25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetin Yok Edilmesi için Uluslararası Mücadele Günü’nde Kadının Kurtuluşu için mücadeleye devam!

Yıl 1960, günlerden 25 Kasım. Dünyamızdan 3 kızıl çiçek koparıldı, faşist katiller tarafından.

Dünya Halklarının Başdüşmanı, Başhaydut, Kanlı Zalim ABD Emperyalistleri, bu kez Dominik’te Faşist Trujillo’yu iktidara taşımışlardı; tıpkı bizde AKP’giller’i taşıdıkları gibi. Ve Faşist Diktatör Trujillo da kendi halkını açlığa, yoksulluğa, sefalete mahkûm etmişti.

Zalimler olur da zulme başkaldıranlar olmaz mı hiç?

3 yiğit kız kardeş, Patria, Minerva ve María Teresa Mirabal Kardeşler de işte bu faşist diktatörlüğe karşı mücadele ediyorlardı. Onların bu mücadelesinden korkan Faşist Trujillo, Mirabal Kardeşleri acımasızca katlettirdi. Onlar yüreklerimizde ve kavgamızda yaşamaya devam ediyor.

Tıpkı ülkemizde de zulme başkaldıran nice mücadeleci, yiğit, devrimci kadınlarımız gibi. Antiemperyalist Birinci Ulusal Kurtuluş Savaşı’mızın Kahraman Kuvvacı Kadınları Kara Fatma’lar, Gördesli Makbule’ler, Nezahat Onbaşı’lar, Tayyar Rahmiye’ler de mücadelemizde yaşıyor.

İşçi Sınıfı Mücadelesinde en önde, direnişlerde, grevlerde kavgaya omuz veren yiğit İşçi kadınlarımız da, Devrimci Münire Anne’miz de mücadelemizde yaşıyor.

Ortaçağcı-Gerici AKP’giller’in iktidar koltuğunda oturduğu 2022 Türkiye’sinde, kadınlarımız ve çocuklarımız her gün birer ikişer zalim katiller tarafından kuş gibi avlanıyor, katlediliyor. “Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu”nun açıklamasına göre, Ekim ayında 34 kadın katledildi. 26 kadının ölümü şüpheli, yani onlar da cinayete kurban gitmiş olabilir.

2012 ile 2022 yılları arasında 3560 kadın katledilmiştir. Yani bir ilçe nüfusu kadar kadınımızı 13 yıl gibi bir sürede kaybetmişiz, artık yoklar.

AB-D Emperyalistleri ve onun yerli işbirlikçisi, Laiklik düşmanı, Ortaçağcı AKP’giller tarafından 20 yıldır yönetilen ülkemizde, kadına yönelik şiddet yüzde 1400’den fazla artmıştır. Kadına yönelik fiziksel ve cinsel şiddet dünya sıralamasında, yüzde 38 ile Türkiye 26’ncı sırada yer almaktadır. Bu oranla Türkiye, OECD ülkeleri arasında 1’inci sıraya gelmiştir.

Ülkemizde kadının bu denli aşağılanmasının, erkeğin malı olarak görülmesinin, kadın cinayetlerinin ve kadına yönelik şiddetin en önemli sebeplerinden biri; Antika Gericiliğin yani Tefeci-Bezirgân Sermaye Sınıfının kadına bakışı ve onu bir cinsel nesne olarak görmesidir. Genel Başkan’ımız Nurullah Ankut, kaleme aldığı “Türban Konusu ve İşin Aslı” başlıklı son kitabında bu gerçekliği çarpıcı bir biçimde dile getirmektedir. Modern Gericilik olan ve ülkemizde iktidarı Antika Tefeci Bezirgân Sermaye ile paylaşan Finans-Kapital Zümresinin kadına bakışı da farklı değildir. Modern Kapitalist Toplumda da kadın, Lenin Usta’nın deyişiyle “Ev Kölesi” konumundadır.

