Üç kelebek kanadında başlayan mücadele biz kadınlara ışık tutuyor!

“Belki de bize en yakın şey ölüm fakat bu beni korkutmuyor, haklı olan her şey için savaşmaya devam edeceğiz” (Maria Teresa Mirabal)

 “Çocuklarımızın, bu yoz ve zalim sistemde yetişmesine izin vermeyeceğiz. Bu sisteme karşı savaşmak zorundayız. Ben kendi adıma her şeyimi vermeye hazırım; gerekirse hayatımı da” (Patria Mercedes Mirabal)

 “Bunca acıyla dolu ülkemiz için yapılacak her şeyi yapmak bir mutluluk kaynağı; kollarını kavuşturup oturmak ise çok üzücü.” (Minerva Mirabal)

Teresa, Patria ve Minerva…

Mücadeleyi kelebeğin kanatlarına yazan 3 kadın. Zulüm karşısında susmak yerine mücadele eden, çocuklara güzel bir gelecek bırakmak uğruna hayatlarından vazgeçen üç yürekli kardeş…

1960 yılının 25 Kasım’ında tecavüze uğramış, sopalarla dövülerek öldürülmüş halde bulundu cesetleri. Suçları, ülkeyi 31 yıl boyunca diktatörlükle yöneten Rafael Trujillo’nun Faşist yönetimine karşı dur diyerek mücadele etmeleriydi.

Rafael Trujillo, insanlığın Başdüşmanı, Kanlı Zalim ABD Emperyalist Haydudu tarafından yönetime getirilmiştir. Yönetime geldiği 1930’dan 1961’e değin Dominik Cumhuriyeti’ni diktatörlükle yönetmiştir. 31 yıl boyunca halkına, açlığı, zulmü ve baskıyı dayatmıştır. Kendisine muhalefet edenlerin ya mal varlıklarına el koydurmuş, ya onları tutuklatmış, ya da öldürtmüştür.

Ülkenin en büyük iki sorunundan birinin Mirabal Kardeşler olduğunu söyleyen faşist Trujillo, Mirabal Kardeşleri vatan haini ilan etmiş, hedef göstermiştir.  Trujillo’nun onları vatan haini olarak göstermesinden 23 gün sonra da Mirabal Kardeşler vahşice katledilmişlerdir.

1981’de Dominik’te toplanan Latin Amerika Kadın Kurultayı’nda, Mirabal Kardeşlerin katledildiği gün olan 25 Kasım, “Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü” olarak kabul edilmiştir. Ardından aynı gün yani 25 Kasım, 1985 yılında Birleşmiş Milletler tarafından “Kadına Yönelik Şiddetin Yok Edilmesi için Uluslararası Mücadele Günü” olarak kabul edilmiştir. 1999’da ise “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü” olarak resmileşmiştir.

Günümüzde Sınıflı Toplum düzeninin hâkim olduğu tüm toplumlarda, özellikle de ABD ve İngiltere’yle birlikte Avrupa Birliği Emperyalistlerinin cehenneme çevirdiği Ortadoğu Coğrafyasında, yine en çok kadınlar ve çocuklar katledilmekte, acılar çekmekte, işkenceler görmektedirler.

İşte bu durumun en son örneği Filistin’dir! ABD Emperyalist Çakalının Ortadoğu’daki Bekçi Köpeği olan Siyonist İsrail’in Ekim ayından bu yana mazlum Filistin Halkına yönelik insanlık dışı kanlı soykırım saldırılarının sonucunda en çok zulme uğrayanlar, acılar çekenler, katledilenler yine mazlum kadınlar ve çocuklar olmaktadır. Basında yer alan verilere göre, bugüne kadar katledilen 13 binden fazla masum insanın 5 bin 500’ünü çocuklar, 3 bin 500’ünü ise kadınlar oluşturmaktadır. Filistinli anaların yeri göğü delen acı feryatları, küçücük yavruların, bebelerin kana bulanmış cansız bedenleri, insan yüreğimizi kor ateşler gibi yakmaktadır.

Ülkemizde de ABD Emperyalistleri, İngiltere ve Siyonist İsrail’in iktidara getirdiği, Tefeci-Bezirgân Sermayenin siyasi plandaki temsilcisi AKP’giller; iktidar oldukları günden bu yana en çok da  biz kadınlar için bir “savunma kalesi” olan, bizlere yaşamsal nefes olan Laik Cumhuriyet’e sınıf karakterleri gereği amansızca saldırıyorlar. Laik Cumhuriyet’in yapıtaşlarını oluşturan Üç Devrim Yasası’nı, onun tüm ilke ve değerlerini birer birer yok ediyorlar; ülkemizi hızla Ortaçağcı Faşist Din Devletine dönüştürüyorlar.

Bu karanlık gidişten en çok etkilenenler, aşağılananlar, şiddete uğrayanlar, yaşamdan koparılanlar biz kadınlar oluyoruz.  Evde, sokakta, işyerlerinde acımasızca en yakınları tarafından katledilmekte kadınlar. Fıtratında kadın düşmanlığı olan AKP’giller iktidarında kadın cinayetlerinin katlanarak artması tesadüfi bir durum değildir.

Nasıl artmasın ki?

Halkı Allah ile kandırmada usta, üretimle hiçbir ilgisi olmayan bu vurguncu ve talancı sermaye sınıfının, sömürü düzenini sürdürebilmek için “din elden gidiyor”, “namus elden gidiyor” naralarıyla ilk hedef tahtasına oturttuğu, Usta’mız Hikmet Kıvılcımlı tarafından “en büyük mazlum sınıfımız, en büyük sömürülen sınıfımız” olarak tanımlanan toplumsal kesim biz kadınlarız!

