Sahte İslam’ın Şeyhleri ve onların “Dırâr Mescitleri”

Biz, ortaya çıktıkları ilk günden itibaren dedik ki; Tayyipgiller İslamı, aslında Sahte İslam’dır, tersyüz edilmiş İslam’dır; başka bir söyleyişle Muaviye-Yezid İslamı’dır.

Modern deyişiyle CIA-Pentagon-Washington İslamı’dır.

Bu İslam’ın belirleyici karakteristiği, her türden kriminal işin ve ihanetin suç olmak bir yana, büyük erdemlerden sayılmasıdır.

Yani bir anlamıyla bu, Hırsızlar Dini’dir, Hainler Dini’dir, ağızlarından, patlamış gerizler gibi sağa sola küfürler, hakaretler yağdıranlar dinidir, içleri insancıl olan her şeye karşı kin ve nefretle dolu olanların dinidir…

Bu Sahte Din insanları çürütür. İnsanları insanlıktan çıkarır. Dolayısıyla da toplumu çürütür, mahveder, kırk parçaya böler, insanları birbirlerine karşı düşmanlaştırır, saldırganlaştırır, canavarlaştırır.

Yani özetçe; toplumun tüm soluk borularını tıkar. Öylesine ağır, zehirli bir havayla doldurur ki toplumu, artık namuslular için, insancıllar için, yurtseverler için, antiemperyalistler için ve Laik Cumhuriyet’i savunanlar için yaşanmaz hale getirir ülkeyi.

Yani fiilen; madden ve manen cehenneme döndürür memleketi…

Bu Sahte Din’in sahte peygamberleri, yalancı peygamberleri ise, binlerce odalı Kaçak Saray’larda, yarım milyar dolarlık Uçan Saray’larda, halkın alınterinden, göznurundan gasp ettikleri milyarlarca lira değerindeki parayı, malı ve akla gelen geçim araçlarını har vurup harman savurarak günlerini gün ederler.

Vatan topraklarında nerede bir yeşil alan buldularsa, gözleri dönmüş bir şekilde rant hırsıyla saldırırlar oralara. Yağmalarlar, yeşilin kökünü kazıyıp kuruturlar.

Yandaşlarıyla birlikte yağmaya giriştikleri dağlarımızı, ovalarımızı, nehirlerimizi, göllerimizi; maden aramaları, HES projeleriyle tarumar ederler, zehirlerler. Oralarda yaşayan canlıların köklerini kuruturlar.

Şehirlerimiziyse, taşa, betona keserler yağma hırsıyla, rant hırsıyla. Kuvayimilliye yadigârı ne kadar kamu kuruluşu, işletmesi varsa; hepsini ballı komisyonlar karşılığında peşkeş çekerler, yandaş, müteahhit lakaplı Parababalarına.

Bilindiği gibi; en son elde kalmış olan 14 şeker fabrikasından 13’ünü peşkeş çektiler, bu yandaş vurgunculara. Bu peşkeşleriyle kamuyu milyarlarca liralık zararlara uğrattılar. 11 bin işçiyi işinden ettiler. 10 binlerce köylü ailesini şeker pancarı üretemez hale getirerek açlığa mahkûm ettiler.

Bunlarda vicdan, merhamet, acıma hissi ve hiçbir vicdani ve ahlâki değer bulamazsınız.

Bunlarda bu insancıl durumlar ve değerler ya hiç oluşmamıştır, ya da vurgun hırsıyla, yağma hırsıyla, koltuk, mal mülk, saray hırsıyla çöküntüye uğrayıp, yok olup gitmiştir.

Bunlar, sureta insandırlar. İçleri ise, değerler yönünden bomboştur bunların.

Emir ve komutayı ABD Emperyalist Haydudundan alan robotlardır bunlar. Zaten bunların devşiricisi de, yapımcısı da, iktidara taşıyıcısı da, orada tutucusu da, insan soyunun baş belası bu ABD Emperyalist Çakallarıdır.

Bakın; bizim bu tespitlerimizi bir zamanların Diyanet İşleri Başkanlığı Başdanışmanı, namuslu ilahiyatçı Ali Akın nasıl açık ve kesin bir anlatımla ortaya koyuyor.

Şu videoyu izleyelim lütfen dikkatlice. Ya da tapesini okuyalım:

***

Videonun Tapesi:

 Ali Akın: Şimdi günümüzde bir Diyanet İşleri Başkanlığı vardır. Bu kurumun 85 bin camisi vardır. Ve bu camilerin hepsinde İslam anlatılıyor.

Ve bir de dini eğitim veren kurumlarımız var, okullarımız var. Türkiye’de şu anda 853 tane İmam Hatip Okulu vardır. Bunlar dini eğitim veriyor. Bu okullarda şu anda 1 milyon öğrenci vardır. 86 tane de Türkiye’de İlahiyat Fakülteleri ve İslami İlimler Fakültesi… Bütün bu kurumlar İslamı anlatıyor.

İlave olarak birtakım dini dernekler, dini vakıflar; bunlar da üyelerine İslam’ı anlatıyor. Ve bir de ayrıca cemaatler vardır, bunlar da müntesiplerine İslam’ı anlatıyor.

