Saygıdeğer Halkımız; Bu nedir böyle yahu?..

Saygıdeğer Halkımız;

Bu nedir böyle yahu?..

İzle şu videoları, ya da tapelerini oku da bir düşün bakalım, nasıl bir kanaate varacaksın…

Videonun Tapesi:

Aralık 2010:

– Değerli Arkadaşlarım benim milletimin dili tektir. Bu Türk Milleti…

Mayıs 2011:

– Ben ne tek dil dedim, ne tek din dedim. Hiçbir yerde benim böyle bir ifadem yok. Çünkü bunlar yalan makinası.

Mayıs 2012:

-Tek din dedim, dil değil din din… Tek din…

***

Mart 2011:

– Şahsen böyle bir sorumluluğun altına Tayyip Erdoğan olarak giremem. Çünkü parası olan var parası olmayan var. Parası olan bastıracak parayı askerlikten kurtulacak, eee parası olmayan da gidecek askerlik yapacak. Kimlerle görüştüysem ben kenar köşedeki, izbe yerlerdeki vatandaşım; onlar hiç bu işe sıcak bakmıyor. Biz yola çıkarken kimsesizlerin kimi olarak çıktık, sessiz yığınların sesi olarak çıktık. O zaman sormamız lazım, ona göre adımımızı atmamız lazım.

Kasım 2011:

– Bedelli askerlik yasa tasarısının ayrıntılarına girmeden önce şu hususu da vurgulamak durumundayım, heyecanlanıyorsunuz biliyorum!

– Şu anda çalışmalarımızın sonuna gelmiş bulunuyoruz. Şöyle bu hafta içinde olmazsa bile önümüzdeki hafta bu işi tamamlayıp hemen adımı atacağız ve bedelli askerlikle ilgili inşallah yasayı çıkarmış olacağız.

***

Şubat 2011:

– NATO Libya’ya müdahale etmeli midir? Böyle saçmalık olabilir mi ya! NATO’nun ne işi var Libya’da?

Mart 2011:

– NATO, Libya’nın Libyalılara ait olduğunu tespit ve tescil için oraya girmelidir.

Kasım 2010:

– Topraklarımızın genelinde böyle bir şey düşünülüyorsa zaten bu kesinlikle bize verilmeli aksi takdirde böyle bir şeyin kabulü mümkün değil.

Kasım 2010:

– Buranın komuta sisteminin tamamen NATO’da olması gerektiğini söyledik.

***

1994:

– Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Bak! Yalan! Koskoca bir yalan!

Eylül 2011:

– Çünkü kayıtsız şartsız egemenlik milletindir. Bunun tartışması olur mu?

***

Ocak 2009:

– One minute! Olmaz. One minute. Sayın Peres benden yaşlısın sesin çok yüksek çıkıyor. Biliyorum ki sesinin bu kadar çok yüksek çıkması bir suçluluk psikolojisini gerektirir. Benim sesim bu kadar yüksek çıkmayacak, bunu da böyle bilesin. Öldürmeye gelince siz öldürmeyi çok iyi bilirsiniz. Plajlardaki çocukları nasıl öldürdüğünüzü, nasıl vurduğunuzu çok iyi biliyorum.

Ocak 2009:

– Herhangi bir şekilde ne İsrail Halkını, ne Cumhurbaşkanı Peres’i ne de Musevi Halkını hedef aldım. Benim tabiî ki burada tavrım moderatöre olmuştur. Toplantı moderatörüne karşı bir tepki ortaya koydum.

***

Ağustos 2009:

– Ellerine bir kâğıt almış dolaşıyorlar, Amerika’nın bir projesidir diye. Bunu ispat ederlerse biz her şeye varız. Ama ispat edemezlerse alçaktırlar, namussuzdurlar. Bu kadar açık konuşuyorum, bu kadar ağır konuşuyorum.

Mart 2006:

– Türkiye’nin Ortadoğu’da bir görevi var. Nedir o görev? Biz Geniş Ortadoğu ve Kuzey Afrika Projesinin Eşbaşkanlarından bir tanesiyiz. Ve bu görevi yapıyoruz biz.

