103 yıl önce “Farklı Olan” yalnız Mustafa Kemal ve Birinci Kuvayimilliyecilerdi; Laik Cumhuriyet’i kurdular! 23 Nisan 2023’te “Farklı Olan” yalnız biz İkinci Kuvayimilliyeciler, Halkın Kurtuluş Partilileriz; Halkın İktidarını kuracağız!

103 yıl önce bu mazlum, çilekeş halkın ekmeğine göz koyan engerekler ve çıyanlar – Vahdettin’ler, Damat Ferit’ler, Nemrut Mustafa Paşa’lar, Ali Kemal’ler, Dürrizade’ler, Mustafa Sabri’ler, Sait Molla’lar, Filozof Rıza’lar – Yunan’ın galip gelmesi için, en gerici sınıf karakterleri gereği emperyalistlerle işbirliği yaparak, Antiemperyalist Ulusal Kurtuluş Savaşı’mızın önüne set olmak istediler. Çok can aldılar, çok can yaktılar, çok gözyaşı döktüler.

Ama dünyada ilk olarak zaferle taçlanan Kurtuluş Savaşı’mızın Önderi Mustafa Kemal tanıdı bunları. Bunların iğrenç yüzlerini, halk düşmanlıklarını, vatan düşmanlıklarını gösterdi halkımıza ve dünyanın tüm Mazlum Halklarına.

Halkımız tanıdı bunları. “Din kisvesi altında dünya menfaati sağlayan”ların, dolayısıyla “insanların en alçağı” olanların, Sütçü İmam’ın deyişiyle “damarlarında kâfir kanı akan” vatansızların, soysuzların, nasıl ülkemizi işgal eden emperyalist çakallarla işbirliğine girip Mustafa Kemal Paşa ve Kuvayimilliye aleyhine fetvalar verip vatana ve halka düşmanlık yaptığını gördü.

Anladı Halkımız Birinci Kuvayimilliyecileri ve önderleri Mustafa Kemal’i, İsmet İnönü’yü. Bu Vatan ve Halk Düşmanı güruhla baş edebilmenin yolunun, bu yurtseverlerin, halkseverlerin, Cesaret Vatanına sahip bu yiğitlerin arkasında kenetlenerek savaşmaktan geçtiğini gördü.

İşte tüm dünyanın Mazlum Halklarına umut ve örnek olan Antiemperyalist Birinci Ulusal Kurtuluş Savaşı’mızın zaferi; sonunu düşünmeyen kahramanların arkasında birleşen ve kenetlenen halkımızın cephede ve cephe gerisinde 4 yıl süren destansı mücadelesinin ve savaşının ürünüdür.

Fidel’lere Che’lere, Nasır’lara, Ho Şi Minh’lere ilham veren, bu Halk Önderlerine örnek olan Kurtuluş Savaşımız;

Ölmeyi emreden Komutanlarının emrine uyarak ölmeye koşan kınalı kuzuların,

Tepesinde sallandırılan idam fermanına rağmen mücadeleyi ve savaşmayı bırakmayan, teslim olmayan, tatlı canını düşünmeyen Mustafa Kemal’lerin,

Halk Kahramanları Kara Fatma’ların, Halime Çavuş’ların, Nezahat Onbaşı’ların, Şerife Bacı’ların eseridir!

İşte ABD-AB Emperyalistlerinin ve Yerli Satılmışların hiçbir zaman hazmedemediği, unutturmak, izini tozunu silmek istediği Antiemperyalist Kurtuluş Savaşı’mıza komuta edecek Türkiye Büyük Millet Meclisi 103 yıl önce bugün, 23 Nisan 1920’de kuruldu.

Antiemperyalist Birinci Kurtuluş Savaşı’mızın zaferiyle kurulan Laik Cumhuriyet’in sembolü olan bu Gazi Meclis; kuruluşunun 103’üncü yılında ne yazık ki “ulusumuzu mahvetmek isteyen emperyalizme ve bizi yutmak isteyen kapitalizme” teslim olmuş, onların güdümüne girmiş, Che’nin deyişiyle İnsan Soyunun Başdüşmanı ABD Haydut Devletinin saldırgan, işgalci savaş örgütü NATO önünde hizaya girip diz çöken partilerle doldurulmuş ve Milletin Meclisi olmaktan çıkarılmıştır. Artık bu Meclis 23 Nisan 1920’de kurulan Gazi Meclis değildir. Bu Meclis, ABD Emperyalist Haydudunun casus örgütü CIA’nın, sağından soluna her yerinde cirit attığı bir Meclise dönüştürülmüştür.

Bu Meclis artık “Keşke Yunan Galip Gelseydi”cilerle, insanlığı Ortaçağ karanlığına götürmeye yeminli tarikatlara, cemaatlere hayır diyemeyenlerle, bu Ortaçağcı kurumların varlığına son vermek için kılını kıpırdatmayanlarla, Mustafa Kemal’in kurduğu Partiyi özünden koparan Sahte Sosyal Demokratlarla, Gerçek Devrimcilikle, Solculukla bir ilgileri olmayanlarla dolmuş durumda. İşte bunların alayı ABD’nin ajan örgütleri, Pentagon’u, Washington’u tarafından BOP yani Yeni Sevr çerçevesinde oynatılmaktadır. Bu güruh Türkiye’yi elbirliğiyle her gün santim santim ilerleterek BOP cehennemine doğru sürüklemektedir. Tıpkı 103 yıl önce bu güruhun atalarının ülkeyi Sevr Bataklığına sürüklemesi gibi.

