HKP İzmir İl Örgütü olarak İşsizliği ve Pahalılığı protesto ettik.

Her geçen gün halkımızın sırtına bindirilen zamlara karşı HKP İzmir İl Örgütü olarak Karşıyaka Çarşı’da bir eylem yaptık. 8 Nisan Cuma günü saat 18.30’da Karşıyaka İlçe Örgütümüzün önünden Çarşı girişine kadar pankart ve dövizler açarak sloganlar eşliğinde yürüyüş yaptık. Halkın yoğun ilgisi altında devam eden yürüyüşümüzün sonunda yoldaşlarımızın açtığı temsili pazar tezgahında AKP’giller’in ekonomideki vurguncu uygulamalarının Pazar fiyatlarına yansımalarını sergiledik. Bu durumu hicveden pazarcı konuşması da halkımızın eylemimize ilgisini arttırdı. Pazar tezgahının önünde Partimizin Genel Sekreter Yardımcısı ve İzmir İl Başkanımız Av. Tacettin Çolak yapılan zamlarla ilgili açıklama yaptı.

 Tacettin Çolak sık sık alkışlarla kesilen konuşmasında şunları söyledi:

***

Saygıdeğer İzmir Halkı;

Bu ülkenin tepesindeki kişi manda yoğurduyla, Medine hurmasıyla insanlara beslenme önerisi verirken, aslı yok yaylasında kendince ziyafet vermektedir. Kendisi yirmi yılda Karun gibi zengin olduğu için manda yoğurdunu da bulur, onun içine karıştıracağı malzemeleri de bulur. Ne güzel besleniyorum diyerek de halkla alay eder.

Sembolik olarak arkadaşlarımızın buraya çıkarttığı pazar malzemelerinin içinde beyaz  eşya, elektrik, ulaşım, barınma, eğitim, sağlık, kira gibi zorunlu giderlerin hiçbiri yok; sadece pazarda karşılaşacağımız pahalılık cehenneminin sembolik görüntüleridir bunlar. Şimdi size birkaç rakam vermek istiyorum:

Bundan dört ay önce Asgari Ücretin bir sefalet ücreti olacağını, insanların alım gücünü karşılamayacağını, %50 artırım yaptık diyerek göz boyadıklarını söylemiştik. Bu öngörümüz doğru çıktı. Bakın bir kilo domatesin fiyatı 35 lira.  Bugünkü Asgari Ücretle 121 kilo domates alınabiliyor. Oysa bir yıl önceki Asgari Ücretle domates 4 lira olduğu için 706 kilo alınabiliyordu. İnsanlarımız 3 liralık indirimli Ramazan pidesi için 2-3 saat oruçlu halde kuyrukta beklemek zorunda bırakılıyor.

Bunlar 20 yıldır 1970’li yılların kuyruklarını eleştirmiyorlar mıydı?

Akaryakıt kuyruklarında da insanlarımız ömür tüketir hale geldi. Milletimizi manda tezeğinden iri yalanlarla kandırdılar, şimdi de kuyruklara talim ettiriyorlar.

Bugünümüz bir ay öncesini, aratır hale geldi. 2021 Aralık ayında Asgari Ücretle  576 kilo bulgur alınabilirken, Mart ayında ancak 174 kilo bulgur  alınabiliyor.

Bu ne demek biliyor musunuz değerli halkımız?

Asgari Ücretin alım gücünün tam %70 oranında erimesi demek. 545 kilo makarna alınan Asgari Ücretle, Mart ayında 168 kilo makarna alınabiliyor. Aralık ayında 468 kilo ekmek alan Asgari Ücretli, Mart ayında ancak 333 kilo ekmek alabilmektedir. Böylesi bir ülkede insanlarımız nasıl geçim sağlayabilir, nasıl isyan etmeden ayakta durmaktadır? Bunun da nedenleri var değerli arkadaşlar. Öyle bir korku imparatorluğu yarattılar ki bu can dayanmaz işsizlik ve hayat pahalılığı karşısında insanlarımız ses çıkartamaz oldu.  Buradaki sembolik gösteriyi yapan bir avuç insan bu ülkenin en korkusuz neferleridir. O nedenle bugün sayımızın azlığına bakmayın çünkü doğruyla savaşan yenilmeye mahkumdur.

Değerli arkadaşlar, TÜİK enflasyon oranını %61,40 olarak açıklamak zorunda kaldı. Bu rakam da yalan. Bağımsız araştırma kuruluşu olan ENAG’a göre enflasyon %142,30. Bize göre bu ülkede enflasyon %200 civarındadır. Çünkü biraz önce söyledik makarnada, ekmekte, bulgurdaki üç aylık artış oranları bunun göstergesidir.

