HKP olarak sahte diploma ile hak etmediği görevlere getirilen ve bu sayede 4 ayrı maaş alan Hamza Yerlikaya’nın görevlerinin iptal edilmesi ve kendisine ödenen maaşların geri alınması için daha önce hem suç duyurusunda bulunmuş hem de ilgili kurumlara başvurular yapmıştık.
En son lise diplomasının sahte olduğunu kanıtlayan Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 22.01.2001 tarih, 1999-162 E., 2001-32 no’lu karara ulaşmış ve Hamza Yerlikaya’nın maaşları da dahil, tüm eski milletvekilliği kazanımlarının ve ayrıcalıklarının iptali için, Mahkeme kararını ek yaparak Türkiye Büyük Millet Meclisine başvuru yapmıştık.
Böylesine önemli bir haber; üstelik delilli belgeli bir haber, kamuoyunda oldukça yankı uyandırmıştır ve günlerdir tartışılmaktadır. Bunun üzerine Yerlikaya sporcu ahlakının gerektirdiklerini yapmak yerine Mahkemeye başvurmuş ve hem resmi Parti sayfalarına hem de sosyal medya sitelerine, kişilik haklarını ihlal ettiği gerekçesi ile Bakırköy 1. Sulh Ceza Hâkimliğinin 28 Aralık 2020 tarih ve 2020/6242 sayılı kararı ile erişimi engelleme kararı aldırmıştır.
Bu konuyla ilgili haberlerin erişimi sadece Halkın Kurtuluş Partisi’nin sayfasına ve sosyal medya hesaplarına yönelik değil, bu haberi paylaşan diğer 125 URL’ye yönelik olarak da engellenmiştir.
Bu haksız, hukuksuz karara karşı Parti avukatlarımız bugün Mahkemeye itiraz dilekçesi vermiştir. İtiraz dilekçesinde “unutulma hakkı” ve “genel af” gerekçelerine dayanan kararın hukuksuzluğu ayrıntılı biçimde açıklanmış ve bu kararın siyasi bir karar olduğu ve ülkede iktidar aleyhine ses çıkmasını engellemeye yönelik bir karar olduğu belirtilmiştir.
AKP’nin hukuk bürolarına dönüştürülen yargıdan itirazın kabul edilmesi beklenmez ama bilsinler ki halk bu yapılanları unutmaz. Medyadan bu haberleri silseniz de halkın bilincinden, silemezsiniz!
Halkın Kurtuluş Partisi, yapılan bu sahtekarlıkların unutulmasına izin vermeyecektir ve hem siyasi olarak hem de hukuki olarak hesap sormaya devam edecektir!
Davamız Halkın Kurtuluş Davasıdır!
31 Aralık 2020
Halkın Kurtuluş Partisi
Genel Merkezi
***
Söz konusu itiraz dilekçesini aynen yayınlıyoruz:
BAKIRKÖY 2. SULH CEZA HAKİMLİĞİ’NE GÖNDERİLMEK ÜZERE
BAKIRKÖY 1. SULH CEZA HAKİMLİĞİ’NE
DEĞİŞİK İŞ NO: 2020/624
İtiraz Eden…: Halkın Kurtuluş Partisi
Vekili…………: Av. Fettah Ayhan Erkan, Av. Ali Serdar Çıngı, Av. Pınar Akbina
Atatürk Bulvarı Emlak Bankası Blokları B Blok K:4 D:16 Fatih\İstanbul
Talep Eden..: Hamza Yerlikaya
Vekili………….: Av. Esma Aybike Sarıçiçek
Konu…………..: Bakırköy 1. Sulh Ceza Hakimliği’nin 28.12.2020 tarih, 2020\6242 D. İş No’lu kararına itiraz ve Erişim Engeli Kararının kaldırılması talebinden ibarettir.
AÇIKLAMALAR :
Bakırköy 1. Sulh Ceza Hakimliği bir Mahkeme kararına dayanan haberler hakkında zorlama gerekçelerle Erişim Engeli kararı vererek hukuki değil siyasi davranmıştır!
