AKP’giller MİT TIR’ları Davası’nı yeniden sahneye koyuyor… AKP’giller’in bir operasyon enstrümanı haline getirilmiş olan Yargı da bu davada Genel Başkan’ımız Nurullah Efe Ankut’a daha ağır cezalar vermek istiyor

Yargılayacaklarını sandılar, yargılandıklarını görünce üstelik kendi mahkemelerinde, yanıldıklarını anladılar.

Hapis Cezalarını arka arkaya yiyince korkar, siner, susar sandılar, fena halde çuvalladılar.

Susuş suikastına uğratırsak sesini de duyuramaz, o zaman belki sesi kısılır sandılar, bunun fayda etmediğini, etmeyeceğini gördüler.

İnsanlığın Kurtuluş Mücadelesinde kendini alevin kalbine atan Gerçek İnsan, Gerçek Devrimci Genel Başkan’ımız Nurullah Efe Ankut, hançeresini yırtarcasına bağırıyor AKP’giller ve Reisine:

“Sizlerden, mahkemelerinizden, cezalarınızdan korkan, sizlerden beter olsun!”

Bizi sindirebileceklerini, yıldırabileceklerini, korkutabileceklerini sanıyorlar.

Fena halde yanılıyorlar!

Bizi dünyada hiçbir güç korkutamaz, sindiremez!

Ne diyor Önderimiz Kıvılcımlı?

“Vatan aşkını söylemekten korkar hale gelmektense ölmek yeğdir.”

AKP’giller ve Reisinin, “Onur yaşamdan değerlidir” sözünü düstur edinmiş Genel Başkan’ımızı susturmak, sindirmek, korkutmak için girdikleri çabalar beyhude çabalar. Bu mücadelede her zaman kazanan, kazanacak olan bellidir. Yarım asırlık bilimli, bilinçli, inançlı, örgütlü mücadelesini bir an olsun ara vermeden, esnemeden devam ettirmiş, başında yağlı urganlar sallanırken de mücadelesini devam ettirmiş, işkenceler bile mücadelesinin hızını kesmemiş Nurullah Efe Ankut’tur, kazanan ve kazanacak olan.

Yeniden sahneye konan MİT Tırları Davası sürecini kısaca anlatalım:

Bu dava “MİT TIR’ları Davası” adıyla Genel Başkan’ımız hakkında açılan ve 1 yıl 2 ay 22 günlük hapis cezasına çarptırılmasıyla sonuçlanan bir davaydı. Tayyipgiller daha Suriye bataklığına ülkemizi sürüklemeden, halkımızı, milletimizi bu felaketten sakındırmak için elimizden gelen her türlü çabayı göstermiştik.

Ankara’da, 2014 yılının başlarında MİT Başkanı Hakan Fidan’ın, Dışişleri Bakanı Davidson Ahmet’in, İçişleri Bakanı Efkan Ala’nın, zamanın Genelkurmay 2. Başkanı Org. Yaşar Güler’in (bugünün Genelkurmay Başkanıdır) ve Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu’nun bir gizli toplantısı olmuştu. Henüz Suriye bataklığına dalınmamıştı o zamanlar ve AKP’giller tüm takım taklavatı ve Reisleriyle birlikte yanıp tutuşuyorlardı, “o bataklığa Türkiye’yi nasıl sokarız”, diye.

Halkın Kurtuluş Partisi olarak AB-D Emperyalistlerinin aşağılık BOP’unun Eşbaşkanı olmakla övünen bu satılmışların niyetini anlayınca hemen Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduk. Fakat AKP’giller’in Hukuk Bürolarına dönüştürülmüş Yargıdan tabiî ki istediğimiz doğrultuda olumlu bir karar çıkmadı. İşlenen bu kadar aleni suçlara dair; “Kovuşturmaya gerek görülmemiştir”, denilerek başvurumuza ret kararı verildi.

AKP’giller’in Birleşmiş Milletler’e üye egemen bir devlet olan Suriye’nin egemenliğine, toprak bütünlüğüne karşı ve içişlerine yönelik bir saldırı hazırlığı, apaçık bir şekilde Uluslararası Hukuka göre “Savaş Suçu” oluşturmaktaydı. bunun için bir de UCM’ye yani Uluslararası Ceza Mahkemesine başvurduk.

