Kılıçdaroğlu’na seçim kazandıracak iki öneri

Bak, Kılıçdaroğlu; yaptığın seçim kampanyan bizce boşa çalışmaktı. Öyle kalp işaretiyle “Haydi”yle, içi boş, anlamsız “Sana Söz” laf salatalarıyla kitleler etkilenmez, seçim kazanılmaz.

Kitleler, son tahlilde maddi çıkarlarının peşinde koşarlar. Senin kampanyadaki vaatlerinin tamamı, kitlelere somut, inandırıcı kazanımlar sağlayacak sözler değildi. Sözü uzatmayalım:

1- İstanbul, bütün yerbilimcilerin ittifak ettikleri görüşe göre 7’nin üzerinde yıkıcı, öldürücü bir deprem bekliyor. Bilim insanlarının öngörüsüne göre bu deprem, İstanbul’da 260 bin binada hasar yaratacak. 150 bin kadarını da çökertip yerle bir edecek. Ve en az 500 bin insanın hayatını yok edecek.

İBB Başkanı İmamoğlu diyor ki; biz İstanbul’daki beklenen depremde tehlike oluşturacak binaları aşağı yukarı tespit ettik. Bunların güçlendirilerek ya da yıkılıp yeniden yapılarak güvenli hale getirilmesi, 25 milyar dolarlık bir paraya mal olacaktır. Bu parayı bulamadığımız için bunu şu an yapamıyoruz.

85 milyonluk Türkiye Cumhuriyeti, bu miktardaki bir parayı kolaylıkla bulur. Gel, kampanyanın ana konusundan biri olarak bunu seç.

De ki;

“Ben 25 milyar doları bulacağım ve başkan seçilir seçilmez ilk iş olarak İstanbul’da tehlike arz eden tüm binaları deprem güvenli hale getireceğim. İmkânı olan vatandaşlarımızdan belli miktarda bu gidere katılmasını teklif edeceğim. İmkânı olmayanların da binalarını hiç para almadan sağlamlaştıracağım. Böylece beklenen depremde olabilecek can kayıplarını önleyip ortadan kaldıracağım.”

Biz bu teklifimizi daha önce de yapmıştık sana. Fakat sen, çevrendeki boş insanların yönlendirmesiyle hareket ettin ve bizim teklifimizi önemsemedin ya da görmedin.

İstanbul’un dışında bu oranda deprem riski ve ölümcül tehlike arz eden diğer illerimiz için de aynı sözü verebilirsin.

2- Şu an 700 bin ataması yapılmamış öğretmen evladımız var. Bunlar, hepimizin bildiği gibi, binbir emekle, çileyle okullarını bitirip, eğitimlerini tamamlayıp öğretmen olma yeterliliğini kazandılar. Ama ne yazık ki hevesleri kursaklarında kaldı bu yavrularımızın. Okullarına ve öğrencilerine kavuşamadılar.

50’yi aşkını bunalıma girip intihar ederek canına kıydı. 10 binlercesinin ruh sağlığı bozuldu. Gel, bu evlatlarımızın daha fazla acılar çekmesine son verelim.

Ayrıca, 100 binin üzerinde yine aynı şekilde ataması yapılmamış hemşire evlatlarımız var. Onlardan da bunalıma girip intihar edenler oldu. Ruh sağlığı bozulanlar da pek çok tabiî, hevesleri kursaklarında bırakıldığı için.

Bu hemşire evlatlarımıza şiddetle ihtiyaç var hastanelerde halbuki. Buna rağmen onların görev yapmaları ve halkımıza sağlık hizmeti sunmaları engellenmiş durumdadır. Bu duruma acilen son verilmesi gerekir.

De ki;

“Şu ana kadar mezun olmuş tüm öğretmenlerin ve hemşirelerin atamasını bir eksiksiz yapacağım. Eğer okullarımız bu sayıdaki bir atamayı kaldırmaz ise, onları geçici olarak başka devlet kademelerinde görevlendireceğim. Ve öğretmenliğe denk bir maaş vereceğim. Yer açıldıkça da okullarımızda, onların oralara kaydırılmasını sağlayıp mesleklerini gönül rahatlığıyla, iç huzuruyla yapmalarını sağlayacağım.”

Bu iki alandaki vaatlerinde inandırıcı olabilirsen eğer, yani “İstanbullular, size söz! Oturduğunuz evlerin tamamını deprem güvenlikli hale getireceğim en kısa sürede”; “Ataması yapılmamış genç öğretmen evlatlarımız! İşbaşına geldiğim gün tamamınızın atamasını bir eksiksiz yapacağım”, dersen; bu sana birkaç milyon oy getirisi sağlayacaktır.

Şimdi biz de sana, senin sözcüğünle hitap edelim:

Haydi! De bunları!

De de 21 yıldan bu yana Türkiye’nin başına ABD Emperyalist Haydudu tarafından çöktürülmüş ve Laik Cumhuriyet’in tüm kurumlarını ve kazanımlarını yerle bir edip enkaza döndürmüş, kendisi ve avanesi trilyonlarca dolarlık kamu malını zimmetine geçirmiş, çıkar amaçlı, mafyatik ve Ortaçağcı bir suç örgütünden başka bir şey olmayan, halkımızı işsizlik, yoksulluk, açlık cehenneminde kıvrandıran şu Tayyipgiller iktidarından kurtaralım Türkiye’yi…

Kılıçdaroğlu…

Bilindiği gibi bizim seninle de ve yaptığın pek çok gerici uygulamalarınla da ve ayrıca Molla Necmettin ve Tayyip döküntüsü, hepsi de Ortaçağcı, Laiklik düşmanı, Kuvayimilliye ve Mustafa Kemal düşmanı “Altılı Masa” yandaşlarınla da görülecek hesabımız var.

Fakat bunun zamanı bugün değil. Günün en acil görevi, ülkemizi BOP cehennemine sürükleyerek yok oluşa, halkımızı açlığa, ölüme, zulme götüren bu “en kötü”den yani Tayyipgiller iktidarından kurtarmaktır.

Halkız, Haklıyız, Yeneceğiz!

17 Mayıs 2022

Nurullah Efe Ankut
HKP Genel Başkanı