Şöyle ki;
Müvekkil Halkın Kurtuluş Partisi 2005 yılında kuruluşunu yapmış, Türkiye’nin 81 ilinde seçimlere katılmış yasal bir siyasi partidir. Vatansever ve Halksever ilkeleri ve çalışmaları ile öne çıkan Parti muhalefet partilerinin yapmadığını yapmakta; siyasi ve hukuk alanında çok önemli çalışmalara imza atmaktadır. Kurulduğu günden beri ülke ve halk yararını ilgilendiren konularda; sorumlular hakkında yaptığı suç duyuruları, açtığı davalarla gündeme gelmektedir.
İtirazımıza konu olan olayda ise Hamza Yerlikaya’nın lise diplomasının sahte olduğuna dair haberler üzerine müvekkil Parti avukatları olarak; 2 Temmuz 2020’de Parti Yerlikaya ve sahte diploma sorumluları hakkında suç duyurusunda bulunmuştuk.
Devam eden günlerde milletvekilliğinin düşürülmesi için, YSK’ye ve TBMM’ye, diplomalarının iptal edilmesi için; İmrahor Endüstri Meslek Lisesine, aynı lise diplomasıyla girdiği Sakarya Üniversitesine, Gazi üniversitesine, Süleyman Demirel Üniversitesine, Yönetim Kurulu üyeliğinin iptali için Vakıfbank Genel Müdürlüğüne, başkanlığının iptali için Güreş Federasyonu Başkanlığına başvurmuştuk.
Ancak bu kurumlar çoğu başvurularımıza cevap vermedi. Bunlardan Güreş Federasyonu Başkanlığı; “Özel Hayatın Gizliliği nedeniyle bilgi verilememektedir”, diye, YSK ise; “Milletvekili olarak seçilmiş olduğu dönem sona erdiğinden Seçim hukuku açısında yapılacak bir işlem bulunmuyor…”, diye hukuk dışı cevaplar verdiler.
Daha sonra müvekkil Parti yeniden harekete geçmiş ve aleni olan Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 22.01.2001 tarih, 1999-162 E., 2001-32 K. Sayılı kararına ulaşmıştır. Mahkeme Kararını bulduktan sonra bir suç duyurusu da 16 Aralık 2020’de yapılmıştır.
25.12.2020’de ise Hamza Yerlikaya’nın maaşları da dahil, tüm eski milletvekilliği kazanımlarının ve ayrıcalıklarının iptali için, bu kez Mahkeme kararı ek yapılarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne başvuru yapılmıştır.
Böylesine önemli bir haber, üstelik delilli belgeli bir haber elbette kamuoyunda oldukça yankı uyandırmıştır. Bunun üzerine Yerlikaya sporcu ahlakının gerektirdiklerini yapmak yerine Mahkemeye başvurmuş ve hem resmi Parti sayfalarına hem de sosyal medya sitelerine kişilik haklarını ihlal ettiği gerekçesi ile Bakırköy 1. Sulh Ceza Hâkimliğinin 28 Aralık 2020 tarih ve 2020/6242 sayılı kararı ile erişimi engelleme kararı aldırmıştır.
Müvekkil Partinin erişimi engellenen siteleri ve haberleri aşağıda belirtilmiştir: https://hkpizmir.org/hamza-yerlikayanın-üniversite-diploması-düzenlettirmek-eylemini-sabit-gören-mahkeme-kararını-bulduk-ve-savcılığa-sunduk/
https://www.hkp.org.tr/akpgillerin-sahte-diplomali-pehlivani-hamza-yerlikaya-hakkinda-suc-duyurusunda-bulunduk/
https:\\www.youtube.com\watch?vjpSv3zmzms-SO
https:\\www.facebook.com\watch\?v2385363776224869
Bu konuyla ilgili haberlerin erişimi sadece müvekkil Partinin sayfasına ve sosyal medya hesaplarına yönelik değil, bu haberi paylaşan diğer 125 URL’ye yönelik olarak da engellenmiştir.
Bakırköy Sulh Ceza Hâkimliği’nin itiraz konusu kararının ne usulen, ne esasen hiçbir hukukiliği yoktur!
Bu karar ne yazık ki ülkede son dönem çok yaygın bir şekilde uygulanan; iktidar aleyhine çıkan her sesi kısma politikasına hizmet etmekten başka bir şeye hizmet etmemektedir. Ayrıca bu kararla Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesinin suçun sübutu yönünden yaptığı tespitler ortadan kaldırılmak istenmektedir ve Hamza Yerlikaya’nın sahte diploma kullandığını tespit eden Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesinin üç yargıcının kararı geçersiz kılınmak istenmiştir.
