Kadına Karşı Şiddet Kadını İkinci Sınıf Olarak Gören
Ortaçağcı ve Modern Gericiliğin Ürünüdür!
Tarih 25 Kasım 1960…
Dominik Cumhuriyeti’nin Cibas bölgesinde dünyaya gelen ve Mirabal Kardeşler olarak tanınan üç kız kardeş Patria, Minerva ve Maria Teresa, eşleriyle birlikte Trujillo diktatörlüğüne karşı mücadele verir. 3 kardeş, sembolü haline geldikleri diktatörlük karşıtı mücadelelerinin çeşitli zamanlarında ağır baskılara maruz kalır ve hapis cezalarına çarptırılırlar. Üç kız kardeş tecavüz edilip öldürülürler ama araba kazasında öldükleri duyurulur . Mirabal kız kardeşlerin mücadelesi dünyada ve Türkiye’de kadın hareketleri için bir sembol haline gelir ve 1981 yılında Latin Amerika Kadınlar Birliği bir araya gelerek bu 3 mücadeleci kadının öldürüldüğü günün Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Günü olarak anılmasını ister. 1985 yılında Birleşmiş Milletler bunu kabul eder ve 1999 yılında 25 Kasım dünya genelinde Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Günü olarak ilan edilir.
Kadına şiddet denilince akla hep cinayet, dayak, hakaret gelir ki bu eksiktir:
“Kadına yönelik şiddet sadece fiziksel şiddetle ya da kadın cinayetleri ile sınırlı değildir. Tüm dünyada ve ülkemizde kadınlar fiziksel, sözel, cinsel, psikolojik ve ekonomik olarak şiddete maruz kalmaktadır. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komisyonu’nun Temmuz 2012’de yayınladığı raporda her yıl dünyada binlerce, on binlerce kadının özellikle de yoksul, düşük sosyal statüdeki kadının gebelikle ilgili nedenlerle yaşamını yitirdiğine, 10-15 milyon kadının çeşitli ciddi gebelik komplikasyonları nedeniyle sağlıklarının bozulduğuna dikkat çekilmektedir. Sadece 2010 yılında dünyada 287.000 kadın gebelikle ilgili nedenlerle yaşamını yitirmiştir.
“Türkiye İstatistik Kurumu’nun 2006 yılında yaptığı Aile Yapısı Araştırması’nda ise rakamlar dehşet vericidir; 18 yaş altında evlenen kız çocuklarının oranı % 31.7, erkek çocuklarının oranı ise % 6,9’dur. Türkiye’de 4 kadından biri çocuk gelin. Çocuk gelin olan dört kadından biri de eğitimsiz kadın. Milli Eğitim Bakanlığı 2010-2011 örgün eğitim istatistikleri de halen 3 kız çocuğundan birinin (% 33,9) orta eğitime ulaşamadığını göstermektedir. Ülkemizde kadınların daha düşük statüde yaşamlarını sürdürmelerini pekiştiren düzenlemeler nedeniyle 1980’de % 48 olan kadın istihdamı % 26’lara gerilemiştir. Şu anda OECD ülkelerinde kadın istihdam oranı % 61,8’dir.” (ÇOMÜ Kadın Araştırmaları Merkezi Müdürü Doç. Dr. Gülbu Tanrıverdi)
Türkiye, Dünya Ekonomik Forumu’nun 2012 toplumsal cinsiyet eşitliği göstergelerinde 135 ülke arasında 124’üncü sıradadır. 2011’de 122’inci sıradayken biraz daha gerilemiştir. Ülkemizde Ortaçağcı gerici Tayyipgiller iktidarından beri kadına yönelik şiddet her geçen gün artmaktadır. İktidarları boyunca Adalet Bakanlığı verilerine göre, Türkiye’de kadınlara yönelik cinayetler yüzde 1400 artmıştır.
2010’da 217 kadın ve üç çocuğu, öldürüldü!
2011’de 257 kadın, 14 çocuk ve iki bebek öldürüldü; en az 102 kadın ve 59 kız çocuğu tecavüze uğradı 167 kadın taciz edildi, 220 kadını yaralandı!
2012’de 165 kadın öldürüldü, 150 kadın tecavüze uğradı, 210 kadın yaralandı, 137 kadın taciz edildi, 24 kadın koruma talep ettikleri, tedbir kararı çıkarttıkları halde öldürüldü, 21 kadın ağır yaralandı!
2013 ocak ayında 18 kadın ve üç çocuğu öldürüldü!
2013 şubat ayında 11 kadına tecavüz edildi ve öldürüldü!
