Bir Devrim Meclisi olarak 23 Nisan Meclisinin ruhu 100. yılında İkinci Kurtuluş Savaşı mücadelemizde yaşıyor

İnsanlığın gördüğü ilk demokratik meclisin inşa edildiği topraklar burası… Anadolu…

Likya, sömürgeciliğe karşı Roma İmparatorluğu ile savaşta yok olmayı göze almış ve özgürlükleri için yaşamlarından vazgeçmeleriyle bilinen ülke ve halkı… Bu özgürlük savaşçısı halk, yazılı tarihte bilinen ilk Halk Meclisini, milattan önce 2. Yüzyıl’da kurmuştu. Anadolu o günden beri “ya özgürlük, ya ölüm” diyenlerin vatanı oldu.

20. Yüzyıl; Kapitalizmin Tekelci aşamaya, Emperyalizm aşamasına geçerek tüm dünyayı paylaşma savaşlarına giriştiği o kanlı yüzyıl…

Ve Anadolu…

Modern Haçlı Ordularının işgal etmek için üzerinde yaşayan tüm halkları kırmaya, kırdırmaya, yok etmeye yeminli oldukları, konumu ve kaynaklarıyla emperyalistlerin iştahını kabartan verimli topraklar…

Ve lakin Batılı Emperyalistlerin henüz bilmedikleri bir şey var. Kökenini aynı verimden alan, Coğrafya ve Tarih üretici güçlerinin zirvesinde harmanlanmış topraklar buralar ve “İnsan”ı da toprağına göre mayalanmış. Emperyalist işgale karşı 100 yıl önce bir kez daha yükseliyor aynı slogan tarihin, toprağın, toplumun bağrından:

“Ya İstiklal, Ya Ölüm!”

Muzaffer Meclis, İstanbul Halkına seslenen bildirisinde, kuruluşunu “ihanet içinde olan ve sayısız suç işleyen hükümetin ülkeyi yıkıma sürüklediği”ni belirterek, şöyle duyurmuştu:

Halk zulme karşı çıkmış ve zalimlerle her türlü bağlantıyı koparmıştır. Büyük bir inanç ve güçlü bir ulusal birlik içinde harekete geçen ve örgütlenen Anadolu Halkı, Ulusal haklarını ve ülkesinin toprak bütünlüğünü tüm koşullarda koruyacak bir güç düzeyine ulaşmıştır.” (Aktaran: Abdula Mardanoviç Şamsutdinov, Bir Sovyet Tarihçisinin Gözüyle Türkiye Ulusal Kurtuluş Savaşı, s. 111)

Kuruluşu doğalında devrimci oluyordu bu nedenle Birinci Meclisin. Doğrudan Birinci Antiemperyalist Kurtuluş Savaşı’nı yöneten bir Halk Meclisi…

Tarihte, devrimle kurulan yahut devrim sonrası süreci inşa eden meclisler görüldü. Ama Halkın Kurtuluş Savaşını doğrudan yöneten, bu kurtuluş savaşını başarıya ulaştıran ilk Meclisti bu. İnsanlığın ilk Halk Meclisinden, Ulusal Kurtuluş Savaşı’nı kazanmış ilk Halk Meclisine…

Bu tarihi, 20. Yüzyıl’da ilmek ilmek dokuyan halkın önderidir Mustafa Kemal: Bir kişi değildir o, Anadolu Halkının, tarihinin, coğrafyasının ruhuna işlediği ve kendisi de bu ruhun artık ayrılmaz parçası olduğu bir katarsis halidir. Mazlum Milletlerin makûs talihini değiştiren tarihin de açıcılarındandır, Lenin Usta ile birlikte. Sonrasındaki tüm halk savaşları, bunu örnek almadan edemezdir artık. Dolayısıyla Türkiye Halklarından başlayıp, evrenselleşmiş bir direniş utkusudur Mustafa Kemal ve Birinci Antiemperyalist Kurtuluş Savaşı’mız.

Bugün, adından başka hiçbir ortak özelliği olmayan Meclis, Ulusal Kurtuluş Savaşı’mızın ruhuna, maddesine, ideolojisine düşman bir koalisyon tarafından işgal edilmiş durumda. Ankara Ulus’taki Gazi Meclis’in koltukları, neredeyse her biri sıcak savaşın ateşiyle yanmış Kuvayimilliyeciler tarafından doldurulmuştu. Ankara Dikmen yolundaki Meclisin ceylan derili koltukları, 23 Nisan’ın 100. yılında; Amerikancılık ortak paydasında birleşen “Amerikancı Beşli Çetenin” üyeleri tarafından dolduruluyor.