Yani irşad çok büyük bir yoğunlukla icra ediliyor gibi anlatılıyor. Bu hizmetler yapılıyor, İslam anlatılıyor.

Dışarıdan bencileyin bazı insanların bir şey anlatmasına gerek var mı?

Olmaması gerekiyor.

Hiçbir devirde olmadığı kadar bütün televizyon kanalları dini programlara yer veriyor. Ben bu yaşa geldim hiç bu yoğunlukta İslami Neşriyatın radyolarda ve televizyonlarda yapıldığına şahit olmadım.

İslam’ın amacı nedir?

İnsanları ıslah etmek.

Ve İslam’da, Kur’an-ı Kerim’in ayetiyle sabittir ki, İslam anlatıldığı takdirde mutlaka insanları islah eder. Sure Zariyat, Ayet 55…

Ne buyurur Cenab-ı Allah?

“Ve zekkir fe innez zikrâ tenfeul mu’minîn.”

“Siz öğüt verin, İslam’ı anlatın çünkü bu öğüt mutlaka Müslümanlara fayda verir.”

Bu kadar yoğunlukta İslam anlatıldığı halde, bu insanlara bir şey veriyor mu? Şimdi ona bakalım:

10 sene içinde suç olayları yüzde 434 artmıştır. Yani yerinde saymamıştır, geri gitmemiştir. Bu toplum islah olmamıştır.

Bu suç olayları ne kadar artmıştır?

Yüzde 10 değil, yüzde 100 de değil, yüzde 434 artmıştır.

Bütün bunlar neyi anlatıyor?

Bütün uyuşturucu maddeler kullanımı yasaktır. Cenab-ı Allah onları yasaklamıştır. Bunlar anlatılıyor.

Peki sonuç ne oluyor?

Uyuşturucuya bağımlılık yüzde 678 artmış. On sene içinde İslam’ın bu kadar anlatıldığı bir ülkede, bir toplumda bu bağımlılık yüzde 678 artmıştır.

Fuhuşun ne denli çirkin bir günah olduğunu anlatmıyorlar mı herkese?

Ramazan Koyuncu: Anlatıyorlar.

Ali Akın: Sonuç ne?

Ramazan Koyuncu: Fuhuş tabiî.

Ali Akın: Bu son on sene içinde fuhuş yüzde 734 artmıştır… Resmi kurumların verdikleri rakamlardır.

Ramazan Koyuncu: Bu istatistikler…

Ali Akın: Tabiî. Hepsi devletin resmi kurumlarının rakamlarıdır.

Şu anda icralık kaç dosya vardır?

15 milyon.

Yani Türkiye’nin tamamı, hane sayısı 19 milyondur ve 15 milyon icralık dosya vardır. Mümine, Müslümana ne vermiştir bu nasihat? (Ali Akın ve Ramazan Koyuncu’nun 19 Mart 2016 tarihinde yaptığı, Hilal TV’de yayınlanan programdan. Tamamı: https://www.youtube.com/watch?v=tiNShz7sehk)

***

Gördüğümüz gibi, arkadaşlar; AKP’giller’in savunduğu dinin insanları ıslah eden, yükselten, değerli kılan, ahlâklı, vicdanlı ve namuslu kılan, insana, hayvana ve doğaya karşı yüreklerini merhametle dolduran, sevgiyle dolduran Hz. Muhammed ve Kur’an İslamı’yla zerre miktarda olsun ilgisi bulunmamaktadır.

Hatta Gerçek İslam’ın tam tersidir bunların savunduğu İslam.

Gerçek İslam’da ne emrediliyorsa, ne öğütleniyorsa, bunların Sahte İslam’ında onun tam tersi emredilir ve öğütlenir.

Bunların yaptıkları camilere Hz. Muhammed; “Dırâr Mescitleri – Mecsid-i Dırâr”, der. Münafıklar Mescitleri, Fitneciler Mescitleri, der, Türkçesiyle.

Ve bunları yaktırarak yok ettirir Gerçek Müslümanlara…

Bu AKP’giller Mescitlerinin amacı, halkı “Allah’la Aldatma”da onlara araç olarak yardımda bulunmaktır.

İşte bu sebepten AKP’giller, hırsızlığa, vurguna, yağmaya, vatana millete ve halka ihanete, ABD Haydutlarına hizmetkârlığa hız verdikçe; aynı oranda camiler, mescitler yapmaya da hız vermektedirler, din alıp satmaya da hız vermektedirler.

Bununla tek amaçları, cahil, yoksul ve bilinçsiz insanlarımızı kandırmaktır, Allah’la Aldatmaktır, onların oylarını almaktır ve onları peşlerine takmaktır.

Hep söyleyegeldiğimiz gibi, sonu gelecek elbette bu hilelerin de, düzenlerin de, dolapların da…

Halkız, Haklıyız, Yeneceğiz!

10 Kasım 2018

Nurullah Ankut

HKP Genel Başkanı

Print Friendly, PDF & Email