Genel Başkan’ımız Nurullah (Ankut) Efe hakkında “Cumhurbaşkanı”na hakaret ettiği gerekçesiyle soruşturma üstüne soruşturma açılıyor. En son açılan soruşturma ile birlikte Genel Başkan’ımıza son 6 ay içerisinde açılan soruşturma sayısı 8 oldu.
AKP’giller Yargıyı öylesine tahakküm altına almış ve öylesine bir korku iklimi yaratmışlar ki Savcılar ve Hâkimler, AKP’giller ve Reisi hakkında en ufak bir eleştiriye, siyasi tespite tahammül edemez duruma gelmişlerdir. Hele söz konusu halkımızın sorunlarını ve AKP’giller’in niteliklerini korkusuzca, yiğitçe, cesurca ifade eden, onlara meydan okuyan Genel Başkan’ımız Nurullah Efe olunca neredeyse her sözüne, her ifadesine soruşturma, dava açar duruma gelmişlerdir. Genel Başkan’ımız ise bu soruşturmalar ve davalar karşısında hiçbir şekilde geri adım atmadan her seferinde onları kendi mahkemelerinde, savcılıklarında, emniyet müdürlüklerinde yargılamış ve bunlar, Tarihe geçen yargılamalar olmuştur.
Genel Başkan’ımıza açılan son soruşturma ise; Halkın Kurtuluş Yolu Gazetesi’nin 160’ıncı Sayısında yayımlanan “1500 yıllık İslam Tarihinin Ümmete en fazla kötülük edeni” başlıklı yazısından dolayı Genel Başkan’ımızın Savcılıkta verdiği ifadenin çıkışında, Adliye önünde yaptığı konuşmadan dolayı açılmıştır! Yani yine tavşanın suyunun suyu soruşturmasıdır!
8 Nisan 2022 tarihinde İstanbul Vatan Emniyet Müdürlüğünde vermiş olduğu ifadesine;
“(…)
“Tayyip Erdoğan’ın ortaya koyduğu her iki diploma da sahte çıktı. YSK’ye verdiği diploma örneğinin bir fotokopiden çekilmiş sahte bir belge olduğu ortaya çıktı. Bir zamanlar Özel Kalem Müdürlüğünü de yapmış Hasan Doğan’ın şoförü fotokopiyi İstanbul 15’inci Noterliğine götürüyor. O da ‘diplomanın aslını gördüm. Aslına uygun bir sureti tasdikleyerek sizlere veriyorum’ diyerek bir suret veriyor. Tabiî sahtecilerin bulunduğu her yerde namuslu insanlar da var. Bu, medyaya düşüyor. Bunun üzerine Türkiye Noterler Birliği olayı araştırıyor ve sahte bir fotokopi üzerinden suret verildiği kayıt altına alınıyor ve hükme bağlanıyor. İstanbul 15’inci Noterliğine de uyarı cezası veriliyor.
“İşte bu sahte belge ile YSK’ye başvurdu Tayyip ve kendisini malum yöntemlerle Cumhurbaşkanı seçtirdi.
“(…)
Anayasanın 101’inci Maddesi der ki ‘Türkiye’de bir kişinin Cumhurbaşkanı olabilmesi için Lisans mezunu olması gerekir.’ Ancak şu an resmi belgede sahtecilik suçu işleyerek, buradan hareketle nitelikli dolandırıcılık suçu işleyerek kendisini Cumhurbaşkanı yaptırmış kişi Türkiye Cumhuriyeti’nin başına avanesi ile birlikte çökmüş durumdalar.” şeklinde başlayan Genel Başkan’ımız AKP’giller’in tüm hukuksuzluklarını, suçlarını örnekleri ile anlatarak ifadesine devam etti.
Soruşturmaya konu konuşmasında geçen “binbir suça batmış kanun dışı organize suç örgütü var. Türkiye’nin tepesine çökmüş, onunla mücadele ediyoruz.” sözlerine ilişkin ise Recep Tayyip Erdoğan’ın eski milletvekillerini, eski belediye başkanlarını, eski yandaşlarını, eski il başkanlarını kamu kurumlarının yönetimine yerleştirdiğini, bu kurumlardan THY, TCDD, Kamu Bankaları gibi kamu kurumlarının tarihlerinde ilk kez zarar ettiklerini, kamu arazilerinin yandaş şirketlere peşkeş çekildiğini ve tüm bu konularda HKP’nin suç duyurusu yapıp davalar açtığını belirtti. Lozan Antlaşması’nda bize bırakılan kara sularında bulunan Ege kıyılarında 20 Ada ve iki Kayalığımızın bu yönetim tarafından kendi elleri ile Yunanistan’a verildiğini, son olarak 18 Mart Çanakkale Köprüsü’nün ihalesinin günlük 45 bin araç geçişi garantisi ile müteahhit firmaya verildiğini, oysa ki bu köprüden bu kadar araç geçmediğini ve burada da vurgun yapıldığını belirtti.
Genel Başkan’ımız Nurullah Efe son sözlerinde şunları söyledi:
“Biz Şövalyeyiz, Alpiz, Gaziyiz. Bir Şövalye asla düşmanına hakaret etmez. Asla düşmanını arkadan vurmaz. Asla iftira atmaz. Tabiî Tayyipgiller bunları anlayamazlar. Bunu da biliyoruz.”
Genel Başkan’ımızdan sonra söz alan Parti Avukatlarımız ise AİHM, Anayasa, Yasalar ve Mahkeme kararlarından örnekler göstererek Genel Başkan’ımızın sözlerinin siyasi tespit ve düşünce ve ifade özgürlüğü niteliğinde olduğunu, artık Partili bir Cumhurbaşkanı olduğundan bahisle TCK 299’uncu Maddenin uygulanamayacağını, bu maddenin kaldırılması gerektiğini belirttiler ve takipsizlik kararı verilmesi gerektiğini söylediler.
AKP’giller, Reisleri ve hukuk büroları her seferinde Genel Başkan’ımızı ve Halkın Kurtuluş Partisi’ni yargılayacağını sanıyor. Ama dünyada hiçbir güç bizi yargılayamaz! Çünkü dünyanın ve insanlığın en haklı, en meşru davasını savunuyoruz biz. İşte o yüzden ne Gerçek Devrimci, Gerçek İnsan Genel Başkan’ımız Nurullah Efe’yi ne de bu ülkenin en vatansever ve halksever partisi olan Halkın Kurtuluş Partisi’ni yargılayamazsınız!
Her seferinde onların mahkemelerinde, savcıları karşısında Genel Başkan’ımız Nurullah Efe onları yargılıyor, hem de saatler boyu yargılıyor. Onların binbir suçunu sayıp döküyor ortaya. Ve bunlardan dolayı er geç hesaba çekileceklerini, buralara geleceklerini, bunların hesabını vereceklerini, hiçbir suçlarının yanlarına kalmayacağını anlatıyor ve son nefesine kadar anlatmaya ve AKP’giller iktidarına karşı mücadele etmeye devam edecektir.
Halkın Kurtuluş Partisi olarak Halkımıza sözümüzdür!
Halkız Haklıyız Yeneceğiz!
12 Nisan 2022
Halkın Kurtuluş Partisi
Genel Merkezi