Genel Başkan’ımız Nurullah Ankut’tan yeni kitap: Türban Konusu ve İşin Aslı

Genel Başkan’ımız Nurullah Ankut‘un, son zamanlarda yeniden gündeme getirilen türban meselesinin özünü-aslını tarihsel gelişimi içerisinde anlattığı “Türban Konusu ve İşin Aslı – Örtünme, Kadına Bakış Bağlamında Mekke ve Medine İslam’ı” başlıklı yeni kitabı çok yakında Derleniş Yayınları’ndan çıkıyor…

Genel Başkan’ımızın, Gerçek Bilimin, Bilimsel Sosyalizmin ışığında ulaştığı orijinal tespitlerin yer aldığı kitap; İslamiyet’in ortaya konduğu 23 yıllık süreç içerisinde kadına yönelik bakışın nasıl değiştiğini, bu değişimin nedenlerini, Bilimsel Sosyalizmin ölümsüz kurucuları Marks-Engels Usta’ların dahiyane bir şekilde tespit ettikleri gibi yaşanılan maddi dünyanın din dünyasına nasıl yansıdığını çarpıcı bir biçimde ele alıyor. Türkiye Devrimi’nin Önderi Hikmet Kıvılcımlı Usta’nın Antika Tarih üzerindeki peçeyi kaldırarak ortaya koyduğu “Tarihsel Devrim”lerden biri olan İslamiyet’te Fatihlerin nasıl fethedildiğine de değinen kitap; aynı zamanda Mekke ve Medine İslam’ının farklılıklarını, bu farklılıkların maddi temellerini ve zamanın Müslüman Arap Toplumunun yaşantısı üzerindeki etkilerini ortaya koymak bakımından özgünlük taşıyor. Türban meselesinin Türkiye’de de hangi koşullarda, hangi amaçlarla, kimler tarafından gündeme getirildiğinin ve türbanın Ortaçağcı Siyasal İslamcıların, din derebeylerinin ellerinde tıpkı IŞİD’in kara bayrakları gibi nasıl bayraklaştırıldığının anlatıldığı kitap, konuyla ilgili akıllardaki tüm sorulara matematiksel kesinlikte cevaplar veriyor.

Arka Kapak Yazısı:

Bütün bu İlahiyatçıların da açıkça ve kesince ortaya koyduğu gibi, arkadaşlar; Kur’an’ın Medine İslam’ı yani Medine döneminde ortaya konan bölümü, yaşanılan Sınıflı Toplumun ve o toplumda egemen sınıf olarak varlığını ve tahakkümünü sürdüren Antika Tefeci-Bezirgân Sermaye Sınıfının örfünü, geleneğini, göreneğini, ahlâkını, dinini, felsefesini, kültürünü savunmaya başlar artık. Yani içinde doğup isyan ettiği sosyal sınıflı sömürü düzenine kerte kerte teslim olur.

İşte türban da, kara çarşaf da, cilbab da hep bu Antika egemen vurguncu sınıfın kadına bakışının ve onu aşağılayışının, onu bir cinsel nesne olarak görüşünün ürünüdür. Yukarıda da bütün İlahiyatçıların tekrar tekrar vurguladıkları gibi cariyeler zaten insan bile sayılmamaktadır artık. Onlar hakkındaki Kur’an buyruğuna ve ona dayanan uygulamaya göre, örtünmelerine gerek olmadığı gibi tam tersine örtünmeleri yasaktır da.

Demek ki arkadaşlar; Kur’an ahlâkı, özellikle de Medine dönemi Kur’an ahlâkı, Antika Tefeci-Bezirgân Sermaye Sınıfının ahlâkıdır, önemli ölçüde. Hani Usta’ların dediği gibi Medine’deki gerçek dünyanın yani yaşanılan dünyanın din dünyasına yansımasıdır artık.