Asgari Ücret görüşmeleri adını verdikleri ortaoyununu protesto ettik
Halkın Kurtuluş Partisi olarak Tayyipgiller’in Parababalarıyla ortaklaşa (yanlarına sarı TÜRK-İŞ’i de alarak) oynadıkları asgari ücret ortaoyununu teşhir ve protesto etmek için 23 Aralık günü Türkiye İşverenler Sendikası (TİSK) önündeydik.
Sefalet ücretinin sessiz sedasız, tepkisiz ilan edilmesine tepkisiz ve sessiz kalamazdık. “İşsizliğe Pahalılığa Zamma Zulme Son” pankartımız altında yaptık basın açıklamasını.
Ankara İl Sekreteri Doğan Erkan okudu basın açıklamasını. D. Erkan, Açıklanacak Asgari Ücret bir sefalet ücretidir. Gemi iyice azıya alan, arsızlaşan, yüzsüzleşen, ayakkabı kutularında milyon dolarları istifleyen Tayyipgiller’in, Parababalarının İşçi Sınıfımıza bir saldırısıdır Sefalet Ücreti. AB-D Emperyalistlerinin ve Yerli Satılmışlar Cephesinin hayâsızca saldırılarına karşı, başta İşçi Sınıfımız gelmek üzere tüm emekçi halklarımızla birlikte Halk Kurtuluş Cephesini örmektir bu kanser düzeninden kurtuluşun yolu. Demokratik Halk İktidarını kurduğumuz zaman, Parababalarının, ekonomik ve siyasi zulüm düzeni sona erecektir, dedi.
Sloganlarımızla tepkilerimizi haykırarak eylemimizi sonlandırdık.
Halkız, Haklıyız, Yeneceğiz, Kazanacağız!
Ankara’dan Kurtuluş Partililer
ASGARİ ÜCRETTE ORTAOYUNUNA DEVAM
Tam 11 yıldır ülkemizi yöneten Tayyipgiller ve Fethullahçılar ganimeti paylaşamadılar. Oysa tam 11 yıldır her ikisi de vurgun, talan ve soygundan nasipleniyordu. Geriz patladı lağım ortaya saçıldı.
Tüm bunlar bizim için sürpriz miydi?
Tabiî ki hayır.
Biz bunların vurguncu ve soyguncu olduklarını Usta’mız Hikmet Kıvılcımlı’nın Tefeci-Bezirgân Sermayenin tahlilinden biliriz. Yani sınıfsal yapılarındandır vurguncu ve soyguncu oluşları. Kamunun mallarını aşırarak var etmişlerdir kendilerini. Üretim yapmazlar, asalaktırlar, kamu mallarını lüplerler, toplumu Ortaçağ karanlığına götürme özlemi içerisindedirler.
Partimiz Tefeci-Bezirgânlığın günümüzdeki temsilcisi Tayyipgiller’in soygunlarını hep teşhir etmiş, savcılıklara suç duyurularında bulunmuştur.
Yine Partimiz yıllardır bir sefalet ücreti olan asgari ücretin iptali için davalar açmaktadır. Ama Tayyipgiller’in Hukuk Bürosuna döndürülen yargıdan bir sonuç alınamamaktadır.
2014 yılı asgari ücreti de her yıl olduğu gibi bir ortaoyunu sonucunda belirlenecek. Aslında 2014 yılı asgari ücretinin; 2014 yılı bütçesinde hükümetçe öngörülen asgari ücret artış oranından eksiğinin olacağı, fazlasının olmayacağı ortada. Yani önceden belli olan bir karar bugün kamuoyuna açıklanacak.
Her yıl olduğu gibi bu yıl da halkımız sefalet ücretine mahkûm edilecek. Ne diyordu Tayyipgiller iktidarının soyguncu bakanlarından Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik utanmadan: “Asgari ücretle geçinilmez diye bir şey yok. Geçinirsiniz. Ona mahkûmsanız 800 TL de büyük bir paradır.”
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de: “Özel sektörde ücretleri verimlilikle ilişkilendiremezsiniz. Belki Türkiye batmaz ama firmalar batar. İstihdam edilen o kardeşlerimiz iş bulamaz hale gelir. Rekabet etmek zorundayız. Asgari ücreti belirlerken; makul bir ücret ve rekabet gücünü göz önünde bulundurmak zorundayız. Bunu göz önünde bulundurmayan ülkeler battı. Yunanistan‘a, başka ülkelere dönmek istemiyorsak bu dengeleri göz önünde bulundurmak zorundayız” diyordu yüzsüzce, arsızca.
