AKP’giller’in Kanal Sevdası, bu kez de “Kanal Çeşme Projesi” ile İzmir’de

Kanal İstanbul ile NATO Savaş gemilerinin Karadeniz’de kirli emellerine ulaşmaları için, rant politikaları ile Katar Sermayesine Yeni İstanbul’u peşkeş çekmeye çalışan AKP’giller bu defa İzmir’e gözünü dikti.

“Yeni Çeşme Projesi” adı altında Çeşme-Urla arasında bulunan Zeytineli’ne gözünü diken Suudi Arap sermayesi ve AKP’giller oldu. Onlara acil kamulaştırma ile kapı açan ise AKP’giller’dir.

25 Ocak 2020 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Cumhurbaşkanlığının 2054 nolu kararında Urla Zeytineli Mahallesi’nde toplam 333 adet parsel, Çeşme Alaçatı bölgesinde ise toplam 178 adet parsel arazi ve taşınmaz için “Acele Kamulaştırma Kararı” alındığı belirtildi.

Acele kamulaştırma kararı verilen bölge 13 Eylül 2019 tarihinde 1532 nolu bir Cumhurbaşkanlığı resmi kararnamesi ile “Çeşme Turizm ve Koruma Kapsamı Turizm Gelişme Bölgesi” olarak ilan edilmişti.

Sözcü Gazetesi 16. 04. 2016 tarihli haberinde “İzmir Urla’nın Zeytineli Köyü kıyısındaki Devlet Hava Meydanları İşletmesine (DHMİ) ait sosyal tesis Ensar Vakfı’na devredildiğini iddia etti. Gazetenin iddiasına göre, DHMİ tesisi 2014 yılında 5 milyon TL yatırım yaparak yeniletti, 2015’te de yıllık 120 bin TL’ye Ensar Vakfı’na kiraladı. Vakfın tesisleri gençlik kampı olarak kullanacağı öğrenildi. Tesis, Hacılar Koyu’ndaki Urla Villaları’na komşu koyda yer alıyor.” (https://t24.com.tr/haber/izmir-urladaki-sosyal-tesis-ensar-vakfina-verildi,336902)

Yani 2016 yılında Zeytineli köyünün en güzel sahilinde olan kamp yerinin Ensar Vakfı’na bırakılması bu rant projesinin ön adımıydı.

Bu rant politikası Alaçatı Koyu ile Mersinli Koyu arasında açılacak olan kanal çevresinde yer alan tarlaların ve arsaların Suudi Arap sermayesi tarafından satın alınması ile başladı. Daha da geri gidersek; 2016 yılında Devlet Hava Meydanları İşletmesine ait sosyal tesisin kiralama yoluyla Ensar Vakfı’na devredilmesiyle bu projenin temelleri atılmıştı. AKP’giller’in Ensar Vakfı sevdası, İzmir’i gericileştirme politikalarının bir parçasıdır. Çünkü Ensar Vakfı’na bırakılan arazi deniz kenarında ve yine Zeytineli sınırı içindedir. “Gençlik Kampı” olarak işletilecekmiş burası. Ensar Vakfı’nın gençliği nasıl eğittiği tecavüz vakalarından bilinmektedir…

Bu işletmenin diğer yönü de Tayyip Erdoğan’ın villalarının bölgenin yanındaki koyda oluşudur. Yani Ensar Vakfı ile komşu olmuşlardır.

Bugün “Yeni Çeşme Projesi”nde yer alan araziler Zeytineli mahallesinde (köyünde) olup, İzmir’in en gözde yerlerinden turizm beldesi Çeşme sınırları içindedir. El değmemiş arazilerin ve denizin olduğu bir bölgedir. Eski Çeşme-İzmir yolunda olup Çeşme Otobanı’na yakındır. Alaçatı Koyu, sörf turizminde dünyada ün yapmış bir denizdir. Suyun derinliği ve dalgası ile meşhur olan Alaçatı Koyu gemilerin geçeceği biçimde projelendirilecek Kanal Çeşme ile birlikte cazibe merkezi olmaktan uzaklaşacaktır. Zeytinli köyü halkı balıkçılıkla geçimini sağlamaktadır. Bu projeden tedirgin olacaktır. Çünkü bu proje ile birlikte halkın dışarı ile bağı kopacak ve geçimleri zorlaşacaktır.

