Kalpaklı Mustafa Kemal ve “Bağımsızlık Benim Karakterimdir” sözüyle Anıtkabir’e girmek yine yasak!

Yasağın gerekçesi olarak hep önümüze Anıtkabir Yönetmeliğini getirdiler, yasa maddelerini öne sürdüler, hatta bir ara “Sarı kırmızı renkler HKP’nin renkleri”, dediler. Getirilen gerekçelerin saçmalığı Hukukçularımız tarafından yüzlerine vurulunca, gerekçeler öne sürmeden, önce barikatları Anıtkabir girişine kurdular, kerte kerte barikatı eski adıyla Tandoğan Meydanı’na kadar getirdiler.

2021 yılının 10 Kasım’ında Mustafa Kemal’i anmak, “Mustafa Kemal Ölümsüzdür” sloganını haykırmak için gittiğimiz meydanda görevli güvenlik görevlilerinin amiri pozisyonundaki memurun söyledikleri karşısında kelimenin tam anlamıyla nutkumuz tutuldu: Mustafa Kemal’in kalpaklı bir fotoğrafı yokmuş…

“Biz mi uydurduk, biz mi yaptık?” dedik. Hatta İl Başkanımız “Ben Peygamberim, ben Allah’ım diyenler de var”, dedi. O meşhur paşalarla çekilen Mustafa Kemal’in kalpaklı fotoğrafı kendisine gösterildi. Ama ikna olmadı; demek ki şartlanmışlık böyle bir şey…

Dedik ki artık kelimelerin anlamını yitirdiği an, biz anmamızı gerçekleştirelim. Sloganlarımızı haykırdık gür sesimizle, kalpaklı Mustafa Kemal bayraklarımızı dalgalandırdık ve eninde sonunda Mustafa Kemal’in huzuruna onu temsil eden fotoğrafı ve sözleriyle çıkma sözünü vererek anma etkinliğimizi sonlandırdık.

Anıtkabir Meydanı’nda Ankara il Başkanımız Av. Sait Kıran Yoldaş’ın yaptığı açıklama aşağıdadır:

***

Değerli Halkımız;

Emperyalistlere karşı dünyada zaferle sonuçlanmış ilk Antiemperyalist Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın Önderi Mustafa Kemal, 83 yıl önce bugün bedence aramızdan ayrıldı.

Fakat onun önderlik ettiği Birinci Ulusal Kurtuluş Savaşı’mızın ve Kurtuluş’tan sonra kurulan Cumhuriyet’in yarattığı değerler, Laik Demokratik Cumhuriyet’in değerleri yaşamaya devam ediyor.

İnsanlık yok olmadıkça, toplumlar tümüyle ortadan kalkmadıkça, Antiemperyalist Ulusal Kurtuluş Savaşı’mızın ve onun ürünü olan Cumhuriyet’in yarattığı değerler yok edilemeyecek. Ne yazık ki Birinci Antiemperyalist Ulusal Kurtuluş Savaşı’mızla ülkemiz topraklarından defettiğimiz, Mustafa Kemal’in deyimiyle, Geldikleri Gibi Giden Emperyalistler, yerli işbirlikçiler aracılığıyla bugün ülkemize çöreklenmiş durumundalar. Yeniden 1919 öncesinin koşullarını yaşamakta halkımız ve ülkemiz. Özellikle 1952’de Emperyalistlerin askeri örgütü NATO’ya girdiğimizden bu yana ülkemizin ekonomik, siyasi bağımsızlığı kerte kerte ortadan kaldırılmış, bugün nerdeyse ABD-AB Emperyalizminin açık yarı sömürgesi durumuna düşmüş durumdayız.

Bu nedenle Halkın Kurtuluş Partisi olarak diyoruz ki:

Birinci Ulusal Kurtuluş Savaşı’mızın devamını biz gerçekleştireceğiz. Yeniden Antiemperyalist bir Ulusal Kurtuluş Mücadelesi yürüterek Emperyalistleri ve onların işbirlikçilerini yeniden yenilgiye uğratacağız.

30 Ağustos Zaferi’yle nasıl emperyalistleri geldikleri gibi gönderdiysek, onların yerli işbirlikçileri olan Padişah İngiliz zırhlılarına binip ülkeden kaçmak durumunda kalmışsa, emperyalistler ve işbirlikçileri de İkinci Kurtuluş Savaşı’mızın zaferiyle aynı sonuçla karşılaşacaklardır.

Hep söylüyoruz, erken zafer havası çalmasınlar. Birinci Antiemperyalist Ulusal Kurtuluş Savaşı’mızın kazanımları yok edilemez. Yaklaşık 20 yıldır, ABD-AB Emperyalizminin bütün desteklerine, ülkenin bütün olanaklarını ele geçirmelerine rağmen nasıl halkımızın büyük çoğunluğunu Ulusal Kurtuluş Mücadelemizin kazanımlarından uzaklaştıramıyorlarsa, Mustafa Kemal’den uzaklaştıramıyorlarsa, bu kez de yenilgiye uğrayacaklardır.

Halkın Kurtuluş Partisi olarak bunun mücadelesini veriyoruz. O gün geldiğinde, İkinci Antiemperyalist Kurtuluş Savaşı’mız zafere ulaştığında, bu ülkede gerçek Demokratik Halk İktidarı oluşturulduğunda, Mustafa Kemal o gün de bu topraklarda yaşamaya, emperyalistlere ve yerli işbirlikçilerine karşı mücadeleye devam edecek.

Halkın Kurtuluş Partisi bu iktidarı kurmak için mücadele ediyor. Her ne kadar bugün Mustafa Kemal’in 83’üncü ölüm yıldönümünde, Mustafa Kemal’in huzuruna, kendisinin Ulusal Kurtuluş Mücadelemizdeki temsili fotoğrafı olan Kuvayimilliyeci kalpaklı fotoğrafıyla ve ona ait “Bağımsızlık Benim Karakterimdir” sözüyle ve Kemal Atatürk imzasıyla Ata’nın huzuruna çıkıp saygılarımızı sunmamızı engelliyorlarsa da, bunu yapanlar, bu emri verenler açık yasal suç işlemektedirler.

Hep söylüyoruz; bu devir geçecek, bu devran dönecek. Bugün bu hukuksuzluğu yapanlar, bu açık kanuna, Anayasaya, Atatürk’ü Koruma Kanununa, hatta hatta Anıtkabir Yönetmeliğine aykırı davranarak bugün Ata’nın huzuruna bu fotoğrafı sokmayanlar, bu emri verenler ve bu emrin yasadışı olduğunu bile bile Anayasanın açık “yasadışı emir yerine getirilemez” hükmüne rağmen, bu engeli yapanlar, er geç bağımsız mahkemeler önünde yargılanacaklar ve gerekli cezaya çarptırılacaklardır.

Bunu da hepimiz yaşayarak göreceğiz.

Halkız, Haklıyız, Yeneceğiz!

10 Kasım 2021
HKP Genel Merkezi