Bunlarda zerrece vicdan yok. Ancak insanlıktan çıkmış birisi bu açıklamaları yapabilir. Bunlara insan sefaleti bile demek insanlığa hakaret sayılır. Bu ülkede süt içemediği için açlıktan ölen bebeler varken, çöpten ekmek toplayan insanlar gerçeği varken, ilaç parası bulamadığı için ölüme mahkûm olan insanlarımız gerçeği ortadayken bu açıklamaları yapmak, Tayyipgiller’in insan görünümlü yaratık türünün örneği olduğunun göstergesidir. Tayyipgiller, kendilerini o koltuklarda tutan ve yedi sülalesine yetecek kadar vurgun yapmalarını sağlayan yerli yabancı Parababalarının hizmetindedirler. Ruhlarını satmışlardır. Tanrıları da Para Tanrısıdır bunların.
(DİSK-AR) Kasım 2013 ayı için açlık ve yoksulluk sınırı verilerini açıkladı. TÜİK Hanehalkı Harcama Kalıbı, TÜİK Madde fiyat ortalamaları ve 4 kişilik bir ailenin sağlıklı bir biçimde alması gereken kalori miktarı üzerinden hesaplanan beslenme kalıbı dikkate alınarak hazırlanan raporun sonuçlarına göre, 4 kişilik bir aile için açlık sınırı 1121 TL, insanca yaşam sınırı ise 3544 TL olarak gerçekleşti. İnsanca yaşam sınırının altında gelire sahip nüfus yoksul kategorisinde ele alınıyor. Dolayısıyla insanca yaşam sınırı aynı zamanda yoksulluk sınırını da veriyor.
Tayyipgiller ve Parababaları, karşı çıkma rolünü oynaması için yanlarına aldıkları TÜRK-İŞ’le birlikte 2014 yılı asgari ücret rakamını, eşi çalışmayan iki çocuklu bir işçi için asgari geçim indirimi dahil 866 TL olarak belirlemeye çalışıyorlar. Aslında rakam belirlendi de kamuya karşı ortaoyunu oynanıyor.
Asgari ücretlinin büyümeden pay alamadığını belirten DİSK-AR, “35 senede ekonomi 3,8 kat, kişi başına milli gelir 2,4 kat büyürken asgari ücret neredeyse yerinde saydı, asgari ücretli kişi başına milli gelirdeki artışından kendine düşen payı alsaydı ücreti net 1634 TL olacaktı” diyor raporunda.
Yine TÜİK’in son açıklamasına göre bugünkü asgari ücretin net 971 TL olması gerekiyor. Yani bunlar, kendilerine bağlı kurumların yapmış oldukları istatistikleri bile yok sayıyorlar.
İnsanlarımızı asgari ücretle yaşamaya mahkûm etmek onu yavaş yavaş ölüme terk etmekle eşdeğerdir.
Eğer bugün bu soygun ve vurgun düzenine son verilmiş olsa; Parti Programımızda da belirttiğimiz gibi, asgari ücret bunun üç-dört katı olacaktır. Yani hiçbir çocuk süt içemediğinden ölmeyecektir.
Tayyipgiller gözlerini kırpmadan kul hakkı yerken, işsizlik ve pahalılık cehenneminde yaktıkları insanlarımızı ise “bu dünyada imtihan ediliyorsun, burada çektiğin acılar öbür dünyada sana cennetin kapısını açacak” diyerek kandırmaktadırlar. Yani din alıp satmaktadırlar. Abdullah Bin Mübarek’in, 1300 yıl önce söylediği gibi; “İnsanların en alçağı; din kisvesi altında dünya menfaati sağlayandır”… Bunların hepsi “din kisvesi altında dünya menfaati sağlayan”lardır.
Halkımız bu zulüm düzenine sürgit katlanmayacağını ve izin vermeyeceğini büyük Gezi Direnişi’nde göstermiştir. Baştan aşağı çürümüş bu düzene son vermek ve insanın insana yaraşır bir hayat sürmesini sağlamak; halktan umudunu hiç yitirmemiş olan, sapmaz ve doğru bir ideolojiye sahip biz Kurtuluş Partililerin omuzlarındadır.
Son söz olarak: bizde zaman aşımı yoktur. Eninde sonunda halkımıza bu acıları çektirenlerden hesap sorulacaktır. 23.12.2013
SEFALET ÜCRETİNE HAYIR!
İŞSİZLİĞE PAHALILIĞA ZAMA ZULME SON!
YAŞASIN HALKIN KURTULUŞ PARTİSİ!
HALKIN KURTULUŞ PARTİSİ
GENEL MERKEZİ