Genel Başkan’ımıza şu ana kadar verilen 11 yıl 8 ay hapis cezası ve devam eden davalardan istenen 32 yıl 8 aya kadar ceza ile yetinmiyor AKP’giller. Soruşturma üstüne soruşturma, dava üstüne dava açtırıyorlar!
Amaçları: Genel Başkan’ımızı siyaseten susturmak…
Genel Başkan’ımız 25 Mayıs 2023’te İstanbul Çağlayan Adliyesi 52. Asliye Ceza Mahkemesinde TCK’nin 299. sevk maddesiyle Tayyip’e hakaretten yargılandığı, daha doğrusu onları yargıladığı duruşmadan çıktıktan sonra adliye önünde Parti üyelerimiz ve halkımızın da katılımıyla basın açıklaması yapmış ve duruşma hakkında bilgi vermişti.
İşte bu basın açıklamasında emniyetçe yapılan kayıtlara dayanarak savcılık an geçirmeksizin yepyeni bir soruşturma başlatmış ve Genel Başkan’ımız ifadeye çağrıldı. İstanbul Emniyeti Üsküdar Güvenlik Basın Bürosunda bugün ifade veren Genel Başkan’ımız ifadesinde, daha doğrusu AKP’giller yargılamasında özetle şunları dile getirdi:
***
Ben burada söylediklerimle Türkiye’nin en acı en kesin gerçeklerini dile getirmiş olmaktayım.
Bunların neresinde hangi cümlesinde hakaret var?
Bakın; bundan önceki Diyanet İşleri Başkanı Prof. Ali Bardakoğlu bizim söylediklerimizi başka bir formatta aynı şekilde söylüyor. 29 Ocak 2022 tarihli bir paylaşımında, “Şu anda yaşadığımız dinin Müslümanlıkla ilgisi yok. Müslümanlar şeyh veya siyasi liderlerine tapan putperest oldular. Aklı, sevgiyi, barışı, bilgiyi, bilimi, ahlâkı adaleti ,özgürlükleri, sanatı, estetiği ve hukukun üstünlüğünü terk ettiler” demektedir.
Yine eski AYM Başkanı Haşim Kılıç bizim söylediklerimizi başka cümlelerle şu şekilde ifade etmektedir: “Kamu İhale Kanunu yürürlüğe girdiğinden bu yana 186 kez değiştirildi. Bir kanun niye bu kadar değiştirilir? Pozitif hukuk kuralını kaldırıyorsunuz, öbür tarafı ahlâki tarafı terk ediyorsunuz. Ne yazık ki önce ‘ahlak ve maneviyat’ diye iktidara gelen bu arkadaşlarımız ne pozitif hukuk kuralları bıraktılar ne de ahlâk bıraktılar. Dolayısıyla ne bir rekabet ne bir şey söz konusu olamayacaktır. Biz bu ahlâki, daha doğrusu insanların sübjektif alanlarına bırakılan işleri sıfıra indirmediğimiz sürece bu ülkede rahat edemeyeceğiz.”
Savcı Bey, bu çok önemli kurumların başkanlarının söyledikleri sizler için hiçbir şey ifade etmiyor mu?
Onlarda mı hakarete ediyor şimdi Tayyip’e ve devlet kurumlarına?
Yapmayın ya, insan aklıyla alay etmeyin. Söylediklerimizin yüzde yüz doğru olduğunu vicdan sahibi ve zihni özgür olan her insan tereddütsüz onaylar.
Bakın ben size hakaret neymiş, bir örnekle göstereyim. İşte size sunacağım bu belgede hakaretin ne olduğunu rahatlıkla görebilirsiniz.
Tayyip Erdoğan’ın 8 Şubat 2023 tarihinde Hatay’da yaptığı konuşma:
“Bazı haysiyetsiz, açık konuşuyorum, namussuz kişiler kampanya yaparak “Biz asker göremedik, biz jandarma göremedik, polis göremedik gibi yalan yanlış iftiralar atıyorlar. Bizim askerimiz şereflidir, jandarmamız şereflidir, polisimiz şereflidir. Ama bu şerefsizlerin ağzına biz onları meze yaptırmayız.”
