AKP sözcüsü Cahit Özkan da, AKP’giller’in Reisi başta olmak üzere bütün AKP’giller gibi, beraber elele tutuşup yürüyüp yağmur altında beraber ıslandıkları, beraber iş tuttukları zamanlarda nasıl da savunmuş, İblis’i ve Cemaatini. Kanal kanal gezip bir CIA Operasyonu olan Ergenekon-Balyoz Operasyonlarını FETÖ’nün bir müridi gibi, büyük bir heveskârlıkla, canı gönülden savunuyor. O Cahit Özkan ki, diploma sahtekârı Hamza Yerlikaya’yı nasıl da savunuyordu, Meclis Kürsüsünden, sahte lise diplomasını sallayarak. Vatandaşın ruhuna işlemiş sahtekârlığı savunmak, yurtseverleri karalamak, halk düşmanlarının kollarının altına sığınmak.
Bu FETÖ savunucusu vatandaşa karşı Partimiz suç duyurusunda bulundu.
Bir kez daha tarihe not düştük.
Bir kez daha, din maskeli ve çıkar amaçlı organize bir suç örgütünden hesap sorulacak günlerde ortaya çıkacak, gücünü vicdanından, hukuktan alan gerçek savcılara, hakimlere hazır dava dosyası bıraktık.
Ve bir kez daha, bu ülkenin en yurtsever, en halksever, en devrimci Partisi olarak vatana, halka olan sorumluluğumuzun gereğini yerine getirdik.
08 Ocak 2021
Halkın Kurtuluş Partisi
Genel Merkezi
Yapılan Suç Duyurusu:
ANKARA CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI’NA
SUÇ DUYURUSUNDA
BULUNAN :HALKIN KURTULUŞ PARTİSİ GENEL BAŞKANLIĞI
Karanfil Sokak No:24/15 Kızılay/ANKARA
VEKİLLERİ :Av. Metin BAYYAR – Av. Ayhan ERKAN – Av. Ali Serdar ÇINGI – Av. Tacettin ÇOLAK – Av. Sait KIRAN – Av. Azime Ayça OKUR – Av. Halil AĞIRGÖL – Av. Pınar AKBİNA
Sezenler Cad. 4/15 Sıhhiye/Çankaya/Ankara
ŞÜPHELİ : Cahit ÖZKAN (AKP Denizli Milletvekili ve Grup Başkan Vekili)
SUÇ : Suçu ve Suçluyu övme (TCK M. 215)
Silahlı “FETÖ terör örgütü üyeliği
(TCK M. 220/6-7-8)
(TCK M.314 ile 3713 sayılı TMK. 3. mad.)
AÇIKLAMALAR :
A-OLAY:
1- Şüpheli Cahit ÖZKAN linki verilen haberde; artık bir terör örgütü olduğu kesinleşen, Devletin bütün kurumlarını bir örümcek ağı gibi saran FETÖ’nün bir kumpası olduğu açığa çıkan Yurtsever Askerlere yönelik ERGENEKON-BALYOZ saldırılarını olanca gücüyle ve büyük bir heveskârlıkla savunanlardan biridir. Geçen zamanın bunu unutturması hukuken kabul edilebilir olmadığı gibi, müsnet suçun tabi olduğu zamanaşımı süresi de dolmamıştır. Bu video, şüphelinin örgüt üyeliğini ve örgütün en önemli eylemi olan Ergenekon-Balyoz kumpas davalarındaki rolünü ortaya koymaktadır:
(https://odatv4.com/vid_video.php?id=8HHD5)
Aşağıda Video Haberin tapesinde de görüleceği üzere FETÖ’nün düşüncelerini, faaliyetlerini benimsemeyen, içselleştirmeyen biri bu heveskârlıkla bu saldırıları savunamaz.
Videonun Tapesi:
Haber spikeri: Sevgili seyirciler, Balyoz sanıklarının tutuklanmamak için Orduevleri ve sosyal tesislerde bulundukları iddiasını duymayan kalmadı.