Şubat 2004:

Özellikle Diyarbakır’a çok farklı bakıyorum. Yani Diyarbakır istiyorum ki şu anda yani Amerika’nın da hani düşündüğü Büyük Ortadoğu Projesi var ya, Genişletilmiş Ortadoğu; yani bu proje içerisinde Diyarbakır bir yıldız olabilir, bir merkez olabilir.

***

Temmuz 2009:

– Buna ister Kürt sorunu deyin, ister Güneydoğu sorunu deyin, ister Doğu sorunu deyin isterse yine son olarak yine adlandırdığımız Kürt Açılımı diyelim, ne dersek diyelim bunun üzerinde bir çalışmayı başlattık.

Ocak 2013:

– Tutturmuşlar bir şey; Kürt sorunu! Ben Kürt sorunu diye bir şey tanımıyorum.

***

1994:

– Avrupa Topluluğu, ona zaten girmeyeceğiz. Ya nasıl diyorsun giriyorlar işte, yok merak etmeyin almayacaklar bizi. Ben keramet ehli değilim ama haber veriyorum size. Almayacaklar ama işin hakikatini bilmek lazım. Avrupa Topluluğu Hıristiyan Katolik Devletler Birliğidir.

Eylül 2006:

– Avrupa Birliği’ne katılım sürecinde şimdiye kadar Meclisimizin yoğun çalışmalarıyla birçok düzenleme gerçekleştirilmiştir.

***

Ağustos 2010:

– AK Parti, AK Parti Hükümeti hiçbir terör örgütüyle masaya oturmaz, müzakere yapmaz. Terör örgütüyle hiçbir zaman masaya oturmadık, hiçbir zaman da oturmayacağız.

Aralık 2012:

–  Ada’yla görüşme yaptırıyoruz. Kimlerle? İşte bu işlerle görevli olan elemanlarımız vasıtasıyla.

– Spiker: Şu sıralarda görüşme yaptırıyor musunuz? Halen var mı bir görüşme?

– Halen var tabiî.

Aralık 2012:

– Ha bu arada İmralı’yla ilgili görüşmeler yine olabilir.

***

Eylül 2012:

– Şimdi terör ile kim iç içe? Bu önemli yani terör ile iç içe olanla neyi konuşacağız, teröristle yanak yanağa olan, onunla sarmaş dolaş olan bir eşbaşkanla nasıl olacak da ben konuşacağım? Ben bununla konuştuğum zaman bu ülkedeki şehit anneleri, az önce söylüyorsunuz değil mi “analar ağlamasın” peki bu ağlayan analar bir Başbakan olarak beni onlarla böyle masada gördüğü zaman onlar ne der? Kusura bakmayın ben bir tane şehit annesinin gözyaşını bunların hiçbirine değişemem.

Şubat 2013:

– Burada hepsi farklı farklı görüştüğümüzde dedikleri şu: İmralı ne derse biz onu yaparız. Şu anda İmralı beklentilerimize cevap verecek noktaya doğru bir defa adımlarını atıyor.

***

Videonun Tapesi:

  1. Ali Birand: Sizin kalbinizde başkanlık sistemi yatıyor…

Tayyip Erdoğan: Gönlümde var…

  1. Ali Birand: Erdoğan net konuştu, bu üst başlık. Onun altında “gönlümde başkanlık var”.

Tayyip Erdoğan: Öyle bir şey demedim.

  1. Ali Birand: Aaaa…

***

Ekim 2009:

– Dün Habur Sınır Kapısında yaşanan manzara karşısında umutlanmamak mümkün mü? Bu bir umuttur. Türkiye’de bir şeyler oluyor, iyi şeyler oluyor, güzel şeyler oluyor, umut verici gelişmeler oluyor.

Mart 2013:

– Bunun bir şova dönüştürülmesini arzu etmiyoruz. Çünkü ikinci bir Habur yaşamak da istemiyoruz.

***

Ağustos 2010:

– Biz geldik Esad kardeşimle oturduk, iki ülke arasındaki meseleleri konuştuk.

Aralık 2012:

– Kardeşlerim şu anda dünyada yüzü aşkın ülke bu kardeşimizin ve ekibinin liderliğini kabul etmiş vaziyette. Bu ne demek? Eyyy Esed seni artık tanımıyoruz, hadi defol demektir…

***

1994:

– Hem laik hem Müslüman olunmaz. Ya Müslüman olacaksın ya laik. İkisi bir arada olduğu zaman adeta ters mıknatıslanma yapar.

