Halkın Kurtuluş Partisi olarak 16 Mart 2024 günü Beyazıt ve Halepçe Katliamlarını protesto etmek ve katliamlarda hayatını kaybeden devrim şehitlerimizle masum insanları anmak için İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi önünde bir basın açıklaması gerçekleştirdik.
Eylemimiz Beyazıt’ta katledilen devrim şehitlerimiz ve Halepçe’de kitlesel halde yok edilen masum insanlar nezdinde gerçekleştirdiğimiz bir dakikalık saygı duruşuyla başladı.
Basın açıklamasını, Kurtuluş Partisi Gençliğinden Emine Yoldaş’ımız yaptı. Emine Yoldaş’ımız, 16 Mart’taki iki katliamın da ABD-AB Emperyalistleri ve onların yerli işbirlikçileri tarafından gerçekleştirildiğini vurguladı.
Eylemimizde sık sık “Katil ABD Ülkemizden Defol!”, “Katil ABD Ortadoğudan Defol!”, “Yaşasın Gençliğin Devrimci Mücadelesi!”, “Halepçe’nin Hesabı Sorulacak!” “Beyazıt’ın Hesabı Sorulacak!” sloganları atıldı. Eylemimiz 16 Mart Marşının söylenmesiyle ve fakülte girişine kızıl karanfil konmasıyla son buldu.
Emine Yoldaş’ımızın yaptığı açıklamanın metni aşağıdadır.
***
Tarih 16 Mart 1988. 16 Mart, bizim için sadece, 16 Mart 1978’de Beyazıt’ta şehit düşen Kızıl Karanfillerimizi anma günü değil, aynı zamanda 16 Mart 1988’de Irak’ın Halepçe kentinde katledilen Kürt kardeşlerimizi de anma günüdür. Saddam Hüseyin’in başkanlık ettiği Irak hükümeti, İran-Irak Savaşı sırasında kente kimyasal silahlarla saldırı düzenledi. Bu saldırı sonucunda 5 bin çoluk çocuk, kadın erkek Kürt hayatını yitirmiş, 10.000’den fazlası da yaralanmıştır.
Bu kara gün tarihe “Halepçe Katliamı” diye geçmiştir. Bu katliama AB-D Emperyalistleri’nden hiçbir tepki gelmemiştir, dünya halklarına iyilik meleği olarak gösterilmeye çalışılan Birleşmiş Milletler de bu katliama göz yummuştur çünkü katliama sebep olan kimyasal silahlar, ABD tarafından temin edilmiştir.
Ve ne yazık ki günümüzde Amerikancı Burjuva Kürt Hareketi, bu katliamın baş aktörü olan ABD Emperyalistlerinin emrinde hareket ederek, onların “kara gücü” olma görevini üstlenerek 36 yıl önce Halepçe’de vahşice katledilen Kürt Halkına da, aradan geçen 36 yılda katledilen on binlerce Kürt gencine de ihanet etmektedir.
Halepçe Katliamı’ndan daha eski bir tarihe sahip olan, bundan tam 46 yıl önce İstanbul Üniversitesinde okuyan devrimci öğrencilere karşı, CIA güdümlü hainlerce bir saldırı da işte burada, Beyazıt’ta yapıldı. Bu saldırıda 7 devrimci genç hayatını kaybetti, 41 kişi yaralandı.
O zamanlar devrimciler hem sivil hem de üniformalı faşistlerin hain saldırılarına önlem olarak okuldan toplu çıkış yapıyorlardı. 16 Mart 1978 günü de her zamanki gibi okullarından toplu çıkış yapmışlardı. Ama pusu kurmuştu hainler; önce bomba attılar üzerlerine, sonra ateş açtılar ve 7 kızıl karanfil, Cemil Sönmez, Hatice Özen, Baki Ekiz, Turan Ören, Abdullah Şimşek, Hamit Akıl ve Murat Kurt, Halkların Kurtuluş Davası uğrunda canlarını verdiler.
Normal şartlarda 30-40 polisin beklediği alanda, o gün nasıl olduysa polis sayısı 8-10’a düşürülmüş; her zaman arka kapıdan çıkan devrimci öğrenciler faşistlerin beklediği ön kapıdan çıkmaya zorlanmıştır. Yani bu planlı katliam faşistlerin ve polislerin işbirliğiyle gerçekleştirilmiştir. Devrimci Gençliği elleriyle ölüme atanlar, bu topraklardaki AB-D Emperyalizminin yerli işbirlikçileridir. Çünkü AB-D Emperyalizmi antiemperyalist gençlik istemez; Kontrgerilla’nın ocaklarını; Ülkü Ocaklarını ister. Amerikan Emperyalizmi Devrimci Gençlik istemez; antikomünist gençlik ister. Bilimle uğraşan bir nesil değil, “dindar ve kindar” bir nesil ister.
Bu planlı saldırının amacı; kanlı 12 Eylül 1980 Faşist Diktatörlüğüne uygun zemini hazırlamak, aynı zamanda 12 Mart 1971 faşizminin de sönümlendiremediği Devrimci Hareketi sönümlendirmektir. Fakat AB-D Emperyalizmi yanılmıştır. Öldürdüklerini sandıkları her bir canımız mücadelemize kan olmuştur, can olmuştur. Bizler her bedence yitirdiğimiz yoldaşımızda daha da güçlendik. Çünkü bizler Kurtuluş Partisi Gençliği olarak onların cesaretinden, inancından, genç bedenlerini boylu boyunca denize dalar gibi kavgaya yatırışlarından güç aldık, ilham aldık.
Devrim şehitlerimizi unutturmaya çalışan gafil ve hainlere asla geçit vermeyeceğiz!
Devrimci mücadelede kat ettiğimiz mesafede her yitirdiğimiz canın öfkesi, yumruklarımızı Parababaları düzeninin eşitsizliğine, adaletsizliğine karşı daha da güçlendiriyor!
Devrim şehitlerimizi unutmadık, unutturmayacağız!
Ne deniyordu 16 Mart’ın anısına olan o şarkıda?
Çitler kesilir birer birer
Cop ve bomba alt edilirler
Biz ki gürleyen birer volkanız
Beyazıt patlayan krater
Mart’ın onaltısında yedi can
Düştük gün ortasında yedi can
Bin dallı yasemen olup yeşerdik
Faşizmin karşısında yedi can
Çaldığım özgürlük ateşini
Ülkemin koynunda büyütmek
Değil lale bahçelerinden değil
Barut yakan soluktan geçer
***
Kahrolsun ABD-AB Emperyalizmi!
Beyazıt’ın Hesabı Sorulacak!
Halepçe’nin Hesabı Sorulacak!
16 Mart 2024
Kurtuluş Partisi Gençliği