Bugün, avukatların bununla ilgili farklı bir eylemi vardı. Hukukçular Derneği, basın açıklamasını Fenerbahçe Orduevi’nin önünde yaptı. Dernek, kanun tarafından aranan şahısları kollamanın, görevi kötüye kullanmak olduğunun altını çizdi.
Cahit Özkan: Deliller, söz konusu sanıkların Orduevi’ne saklandığını ve gizlendiğini göstermektedir.
Aradan geçen on gün süre zarfında, 102 sanıktan sadece 2 tanesi yakalanabilmiştir. Bu durum kamuoyunda bu kişilerin Genelkurmay Başkanlığı tarafından himaye edildiği düşüncesini akıllara getirmektedir.
Kamuoyu tarafından yüze yakın Balyoz Davası sanığı askeri personelin Orduevlerinde himaye edildiği kanaati hakimdir. Türk Ceza Kanununda bu eylem suç olarak tanımlanmıştır. Haklarında mahkeme tarafından yakalama emri verilen sanıkların, Orduevlerinde himaye edilmesi, saklanması, Türk Ceza Kanununun 283’üncü maddesinde “Suçluyu Kayırma” şeklinde suç tanımına alınmıştır.
Balyoz Davası sanıklarını teslim etmek Türk Silahlı Kuvvetleri’nin görevi olduğundan, söz konusu askerlerin teslim edilmemesi, askeri yetkililer açısından Görevi ihmal suçunu oluşturmaktadır.
Demokratik hukuk devletinde herkes kanun önünde eşittir. Hiç kimse, diğerine oranla daha ayrıcalıklı değildir. Genelkurmay Başkanlığı, demokratik hukuk devletinin gereğini yerine getirmeli, derhal Orduevlerinde saklanan sanıkları adalete teslim etmelidir.
Kamu davası açılanların açığa alınmasının gerekliliğinden, söz konusu askeri personelin derhal açığa alınması gerekmektedir. Genelkurmay Başkanlığı ancak bu şekilde hukuka saygısını gösterebilecek ve Silahlı Kuvvetlerin yıpranmasının önüne geçebilecektir.
Şüphelinin bu eylemi, suç kastının yoğunlaşması bakımından manevi unsura delalet etmektedir. Eylem avukatlık sınırlarının çok dışındadır. Bir askeri tesisin önüne giderek, o askeri tesisi ve askeri tesisin komutanlığını hedef göstererek basın açıklaması görüntüsü altında Türk Silahlı Kuvvetlerini hedef göstermek ve bunu süren Ergenekon-Balyoz davalarıyla ilişkilendirerek, o kumpas davalarının saldırı araçsallığını yoğunlaştırmak, örgütün amacıyla birebir uyuşma halinde olduğunu göstermektedir.
2 – (https://www.dailymotion.com/video/x7ue8an)
Şüpheli Cahit ÖZKAN linki verilen ve aşağıda tapesi bulunan bu haberde de artık FETÖ’ye bakışını, FETÖ seviciliğini, FETÖ Sempatizanlığını açıkça ortaya koymakta, devletin bütün kurumlarına sızarak Devleti ele geçirmeye çalışan bir örgütü açıkça masumlaştırmakta, FETÖ’ye terör örgütü demenin bu kanlı örgütün elemanlarına hakaret olduğunu açıkça dile getirmekte, FETÖ’ye oy potansiyeli olan bir oluşummuş gibi bir algı yaratmaya çalışmaktadır.
Videonun Tapesi:
Program Sunucusu: Bu yüzden, Fetullah Gülen Hocaefendi bir an evvel cemaat faaliyetlerini askıya alsın gibi bir çağrı geldi MHP lideri Devlet Bahçeli’den. Değerli üstada sormak istiyorum nasıl değerlendiriyorsunuz Bahçeli’nin bu çağrısını?