Ülkemizde, devrimci barutunu tükettikten sonra iktidara gelen Burjuvazi, Tefeci-Bezirgân Sermaye Sınıfını ortadan kaldıramamış, onun ekonomik, ideolojik, siyasal ve toplumsal varlığına son verememiş; bu sınıfla ittifak etmiştir. Bu nedenle ülkemizde ve Modern Burjuva Devrimlerini yapamadığı için Antika Tefeci-Bezirgân Sermayenin hâlâ çok güçlü olduğu diğer Müslüman ülkelerde; Batı ülkelerinden farklı olarak Şeriat hâlâ bir tehdit olarak kadınlarımızın ve çocuklarımızın üzerinde Demokles’in Kılıcı gibi sallanmaktadır. İşte Afganistan, Suudi Arabistan, İran örnekleri gözümüzün önündedir. Ve bugün İran’da kadınlar, Ortaçağcı gericiliğin başörtüsü zorunluluğuna karşı, kadının insan yerine konulmamasına karşı isyan etmekte, özgürlükleri için mücadele etmektedirler.

Ülkemizde de artık kadınlar nefes alamaz hale gelmişlerdir. Özellikle ABD Emperyalistlerinin Tefeci-Bezirgân Sermayenin temsilcisi AKP’giller’i iktidara taşıması ile kadının aşağılanması, Cumhuriyet Tarihinin hiçbir döneminde olmadığı kadar artmıştır. Takvimler 20 Mart 2021’i gösterdiğinde, kadın düşmanı AKP’giller’in Reisi, Anayasaya aykırı bir şekilde bir gece yarısı kararnamesiyle, kadınlarımızı şiddet, tecavüz, taciz ve katliamlardan bir nebze de olsa koruyan İstanbul Sözleşmesi’nden çekilindiğini açıklamıştır.

Kadınlarımıza kısmen de olsa nefes aldıran İstanbul Sözleşmesi uygulanmalıdır!

İçinde yaşadığımız Parababaları düzeni ve bu düzenin bekçiliğini yapan AKP’giller elinde ölümlerden ölüm beğenen emekçi halkımız işsizlik, pahalılık ve yoksulluk cehenneminde kıvranmaktadır. Bu ekonomik buhran ortamından da en çok kadın ve çocuklar etkilenmektedir. Yaşanan ekonomik sıkıntılar aile içi şiddeti, kadın ve çocukların istismarını arttırmaktadır.

Bugün biz Kurtuluş Partili Kadınlar, kadına yönelik şiddete ve kadın cinayetlerine karşı, AKP’giller’in kadınlarımızı, çocuklarımızı, ülkemizi ve emekçi halkımızı kerte kerte Ortaçağ’ın karanlıklarına götürmeye çalışmalarına, açlık ve sefalete mahkûm etmelerine karşı mücadele ediyoruz.

Bizler, tıpkı Mirabal Kardeşler’in Trujillo Faşizmine karşı mücadele ettiği gibi, zalimin karşısına dikiliyor, ülkemizin AKP’giller tarafından Faşist Din Devleti’ne doğru sürüklenmesine karşı mücadele ediyoruz.

Bizler biliyoruz ki, Kadın Sorunu olaya sınıfsal bakmadan, sadece erkek düşmanlığı yapan ve bu yüzden bir burjuva ideolojisi olan Feminizmle çözülmez. Kadın Sorunu sınıfsal bir sorundur. Kadının Kurtuluşu ancak İşçi Sınıfının kurtuluşuyla, Sosyalizmle mümkündür. İşte biz Kurtuluş Partili Kadınlar, Kadının İşçi Sınıfıyla birlikte gerçek kurtuluşu için, Sosyalizm için mücadele ediyoruz!

Kadın Sorunu’nu nasıl mı çözeceğiz?

1- Kadının sosyal hayatın her alanında, en aktif biçimde rol almasını sağlayacağız! Kadın ekonomik hayatta da siyasi ve entelektüel hayatta da erkeğe eşdeğer bir görev alacak. Yani ekonomik hayatta erkeğin hâkimiyetine, erkek egemen düzene son vereceğiz. Kadınla erkeği eşitleyeceğiz. Kadınlarımıza hakkı olan saygınlığı yeniden kazandıracağız!

2- Kadını aşağılayan gelenekleri, kültürü ve alışkanlıkları bütünüyle ortadan kaldıracağız!

Partimiz HKP ve Kurtuluş Partili Kadınlar; Kadınlarımızın bu duruma yükseltilmesi için kararlıca mücadele ediyor!

Haklıyız, Kazanacağız!

Yaşasın Mirabal Kardeşler’in Haklı ve Onurlu Mücadelesi!

Kadın-Erkek El Ele Kurtuluş Partisi’ne!

Kadının Kurtuluşu Ne Şeriatta, Ne Feminizmde; Kadının Kurtuluşu Sosyalizmde!

25 Kasım 2022

Kurtuluş Partili Kadınlar