Mayıs 2007:

– Laiklik tüm inançlara eşit mesafededir ve onların güvencesi durumundadır. Ama bunu yani İslam karşıtı olarak getirdiğiniz zaman burada bir yanlışa düşersiniz.

***

Haziran 2011:

– Kubbeler miğfer, camiler kışlamız, müminler asker…

Şubat 2011:

– Bütün imar planlarında eskiden “Cami” yazardı. Camiyi imar planlarından çıkardık onun yerine “Mabet” yazdık.

***

Kasım 2010:

– Milliyetçilik belli idealler, belli değerler etrafında buluşmak, bir gelecek vizyonu etrafında kenetlenmek, insanlığın tamamının huzur ve barışı adına tek yürek haline gelmektir. Milliyetçilik kendi milletine, kendi vatanına, ülkesine onlarla birlikte tüm insanlığa, mazlumlara, mağdurlara ulaşmak, onlara el uzatmak, onlara kucak açabilmektir.

Şubat 2013:

– Biz her türlü milliyetçiliği ayaklarının altına almış bir iktidarız.

***

Ağustos 2010:

Tayyip Erdoğan’ın başında olduğu bir iktidar hiçbir zaman terör örgütüyle masaya oturmamıştır ve oturmaz.

Aralık 2012:

– Ada’yla görüşme yaptırıyoruz, kimlerle işte bu işlerle görevli olan elemanlarımız vasıtasıyla.

Soru: Şu sıralarda görüşme yaptırıyor musunuz? Halen var mı bir görüşme?

Halen var tabiî. Ha bu arada İmralı’yla ilgili görüşmeler yine olabilir.

***

Mayıs 2012:

– Adının başında milletvekili sıfatı olanlar, adının başında genel başkan sıfatı olanlar pervasızca çıkıp dağdaki gençleri teşvik edebiliyorlar. Dağa çıkan PKKlı teslim olmasın deme pervasızlığını, sorumsuzluğunu sergilerler.

Şubat 2013:

– Beğenirsin beğenmezsin bu gelenler bu ülkenin seçilmiş milletvekilleridir.

***

Eylül 2010:

– Her bir vatandaşımın endişesi, emin olunuz bizim endişemizdir, bize oy versin vermesin, bize gönül versin vermesin, bizi sevsin ya da sevmesin her bir vatandaşımın yaşam tarzı bizim namusumuzdur, bizim teminatımız altındadır.

Ocak 2013:

– Kusura bakmayın biz bir şey söylediysek, ne söylediysek o olur, başkası olmaz.

– Dinleyici: O zaman oy yok Başbakanım…

– Sağ ol o oy senin olsun, o oy senin olsun! Al onu kendine sakla!

– Dinleyici: Vermeyeceğim zaten

– Tamam, kendine sakla! Onu sen vermen gereken yere ver

***

Mayıs 2011:

– Bu ülkenin başbakanı, soruyorum sizlere, bir anma törenine gider de bir Korgeneral orada ayağa kalkmaz mı? Kalkmaz mı? Kalkması gerekir, kalkmadığı anda tabi bedelini öder o ayrı mesele. Zaten bedelini de ödedi.

Ocak 2013:

– Bu insanları moral değerleri noktasında, motivasyon noktasında eğer biz darbeyi vurursak biz bu terörle mücadelede çok büyük darbe yeriz. Yani şu Çözüm Süreci içerisinde buna şiddetle ihtiyacımız var, buna dikkat etmemiz gerekiyor. Bakın bunların içerisinde karacısı var denizcisi var. Şimdi yani bizim bu kadar firkateynlerimiz ne bileyim, gemilerimiz vs. neredeyse komuta kademesinde oralara gönderecek subayımız kalmıyor. Böyle şey olmaz.

***

Mayıs 2010:

– Doğu ile Batıyı, Müslümanlarla Hıristiyanların ayrıştıran en büyük çatışmaların Haçlı Seferleri olduğu iddia edildi. Haçlı Seferleri aynı zamanda tüm bu tarafların birbirini tanıdığı, birbiriyle iletişime geçtiği, birbiriyle ittifaklar kurduğu, en önemlisi de çok yoğun bir şekilde bilim ve sanat noktasında alışverişte bulunduğu dönemlerdir.