Cahit Özkan: Bu çağrıyı öncelikle ben şu şekilde algılıyorum: Süren davaların cemaat, siyaset, parti, irtica bağlamında değerlendirip özellikle darbenin, darbe iddiası davalarının itibarsızlaştırılması bir az önce ifade ettiğim üzere, yargıçların, savcıların itibarsızlaştırılması ve davaların akamete uğratılması gayreti olarak görüyorum.
Öncelikle bakınız, bu davalar hukuk çerçevesinde devam etmektedir. Hukuken yürüyen bir soruşturmadır. Delilleri ve iddianameleri ile bir yeknesaklık arz etmektedir yani kabul edilen iddianameler söz konusudur. O nedenle cemaat bir terör örgütü değildir ki böyle bir terör örgütü yaklaşımıyla ateşkes ilan eder gibi bir yaklaşım içerisinde bulunması gereksin.
Yani cemaatin faaliyetleri nedir, yani cemaat hukuki, siyasi bir çalışma içerisinde değildir. Velev ki siyaset, legal anlamda bir siyaset içerisinde de bulunabilir ancak burada bir terör örgütü mantığıyla cemaate yaklaşılması öncelikle o cemaatin mensuplarına bir hakarettir, bir yanlıştır. Bir siyasetçiye asla yakışmayan bir tavırdır. Ayrıca bir siyasetçinin de kendi oy potansiyelinin olduğu, olabileceği bir cemaati böyle hedef alması bu şekilde bir yaklaşım içerisinde olması maalesef bir hezeyandır diye düşünüyorum.
(https://www.veryansintv.com/akp-grup-baskanvekili-fetoden-kapatilan-dernegi-ozgecmisine-ekledi)
“Şüpheli Cahit ÖZKAN yukarıda linkleri verilen ve aşağıda ayrıntılarını verdiğimiz haberlerde de görüleceği üzere; FETÖ Derneği olduğu açığa çıkan ve 15 Temmuz sonrası kapatılan İstanbul Genç Girişimciler Derneği’nin Yönetim Kurulu Üyesidir. Bunu da Meclis Albümüne koyacak kadar halen de savunucusudur.
FETÖ derneği üyeliğini özgeçmişine yazan AKP Grup Başkanvekili Cahit Özkan, kumpas davalar sürecinde aktif rol almış bir isim. Balyoz kumpasıyla hedef alınan emekli Kurmay Albay Mustafa Önsel, ‘Silivri’de bizim davaya müdahil avukatı olarak gelmişti! Vücut dilini unutmayacağım’ dedi.
AKP Grup Başkanvekili Cahit Özkan’ın, 27. Dönem için Meclis’te hazırlanan albümde, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından kapatılan derneklerden İstanbul Genç Girişimciler Derneği’nin Yönetim Kurulu Üyesi olduğunu özgeçmişi bölümüne eklediği ortaya çıkmıştı. (İLGİLİ HABER: AKP Grup Başkanvekili FETÖ’den kapatılan derneği özgeçmişine eklemiş)
AKP Grup Başkanvekili Cahit Özkan’ın geçmişi İstanbul Genç Girişimciler Derneği ile sınırlı değil. Özkan, FETÖ’nün kumpas davaları sürecinde yaptığı savunmalarıyla da tanınan biri.
KANAL KANAL DOLAŞIP KUMPAS DAVALARI SAVUNDU
Bir dönem Hukukçular Derneği Genel Başkanlığı yapan Cahit Özkan, kanal kanal dolaşarak Ergenekon ve Balyoz kumpaslarını savunmuştu. Özkan, Balyoz davasında Özgür-Der (Özgür Düşünce ve Eğitim Hakları Derneği) adına davaya müdahil olmuştu.
ASKERLER TUTUKLANSIN DİYE ORDUEVİNİN ÖNÜNDE PROTESTO ETMİŞTİ
Yine aynı Cahit Özkan, 2010 yılında Fenerbahçe Orduevi önünde Hukukçular Derneği üyesi bir grup avukatla toplanarak, Balyoz davasında haklarında tutuklama kararı çıkan askerlerin ordu evinde saklandıklarını iddia etmişti. Bu durumu protesto eden Özkan, ‘askerlerin Genelkurmay Başkanlığı tarafından himaye edildiğini’ öne sürmüştü.
