20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü: Bugün ne kadar acılar içinde olsak da umudumuzu yitirmeyeceğiz!

Çocuklar inanın, inanın çocuklar

Güzel günler göreceğiz, güneşli günler…

Bugün 20 Kasım… Dünya Çocuk Hakları Günü…

İnsanlığın tarihsel gelişim sürecinde her türlü sömürüye karşı verilen mücadeleler; akıl, bilim ve insani değerlerle çocuk haklarının açıklanmasına yol açmış.

Peki, bu hakların açıklanması yetmiş mi gerçekten tüm dünya çocuklarının sağlıklı, mutlu bir şekilde eşit ve özgürce yaşamalarını sağlamaya?

Bu sorunun cevabını vermek için başınızı çevirip bakın; kanlı zalim ABD Emperyalizminin Siyonist İsrail ile birlikte Filistin’de çocuklara yaşattığı cehennem azabına! İnsanlıktan çıkmış, sapık İsrail askerlerinin gözlerini kırpmadan yaptıkları soykırıma! Bakın, 7 Ekim 2023’ten bu yana acımasızca katlettikleri on sekiz bine yakın Filistinli bebeğe ve çocuğa!

Başınızı çevirip bir bakın; her yıl açlıktan, yoksulluktan, tıbbi yardım olmadığı için önlenebilir hastalıklardan beş yaşına gelemeden hayatını kaybeden yaklaşık beş milyon Afrikalı masum çocuğa!

Çevirin başınızı ABD’nin Yeşil Kuşak projesi kapsamında yarattığı Ortaçağcı Taliban Afganistan’ına; bakın kuşlar gibi kafeslere kapatılan, eğitim hakları ellerinden alınan, erkeklere mutfak ile yatak odası arasında köle yapılan gözü yaşlı kız çocuklarına…

Bakın, AB-D Emperyalistlerinin hüküm sürdüğü ülkelerde her gün binlercesi Para Tanrısı’nın çeşitli arzularına kurban edilen tüm dünyanın çaresiz çocuklarına!

Çok uzağa gitmeyin! Dönüp bakın, din kisvesi altında dünya menfaati sağlayan Amerikan yapımı ve uşağı, Ortaçağcı Faşist AKP’giller’in her tür psikolojik, fiziksel, cinsel, ekonomik şiddetle salhaneye çevirdiği cennet vatanımızın ıstırap içindeki çocuklarına!

Bakın! Bakın ki görün onların ve bilmediğimiz yüz binlercesinin, milyonlarcasının acılarını…

Görün; okula gidecek, oyun oynayacak yaşta iş cinayetlerine de kurban verdiğimiz, bir milyondan fazla işçi çocuğumuzun çaresizliğini. İktidardarki asıl suçlular ellerini kollarını sallayarak gezerken, her gün çocuklarımızın canını yakan yeni suçlar işlerken, oluşturdukları bu kokuşmuş düzenin eğitim kurumlarımızda olması gereken mazlum evlatlarımızı “çocuk suçlular!” olarak demir parmaklıklar ardına mahkûm ettiğini, geçen yıl çocuk dosyaları mahkûmiyet kararlarının yüzde 55.5’inin hapis cezası ile sonuçlandığını ve bu çocuklarımızın en temel hakları olan eğitimden de yoksun bırakıldıklarını.

Duyun; Karaman, Aladağ benzeri tarikat yurtlarında yıllarca tecavüze uğrayan, yakılan, katledilen binlerce çocuğumuzun sessiz çığlığını.

Bilin; şeyhlerin, şıhların emirleriyle yüzbinlerce H.K.G.’nin ömürlerinin talan edildiğini.

Dördüncü tür yaratık AKP’li Zengin Özlem’in dediği gibi her şeyi de paraya bağlamayın yine ama; yoksulluktan dolayı daha geçen hafta evlerinde yanarak ölen her biri beş yaşından küçük o güzelim beş kardeşi de görün!

Bakın; TÜİK eski verilerine göre günde ortalama 32, yılda 10 bin kaybolan(!), başına ne geldiğini, nereye götürüldüğünü bilmediğimiz çocuğumuzun yaşanamadan yitip giden hayatlarına…

Görün; Leyla’ların, Narin’lerin güzel gözlerindeki ışıltıyı karartan bu düzenin iğrençliğini, sahteliğini.

Anlayın; bebeklerimizin ağzındaki süt kokusuna bile göz diken emperyalist-kapitalist sistemin doymak, kanmak bilmezliğini.

Yani gerçek o ki acımasız emperyalist sömürü düzeninde, hele de bizim gibi yarısömürge durumuna düşürülmüş, iktidarları, muhalefetleri satılmış ülkelerde çocuk hakları bir varmış, bir yokmuş, tıpkı masallardaki gibi… Adı konmuş ama kendi yokmuş.

Çocuklara haklarını gerçekten verebilmek; her türlü emperyalist ablukaya karşı onuruyla direnen Küba gibi insandan yana Sosyalist bir ekonomik ve siyasi sistemde mümkün olabilir ancak! Çocukların yatağa aç girmediği; sağlık hizmetine erişebildiği; eşit, parasız, bilimsel bir eğitime kavuştuğu; sokaklarında güvenle, özgürce koşturabildiği, sevgi dolu bir dünyada mümkün olabilir.

Bir ülkedeki kadınların, çocukların ve yaşlıların yaşadıkları toplumdaki konumu, özgürlüğü ve mutluluğu; o toplumun gelişmişliğinin bir ölçütüdür. Ülkemizin İkinci Kurtuluş Savaşçısı Kurtuluş Partili Kadınlar olarak sözümüzdür:

Antiemperyalist Ulusal Kurtuluş Savaşçısı Atalarımızdan bize emanet olan cennet vatanımızı kanımızın son damlasına kadar koruyacağız. Devrimci Demokratik Halk İktidarını kuracağız ve eninde sonunda Sosyalizme ulaşacağız! Kadınlarımızın, çocuklarımızın ve yaşlılarımızın özgür ve mutlu yaşayacağı, motorları maviliklere süreceğimiz o güzel günleri mutlaka yaratacağız!

20 Kasım 2024
Kurtuluş Partili Kadınlar