ABD ve AB Emperyalist Haydutlarının emri altında olan UCM ise başvurumuzu incelemeye aldı ama başvurumuzla ilgili olarak aradan 8 yıl geçmiş olmasına rağmen, herhangi bir ilerlemede bulunulmadı.

Biz UCM’ye yaptığımız başvurumuzu yayımladık yayın organlarımızda. AKP’giller ve Reisi hemen bize; “Vay sen misin bize bunu yapan. Bizi nasıl UCM’ye şikayet edersin?”, diyerek saldırı başlattılar ve kendilerine hakaret ettiğimiz savıyla dava açtırdılar aleyhimize, Ankara 5’inci Asliye Ceza Mahkemesinde.

Yargı sopasını gösterince, ömrünün 22,5 yılını zindanlarda geçirmiş, kendine baş eğdirmeye kalkan herkese baş eğdiren Hikmet Kıvılcımlı’nın öğrencisi Nurullah Efe Ankut’u sindireceklerini sandılar. Yanıldıklarını, kendi mahkemelerinde, kendi avukatları, savcıları ve yargıçları huzurunda yargılanıp mahkûm edildiklerini görünce anladılar. Güç bu devirde onlardaydı. Dolayısıyla 2015 yılında Genel Başkan’ımıza 1 yıl 2 ay 22 gün ceza kestiler. O dönemin İçişleri Bakanı Efkan Ala da, kendisine hakaret edildiği iddiasıyla 50 bin liralık manevi tazminat davası açtı. Sürüyor o dava da…

Tayyipgiller’in bir operasyon enstrümanı haline getirilmiş olan Yargı aynı konuda Genel Başkan’ımızı yeniden yargılayarak, “bizim önünde cübbemizi ilikleyerek boyun eğdiğimiz, itaat ettiğimiz Reisimize ve onun avanesine karşı yapılan bu itaatsizlik sebebiyle alınan ceza bugünün şartlarında artık yeterli değil, sizin hakkınız daha ağır cezalar” diyorlar.

Bu nedenle 2015 yılında bitmiş, sonuçlanmış davayı hukuk, akıl, mantık ve vicdan dışı bir gerekçeyle yeniden açtırıp başa döndürüyorlar ve Başeğmez Devrim Savaşçısı Nurullah Efe Ankut’u daha ağır ceza talebiyle yargılamaya başlıyorlar. Daha doğrusu yargılayacaklarını sanıyorlar.

Sansınlar bakalım.

Türkiye ve Dünya Tarihine girecek, altın harflerle bu şanlı Tarihte yerini alacak kopuş savunmalarından bir örneği daha yaşayacak Halkımız.

İşte bu davanın bir duruşması daha görüldü 23 Şubat 2023 tarihinde, Ankara Adliyesi 5. Asliye Ceza Mahkemesinde.

Bu davada; sanık savunmasının alınması için yazılan talimatın dönüşünün beklenmesine, sanık savunması geldikten sonra bozma ilamına uyulup uyulmayacağı hususunun karara bağlanmasına, bu nedenlerle duruşmanın 7 Nisan 2023 günü saat 10:00’a bırakılmasına karar verildi.

7 Nisan 2023 Cuma saat 10:00…

Kaydedilsin bu tarih. Bir tarihe tanıklık etmek isteyenler, kendi mahkemelerinde, kendi avukatlarının, savcılarının, hakimlerinin huzurunda AKP’giller nasıl yargılanır, çıkar amaçlı suç örgütüyle nasıl hesaplaşılır görmek isteyenler, boş bıraksınlar o günü.

Boş bırakılsın o gün ki görülsün; Gerçek Devrimcileri, Gerçek İnsanları hiçbir gücün korkutamayacağı, hiçbir gücün yargılamaya gücünün yetmediği.

Halkız, Haklıyız, Yeneceğiz!

3 Mart 2023

HKP Genel Merkezi