Ergenekon davasına Danıştay ve Dink cinayetlerinin dahil edilmesini de savunan Özkan, o dönemde basında çıkan açıklamalarında “Ergenekon sadece darbeye teşebbüs davası değildir. Darbe girişimi davaları olan Balyoz ile Ergenekon’u birbirinden ayıran en önemli fark da Ergenekon’un aynı zamanda bir cinayet davası da olmasıdır. Dink cinayetine giden yoldur” iddiasında bulunmuştu.
FETÖ’CÜ HAKİMLERE SAHİP ÇIKMIŞTI
Özkan, Ergenekon davasından yargılanan Prof. Dr. Mehmet Haberal’ı tahliye etmedikleri gerekçesiyle hakkında tazminat davası açılan hakimlere ilişkin kararın Yargıtay tarafından onanmasını da tepkiyle karşılamıştı.
FETÖ’nün İlhan Cihaner’e yönelik kumpasını da canhıraş savunan Özkan, dönemin Erzincan Başsavcısı Cihaner’in tahliyesinden sonra göreve dönmesine de tepki göstermişti. Cihaner’in, hakkındaki delilleri karartabileceği iddiasında bulunan Özkan, “Başsavcıya derhal görevden el çektirilmeli” çağrısını yapmıştı.
Balyoz davası kumpasının mağdurlarından emekli Kurmay Albay Mustafa Önsel videoda şüphelinin eylem yoğunluklarını şöyle anlatıyor:
AKP Grup Başkanvekilinin ‘Balyoz’ günleri: Vücut dilini unutmayacağım
Balyoz kumpasıyla hedef alınan komutanlardan emekli Kurmay Albay Mustafa Önsel, Cahit Özkan’la ilgili yaptığı paylaşımda “Silivri’de bizim davaya müdahil avukatı olarak gelmişti!
Vücut dilini unutmayacağım…” ifadelerini kullandı.
‘TUTUKLANMAMIZ İÇİN KENDİNİ YIRTTI’
Balyoz kumpası mağdurlarından emekli Kurmay Albay Ali Türkşen de 15 Temmuz darbe girişiminin ardından katıldığı bir programda Cahit Özkan’la ilgili şu ifadeleri kullanmıştı:
“Cahit Özkan da sağolsun bizim cezaevine girmemiz için kendini yırtıp, o şekilde milletvekili oldu. Kendini paraladı adeta. Biz tutuklandığımız zaman zafer kazanmış komutan edasında mahkeme salonunu terk eden birisidir. Cezaevine girmemiz için çok uğraştı. O da bir araştırılsa…”
‘100 YIL SONRA DA ARKASINDA DURABİLİRİM’ DEMİŞTİ
Özkan, 2012 yılında CNN Türk’te katıldığı bir programda Balyoz davasında yaptığı değerlendirmelerle ilgili “Yüz yıl sonra da arkasında durabileceğim hukuki ifadeleri kullandım” demişti.
Özkan ayrıca, FETÖ’nün en çok sızdığı dönemde Polis Akademisi’nde öğretim görevlisi olarak da görev yapmıştı.
B-SUÇ NİTELEMELERİ:
1- Suçu ve Suçluyu övme (TCK M. 215)
Yukarıdaki linkleri verilen haberlerde görüleceği üzere şüpheli Cahit Özkan FETÖ Kumpasları olduğu hiçbir şüphe götürmeyecek şekilde açığa çıkan FETÖ’yü ve FETÖ’nün saldırılarını açıkça savunmakta, savunusunu da “terör örgütü mantığıyla cemaate yaklaşılması öncelikle o cemaatin mensuplarına bir hakarettir, bir yanlıştır” diyecek kadar ileriye götürmektedir. Ayrıca Şüpheli Cahit ÖZKAN, FETÖ’yü bir oy potansiyeli olarak göstermekte, FETÖ’yü terör örgütü olarak hedef almayı da hezeyan olarak nitelemektedir.