DİSK-Genel İş Sendikası tarafından 1975’te işçilerin kullanımı için sendikaya kazandırılan İzmir Urla Zeytineli köyü Böğürtlen mevkisindeki 68 dönümlük denize sıfır araziye de acele kamulaştırma yoluyla el kondu. Bu nedenle İşçi Sınıfımızın alınteri ile alınan araziler de AKP’giller’in hışmına uğramıştır.

Arazi sahipleri de ansızın gelen bu işlemlerden rahatsızdır.

Acele kamulaştırma kararına paralel olarak oluşturulan 4 milyon m2’yi kapsayan “Yeni Çeşme Projesi”, tanıtım broşürlerinde şöyle tanımlanıyor:

Dünya markası olmayı hedefleyen turizm projesidir. Turizmi kış sezonunda canlı tutabilmek maksadıyla, bölgenin bir havacılık ve tekne merkezi haline getirilerek ultra zenginlerin ihtiyaçlarını karşılayabilecek şekilde tasarlanmıştır.

“Hedefi Çeşme’yi Türkiye’nin Mikonos’u, İbiza’sı veya Miami’si yapmaktır. Projenin yapılabilmesi için beş yılda 2.5 milyar dolar yatırım yapılması planlanmıştır. Mega yat merkezi dünyanın seçkinlerinin talep ettiği lüks restoranlar, mağazalar ve pahalı kulüplerle hizmet verecektir.”

Yani “Yeni Çeşme Projesi” ile dünya elitlerine hizmet verilecek, yerli yabancı Parababaları için bir suni cennet oluşturulacaktır. Halkımız işsizlik ve pahalılık cehenneminde inlerken bu “mega projeler” halkımızın sırtına yeni mali yükler getirecek, borçlanma artacaktır. Projede oluşturacakları suni adalarda eğlence merkezlerinde onlar şatafat sürerken halkımız yaşamlarını sürdürmeye gayret edeceklerdir.

“Çeşme Yeni Turizm Alanı Yatırım Projesi’nin, “Kamu-Özel Ortaklığı” modelinde ve tamamı yabancı sermaye ile gerçekleştirilebilecek, kendine özgü yerel-uluslararası tasarım özelliklerini taşıyan bir proje olacağının da altı çiziliyor. Projenin ülke ekonomisine de 2 milyar dolar bir gelir sağlayacağı da taslak projenin detaylarında vurgulanıyor. Çeşme Projesi’nin beş yılda tamamlanabilmesi için 2,5 milyar dolarlık bir yatırımın da planlandığı vurgulanırken taslakta, 2 adet lüks otel (3 bin odalı-6 bin kişi kapasiteli), 50 butik otel (50 adet-2500 kişi kapasiteli), 2 marina (300 odalı-600 kişi kapasiteli) 4 eğlence yeri (1000 kişilik-4 bin kişi kapasiteli) bulunuyor. Toplam 100 mega yat ile birlikte 700 yat kapasiteli marina da proje içinde yer alacak. Bölgeye, proje gerçekleştiğinde 20 bin ek nüfus getirilecek.

“ORTAK FON KURULACAĞINI AÇIKLAMIŞTI!

“Öte yandan Suudi Arabistan merkezli turizm şirketi olan Albassam Group’un CEO’su Ziad Albassam kendi şirketleri ile birlikte Sumou Holding’in Türkiye’de gayrimenkul yatırımı yapmak için Suudi Arabistan’da 1 milyar dolar büyüklükte yeni bir fon kuracağını; fonun Emlak Konut GYO’nun da aralarında bulunduğu kamu şirketleriyle çalışmayı planladığını açıklamıştı.” (http://www.egedesonsoz.com/haber/projesi-ortaya-cikti-araplar-a-mi-satilacak/1027656)

İşte Çeşme Alaçatı Koyu ve Mersinli Körfezi arasında açılacak “Kanal Çeşme Projesi” Alaçatı’ya sokulan bir hançerdir.

Bu bölgede golf sahalarının açılması, su sıkıntısı çeken Alaçatı ve Çeşme’de susuzluğu körükleyecektir. Golf sahasının su emen bir yapısı olduğu herkesçe bilinen bir gerçekliktir. Halkın onayı alınmadan rant politikalarıyla oluşturulmaya çalışan Çeşme Arabistan’ına halkımız ve kamuoyu izin vermeyecektir. Kanal İstanbul’da da, Kanal Çeşme’de de AKP’giller hüsrana uğrayacaktır.

HKP, halkın gerçek partisi olarak arzilerimizin yağmalanmasına ve elitistan oluşturulmasına karşı mücadele verecektir.

Halkın örgütlü gücü asla yenilmez!

5 Şubat 2020

HKP İzmir İl Örgütü