Bakırköy Sulh Ceza Hakimliği’nin verdiği karardaki gerekçeler hukukçular olarak bizleri hayrete düşürmüştür!
Sulh Ceza Hakimliği, Ağır Ceza Mahkemesi kararında geçen ve yargılama sırasında çıkartılan 4616 sayılı “Rahşan Affı” kapsamındaki “ceza tayinine yer olmadığına” dair hükmü bile yanlış yorumlamıştır:
“Erteleme süresinin iyi halli geçirilmesi halinde mahkûmiyetin vaki olmamış sayılacağı”nı kararına yazmıştır. Zira Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi, Hamza Yerlikaya’nın sahte lise diplomasını bilerek kullandığını tespit etmiştir. Ancak kendisi bu sahte diplomayı kullanarak üniversitelere kayıt yaptırmıştır. Bu suçu işlediği sabit olan birisinin sadece yargılama sırasında çıkartılan bir af yasasından yararlanması ya da ceza verilmeyerek yargılamanın durdurulması onun sahtecilik eylemini ortadan kaldırır mı?
Genel afla fiilin kendisi ortadan kalkmaz. Bundan dolayı affa uğrayan fiilin hukuki sonuçları devam eder ki bu olayda affa uğrayan suçun süjesi sahte bir diplomadır ve bu diploma ile yeni suçlar işlenmektedir.
Ayrıca resmi evrakta sahtecilik yüz kızartıcı bir suçtur. Dolayısıyla bu suçu işleyenlerin affa uğramış olsalar dahi milletvekili olmaları mümkün değildir.
Sulh Ceza Hakimliği itiraz konusu kararında bir de “unutulma hakkı”ndan bahsetmiş ve “yirmi beş yıl önce gerçekleşmiş bir olayın ve 19 yıl önce verilmiş bir kararın güncelliğinin kalmadığını” belirtmiştir.
Hakimliğin bu gerekçesi karşısında da hayretler içerisinde kaldığımızı belirtelim:
Öncelikle bir kişi hakkında saklanan, açıklanmayan, sonradan ortaya çıkan bilgiler, unutulma hakkı kapsamında kalmaz. Öyle olsa sonradan açığa/ortaya çıkan gerçeklerden halk asla bilgi sahibi olamaz, halka da gerçekler asla aktarılamaz.
Ayrıca unutulma hakkı, yasaya yeni konulsa da, İHAM’ın “yıllarca sosyal medyada yer alan konularda” kabul ettiği ve uyguladığı bir haktır.
Oysa Yerlikaya’nın diploması yıllardır sosyal medyada değildir. Yıllar önce yaşansa da sosyal medyada “yeni yer alan” konu unutulma halkı kapsamında kalmaz!
Bu gibi konular unutulma hakkı kapsamında kalacak olsa, o zaman geçmişe yönelik araştırmacı gazeteciliğin de bir anlamı kalmaz.
Burada tartışılan olay yıllar önce işlenmiş bir suç olabilir ama bu suçu işleyen kişi işlediği suçun esası olan sahte bir belge ile halihazırda yeni suçlar işlemektedir. Suça esas olan sahte diploma ile 4 ayrı kurumdan maaş almaktadır şu anda. Ve her aldığı maaş haksız hukuksuz bir belgeye dayanmaktadır. Yüzbinlerce gencimiz bir kaç diplomaya sahipken işsizlik cehenneminde yanmaktadır. Hamza Yerlikaya bu insanların da hakkını yemektedir. Kamuoyunda boşuna bu kadar gündem olmamıştır bu konu! Bu nedenle işlediği suçun “unutulma”sını engelleyen aslında kendisidir!
Ayrıca Bakırköy Sulh Ceza Hakimliğinin dayandığı unutulma hakkının uygulanabilmesi için temel bazı kriterler vardır:
Öncelikle unutulma hakkının İFADE HÜRRİYETİ ve bununla ilişkili olarak HABERLEŞME HÜRRİYETİ kapsamında ihlaller oluşturmaması gerekmektedir. AİHS Madde 10 “Herkes ifade özgürlüğü hakkına sahiptir. Bu hak, kamu makamlarının müdahalesi olmaksızın ve ülke gözetilmeksizin, kanaat özgürlüğünü ve haber ve görüş alma ve de verme özgürlüğünü de kapsar” düzenlemesine yer vermektedir.