Bu Muaviye-Yezid, CIA-Pentagon-Washington Dincilerinin özlemi; biz kadınları yok sayan, değersizleştiren, bizleri 1400 yıl öncesinin Tefeci-Bezirgân Sermaye Sınıfının egemenliğindeki Köleci Toplum Düzeninin ideolojisi olan ve kadını bir köle, alınıp-satılır cinsel bir meta olarak gören Şeriatın, Ortaçağcı gericiliğin karanlık dehlizlerine sürüklemektir.

İşte bu ideolojinin temsilcisi olan AKP’giller, bugün çocuklarımızın beyinlerinin hasara uğratılması için anaokullarında mescit zorunluluğu getirmekte, karma eğitime son vermek için çalışmalar yapmaktadırlar. Karma eğitime son vererek birbirine yabancılaşan, birbirleriyle hiçbir biçimde sağlıklı iletişim kuramayan, ruhen hasarlı iki cinsiyet yaratmaktır amaçları. AKP’giller’in Ortaçağcı sözde profesörü Mehmet Boynukalın da “Laiklik kız çocukları için ayrı okul açılmasına engelse, o laikliği kaldırmak gerekir” açıklamasında bulunarak  AKP’giller’in Eğitim Bakanına destek vermektedir.

Ortaçağcı AKP’giller’in amacı toplumu ayrıştırmak, kadını toplum hayatından, çalışma hayatından uzaklaştırıp eve kapatmaktır. Bu zihniyetin süreç içinde yapmak istediği şey kadınların eğitim hakkının ellerinden alınmasıdır. Bu Ortaçağcı gericiler, aynı zamanda kadınlarımızı sokağa bile çıkamaz hale getirmek istemektedirler. Zaten köy okullarının kapatılması ve 4+4+4 kesintili hain eğitim modeli ile kız çocukları eğitimden uzaklaştırılmıştır. TÜİK verilerine göre dahi yılda 13 binden fazla kız çocuğu aile baskısına bağlı olarak evlendirilmektedir. Son 10 yılda bu şekilde evlendirilen kız çocuğu sayısı ise 300 binden fazladır.

Günümüzde artık pıtrak gibi çoğalıp her tarafımızı örümcek ağı gibi saran cemaat ve tarikat evlerinde Genel Başkan’ımız Nurullah Efe Ankut’un deyişiyle “Ömürleri Talan Ediliyor” kız çocuklarımızın. Psikolojik ve fiziki işkenceyle, cinsel taciz ve tecavüzlerle, zihnen ve ruhen mahvediliyorlar küçücük kız çocuklarımız, genç kızlarımız.

Kadın düşmanı AKP’giller’in nihai hedeflerinden biri de aynen Taliban Afganistan’ında olduğu gibi, kız çocuklarımızın ve kadınlarımızın okula gitmesini tamamen yasaklamaktır.

Kadınlarımızı bir nebze de olsa koruyan İstanbul Sözleşmesi’nden 20 Mart 2021’de hukuksuz biçimde çıkılması, Laikliğe bu kadar saldırılması tesadüf değildir. Çünkü AKP’giller’e göre artık kadınlarımızın tacize, tecavüze işkenceye uğraması, katledilmesi caizdir, olağandır! Çünkü suçlu olan hep o “şeytan kadın”dır! Bu suçların failleri olan erkekler ise aklanırlar; ya hiç ceza almazlar ya da o “iyi hal” indiriminden dolayı çok az cezalara çarptırılırlar.

Çok iyi biliyoruz ki Ortaçağcı Faşist Din Devleti kurmanın adımlarıdır bunlar!

Peki bu zulüm, bu karanlık karşısında sessiz mi kalacağız?

Tabiî ki hayır!

Yiğit, cesur, devrimci kadınların insanlık tarihi boyunca verdikleri kararlı mücadeleler, bugün biz Gerçek Devrimci kadınların yolunu aydınlatmaya devam ediyor!

Dominik’te Mirabal Kardeşlerin, ülkemizde Kuvvacı kadınlarımız olan Tayyar Rahmiye, Şerife Bacı, Kara Fatma’nın, Türkiye Devrimi’nin Önderi Hikmet Kıvılcımlı’nın Annesi Münire Kıvılcımlı’nın ve nice yiğit kadınlarımızın mücadelesi bugün bize ışık tutuyor!

Bizler, HKP’li İkinci Kurtuluş Savaşçısı Kadınlar; Kadın Sorununun sınıfsal bir sorun olduğunu biliyoruz. Burjuva ideolojisi olan Feminizmle ve onun dayattığı erkek düşmanlığı ile bu sorunun çözülemeyeceğini de biliyoruz.

Her zaman söylediğimiz gibi Kadının Kurtuluşu, İşçi Sınıfının Kurtuluşundan bağımsız değildir. Modern Toplumun en devrimci sınıfı olan İşçi Sınıfı, kendisiyle birlikte tüm insanlığı da kurtaracaktır. Bu sürecin en büyük aşaması ise Sosyalizmin ülkemizde ve tüm dünyada zafer kazanmasıdır.

Bizler, Kurtuluş Partili Kadınlar olarak insanlığın ve kadınların kurtuluşu için mücadele ediyoruz, etmeye devam edeceğiz.

Yaşasın Mirabal Kardeşlerin Haklı ve Onurlu Mücadelesi!

Kadının Kurtuluşu Ne Şeriatta Ne Feminizmde; Kadının Kurtuluşu Sosyalizmde!

Kadın-Erkek El Ele, Kurtuluş Partisi’ne!

25 Kasım 2023

Kurtuluş Partili Kadınlar