Seni belki de son kez uyarıyoruz. İlle de CB koltuğuna oturacağım, diyerek ateşle oynuyorsun. Çünkü bu seçim, öncekiler gibi bir seçim olmayacaktır kesinlikle. Ağır yara almış Laik Cumhuriyet’e ya Tayyipgiller tarafından son ölümcül darbenin vurulacağı ya da onların elinden ağır yaralı halde de olsa çekilip alınacağı bir seçim olacaktır.
Yani Türkiye’nin, onu uçurumun kenarına getirmiş bulunan Tayyipgiller’in elinden çekilip alınacağı ya da onlar tarafından uçurumdan yuvarlanacağı bir seçim olacaktır.
Bugüne dek yerel bazda yapılmış her seçimi Tayyipgiller karşısında kazanmış bulunan İBB Başkanı bir Ekrem İmamoğlu var. Ve son iki yıldır yapılan kamuoyu yoklamalarının da çok açık biçimde gösterdiği gibi, her seferinde Tayyip’i açık ara farkla geçmekte, yenmektedir.
Öyle görünüyor ki, önümüzdeki seçimde de bu kişi aday gösterilirse Tayyip’i yenecek, dolayısıyla da ABD yapımı, bütünüyle kötülüğe dönüşmüş ve baştan ayağa binbir suça batmış, mafyatik, çıkar amaçlı bir suç ve ihanet örgütünden başka hiçbir şey olmayan Tayyipgiller iktidarı gümbür gümbür devrilecektir.
Bu gerçek apaçık ortadayken, sen, Narsisistik mental durumundan kaynaklanan hırsınla ille de CB adayı ben olacağım, diye dayatıyorsun. Hem de bugüne kadar Tayyipgiller karşısında 7 kez ağır yenilgi almış olmana rağmen…
Bu inadınla şunu ortaya koymuş oldun ki senin Tayyipgiller Sultanlığının devrilip devrilmemesi, Laik Türkiye Cumhuriyeti’nin var ya da yok olması hiç umurunda değilmiş. Koltuk, kariyer hırsı senin zihnini körleştirmiş.
Senin masana topladığın, hepsi de Ortaçağcılıkta, Şeriat özlemciliğinde, Kuvayimilliye, Mustafa Kemal ve Laik Cumhuriyet düşmanlığında birbiriyle yarışan insan sefaletleri liderliğindeki, üstelik oy toplamları da yüzde 2-3’ü ancak bulabilen, çöplüğe atılmış particiklerin dolmuşuna binmişsin.
Daha önce de söyledik; onların tek derdi masum, saf, temiz, içtenlikli CHP seçmenlerinin oyuyla Meclise altışar milletvekili sokabilmektir. İdeolojik bazda onlar, Tayyip’i ve AKP’sini sana ve senin Yeni CHP’ne onlarca kez tercih ederler. Şu an masanda oturuyor olmaları, onların artık bir işe yaramazlar, denilerek kapının önüne konulmasından, nazar-ı itibara alınmamasından kaynaklanmaktadır. Onlarla girmiş olduğun işbirliği, utanç verici bir ahlâksızlıktan başka bir şey değildir. Yani; “Siz beni CB adayı gösterin, ben size kazandığımızda milletvekilleri ve bakanlıklar vereyim”, pazarlığı…
Bu ilişkiniz aslında iğrendirici bir ahlâksızlık, ikiyüzlülük ve düzenbazlıktır. Bundan vazgeç!
Ayrıca şu an seni “kazanırsın, devam et”, diye teşvik edenler de, “mangır”a bağladığın, böylelikle uydulaştırdığın sözde muhalif medya organlarının kofti akıldaneleridir. Onların da dolduruşuna gelme!
Bugüne kadarki kamuoyu yoklamalarının da açıkça gösterdiği gibi heveslendiğin yarışta Tayyip seni yener. Sana daha önce de söyledik oğlum; sen lider olamazsın. Amerika’nın seni getirip bir kaset kumpasıyla CHP’nin başına oturtmasıyla kendini lider olmuş sayma. Sen kümes kuşusun; şahinliğe özenme, kalkışma…
Senin, duruşunun, davranışının, konuşmanın, eylem ve söyleminin halkta bir karşılığı yok. Senin bütün tutum ve davranışların, Karagöz Oyunu’ndaki İbiş’in canlandırdığı rolle örtüşür.
Tayyip de senin kadar yüreksizdir. Tavşan kadar bile yürek taşımazsınız ikiniz de. Fakat Tayyip, mahalle kabadayılarının raconunun kallavisinin kesildiği Kasımpaşa’da büyümüştür. Tabiî onların yanlarına yaklaşması ya da onların bunu ciddiye almaları asla söz konusu olmamıştır. Fakat Tayyip, onları büyük bir kıskançlıkla ve hayranlıkla, gizlendiği köşesinden izlemiştir. Onların hal ve tavırlarını belleğine silinmeyecek biçimde kaydetmiştir. Tiyatro eğitimi de aldığı için Amerika onu devşirip, partileştirip Türkiye’nin başına çöktürünce; belleğinde kayıtlı bulunan o rolü şimdi kendisi başarıyla oynayıp canlandırmaktadır. Tabiî 1500 kişilik koruma ordusunun ortasında…
Tayyip’in canlandırdığı bu rolün halkımız -cahil, bilinçsiz, yoksul halkımız- nezdinde karşılığı vardır. Bizim gibi 6 bin yıldan bu yana Despotların, Sultanların, Şahların, Padişahların zulmü altında sürekli ezilen halkların oluşturduğu toplumlarda, katiller bile cezaevlerinin en çok saygı gören mahpusları kesimini oluşturur. Mahallelerde, sokaklarda da katillere insanlarımız korkuyla karışık bir saygı duyarlar.
