TSK’de Türban Serbestisi’ne Karşı Açtığımız Dava, 2’ye Karşı 3 Oyla Reddedildi! Laikliğin Ruhuna El-Fatiha!

Halkın Kurtuluş Partisi olarak Antiemperyalist Birinci Kurtuluş Savaşı’mızın ve Ortaçağcı Gericiliğe karşı mücadelemizin en büyük kazanımlarından biri olan; demokrasinin, özgürlüğün ve bilimin en önemli garantisi olan Laiklik ilkesinin korunması için her alanda mücadelemiz devam ediyor.

Bildiğimiz gibi, Milli Savunma Bakanlığı 2017’de TSK kıyafet yönetmeliğinde değişiklik yapmıştı ve bu değişiklikle kadın subay, astsubay ve askeri öğrencilerin resmi kıyafetlerinin üzerine türban takabilecekleri belirtilmişti. Ancak bu yönetmelik değişikliği Resmi Gazetede yayımlanmamıştı.

İşte Orduyu ve subayları bir din devleti yapılanmasına doğru götürecek bu hukuksuz uygulamaya karşı Hukukçularımız söz konusu yönetmelik maddesinin iptali ve yürütmenin durdurulması talebi ile Danıştayda dava açmıştı.

Bu davada, Danıştay Savcısı esas hakkındaki mütalaasında;

“Anayasanın 2. Maddesi ve Laiklik ilkesi geçerli olduğu sürece, kamu personelinin dinsel aidiyetlerini hiçbir şekilde belli etmemeleri gerekir…, bu nedenle düzenlemenin iptal edilmesi gerekir”, demişti.

Ancak Yürütmenin durdurulması talebimiz oy çokluğu ile reddedilmişti ve bu karara muhalefet eden Mahkeme Üyesi “kamu görevlilerinin, din ve vicdan hürriyetinden bahisle dinsel mensubiyetlerini öne çıkarmalarına olanak sağlayacak şekilde kural getirilmesi, Anayasanın 2. maddesinde yer alan ‘laiklik ilkesi’ varlığını korudukça, hukuken kabul edilemez.” şeklinde görüş bildirmişti.

Danıştay 2. Dairesinde bu şekilde ilerleyen davada karar verildi ve davamız 2’ye karşı 3 oyla reddedildi.

Kararda aslında AKP’giller’in Ortaçağcı faşist din devleti ideallerine bayrak yaptıkları Türbanın gündelik yaşamın bir parçası haline geldiğine dikkat çekildi ve Laiklik ilkesine aykırı olmadığı belirtildi.

Karara usul yönünden muhalefet eden 2 Mahkeme üyesi hâkim de karşı oy yazılarında, kamu personeline ait genel hükümleri kapsayan yönetmeliklerin Resmi Gazetede yayımlanması gerektiğini ifade etti. Bu nedenle hukuka aykırı olan yönetmeliğin iptal edilmesi gerektiğini belirtti.

Bu karar ve dava süreci AKPgiller’in yargı üzerindeki baskısının ve yargıyı kendi hukuk bürolarına dönüştürme sürecinin bir yansımasıdır. Bu baskılara rağmen lehimize mütalaa veren Danıştay Savcısının,  yürütmeyi durdurma talebinin reddine muhalefet eden Mahkeme Üyesinin tavrı ve usul açısından da olsa karara muhalefet eden 2 mahkeme üyesinin tavrı hâlâ cesur hukukçularımızın olduğunun da kanıtıdır.

Bugünlerde ülkemiz ne yazık ki bir yandan salgın hastalıkla, ekonomik sorunlarla mücadele ederken, diğer yandan Mustafa Kemal önderliğinde Emperyalist 7 düvele karşı dünyanın ilk başarılı Anti Emperyalist Kurtuluş Savaşı ile kazandığımız vatanımız Faşist Din Devletine dönüştürülüyor. TSK’deki türban meselesi bu yoldaki adımların sadece bir tanesi ve her zamanki gibi Ortaçağcı Gericilerin kadını kullanarak attıkları bir adım!

AKP’giller güya Kadına “özgürlük” verdiklerini iddia ediyorlar ancak en son Kaçak Saraylı Reislerinin hukuksuz bir şekilde, kadına yönelik şiddetin önlenmesinde çok önemli bir yere sahip olan İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararı vermesi bu konudaki sahteliklerini bir kez daha kanıtlamıştır.

Her ne kadar dava red ile sonuçlanmışsa da süreç bitmedi. Kararı Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna götürerek temyiz edeceğiz.

Bu dava ve ülkemizde yapılan tüm haksızlıklara, hukuksuzluklara karşı açtığımız Davalar, yaptığımız Suç Duyuruları mücadelemizin çok önemli bir parçasıdır.

Hiçbir muhalefet partisinin açmaya cesaret edemediği bu davalar ve suç duyuruları ile hem Tarihe not düşüyoruz, hem de vatanımıza,  halkımıza ihanet eden ülkenin başındaki suç çetesinin yargılanacağı, cezalandırılacağı günler için suç dosyalarını biriktiriyoruz.

Biliyoruz ki eninde sonunda yaptıkları tüm ihanetlerin hesabını verecekler ve Tarihin çöplüğündeki yerlerini alacaklar!

 Halkız, Haklıyız, Yeneceğiz!

Laiklik Yoksa Demokrasi, Bilim, Özgürlük Yoktur!

08.04.2021

Halkın Kurtuluş Partisi
Genel Merkezi