6 Şubat 2023… 11 ili etkileyen Kahramanmaraş/Elbistan ve Pazarcık merkezli iki depremde kaybettiklerimizin resmi sayısını vermeyelim. Yalanlar üzerine kurulu iktidar vefat haberlerinde de yalan söylemeye devam ediyor. 50 bin diye açıklama yapıyorlar sonra ağızlarından kaçırıp 130 bin diyorlar.
Vefat sayısının vahameti bir tarafa ya yaşayan ölüler?
Ampute olmuş bedenleriyle, canlarını, ciğerlerini kaybedenler, cenazesine bile ulaşamayanlar, hayatta mı değil mi bir habere muhtaç yürekler yaşıyor mu sanırsınız?
Yerle bir olmuş şehirleri şehir mi sanırsınız?
Yaşama sevinçleri kalmayan, yaşayan ölülere dönen, hayalet şehirlere dönen enkazlar üzerinde geride kalan insanlarımızı ne avutabilir ki?
Tek bir şey. Söyleyelim: Umut!
O umutla yeniden hayaller kurulur, yuvalar kurulur, sevilir, sevinilir, hayat yeniden başlar. Ama tüm bunları insan tek başına yapamaz. Onu ayakta tutan dayanışma ruhudur. Onu ayakta tutan sevildiğini, değer gördüğünü, kendisi için çabalayan insanlar olduğunu hissetmektir, bilmektir, somut olarak görmektir.
Koskoca 1 yıl geçti felaketin üzerinden. İşte deprem bölgesinde yaşayan insanlar; tek tek insanların, halkımızın dayanışma ruhu ile ayakta kalmaya çalışıyorlar. Onları düşünen bir devlet, iktidar yok!.. Aksine tehdit eden, yalnız bırakan, oy davarı gören, kaybettiklerini-canlarını “tane” diye değerlendiren, iktidarlarını korumak için ihtiyaçlarını oy karşılığı vermekle diz çöktürmek isteyen bir insan sefaletinden oluşan iktidar var.
Can pazarında acil tedaviye ihtiyacı olan depremzedeyi şov malzemesi gören, halkın varından yoğundan gönderdiği yardım malzemelerine siyasi çıkarları için el koyan dördüncü tür yaratıklar var.
Ahlâk, namus, merhamet, şefkat yok bu AKP’giller İktidarında.
İnsan sevgisi yok bunlarda.
Halkımızda var bu ruh. Somut olarak gösterdi de.
Ama bu insan sefaletlerinin içinde bulundukları sınıf karakterleri, ahlâka dair tüm değerlerini yok etmiş.
Şaşırdık mı?
Hayır ne yazık ki!
Ortaçağcı Antika Tefeci-Bezirgân Sermayenin temsilcisi AKP’giller iktidarını oluşturanların ve onların hüloogcularının tümü yerli yabancı Finans-Kapital Zümresinin izniyle, desteğiyle bizim gibi yarısömürge ve sömürge ülkelerde insanlık suçuna dair ne varsa işlediler işlemeye de devam ediyorlar.
İşte bizzat Tayip, daha dün ne diyor Hatay’da?
“Bir gerçeği şu anda söylüyorum, merkezi yönetimle yerel yönetim el ele vermezse, dayanışma halinde olmazsa o şehre herhangi bir şey gelmez. Hatay’a geldi mi? Şu anda Hatay garip kaldı, Hatay mahzun kaldı.”
İtirafa bak, ihanete bak ey halkım!..
Depremin olduğu ilk andan itibaren; “Deprem Değildir Öldüren, Parababaları Düzenidir” çığlığımızı attık, feryadımızı haykırdık.
Ve haykıracağız; doğa ananın bu devinimleri bizlerin sonu olmamalı, ülkemizdeki AKP’giller iktidarının sonunun başlangıcı olmalıdır, diye.
Haykırmalı ve gereğini yapmalıyız ey halkımız.
Doğa değişim ve dönüşüm halinde sürekli. Deprem de, yağmur da, fırtına da bitmez, bitmeyecek. Ancak bizler onu tanıyoruz bilim insanları sayesinde. Ona kılıç çekerek değil, onunla barışarak onu anlayarak, bilimin emirlerini yerine getirerek doğa ile uyum içinde yaşayabiliriz.
Bakın Japonya’ya. Evet, kapitalizmden emperyalizme son geçen ülke. Ama bilimi insanlık yararına kullanıyor. En azından doğal afetler sözkonusu olduğunda. En fazla birkaç on insan yaşamını yitiriyor ve kahroluyorlar. Bu neden oldu diye düşünüp özeleştirilerini vererek en aza indirmeye, yoka çevirmeye çalışıyorlar insan kaybını. Bu onların insan sevgisinden değil elbet. Neticede o da bir emperyalist devlet. Ama onlar iktidarlarını korumanın yolu olarak kendi insanına değer veriyor.
Ama Antika Tefeci-Bezirgân Sermayenin ülkemizdeki kahrolası temsilcisi AKP’giller ise tam tersi. Çünkü onların Tanrısı; Para Tanrısı. İnsan ve insana dair hiçbir değer yargısı yok onlarda. Çürümüş, ahlâki değerleri yok olmuş onların.
İşte böylesi bir iktidardan, yüzyılın felaketi olan AKP’giller iktidarından kurtulmak için yapmamız gereken bellidir. Şu an için ilk ve en temel sorunumuz, bunların iktidardan alaşağı edilmesidir.
Bu güç de sensin, biziz değerli halkımız.
Tüm ezilen ve sömürülenler olarak Tarihin çöplüğüne gönderelim şunları.
Gelmekte olan İstanbul Depremi’ni elimiz kolumuz bağlı bekleyemeyiz. Felaketlere dur demeliyiz.
Çözümü de sensin. Biziz. Bizim Örgütlü Mücadelemiz.
Halkın Kurtuluş Partisi’nde örgütlenmek ve mücadele etmektir çözüm.
Çözüm; kimsesizlerin kimsesi, halkın sesi, kadınların ve çocukların, tüm ezilenlerin nefesi Halkın Kurtuluş Partisi’nin iktidarındadır.
Deprem Değildir Öldüren, Parababaları Düzenidir!
Örgütsüz Halk Köle Halktır!
Örgütlü Halk Yenilmez!
06.02.2024
Halkın Kurtuluş Partisi
Genel Merkezi