Kasım 2012:

– Bunlar televizyon ekranındaki ecdadımızı zannediyorum o Muhteşem Yüzyıl belgeselindeki gibi tanıyor.

***

– Mart 2013:

-Kimin ne söylediğine değil siz gelin bizim ne söylediğimize bakın.

Mart 2013:

– Yalan söyleyenden Başbakan olmaz…

***

Videonun Tapesi:

Mayıs 2011:

– Kardeşim, bu kadar istiyorsan, arzuluysan kurslarınızı kurun. Gidin kurslarda bunu öğrenin. Ama okullarımızda resmi dilden Türkçe olarak taviz verdiğimiz anda bu bizim birliğimizi, beraberliğimizi, bütünlüğümüzü yok eder.

Eylül 2013:

– Özel okullarda farklı dil ve lehçelerde eğitimin önünü açıyoruz.

***

Eylül 2010:

– Anadilde eğitimi konuşanlara sesleniyorum. Anadilde, değerli arkadaşlarım, bir defa kendi bölgenizde nerede isterseniz isteyin, kurslarınızı açabilirsiniz. Orada dilinizi öğretebilirsiniz. Bu çalışmalarınızı yürütebilirsiniz. Ama bizden resmi olarak anadilde bir eğitim beklerseniz, bakın bunu tekrar ediyorum, bunu bizden beklemeyin. Çünkü Türkiye’nin resmi dili Türkçedir.

Eylül 2013:

– Farklı dil ve lehçelerde eğitim verilmesini mümkün hale getiriyoruz.

***

Mayıs 2011:

– Ben şunu da çok açıkça ifade etmem lazım. Biz her şeyden önce ülkemizin her yönden kalkınmasını eğer düşünüyorsak, bunun demokrasi ve ekonomi olarak atbaşı yürümesini de istiyorsak istikrar adına bizim bu baraja ihtiyacımız var. Türkiye’de yani şu anda yüzde on bizim için istikrar noktasında çok çok önemli.

Eylül 2013:

– Barajı yüzde beşe çekip beşli gruplandırma ile daraltılmış bölge seçim sistemini uygulayabiliriz.

***

Nisan 2011:

– Yüzde on barajını indirmek veya indirmemek demokrasi ile ilintili bir konu değildir. Şu anda Avrupa’da yüzde sekiz barajı da var, yüzde yedi barajı da var. Olabilir. Ama biz ülkemizin istikrarı için, güveni için böyle bir adımı devam ettirme kararını almışız, halkımızda da bunun karşılığı var.

Eylül 2013:

– Daha partimizi kurarken mevcut seçim sisteminin katılımcılıktan uzak olduğunu, değişmesi gerektiğini güçlü şekilde biz de ifade etmiştik. Ülke barajını tamamen kaldırarak dar bölge seçim sistemini getirebiliriz.

***

Aralık 2012:

– Bir genel başkan kalkıp karşısındaki kitleye nasıl silahlanın diyebilir ya? Bir genel başkan bunu dediği zaman onun mensupları nasıl hareket eder? Yani bunlar bunun karşılığını, bunun bedelini ödemeyecekler mi? Sen milletvekili olmadan önce de bunu söyleseydin ya. Şimdi milletvekili oldun kalkıp bunu söylüyorsun. Bunun rahatlığı içinde bunu söylüyorsun. Milletvekilliği bunun için bir zırh olamaz. Değerli arkadaşlarım, biz eğer buna sessiz kalacak olursak, bilesiniz ki bu halk bizi affetmez, Allah da bizi affetmez! Biz buna sessiz kalamayız.

Şubat 2013:

– BDP’li milletvekilleri, niyetleri ne olursa olsun, beğenirsin beğenmezsin, bu gelenler bu ülkenin seçilmiş milletvekilleridir.

***

Mart 2013:

– Kimin ne söylediğine değil, siz gelin bizim ne söylediğimize bakın.

Mart 2013:

– Yalan söyleyenden başbakan olmaz…

***

Saygıdeğer Halkımız;

Ne dersin, bir kanaatin oluştu mu?

Halkız, Haklıyız, Yeneceğiz!

17 Temmuz 2017

Nurullah Ankut
HKP Genel Başkanı

Print Friendly, PDF & Email