AKP’giller, zaten halkın meclisi olmaktan çoktan çıkmış/çıkarılmış Meclisi, Meclis olmaktan da çıkardılar. Anayasayı ve yasaları alenen çiğneyerek yapılan bir referandumla da, fiili tek adam rejimi yasal kılıfa sokularak, Meclisin neredeyse tüm yetkileri gasp edildi ve AB-D Emperyalist Haydutlarının isteği doğrultusunda Başkanlık Rejimi oturtuldu.

Artık Antiemperyalist Kurtuluş Savaşı’mızın simgesi, Genelkurmayı olan Meclis yok. Emperyalist Yedi Düvele karşı verilen ve Mazlum Halklara örnek olan, Türküyle-Kürdüyle yüz binlerce şehitler verilerek kazanılan zaferin meyvesi Laik Cumhuriyet artık yok. Cumhuriyetle simgeleşen Mustafa Kemal’in Çankaya’sı, tek adamın atadığı memurlar tarafından işgal edilmiş durumda. Ve yine en acı verici durumlardan biri olan, Mustafa Kemal’in mirası, bataklıktan ormana çevrilen Atatürk Orman Çiftliği, AOÇ’nin arazisine, karşı devrimin simgesi Kaçak ve Haram Saray inşa edilmiş durumda… Ne Yazık ki, Laik Cumhuriyet’in bütün kalelerini bir bir yıkan gerici top gülleleri, buradan atılıyor.

İşte Antiemperyalist Kurtuluş Savaşı’mızın bütün kazanımlarını ortadan kaldıran bu saldırılar, 100 yıl önce, geldikleri gibi gönderilen ABD-AB Emperyalistlerinin Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) uğruna yapılıyor.

Bakmayın zorlamayla sözde 23 Nisan kutlamalarına. Takiyecilik bunların fıtratında vardır. Bunlar çok değil 5 sene önce 23 Nisan törenlerini yasaklayanlardır. Ve ne acıdır ki, bu yasaklarına karşı tek dava açan Halkın Kurtuluş Partisi’dir.

İnsanlığın eşit, özgür, sosyalist bir aile olarak yaşamak zorunda olduğunun, küresel salgın ile bir kez daha insanlık bilincine kendisini dayattığı günlerdeyiz. “Mustafa Kemal’in yaptıklarını kendi ülkemde yapmaya çalışıyorum, o benden çok daha zorunu başardı” diyen bir liderin, Fidel’in ülkesinden kamuculuk, eşitlik ve uluslararası dayanışma örnekleri yayılıyor dünyaya…

İnsanlık tek bir sosyalist aile olacak. Bunun önündeki tek engel emperyalistler ve yerli işbirlikçileridir. Bir avuç asalak azınlıktır bunlar. Geri kalan milyonlarca emekçi, aydın, cefakâr halk yığınlarıdır.

En umutsuz anda, devrimci demokratik bir halk meclisi kurarak, emperyalist 7 düveli dize getirmişti Türkiye Halkı. Bu tarihsel/eylemsel politik güç bir başka sloganı var etti: Örgütlü bir Halkı hiçbir güç yenemez!

Bir kez daha gürleyecek halklarımız. Bir kez daha Kurucu Meclisimizi ve onun öncülüğünde Demokratik Halk İktidarını inşa edeceğiz. Tıpkı birincisinde olduğu gibi, İkinci Kurtuluş Savaşı’mızda da zafere ulaşacağız. Emperyalistleri ve her türden işbirlikçilerini, yeni padişahlarıyla birlikte kovacağız bu özgür topraklardan! Ama bu sefer çok farklı olacak. O insan soyunun en büyük düşmanı emperyalistler ve onlara ruhlarını satan yerli işbirlikçiler bir daha bu topraklar üzerinde egemenlik kuramayacaklar. İkinci Kuvayimilliyeciler tarafından verilecek İkinci Kurtuluş Savaşıyla layık oldukları, tarihteki bütün zalimlerin gönderildiği tarihin çöplüğüne gönderilecekler.

Ant olsun ki, gerçek devrimciler en önde Halkımız arkamızda Sosyal Kurtuluşumuzu da gerçekleştireceğiz.

Mustafa Kemal’in tüm dünya çocuklarına armağan ettiği bu kutlu günün 100. Yılında tüm dünya çocuklarına da sözümüz olsun:

“Çocuklar inanın, inanın çocuklar, güzel günler göreceğiz, güneşli günler…”

Yaşasın İkinci Kurtuluş Savaşımız!

Emperyalistler, İşbirlikçiler Geldikleri Gibi Gidecekler!

Yaşasın 23 Nisan!

23 Nisan 2020

Halkın Kurtuluş Partisi
Genel Merkezi