18 yıldan bu yana hiç ara vermeden, şu günlerde İdlib’de yaptığın gibi ABD, İsrail ve AB’ye çalışıyorsun!

Tayyip nam ABD devşirmesi hain!

2002’de iktidara geldiğin andan beri bir tek gün olsun Türkiye’ye, Türkiye Halkına, Vatanına, Milletine çalışmadın.

Hiç ara vermeksizin, durup dinlenmeden yapımcın, efendin ve iktidara taşıyıcın ABD Emperyalist Çakalına, onun Ortadoğu’daki bekçi köpeği Siyonist İsrail alçağına ve Avrupa Birliği denen emperyalist haydut devletler toplamına çalıştın. Onların çıkarlarını hep savundun, gözettin, en önde tuttun.

İşte şimdi de insanlık düşmanı Siyonist İsrail’in 1948’de Arap Dünyasına karşı başlattığı savaşın son muharebesini sürdürmektesin İdlib’de.

Ne arıyorsun komşumuz Suriye’nin vatan topraklarının bir parçası olan İdlib şehrinde?

Adamlar kendi topraklarını, kendi şehirlerini Ortaçağcı, kafa kesici, insan yakıcı cani teröristlerden kurtarmak istiyor. Sen de bu ABD yapımı canilerin hamiliğine soyunmuşsun efendin ABD’yle birlikte.

Bak, adamlar niyetlerini hiç gizlemiyor. Senin gibi fırıldak misali dönüp ağız değiştirmiyor sürekli.

Diyor ki HTŞ’nin şefi; “Biz burada ABD NGO’larıyla birlikte yani CIA örgütleriyle birlikte şeriata dayalı bir devlet kuracağız.”

İşte sen onların bu insanlık dışı amaçlarına hizmet etmektesin, ABD böyle buyurduğu için.

ABD’nin ajan devleti İsrail’in Ortadoğu’daki en çekindiği dört düşman kimdi?

Irak, Libya, Suriye ve İran…

Sen bunların ikisinin ortadan kaldırılıp ölüm tarlalarına çevrilmesinde ve liderlerinin yani Saddam Hüseyin ve Muammer Kaddafi’nin alçakça katledilmesinde onlara taşeronluk ettin. Onların senden istediği her türlü hainane görev ve yardımı yaptın. O ülkelerde milyonlarca Müslümanın kanının akıtılmasında da onlara suç ortaklığı ettin.

Şimdi de Suriye’de aynı şeyi yapmaktasın. Yarım milyonu aşkın Suriyelinin kanının dökülmesinde, yine bölgenin en önde gelen aktörlerinden oldun. ABD Haydudu buyurdu; sen, Suudi alçağı, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri buyruğu yerine getirdiniz.

Fakat bunlar içinde bile en azgın ve heveskâr sensin.

Bir de mikrofon başında promptera, yüksek maaşlar bağladığın yazıcılarının yazıp yüklediği şu sözleri büyük bir çalımla okuyorsun:

“Şayet bir an önce Türkiye’nin belirlediği sınırların dışına çıkmazlarsa, bir süre sonra omuzlarının üstündeki o başlar da kalmayacak” (https://www.sozcu.com.tr/2020/gundem/erdogan-stklari-kabulunde-konusuyor-5655970/)

Bunu asla yapamazsın da, varsayalım ki yaptın. Ondan sonrasında ne yapacaksın?

Orada El Kaide, El Nusra, IŞİD döküntüsü insanlık düşmanı cihatçılarla güya devlet kuracaksın, öyle mi?

Peki derdin ne? Ne istiyorsun başka? Buna sebep ne?

Çünkü sen de aynı kafadasın, aynı ruhiyattasın da ondan. Yolunuz aynı onlarla.

Fakat HTŞ lideri kadar açık sözlü olamadığın için, bu insanlık dışı amacını gizliyorsun. Yalan söylüyorsun…

Neymiş?

Oradan gelecek göçü engellemek istiyormuşsun, sınırlarını tehlikeden korumak istiyormuşsun…

Peki bunu en iyi şekilde yapmış olmaz mısın, Suriye’nin meşru liderliğiyle anlaşarak? Beşşar Esad Yönetimiyle anlaşarak?

O zaman ne göçmen gelir bu tarafa, ne de İdlib sınırlarında bir tehlike kalır. Bunu sen de biliyorsun.

Ama senin derdin başka, Hafız…

Sen fırıldak çeviriyorsun aklınca. Karşında Sahte Yeni CHP’nin İbiş Bay Kemal’i yok.

Bak, Rusya’nın Ortadoğu uzmanı, akademisyen profesör Alexander Dugin ne diyor senin bu meczupça düşüncelerin üzerine:

“Türk jeopolitiği için İdlib’de ısrar etmek intihar olur.” (https://www.aydinlik.com.tr/haber/dugin-den-ortak-cephe-mesaji-201982-1)

Biz ne demiştik, Hafız?

“Bu ihanet yolunda yürümeye ısrar edersen, Türkiye’ye ikinci bir Sarıkamış Faciası yaşatırsın. Ve o zaman senin bir ihanet ve suç örgütünden başka hiçbir şey olmayan iktidarın da gümbürder gider.”

Bak, aklı eren ve gerçeklerden hareket eden herkes diyor ki; Suriye’nin meşru hükümetiyle anlaş.

Ama sen hâlâ yapımcın ve efendin ABD Haydudu’nun kulağına üfürdüklerini höykürüyorsun ve onların işaret ettiği yolda yürüyorsun.

Onlar satar piyonlarını zamanı geldiğinde, yani kullanım süreleri dolduğunda. Duraksamadan satarlar…

Kaçacak yer bulamazsın sonrasında da; ne ülke dışında ne de içeride. Bugün dost görünüp yüzüne gülenler, seni kışkırtanlar en azılı düşmanın oluverirler bir anda. Şaşar kalırsın…

Biz bunu defalarca uyardık ama söz dinletemedik, derler.

Bak, komşumuz İran’la da uğraşmaktasın. Siyonist İsrail’i İran füzelerinden korumak için Kürecik’e radar kalkanı kurdurdun. Alçak haydut ABD, İranlı General, Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani’yi korkakça ve puştça katlettiğinde Süleymani için şehit bile diyemedin, efendin ABD Çakalı’ndan korkundan.

İslam Dünyasına en büyük kötülüğü bölgemizde Suudi’yle birlikte sen yaptın. Bir de Müslüman maskesi takıyorsun be. İnsanın en çok zoruna giden bu oluyor.

Yezid Müslümanısınız siz. CIA-Pentagon yetiştirmesi, Müslümanı. En büyük düşmanlığınız bugüne dek hep ülkemiz ve bölgemizdeki içtenlikli kardeş Müslüman Halklara oldu.

Daha önce de defalarca söylediğimiz gibi; sizin tapındığınız tek tanrı var: Para Tanrısı. Başka hiçbir Tanrı tanımazsınız siz. İnsani ve vicdani değerler de iflasa uğramıştır sizde. Birer makineye, robota dönüşmüşsünüz.

Şehitler geliyor, onar, yirmişer, otuzar ellişer; sizler hainane espriler yapıp kahkahalarla gülüyorsunuz aranızda.

Ama bu ihanet günlerinizin ve yıllarınızın sonu gelmek üzere artık. Halkımız her geçen gün biraz daha görüyor, ruhunuzun çürümüşlüğünü, ettiğiniz ve karnınızda taşımakta olduğunuz ihanetleri.

Halkız, Haklıyız, Yeneceğiz!

4 Mart 2020

 Nurullah Ankut
HKP Genel Başkanı