Şüpheli Cahit ÖZKAN’ın bütün bu söylemleri açıkça SUÇU VE SUÇLUYU ÖVME suçudur. 5237 Sayılı Türk Ceza Kanununun “Suçu ve suçluyu övme” başlıklı 215. Maddesine göre:“ (1) İşlenmiş olan bir suçu veya işlemiş olduğu suçtan dolayı bir kişiyi alenen öven kimse, bu nedenle kamu düzeni açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıkması hâlinde, iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”
2- Silahlı “FETÖ terör örgütü üyeliği (TCK M. 220/6-7-8, TCK M.314 ile 3713 sayılı TMK. 3. mad.)
Yine yukarıda linkleri verilen haberlerde görüleceği üzere şüpheli Cahit ÖZKAN sadece suçu ve suçluyu övmekle kalmamış, bir FETÖ derneği olan İstanbul Genç Girişimciler Derneğinin Yönetim Kurulu Üyeliğini de yapmış ve bunu da Meclis Albümünde özgeçmişine koymaktan imtina etmemiştir.
Şüpheli Cahit ÖZKAN’ın yukarıda linkleri verilen haberlerde yer alan bütün fiil ve söylemleri; TCK M. 220/6-7-8, TCK M.314 ile 3713 sayılı TMK. 3. Maddelerinin kapsamına girmektedir.
TCK m. 220’de, “Suç işlemek amacıyla örgüt kurma” suçu yaptırıma bağlanmıştır. Anılan maddenin birinci fıkrasında; “suç örgütü kuran veya yönetenleri”, ikinci fıkrasında; “bu örgüte üye olanları”, dördüncü fıkrasında;“bu örgütün silahlı olması halinde verilecek cezaların ağırlaştırılacağı, beşinci fıkrasında; “örgüt yöneticilerinin örgüt adına işlenen bütün suçlardan ayrıca fail olarak cezalandırılacakları”, altıncı fıkrasında; “örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyenlerin ayrıca örgüt üyeliğinden de cezalandırılacakları”, yedinci fıkrasında; “örgüt hiyerarşik yapısına dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek veya isteyerek yardım eden kişinin örgüt üyesi gibi cezalandırılacağı”, sekizinci fıkrasında; Örgütün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propagandasını yapan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacağı, hükme bağlanmıştır.
Suç duyurumuza esas teşkil eden olayımızda sözkonusu olan suç örgütü; silahlı olduğu kanıtlanmış ve Yargıtay’ca da kabul edilmiş “FETÖ” silahlı terör örgütüdür. Hal böyle olunca, 3713 sayılı TMK m. 3 uyarınca terör suçu kapsamında kabul edilen TCK m. 314’ün de uygulanması gerekmektedir. Şüpheli Cahit ÖZKAN’ın FETÖ’nün hiyerarşik yapısı içindeki yerine bizim bilebilmemiz mümkün değildir. Bu soruşturma anında ortaya çıkartılacak bir olgudur. Ancak TCK m.220/7’de, örgüte hâkim olan hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte, suç örgütünün amacına bilerek ve isteyerek hizmet eden veya maddi yardımda bulunan kişinin örgüt üyesi olarak kabul edilip cezalandırılması öngörülmüştür.
Ancak şüpheli Cahit ÖZKAN FETÖ’nün bir derneğinin üst düzey yöneticisi olduğuna göre sıradan biri değildir. FETÖ’nün bankalarına para yatıran, dershanelerine çocuğunu veya bir yakınını gönderen, FETÖ üyesi biriyle normal bir telefon görüşmesi yaparken teknik takibe takılan sıradan biri gibi değerlendirilemez.
Suç duyurumuza esas teşkil eden olayımızda, TCK 215, 220 ve 314. maddelerinin tüm unsurları bulunmaktadır.