Tayyip Erdoğan’ın 21 Şubat 2023’te AFAD Merkezi’nde yaptığı açıklama
“Ama terbiyesiz, terbiyesizliğini bırakmaz. İşte çıkmış bir tanesi ‘Kızılay nerede? Ne çadırını, ne yemeğini gördük.’ diyor. Be ahlaksız, namussuz, adi. Günde yaklaşık 2,5 milyon insana bu Kızılay yemeğini ulaştırıyor. Böyle vicdansızlık olur mu? Yani, bir ülkede kendi kurum ve kuruluşuna bu denli ahlaksızca yaklaşmak, yenilir yutulur bir şey değildir”
Burada kullanılan kelimelerin hepsi hakaret değil mi?
Hem de o hakaretleri eden şahıs tek kişiye değil, 14 milyon depremzedeye hakaret ediyor. Ama ona kimse tık diyemiyor. Ona geldi mi yargı da hukuk da zınk diye duruyor.
Savcı Bey, şunu demek istiyorsunuz aslında: “Biz Reise laf söyletmeyiz. Türkiye’de Reise olumsuz anlamda laf eden herkes suçludur ve bu anlayış bizim için en temel kanundur. Ve biz sadece bu kanuna uyarız ve ona göre icraat yaparız.”
Buyurun yapın, ne diyelim…
Fakat unutmayın ki bugünler de geçecek. Aslında sizin savunduğunuz iktidar ömrünün sonbaharını yaşıyor, söylemiş olayım. Sonbaharın sonu kıştır ve onun da sonu sondur…
Bu iktidarın bütün sorumluları bir bir bu adliyelere gelecektir. Emri sadece Anayasadan, TCK’den ve vicdanından alan, “Aklı hür, irfanı hür, vicdanı hür” savcı ve yargıçlardan oluşan mahkemelerin önüne çıkacaklar ve işledikleri binbir suçun hesabını verecekler.
***
Genel Başkan’ımızın ifadesinde hazır bulunan Partili avukat yoldaşlarımız da hukuki olarak beyanda bulundular. Avukat Yoldaşlarımız da özetle şu ifadeleri kullandı:
***
Her ne kadar soruşturma başlatılmışsa da ortada Anayasa madde 101’e göre gerekli şartlara haiz olan bir Cumhurbaşkanı yoktur. Çünkü Tayyip Erdoğan’ın üniversite diploması olarak sunduğu belgenin sahte olduğu Noterler Birliği Disiplin Kurulu tarafından saptanmış ve bu sahte belgeyi düzenleyen İstanbul 15. Noterliğine ceza verilmiştir.
Yine TCK’nin 299. maddesi Anayasaya aykırıdır. Aynı zamanda AİHM’e göre TCK 299. maddenin yasadan çıkarılması zorunludur. Bu, Vedat Şorli Kararıyla hüküm altına almıştır. Ayrıca olayımızda isnat edilen suçlamalar soyuttur. Müvekkilimiz Sayın Genel Başkan’ın hangi somut ifade ile suçlandığı belirsizdir. Suçun unsurları oluşmamıştır. Buna nedenlerle KYOK verilmesi gerekmektedir.
***
AKP’giller ne yaparlarsa yapsınlar amaçlarına ulaşamayacak, Genel Başkan’ımızı susturmayı başaramayacaklardır. Genel Başkan’ımız Türkiye’nin en acı, en kesin gerçeklerini dile getirmeye devam edecektir. Bunu engellemeye hiç kimsenin gücü yetmeyecektir. Çünkü Başkan’ımız ve Partimiz, Usta’mız Hikmet Kıvılcımlı’nın dediği gibi “Vatan aşkını söylemekten korkar hale gelmektense, ölmek yeğdir!” anlayışıyla mücadele etmektedir ve kazanana kadar mücadelesine devam edecektir…
Halkız, Haklıyız, Yeneceğiz!
24 Haziran 2023
HKP Genel Merkezi