Diplomasız’ın peşindeyiz! Kaçarı yok; Çelik Bilezikle tanışacak!

Saygıdeğer Halkımız,

Tayyip, Kaçak Saray’ının hukuk bürolarına ya da operasyon silahına dönüştürdüğü “Yargı” tarafından, bize aynı anda dört soruşturma daha açtırdı. Bir tedhiş örgütüne dönüştürdüğü “Yargı”sı aracılığıyla bizi ambale etmek, tüm günümüzü mahkeme koridorlarında ve salonlarında geçirtmek ve de zindanına tıkmak istiyor.

Hoş geldi sefa geldi…

Zaten bugüne dek bize sekiz yıla yaklaşan cezalar verdirmişlerdi. Halen sürmekte olan dört dava da var… Şimdi bunlara ilaveten dört yeni dava daha açtırma aşamasında.

Peki, bunlardan dolayı zerre miktarda olsun tedirginlik yaşıyor muyuz?

Hayır…

Biz 60’lı, 70’li yıllarda üzerimize yağan mermilerden de, 80’lerde tepemizde 12 Eylül Faşist Cuntası’nın sallandırdığı yağlı urganlardan da hiç tedirginlik yaşamadık…

Usta’mız-Önderimiz Hikmet Kıvılcımlı’nın deyişiyle “Görev yapıyorduk, muhallebi değil… Görev yapmada çok iyi biliyoruz; vurmak da vardır, vurulmak da. Hepsi vız gelir ve de gelmelidir.”

Usta’mızın ve Denizler’in, Mahirler’in deyişiyle “Biz Türkiye’nin İkinci Kurtuluş Savaşçılarıyız” ve “Cesaret Vatanına” sahip olmayanlar bu savaşta öne geçemezler…

Ve yine Usta’mız’ın ve Denizler’in, Mahirler’in deyişiyle bizim düşmanlarımız;

“Amerikan, AB Emperyalistleri ve onların yerli işbirlikçileridir.”

Bu insan soyunun baş düşmanlarını ülkemizden ve bölgemizden defetmeden ülkemize ve bölgemize barış gelmez. Ülkemiz tam bağımsız ve gerçekten demokratik bir ülke olmaz… Halkımız işsizlik ve pahalılık cehenneminde yanmaktan kurtulamaz… Halkın Devrimci Demokratik İktidarı kurulamaz…

Tayyipgiller’in yolsuzluklarına, hırsızlıklarına, vatan satıcılıklarına ve de ayrıca da Tayyip’in Diplomasızlığına yüklenmemiz; Halkımızın bu yakıcı gerçekleri azıcık da olsa görmeye başlaması, onlarda korkuya yol açtı… Bize saldırıya geçmelerinin sebebi budur…

Avukat yoldaşlarımıza da soruşturma açtırdılar. Suç duyurusu dosyalarımızı hazırlayıp savcılıklara veriyorlar ya Avukat Yoldaşlarımız…

Tayyipgiller bu saldırılarıyla Avukat arkadaşlarımızı da yıldırıp sindirebileceklerini sanıyorlar…

Tabiî yine yanılıyorlar… Hem de fena halde…

Saygıdeğer Halkımız;

Tayyip’in Diplomasızlığını dolayısıyla da hiçbir meşruiyet taşımadığını onun “Resmi Evrakta Sahtecilik” ve “Nitelikli Dolandırıcılık” suçu işlediğini, bir mücrim olduğunu, sonunda herkesin kesince görüp anlayacağı şekilde ortaya çıkaracağız, ortaya koyacağız.

Böylelikle de tüm halkımız onun Kamu Makamlarını kanunsuz bir yolla işgal etmiş olduğu yıllarda, yani 1994’ten bu yana ve şu ana dek attığı bütün imzaların boş olduğunu, çöp olduğunu, yok hükmünde olduğunu görecek, anlayacak… Gerisiniyse Tarafsız ve Bağımsız, emri sadece yasalardan ve vicdanından alan Gerçek Mahkemeler halledecek.

Saygıdeğer Halkımız!

Meclis’teki sağcısından solcusundan “Muhalefet”i oynayan Amerikancı partilerden bir teki olsun “Diploma Nerede?” diyebiliyor mu?

Tayyip’in diplomasızlığını gündem edebiliyorlar mı?

Etmiyorlar, edemiyorlar…

Neden?

Şundan;

Onlar Amerika’nın belirlediği sınırlar içinde, kendilerine yine Amerika tarafından verilmiş olan rolü oynuyorlar… Yani aslında senaristliğini de, yapımcılığını da, yönetmenliğini de ABD’nin, onun CIA’sının Pentegon’unun ve Washington’unun yaptığı bir Tiyatro oynanıyor… İhanet Tiyatrosu… Ve bu oyunda herkes kendisine verilen rolü oynuyor…

Bakın bir CIA, Mossad ve FETÖ Kaset Kumpasıyla CHP’nin başına oturtulan, günün moda deyişiyle CHP’ye çöktürülen ve partinin siyasi kimliğini tersyüz eden Sorosdaroğlu Kemal Efendi “Helalleşme” geyikleri çeviriyor ve gerici iğrenç yüzünü sergiliyor; “Başörtüsü zulmünden”, “ikna odaları”ndan ve “28 Şubat zulmü”nden dem vuruyor… Hep söyleyegeldiğimiz gibi yılan gibidir bu vatandaş… Karnında sakladığı ihanetlerinin çok azını dışa vurabiliyor, şimdilik gerisini ileriye bırakıyor…

NATO’culuğu parti programına kadar geçiren, Mehmet Ağar dostu, yandaşı, Faili Meçhuller Kraliçesi Meral Akşener, Tayyip’le en kalitesiz düzeyde boş ağız dalaşı yapıyor… Bunlardan fayda bekleyen, ölü gözünden yaş beklemiş olur…

Avukat Arkadaşlarım!

Marmara Üniversitesi, öğrencilerimiz hakkında üçüncü kişilere bilgi verebilmemiz için öğrencimizin rızası olması gerekir, diyordu…

Tayyip’in rızası hatta emri var bu konuda. Hem de 2018 yılında… “Çıkarın şu diplomayı da görsünler”, demişti Tayyip…

Bu rıza ve buyruk belgesini de ekleyerek dilekçemize, yeniden başvuralım Marmara Üniversitesine. Bakalım ne yapacaklar… Ne diyecekler? Neye sığınacaklar?

Saygıdeğer arkadaşlar!

İBB’ye de başvurduk bu konuyla ilgili olarak. Biz Tayyip’in 1994’te İBB’ye de sahte diploma örneği ya da çıktısı verdiği zannındayız…

Fakat İBB Başkanı İmamoğlu da diğer kurumlar gibi “Özel Hayatın Gizliliği” demagojisine sığınarak bize bilgi vermeyi reddetti… Bunun yorumunu da okuyucu arkadaşlara bırakıyoruz…

Diplomasızlık eninde sonunda herkesçe görülüp kesinkes anlaşılacak. Tayyip diğer binbir suçuna ilaveten bu suçundan dolayı da yargı önüne çıkarılacak…

Meclisteki ve Meclis dışındaki Amerikancı sahte sarı muhalefetin de bu vesileyle ABD yapımı bir tiyatronun oyuncuları olduğu gösterilecek…

Halkımıza sözümüzdür…

Halkız, Haklıyız, Yeneceğiz!

18 Kasım 2021

Nurullah Ankut
HKP Genel Başkanı