Demek istediğimiz; Şark Toplumlarının insanları güçlüden yana olmayı, görünmeyi ve güçlünün safında yer alarak onun korumasına girmeyi tercih eder.
Ayrıca da Tayyip ve avanesi, din alıp satmada yani yoksul, cahil, bilinçsiz insanlarımızı “Allah’la Aldatma”da çok ustadırlar.
Ve bütün bunlara ilaveten Tayyipgiller kanunsuzdur. Devletin tüm imkânlarını, maddi imkânlarıyla birlikte valilerini, kaymakamlarını kendi emirlerine alıp öyle bir seçim kampanyası yürüteceklerdir.
Bu şartlar altında aklın, mantığın ve bilimin işaret ettiği tek yol, her kamuoyu yoklamasında Tayyip’i açık ara farkla yenen Ekrem İmamoğlu’nun CB adayı olarak gösterilmesidir. Eğer Türkiye Cumhuriyeti’ni, vatanı ve halkını zerre miktarda düşünüyorsak; bu apaçık görünen gerçeği kabullenip ona uygun tavır belirlemek mecburiyetindeyiz.
Düşünün; zorlu bir düşmana karşı yapılan bir savaşta gerçek bir komutan en seçkin birliklerini ve en güçlü silahlarını gerektiği yerde ve zamanda kullanmasını bilendir. Çünkü o komutanın odaklandığı tek şey, düşmanını yenmektir.
Zorlu bir spor karşılaşmasında, teknik direktör, en iyi sporcularını sahanın en kritik noktalarına mevzilendirir ve orada oynatır. Bir güreş müsabakasında akıllı bir teknik adam ve güreşçi, en iyi uyguladığı, kesin sonuç alıcı oyununu uygulayıp hasmının sırtını yere yapıştırmayı amaçlar. Yine çok güçlü bir boksöre karşı oynayan bir dövüşçü, hep en etkili yumruğunu rakibin en hassas noktasına vurmanın anını kollar.
Siyasi mücadelede de durum aynıdır. Hasmı yenecek siyasi aktör ortada duruyor. Eğer o hasmı yenmeyi ve Türkiye’yi ABD’nin BOP çerçevesinde haritalandırdığı yıkıma götürmeyi durdurmak istiyorsak; Tayyipgiller karşısına CB adayı olarak onları yeneceği kesin gözüyle görülen Ekrem İmamoğlu’nu çıkarmak mecburiyetindeyiz. Aksi durum yenilgiye, hezimete yol açar. Hem de Türkiye’nin tarumar olmasına…
Evet, Sorosdaroğlu Kemal nam Hafız!
Eğer uyarılarımızı dikkate almaz, inadında devam eder ve Tayyip karşısında bozguna uğrayıp Türkiye’nin de ağır bir felakete sürüklenmesine yol açarsan, bu, sen ve etrafına topladığın çapsızlar için affedilmez bir hata ve hesabı mutlak sorulması gereken bir suç oluşturur. İşte o zaman seni ve avaneni Tayyipgiller’e yandan çarklı destek atarak onların gerçekleştirdiği ihanet ve yıkım felaketine suç ortaklığı etmekten dolayı yargılamamız kaçınılmaz olur.
“Yani ne yapalım, yarıştık, yenildik”, deyip işin içinden sıyrılamazsınız. Siz bile isteye yenilmiş olursunuz. Türkiye’nin Tayyipgiller eliyle düşürüldüğü felakete yardım etmiş olursunuz. Bunu aklınıza mıh gibi yazın!
Bu arada şunu da eklemiş olalım: Bak, bütün bu gerçekleri bilmemize rağmen, akıl, mantık ve bilim dışı inadında ısrar eder, adaylığını ilan edersen de; sana sadece oy vermekle kalmayıp çok zayıf bile olsa kazanma ihtimalini düşünerek bütün gücümüzle ve imkânlarımızla destek vereceğiz. Biz bu görüşümüzü, geçen Ağustos ayında, o günün Odatv Genel Yayın Yönetmeni Fethi Yılmaz’ın sorusu üzerine de belirtmiştik (https://www.odatv4.com/siyaset/hangi-sol-hangi-masada-248616)
Biz yıllardan bu yana söylüyoruz: Türkiye’de Kuvayimilliyecilerin, Mustafa Kemal Geleneğini savunanların, ilericilerin ve devrimcilerin en öncelikli görevi, ABD Emperyalist Haydutları tarafından başımıza sarılmış olan Tayyipgiller belasını defetmektir. Onun yerine kimin geleceği şu an bizim için bir önem taşımamaktadır. Biz, bundan büyük felaket, bundan büyük bir suç örgütü ve Türkiye Cumhuriyeti düşmanı olamaz, diyerek bunların iktidardan tekerlenmesi için durup dinlenmeden mücadele ediyoruz ve bunlara karşı kim mücadele ederse de onları destekliyoruz.
Ha, aday olmanız halinde size vereceğimiz her türlü desteği kesinkes bir karşılık bekleyerek yapmayacağız. Öyle bir şey bizim için utanç verici olur.
Usta’mız Hikmet Kıvılcımlı’nın da dediği gibi biz; “Bugüne dek hiç kimseden Proletarya Devrimciliği ve Yoldaşlığı dışında bir şey istemedik. Hiç kimsenin de bizden bundan başka bir şey istemesine izin vermedik.”
Sanırız niyetimiz, meramımız anlaşılacaktır…
Halkız, Haklıyız, Yeneceğiz!
5 Mart 2023
Nurullah Efe Ankut
HKP Genel Başkanı