Kurtuluş Savaşımız”, “Yaşasın Laik Cumhuriyet”, sloganları atıldı.

Eylemimiz, “Birinci Kuvayimilliyecilere sözümüzdür: İkinci Kuvayimiliyeyi de, İkinci Kurtuluş Savaşını da başaracağız; emperyalizmi ve gericiliği yine yeneceğiz, Devrimci Demokratik Halk İktidarını kuracağız”, sözleriyle sonlandırıldı.

Gebze

HKP Gebze İlçe Örgütü olarak Laik Cumhuriyet’imizin kuruluşunun 101’inci yıldönümünde Gebze Kent Meydanı’nda bulunan Mustafa Kemal Anıtı’na çelenk bıraktık ardından Partimiz adına açıklama yapan Sema Olkun Kopal Yoldaş şu ifadelere yer verdi:

“Değerli Arkadaşlar; bugün 29 Ekim Cumhuriyet’in kuruluşunun 101’inci yıldönümünü kutluyoruz. İçimiz kan ağlıyor, kutluyoruz diyemiyoruz ağız dolusu. Çünkü ne yazık ki ABD-AB Emperyalistleri tarafından iktidara taşınan ve 22 yıldır iktidarda tutulan AKP’giller iktidarı Laik Cumhuriyetimizi tarumar etti. Tıpkı Mustafa Kemal’in Gençliğe Hitabesinde söylediği gibi, aziz vatanın bütün kaleleri zaptedildi, aziz vatan işgal altında. Bu AKP’giller ülkemizi bölüp parçalamak, Ortaçağcı Faşist Din Devleti kurmak istiyorlar. Biz Halkın Kurtuluş Partisi olarak, Birinci Kurtuluş Savaşçılarının devamcısı İkinci Kurtuluş Savaşçılarıyız. Ve ülkemizin Ortaçağ karanlığına sürüklenmesine, bölünüp parçalanmasına izin vermeyeceğimiz gibi bize emanet edilen Laik Cumhuriyet’e sahip çıkıyoruz.”

29 Ekim 2024

Ankara-İstanbul-İzmir-Bursa-Gebze’den Kurtuluş Partililer

 

Eylemlerimizde okunan basın açıklamasının tam metnini aşağıdaki linkten okuyabilirsiniz.