Değerli halkımız, Akpgiller insan öğütmede ve insan kirletmede de baş rolü oynuyorlar. Biz HKP olarak Vakıfbank yönetim kuruluna atadıkları sahte diplomalı güreşçi Hamza Yerlikaya’nın yalanını ortaya çıkardık. Aslında Hamza Yerlikaya sporuyla anılmaya devam etseydi herkesin bun arada bizim de saygı duyduğumuz bir insandı. Ama o gencecik çocuğu kandırdılar. Sahte lise diplomalarını çıkartırarak banka yönetim kuruluna atadılar. Kirlettiler o çocuğu. Biz onun yalanını deşifre edince istifa etmek zorunda kaldı. Bunun gibi birçok insanı kirlettiler. Daha dün Ağrı’da AKP gençliğinin yapmış olduğu iftar yemeği. Yazıklar olsun o gencecik çocukları çilingir sofralarına oturtup müzikler eşliğinde ve envayi çeşit yiyeceklerle birlikte iftar açtırıyorlar. Oralardan oy devşirme peşindeler. Oysa halkımızın tenceresinde taş kaynıyor.

Bu iktidar, bu ülkenin ulusal egemenliğini, bağımsızlığını yabancı parababalarına, emperyalist tekellere peşkeş çeken bir iktidardır. Zaman zaman hep söyledik. Ege’de burnumuzun dibinde, Çeşme’den belki yüzerek ulaşabileceğimiz Lozan Anlaşmasıyla bize ait olduğu tescillenen adaları Yunanistan’a peşkeş çekmiş bir iktidardır. Son günlerde halkımızın zeytinine dadandılar. Bu ülkede zeytin kanunu var arkadaşlar. Bu kanuna göre zeytin ağacı kesmek en az üç yıllık hapis cezasını gerektiren bir suçtur. Zeytin ağacını kesemezsin. Bunlar yönetmelik değişiklikleriyle, şeytanın bile aklına gelmeyen tüzük değişiklikleriyle zeytinlerin talan edilmesini hatta yerli, yabancı parababalarının oralarda kömür çıkartmalarının önünü açmaktalar. Akarca Koyunda, Çeşme’deki tarihi koylarda talan hesabı yapıyorlar. Oralara limanlar yapmanın peşindeler. Bunlar en küçük bir ulusal aidiyet duymadıkları için bu ülkenin yeraltı ve yerüstü zenginliklerine de düşmanlar.

Daha dün bir mahkeme kararı çıktı.  Ülkemiz topraklarında geçtiğimiz yıllarda tüm egemenlik haklarımız yerle bir edilerek canice, hunharca bir katliam yaptılar, Suudi Arabistan Konsolosluğunda. Kaşıkçı cinayeti. Katliamı yapanlar ellerini kollarını sallayarak bu ülkeye girdi. Konsoloslukta Cemal Kaşıkçı’nın cesedini asit dökerek yok ettiler. Ondan sonra da yine bu ülkenin güvenlik şeridinden ellerini, kollarını sallayarak çekip gittiler. O zamanlar ne diyordu Tayyip Erdoğan “bu cinayetin hesabını verecekler. Bu katillerden hesap soracağım. Suudi Arabistan dosya ile ilgili bilgiler istiyor, biz onlara vermedik, biz enayi değiliz diye itirazlar ettik” diyordu. Ne oldu? İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi dosyanın Suudi Arabistan’a verilmesine karar verdi. Siz nerenin yargıcısınız? Hangi ülkenin yargılamasını yapıyorsunuz? Hangi kanunları uyguluyorsunuz? TCK’nın 8. Maddesi açık Türkiye’de işlenmiş bir suç ancak Türk yargı makamları tarafından, Türk kanunlarına göre soruşturulur ve kovuşturulur.

Değerli halkımız bizi ürkek gözlerle süzüp geçiyorsunuz ama bu anlatılan senin hikayendir. Senin çektiğin ızdırapları anlatıyoruz. Bunları anlattığımız için bedel ödemek zorunda kalıyoruz. Ödeyeceğiz. Genel Başkanımızın deyimiyle, biz artık bu vatanın kurtuluşu için, halkımızın özgürlüğü ve bağımsızlığı için, özelikle kadınların gerçek özgürlüğü olan Laikliğin yeniden kazanılması için, dolayısıyla bu vatan için belaya atladık gittik. Gerisi teferruattır bizim için. Halkın Kurtuluş Partisi gerçek anlamda vatansever, halk sever bir parti olarak bu mücadeleyi sonuna kadar götürecektir.

***

       Eylemimiz sırasında “Zam Zam Zam, Ucuzluk Ne Zaman”, “İşsizliğe, Pahalılığa, Zamma, Zulme Son”, “Gün Gelecek Devran Dönecek AKP Halka Hesap Verecek”, “AKP İşsizlik, Pahalılık, Zam, Zulüm Demektir”, “Örgütsüz Halk Köle Halktır, Örgütlü Halk Yenilmez”, “Babalar İşsiz Çocuklar Aç”, “Halkız, Haklıyız, Yeneceğiz” sloganları atıldı.

08 Nisan 2022
HKP İzmir İl Örgütü