“Benzer bir düzenleme Anayasa’nın 25 ve 26. maddelerinde de öngörülmüştür. Belirtmek gerekir ki, herkes ifade hürriyeti kapsamında düşüncelerini ve kanaatlerini serbestçe dile getirme ve haberleşme hürriyeti kapsamında bilgi alma ve bilgi verme haklarına sahiptir. İnternet ise günümüzün teknoloji dünyasında bu kapsamda en aktif kullanılan araçtır. Benzer tespit Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Times Newspapers Ltd. v. Birleşik Krallık (no: 1 ve 2), (no: 3002/03 ve 23676/03, § 27, AİHM 2009)4 kararında “İnternet siteleri, büyük miktardaki verileri saklama ve yayınlama kapasitesi ile bunların erişilebilirliği sayesinde, toplumun gündemdeki olaylara erişimini sağlamaya ve genel biçimde bilgi alışverişini kolaylaştırmaya büyük ölçüde katkı sağlamaktadır.” şeklinde ifade edilmiştir. AİHM, 2012 yılında Ahmet Yıldırım-Türkiye davasında da benzer değerlendirmeleri yapmış ve internetin ifade ve bilgi edinme hürriyetinin kullanılmasına yönelik başlıca araçlardan birisi olması sebebiyle bu hakların tamamlayıcı bir unsuru olduğu kanaatine varmıştır. Bu nedenle bir kişinin herhangi bir gerekçe göstermeksizin başkalarının kendisi hakkında paylaştığı içeriğe müdahale ederek bunların silinmesini istemesi mümkün görülmemektedir. Görüldüğü üzere, ifade ve haberleşme hürriyeti ile
unutulma hakkı arasında ince bir çizgi vardır. Bir içerik bakımından hangi hakkın üstün tutulması gerektiği ise dikkatle değerlendirilmesi gereken bir husustur. (D. Basın HBir Temel Hak Olarak Unutulma Hakkı Av. Seray Nalbantoğlu 586 TAAD, Yıl:9, Sayı:34 (Nisan 2018)
Yine Sulh Hakimliği kararı BASIN HÜRRİYETİNİ de engeller niteliktedir. Şöyle ki;
“Basın hürriyeti, haber, fikir ve düşünceleri, çoğaltıcı araçlarla, serbestçe açıklayabilmek olarak tanımlanabilir. İfade hürriyeti ve haberleşme hürriyeti ile benzer temellere dayanan basın hürriyeti bakımından da unutulma hakkının ihlaller oluşturacağı yönünde görüşler bulunmaktadır. Unutulma hakkının basın hürriyetini zedeleyeceği yönünde yapılan eleştirilere cevaben Lordlar Kamarası Başkanı, Avrupa Birliği İçişleri, Sağlık ve Eğitim Alt Komisyonu Başkanı Usha Prasher bireylerin geçerli ve hukuki içerikleri sadece içeriği beğenmedikleri gerekçesiyle sildiremeyeceklerini belirtmiştir. Basının görevi bilgi alma hakkı kapsamında olaylar hakkında doğru ve tarafsız bir şekilde kamuyu aydınlatmaktır. Bu nedenle haber değeri olan ve kamuyu ilgilendiren hususların gerçekleri yansıtır şekilde, hukuka aykırı bir unsur barındırmaksızın habercilik ilkelerine uygun olarak haber yapılması halinde unutulma hakkı kapsamında haberin sildirilmesi mümkün görülmemektedir.” (D. Basın HBir Temel Hak Olarak Unutulma Hakkı Av. Seray Nalbantoğlu 586 TAAD, Yıl:9, Sayı:34 (Nisan 2018)
Hamza Yerlikaya ile ilgili yayınlanan haberlerin hiçbiri hukuka aykırı bir unsur barındırmamaktadır, tersine hepsi Mahkeme kararına dayanmaktadır, gerçekleri yansıtmaktadır!
Sonuç ve İstem: Yukarıda izah olunan gerekçelerle; Bakırköy 1. Sulh Ceza Hakimliği’nin 28.12.2020 tarih, 2020\6242 D. İş No’lu kararının itirazen kaldırılmasını bilvekale saygılarımızla arz ve talep ederiz. 30.12.2020
İtiraz Eden Vekili
Av. Pınar Akbina