Antiemperyalist Birinci Ulusal Kurtuluş Savaşı’mızın zaferini getiren en önemli nedenlerden biri, halkımızın bu güruhu tanıyıp Mustafa Kemal Önderliğinde mücadeleye atılmasıydı. Emperyalist Yedi Düvelin ve yerli satılmışların oyunlarıyla, yalanlarıyla böyle başa çıkılabildi.

Bugün AB-D Emperyalistleri ve yerli işbirlikçileri cephesinin bütün yalanlarına dolanlarına, düzenbazlıklarına karşı ilk olarak yapılması gerekeni, Genel Başkan’ımız Nurullah Efe Ankut ortaya koyuyor:

Biz bir tek şey istiyoruz halkımızdan: Anlaşılmak. Bizi anlamazsan bunların binbir oyunuyla, binbir yalanıyla nasıl başa çıkabilirsin?

Çok netçe biliyoruz ve inanıyoruz ki Türkiye’de namuslu olmanın ve gerçek solculuğun, devrimciliğin birinci şartı, bu düşman cepheyi aynen bizim gibi görmek, kavramak, ona karşı savaşta mevzi almaktır.

İkinci Kurtuluş Savaşı’mızın zaferine giden yolda yapılması gereken budur: Halkımızın bunların binbir oyunuyla, binbir yalanıyla baş edebilmek için Kuvayimilliye Komutanı, İkinci Kurtuluş Savaşı’mızın önderi Hikmet Kıvılcımlı Usta’nın Düşünce Evlatlarını anlaması, kavraması ve bu Emperyalist Cepheye karşı İkinci Kurtuluş Savaşı’nda mevzi alması.

Bu aynı zamanda Kuvayimilliye Şehitlerine layık olmanın, onların uğruna canlarını verdikleri savaşın nihai olarak zaferle taçlanmasının da yoludur.

Bu yol bizimle yürünürse sonu aydınlıktır.

Halkın İktidarına giden bu yolda halkımız arkamızda kenetlendiği zaman Hür, Güçlü, Mutlu ve Tam Bağımsız Türkiye hedefine ulaşabiliriz.

Bu yola giren İkinci Kurtuluş Savaşçılarının önderleri; kendini alevin kalbine atan, Cesaret Vatanına sahip, sonunu düşünmeyen kahramanlar. Bu önderler de başında yağlı urganlar sallanırken mücadeleden kopmayan, mücadeleden kaçmayan, ülkesini bir an olsun terk etmeyen, kendini İnsanlığın Kurtuluş Davasına vakfeden Gerçek İnsanlar, Gerçek Devrimciler.

103 yıl önce, 23 Nisan 1920’de Gazi Meclisi kuran Kuvayimilliyeci Atalarımız ve Önderleri Mustafa Kemal gibi, bugün Halkımızı, vatanımızı düşünen ve savunan sadece biz HKP’liler kaldık.

Ne büyük onurdur ki 14 Mayıs Seçimlerinin arifesinde “Farklı Olan Yalnız Biziz!

Antiemperyalist-Antifeodal-Antişovenist mücadeleyi kararlıca devam ettiren bir biz kaldık.

O nedenle 14 Mayıs’taki seçim bizimle yani on yedi yaşında bir gencin içtenliği, heyecanı, fedakârlığı ve gözü kara ataklığıyla Devrimci Kavgayı sürdüren, Vatanı ve Halkı Sevmenin Ustalarıyla, AB-D Emperyalistlerinin “umut kaynağı”, “demokrasi güçleri”, yerel müttefiki olanlar ve devrimci kavgayı terk edenler arasında olacaktır.

Bu seçim bizimle yani Mustafa Kemal’in gerçek devamcılarıyla, “Ya İstiklal Ya Ölüm”, “Bağımsızlık Benim Karakterimdir” şiarını yükseltenlerle, Mustafa Kemal ve en yakın Silah Arkadaşı İsmet İnönü’ye “İki Ayyaş”, “Ölmüş İnek”, “Kefere Kemal” diyenler arasında olacaktır.

Bu seçim bizimle yani Gerçek Devrimcilerle, AB-D Emperyalistlerinin Yeni Sevr Projesi olan BOP’a destek veren Sevrci Soytarı Sahte Sol arasında bir seçim olacaktır.

14 Mayıs’taki seçim bizimle yani Antiemperyalist Kurtuluş Savaşı’mızı nihai sonucuna ulaştırıp Halkın İktidarını kuracak olan İkinci Kurtuluş Savaşçılarıyla, bu savaşın bütün kazanımlarını ortadan kaldırmak için ABD-AB Emperyalistlerinin emrine giren kuklalar arasında bir seçim olacaktır.

14 Mayıs’taki seçimler bizimle yani Antiemperyalist Savaşçılar Cephesiyle, emperyalizm, onun NATO’su ve Türkiye’deki uşakları, piyonları, kuklaları arasındaki bir seçim olacaktır.

Zafere ulaşıncaya kadar bu insanlık düşmanı ABD Hayduduyla ve onun yerli işbirlikçileriyle savaşımız sürecektir!

En sonunda biz kazanacağız, biz!

Halkız, Haklıyız, Yeneceğiz!

23 Nisan 2023

Halkın Kurtuluş Partisi
Genel Merkezi