2013 mart ayında 14 kadın öldürüldü!
2013 nisan ayında 17 kadın öldürüldü!
2013 haziran ayında 15 kadın öldürüldü!
2013 temmuz ayında 9 kadın öldürüldü, 20 kadına tecavüz edildi!
Bu rakamlar ülkemizde kadına karşı uygulanan şiddetin en güncel rakamları… Ama çok doğal(!)
Neden mi?
Çünkü ülkemiz kadın düşmanı, gerici, yobaz, Ortaçağcı bir sınıf olan Tefeci Bezirganlığın temsilcisi Tayyipgiller tarafından yönetiliyor. Ve onlar bu rakamları görmezden gelerek her geçen gün kadını aşağılamaya ve kafalarındaki kadına bakışı hayata geçirmeye devam ediyorlar:
“Kadına yönelik şiddet abartılıyor.” (Tayyip Erdoğan),
“Medya olayları abartıyor. Kadına yönelik şiddet algıda seçicilik.” (Fatma Şahin/AKP Bakanı),
“Ben zaten kadın erkek eşitliğine inanmıyorum.” (Tayyip Erdoğan ),
“Tecavüzcü, kürtaj yaptıran tecavüz kurbanından daha masum.”(Ayhan Sefer Üstün/AKP Milletvekili, İnsan Hakları Komisyonu Başkanı),
“Benim bedenim, benim kararım diyenler feminist.” (Tayyip Erdoğan),
“Kürtajı bir cinayet olarak görüyorum.” (Tayyip Erdoğan ),
“Tecavüze uğrayan doğursun, gerekirse devlet bakar.” (Recep Akdağ/AKP Bakanı),
“Tecavüze uğrayan da kürtaj yaptırmamalı.
“Bosna’da kadınlar tecavüze uğradı ama doğurdular.” (Ayhan Sefer Üstün/AKP Milletvekili, İnsan Hakları Komisyonu Başkanı),
“Kadın ahlaklı olsun, kürtaj yapmak zorunda kalmasın.” (İ. Melih Gökçek/AKP Ankara Belediye Başkanı),
“Anası tecavüze uğruyorsa neden çocuk ölsün? Anası ölsün.” (İ. Melih Gökçek/AKP Ankara Belediye Başkanı),
“Kızlarına sahip çıksalarmış.” (Celalettin Cerrah, Münevver Karabulut cinayeti hakkında),
“Kız öğrenciler, erkek öğrenci ile aynı evde kalıyor. Muhafazakar yapımıza bu ters” (Tayyip Erdoğan),
“Evdeki işler yetmiyor mu?” (Veysel Eroğlu/AKP Bakanı, Kendisinden iş isteyen kadına),
“Kadınlar iş aradığı için işsizlik yüksek.” (Mehmet Şimşek/AKP Bakanı),
“Kızlar okuyunca erkekler evlenecek kız bulamıyor.” (Erhan Ekmekçi/AKP İl Genel Meclis Üyesi),
“Türk kadını evinin süsüdür.” (Vecdi Gönül/AKP Bakanı),
“Hamileliği davul çalarak ilan etmek bizim terbiyemize aykırıdır. Böyle karınla sokakta gezilmez. …Ayıptır ayıp. Bunun adı realizm değildir. Bunun adı terbiyesizliktir.” (Ömer Tuğrul İnançer/TRT 1’in mütefekkiri(!))
“Maalesef şimdiye kadar kız ve erkek öğrencilerin birlikte eğitim yaptırılmasını büyük bir yanlışlık olarak değerlendiriyorum. İnşallah bu yanlışlık önümüzdeki dönem içinde düzeltilecek” (Meclis Başkanvekili ve AKP Kayseri Milletvekili Sadık Yakut).
Bu sözleri okuyunca ülkemizde kadına yönelik şiddetin neden bu kadar arttığını herkes görmüştür sanırız. Çok fazla söze gerek yok!
Kadına yönelik baskıların da şiddetin de, cinayetlerin de önlenmesinin tek yolu var:
Kadını köle gibi gören, çifte sömürüye uğratan Emperyalizme, Ortaçağcı gerciliğe karşı İşçi Sınıfı yanında mücadele etmek! Unutmayalım ki “Kadının kurtuluşu İşçi Sınıfının Kurtuluşundan bağımsız değildir!”
Haydi Kadınlar, erkek yoldaşlarımızla birlikte bu köhne düzeni yıkmak için mücadeleye!
Halkın Kurtuluş Partisi Kadın Çocuk Komitesi