Anayasal düzeni, laik hukuk devletini tamamen ortadan kaldırmaya çalışan terör örgütü şefiyle yapılan görüşme suçtur. Ahmet Davutoğlu’nun Eylül 2013’te Fetullah Gülen’le görüşme yapması ve vaatlerde bulunması meşrulaştırılamaz. Bu yasadışı davranışın soruşturulması ve sorumluların cezalandırılması gerekir.
18 Mayıs 2021 tarihinde Halk TV’de yayınlanan Ahmet Davutoğlu röportajında dönemin Dışişleri Bakanı olan Ahmet Davutoğlu FETÖ ile ilişkilerini ve bu yapıya karşı AKP iktidarının yaklaşımını anlatmıştır. Bu röportajda kendisinin 2013 yılının Eylül ayında FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’i Pensilvanya’da ziyaret ettiğini ve müzakerelerde bulunduğunu açıklamıştır. Ahmet Davutoğlu bu görüşme yapılırken bu örgütün devlet iradesinden bağımsız ve devlet hiyerarşisi dışında bir yapılanma içerisinde olduğunu bilmektedir. Buna rağmen görüşmekten çekinmemiştir.
Oysa kuralların uygulandığı bir hukuk devletinde, anayasal düzene karşı faaliyet yürüten bir yapının devlet içerisinde örgütlenmesine izin verilmemesi gerekir. Böyle bir yapının varlığı öğrenilir öğrenilmez de kolluk güçleri ve yargının müdahalede bulunması gerekirdi. Bunun yapılması gerekirken yeniden ortaklık oluşturmak için müzakereler başlatılmıştır bir terör örgütüyle. Bu yasal ve hukuki adımlar atılmadığı için sonrasında da 15 Temmuz olayı vuku bulmuştur. Oysa hukuk devleti kuralları ve kurumları işletilse böyle bir kalkışma yaşanmayacak ve insanlar ölmeyecek, ülkemiz bir sıkıyönetim haline sokulmayacaktı.
Böylelikle söz konusu terör örgütüyle müzakere edilmesi, vaatlerde bulunulması halka ve devlet kurumlarına zarar vermiş, terör örgütünün faaliyetlerini kolaylaştırmıştır. Bu nedenle bu fiili işleyen Davutoğlu, anayasal düzeni ortadan kaldırmaya çalışan bir silahlı örgüte yardım etmiş olmaktadır. Bunun yanında Ahmet Davutoğlu kendi beyanlarına göre en geç Eylül 2013’te bu örgütün gerçek amacını öğrenmiş olmaktadır. Bu durumu öğrenir öğrenmez bir kamu görevlisi olarak Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunması gerekirdi. Kendisi bunu yapmak yerine beklemeyi tercih etmiştir.
Halkın Kurtuluş Partisi olarak bu nedenlerle Tayyip Erdoğan ve Ahmet Davutoğlu hakkında Örgütlü Suça Yardım Etme (TCK md. 220/7) ve Kamu Görevlisinin Suçu Bildirmemesi (TCK md 279) suçları uyarınca soruşturma başlatılması için Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunduk.
Biz Halkın Kurtuluş Partisi olarak iki gerici gücün bu şekilde müzakere ve ortaklıkla ülkemizi Ortaçağ karanlığına sürüklediğini her zaman gördük, gösterdik. Bu gidişe dur demenin yolu ise gerçek laik hukuk devletini inşa etmekten geçmektedir.
Kanunların işlediği-herkesin kanun önünde eşit olduğu bir Türkiye elbette oluşacak, kurulacaktır. FETÖ’ye en büyük yardım, bu örgütün yıllarca devlet içerisinde örgütlenmesinin kolaylaştırılması ve buna her türlü olanağın sağlanmasıdır. Bu, FETÖ’nün siyasi ayağıdır. Bu suçu işleyen yani bu örgütü koruyup kollayan ve ortaklık yapan herkes er ya da geç gerçek bir hukuk devletinde yaptığının hesabını verecektir.
Suç duyurusu sonrası HKP Genel Merkez Disiplin Kurulu Başkanı Av. Ayça Okur Yoldaş’ın yaptığı açıklama aşağıdadır:
***
Değerli Halkımız, Değerli Basın Emekçileri,
Halkın Kurtuluş Partisi bir suç duyurusunda daha bulundu. Ahmet Davutoğlu ve Recep Tayyip Erdoğan hakkında.
Bu suç duyurumuzun konusu; 18 Mayıs 2021 tarihinde Ahmet Davutoğlu’nun Halk TV’ye vermiş olduğu röportaj ile ilgili. Bu röportajında Ahmet Davutoğlu, dönemin Dışişleri Bakanı olarak, Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla Pensilvanya’ya Fetullah Gülen’le görüşmeye gittiğini söylemiştir.
Görüşmenin içeriğinde kendisine Türkiye’de artık 28 Şubat koşullarının kalmadığı, rahatça faaliyet sürdürecekleri bilgisi verilmiştir. Bu nedenle Türkiye’de rahat faaliyet sürdürmeleri için davet edilmiştir. Ancak asıl niteliğini, asıl niyetinin ne olduğunu, ki bu röportajıyla ilgili suç duyurumuzda belirttik, kendisi bizzat söylemiştir. Biz onların niteliğini, Türkiye üzerindeki emellerini biliyorduk bunun önüne geçmek için, bizim önümüze geçmelerine engel olmak için, bu faaliyetlerini engellemek için yaptık, davet ettik, demiştir.
Biz, Türkiye’de FETÖ’nün siyasi ayağı halen iktidardadır, diyerek defalarca suç duyurusunda bulunduk AKP’nin Genel Başkanı ve yöneticileri hakkında. Bu suç duyurularımız ya sümenaltı edildi ya da soruşturmaya gerek olmadığı şeklinde kararlar verilerek ortadan kaldırıldı. Evet, biliyoruz, Halkın Kurtuluş Partisi bu iki gerici gücün bu şekilde müzakere ve ortaklıkla ülkemizi Ortaçağ’ın karanlıklarına götürmek isteğinin farkında. Partimiz bunu 15 Temmuz’dan çok çok önce bilim, bilinç ve teori gücüyle görmüş, Genel Başkan’ımız Nurullah Ankut 16 Temmuz’dan kısa süre sonra kaleme aldığı yazılarla bu gerçeği bir kez daha basına duyurmuştu.
Şimdi biz, daha önceden teorinin gücüyle gösterdiğimiz, gördüğümüz bu niteliği, bu Fetullahçı örgütle beraber yürüdükleri, “ne istedilerse verdikleri” AKP iktidarı hakkında suç duyurusunda bulunuyoruz. Cumhuriyet Savcılarını göreve davet ediyoruz. İşte kanıt istiyorsanız kanıt ortada, açık, görev sizi bekliyor. Bunu yapacak Cumhuriyet savcısı kaldı mı, bilmiyoruz. Ama biz görevimiz bilincimiz, inancımız gereği suç duyurusunda bulunduk. Bekleyelim görelim…
24 Mayıs 2021
HKP Genel Merkezi
Suç Duyurusu dilekçesini okumak için lütfen tıklayın: