AKP’giller ve Taliban: Kadın Düşmanlığında Ruh İkizleri

“Ben zaten kadın erkek eşitliğine inanmıyorum.” Recep Tayyip Erdoğan.

“Kadınsa o da iffetli olacak. Mahrem namahrem bilecek. Herkesin içerisinde kahkaha atmayacak, bütün hareketlerinde cazibedar olmayacak.” Bülent Arınç, Dönemin Başbakan Yardımcısı.

“Kadının fıtratında erkeğe köle olmak var.” Uğur Işılak, AKP’li şarkıcı.

“Kadın çalışarak fuhuşa hazırlık yapar.” Fetvacı Hoca Nureddin Yıldız.

“Kadınlar iş aradığı için işsizlik yüksek.” Mehmet Şimşek, Ekonomi Bakanı.

“Hamile kadın sokakta dolaşamaz.” Ömer Tuğrul İnançer.

Yukarıdaki sözler AB-D Emperyalistleri tarafından 2002 yılında iktidar koltuğuna oturtulan, Tarihin en gerici ve asalak sermaye sınıfı, Tefeci-Bezirgân Sermaye Sınıfının temsilcileri olan AKP’giller’in Reisi ve avanesine aittir.

Basından öğrendiğimize göre R. Tayyip Erdoğan, Lefkoşa’da bayram namazı sonrası yaptığı açıklamada, Afganistan’daki Taliban güçlerinin tepkileri için “Nasıl ki Amerika’yla bazı görüşmeleri Taliban yaptıysa, herhalde Taliban bu görüşmeleri Türkiye’yle çok daha rahat yapması lazım. Çünkü Türkiye, onun inancıyla alakalı ters bir yanı yok. Ters bir yanı olmadığı için de onlarla bu konuları daha iyi görüşeceğimize, anlaşabileceğimize ihtimal veriyorum”, demiş.

Genel Başkan’ımız Nurullah Efe (Ankut)’un dediği gibi; “Azıcık Tarih bilen her aydın, her namuslu yurttaş, 1950’den bu yana dünyada yaşanan bütün kötülüklerin, savaşların, işgallerin, katliamların, faşist darbelerin gerçekleştiricisinin, Che’nin deyişiyle “İnsan Soyunun Başdüşmanı” ABD Çakalı olduğunu çok iyi bilir. Silahlı İslami Grup, Boko Haram, Taliban, El-Kaide, El Nusra, IŞİD ve PKK gibi Ortaçağcı ve burjuva katliam örgütlerinin yöneticisinin de ABD ve onun ajan örgütleri olduğunu ve Pentagon tarafından yönetildiğni aynı kesinlikte bilir.”

Dolayısıyla gerek ülkemizdeki bu Ortaçağcı gerici sınıfın siyasi temsilcisi olan AKP’giller gerekse de yukarıda bahsi geçen silahlı gruplar, Ortaçağ’ın karanlık günlerinin özlemi içindedirler. Fıtratlarında kadın düşmanlığı vardır. Bu yüzden bunlar, kadınları ve çocukları Ortaçağ’ın karanlık günlerine götürmek, kadınları dört duvar arasına hapsetmek, Laikliği ortadan kaldırmak, kadını bir eşyadan daha değersiz, alınır satılır bir mal durumuna düşürmek isterler.

Kadınlara toplu tecavüz eden, kadınları çalışma yaşamından uzaklaştırıp eve burkaların ardına hapseden, çalışan kadınları öldüren, yanlarında erkek olmadan kadınların evden çıkmalarını yasaklayan, kontrolü altındaki bazı yerlerde kadınların tarlalarında dahi çalışmasını yasaklayan, kız çocuklarının okumasını yasaklayan, küçücük çocukları köle pazarlarında satan, kadınları şeriat kanunlarına uymadıkları gerekçesiyle halka açık yerlerde kırbaçlayan ve idam eden, 16 yaş altındaki kızların evlenmesine izin veren Taliban ile bizim ülkemizdeki AKP’giller’in birbirlerinden hiçbir farkları yoktur. Kolayca bu konularda anlaşabilirler.

Onların tek tapındıkları Tanrı, Para Tanrısı’dır. Yeter ki saray ihtişamları devam etsin ve küpleri dolsun. Bu uğurda her yol onlar için mubahtır. Ortaçağcı gericiliğin her iki temsilcisi de kara halk yığınlarını Muaviye-Yezid dini ile afyonlarken Gerçek İslam’ı da kuşa çevirip halklar üzerinde maddi ve manevi sömürüsünü sürdürmektedir. İşte bu yüzden de yarasanın en küçük ışık hüzmesinden korktuğu gibi, bu Ortaçağcı gerici sınıf ve onları besleyen tüm gerici vakıf, dernek ve tarikatlar, kadın ve çocuklar başta olmak üzere İşçi Sınıfımız ve emekçi halkımızın yararına olabilecek, onlara az da olsa nefes aldırabilecek en küçük bir uygulamaya bile tahammül edemezler.

Türkiye Devrimi’nin Önderi Usta’mız Hikmet Kıvılcımlı bakın bu Ortaçağcı gericiliği ne güzel ifade etmiş:

“İrticaın kuvveti: Korkunç derecede uysal ve esnek oluşudur. Bizans hatta Etiler çağından beri topraklarımıza kök salmış bulunan derebeylik ruhu, ne vakit zor gördüyse, kırılmamak için, eğilir, bekler. Gür-sel gidip kum kalınca, yeniden başkaldırır. Tokadı yedi mi: siner, anasına sövsen tınmaz. Kuzu postuna bürünmüş eski kurttur. Öyle sureti haktan görünmeyi bilir ki, kaleyi içinden fethetmek için gerekirse devrimciden fazla devrimci kesilir. Bir kere de suyun başını kesti, dizginleri eline geçirdi mi, dönekliğinin hayâsızlığı idrakleri [anlayışları, algıları] çatlatır.” (Hikmet Kıvılcımlı, İkinci Kuvayimilliyeciliğimiz – Milli Birlik Komitesi’ne İki Açık Mektup, Derleniş Yayınları, s. 21)

İşte bizler Hikmet Kıvılcımlı’nın gericilikle ilgili bu aydınlatıcı ve berrak açıklaması ile bilinçlendik ve donatıldık. Bu iki gerici gücün bir elmanın iki yarısı olduğunu biliyoruz.

Dolayısıyla başta İşçi Sınıfımız olmak üzere kadınlarımıza, gençlerimize, emekçi halkımıza sesleniyoruz;

Bu topraklardan, “kuzu postuna bürünmüş eski kurt” olan Tefeci-Bezirgân Sermaye Sınıfının siyasi temsilcisi AKP’giller’i ve efendileri ve yapıcıları AB-D Emperyalistlerini bir daha geri gelmemek üzere Tarihin çöplüğüne atacak, Birinci Kuvayimilliye’yi nihai sonucu olan sosyal kurtuluşla taçlandıracak, Gerçek Laikliği yaşama geçirecek, kadın ve çocuklarımızı bu Ortaçağ karanlığından kurtarabilecek olan mücadele azmi ve ruhu, Cesaret Vatanına sahip Kurtuluş Partililerdedir.

Şeriat Ortaçağdır!

Gün Modern ve Antika Gericiliğe karşı HKP saflarında mücadele günüdür!

24. 07.2021

HKP Kadın Çocuk Komitesi