Şüpheli Cahit ÖZKAN’ın bütün bu suçlamalara karşı “ben bilmiyordum, kandırıldım” deme şansı yoktur.
TBMM Web sitesinde kendisi hakkında halen şunlar yazılıdır:
”…Avukat; Lisans eğitimini İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinde tamamladı. Londra’da Hukuk İngilizcesi üzerine öğrenim gördü. Kocaeli Üniversitesinde Özel Hukuk alanında, İstanbul Bilgi Üniversitesinde İnsan Hakları alanında yüksek lisans yaptı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde Yargılama Usulü konulu yüksek lisans tezi hazırladı.
Üniversite yıllarında International LawStudentAssociation ve İstanbul Genç Girişimciler Derneği Yönetim Kurulu Üyeliği, Yeşilay Zeytinburnu Şube Başkan Yardımcılığı, Uluslararası Hukukçular Birliği Genel Sekreter Yardımcılığı, Anayasa Hukukçuları Derneği Genel Sekreterliği, Uluslararası Hukuk Merkezi, Hukukun Üstünlüğü Platformu ve Hukukçular Derneği Başkanlıkları olmak üzere birçok sivil toplum kuruluşunda görev yaptı. Uluslararası Anayasa, Uluslararası Tahkim ve Türkiye’de ve Dünyada Ceza Reformları Kongreleri, Yargı Reformu Sempozyumu gibi projeler başta olmak üzere pek çok ulusal ve uluslararası organizasyonda görev aldı. Kamu ve özel hukuk alanında makaleleri yayımlandı. Polis Akademisinde öğretim görevlisi olarak İnsan Hakları Hukuku dersleri verdi. İdeal Hukuk dergisini yayımladı ve internet sitesini kurdu. Hukuk Dünyası Dergisi Genel Yayın Yönetmenliği ve Editörlüğünü yaptı. Uluslararası Anayasa Kongresi Tebliğler, Anayasa Teorisi, Uluslararası Hak İhlalleri isimli kitaplar ve Anayasa Hukuku Mevzuatı gibi yayınların çıkmasına katkı sundu. …”
Kendisine bu kadar sıfatlar yükleyen bir “hukukçu”nun ne kandırılması mümkündür, ne de bilmeden bu söylemlerde, bu eylemlerde bulunabilmesi mümkündür.
Görüleceği üzere, Arandığı söylenen ve gerçekte üzerinin çokça kapandığını gördüğümüz FETÖ siyasi kanadını şüpheli ve benzerleri oluşturmaktadır.
Müvekkil parti, tarihsel görev ve sorumluluğunu yerine getirmek için işbu suç duyurusunu yapmaktadır. Eğer adaletin herkese eşit uygulandığı söyleniyorsa, her türlü kanıtlarıyla ispatlanmış bu suçun soruşturulması ve şüpheli Cahit ÖZKAN’a TCK 215, 220 ve 314’e göre ceza davası açılması gerekmektedir.
SONUÇ ve İSTEM : Yukarıda açıklanan ve Cumhuriyet Savcılığınca re’sen araştırılacak sebeplerle; Şüphelinin eylemine uyan Türk Ceza Kanunu ve ilgili kanunlarda belirtilen suçundan yargılanıp cezalandırılması amacıyla hakkında gerekli soruşturmanın yürütülerek iddianame düzenlenmek suretiyle Kamu Davası açılmasını, müsnet suç bir görev suçu olmadığından milletvekili dokunulmazlığından faydalanamayacağını, ayrıca Anayasanın 14. Maddesi delaletiyle müsnet suçta doğrudan yargılanabileceğini, sayın savcılık aksi kanaatte ise en azından TBMM’ye fezleke göndermesini müvekkil Parti adına talep ederiz. 07.01.2021
Suç Duyurusunda Bulunan
Halkın Kurtuluş Partisi Genel Başkanlığı
Vekilleri
Av. Metin BAYYAR, Av. Sait KIRAN, Av. Azime Ayça OKUR, Av. Doğan ERKAN