OHAL’i Kullanarak Grevleri Engellediğini İtiraf Etmek…

OHAL’i Kullanarak Grevleri Engellediğini İtiraf Etmek
İşçi Sınıfımıza Ve Vatana Karşı İşlenmiş Bir Suçtur

 Halkın Kurtuluş Partisi avukatları, R.T. Erdoğan’ın 12/07/2017 tarihinde TOBB Kabul Salonu’nda yabancı sermayeli yatırımcılara hitaben yaptığı konuşmasında,“Ama şimdi grev tehdidi olan yere biz OHAL’den istifade ederek anında müdahale ediyoruz. Çünkü iş dünyamızı sarsamazsınız. Bunun için kullanıyoruz biz OHAL’i” şeklindeki beyanıyla ve grevleri erteleme eylemleriyle suç işlediği gerekçesiyle hakkında suç duyurusunda bulunmuşlardır.

Halkın Kurtuluş Partisi Programından “GREV: İşverenin kısmi, tam yada gizli lokavtları açıkça suç sayılacak. İşçilerimizin alınyazıları arz ve talep kanununa bağlı kaldıkça, grev, hem işçilerimizin biricik meşru nefis müdafaası olacak, hem de işletmelerimizi mutlak sömürü yerine makine kullanmaya sevk ederek, milli ilerleme ve refahımızın canlı zembereği haline girecek. Bu kadar önemli bir hak, hiçbir bahane ile engellenemeyecek.

“SİYASET: Nüfus artışımızdan çok daha hızlı artan, en uyanık ve örgütlenmeye en yetenekli, en devrimci sosyal bölümümüz, İŞÇİ SINIFIMIZ, siyasetimize kuyruk değil, BAŞ OLACAK…” alıntılarıyla dilekçeye başlayan Halkın Kurtuluş Partisi avukatları; Erdoğan’ın bu sözleri ve grevlere müdahaleleri Anayasa’nın kanun önünde eşitliği düzenleyen 10. maddesinin 4. ve 5. Fıkralarının, Toplu İş Sözleşmesi ve Grev Hakkını düzenleyen 53. ve 54. maddelerinin ihlali, olağanüstü hal yönetimini düzenleyen 119. maddenin 5.inci fıkrasına aykırı davranmak ve de TCK’nın 117/4. ve 118/2.inci, TCK’nın “Suçu ve suçluyu övme” suçunu düzenleyen 215.inci, “Halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini, diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik suçunu düzenleyen 216/1.inci, “grev tehdidi” sözcüğüyle işçi sınıfını aşağıladığı için “Halkın bir kesimini, sosyal sınıf, ırk, din, mezhep, cinsiyet veya bölge farklılığına dayanarak alenen aşağılama suçunu düzenleyen 216/2.inci ve de kanuni grevlere kanun dışı engelleme eylemi nedeniyle “Halkı kanunlara uymamaya alenen tahrik” suçunu düzenleyen 217.inci maddede tanımlanan suçları işlemesi ve 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanununun 62. ve 63. maddelerine aykırı bulunmuştur.

“Başta İşçi sınıfımız gelmek üzere diyen, grev hakkını en meşru, en kutsal bir hak olarak gören, Ülkemizin en Devrimci, en Vatansever, en Halksever gerçek muhalefet partisi olan müvekkil Halkın Kurtuluş Partisi; mutlak sömürüyü arttırarak ülkenin sanayileşmesini dinamitleyeceği, ekonomik gelişmeyi baltalayacağı için, işçi, sendika, toplu iş sözleşmesi ve grev haklarının kısıtlamasına, sesiz kalamazdı”, diyerek İşçi Sınıfına ve onun grev hakkına yönelik bu saldırıyı halka ve vatana yönelik saldırının en önemli parçası olarak gördüklerini, alınterini, yurtseverliği en değerli erdem olarak kabul ettikleri için bu suç duyurusunda bulunduklarını açıklamışlardır. 17.07.2017

Halkın Kurtuluş Partisi
Genel Merkezi

 

HKP’li Avukatların Mahkemeye sundukları suç duyurusu dilekçesini aynen yayımlıyoruz:

 ANKARA CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI’NA

SUÇ DUYURUSUNDA

BULUNAN……………:Halkın Kurtuluş Partisi Genel Başkanlığı
Karanfil Sokak No:24/15 Kızılay/ANKARA

V E K İ L L E R İ….: Av. Orhan ÖZER, Av. Metin BAYYAR, Av. Ayhan ERKAN, Av. Ali Serdar ÇINGI, Av. Tacettin ÇOLAK, Av. Sait KIRAN, Av. Ayça OKUR, Av. Halil AĞIRGÖL, Av. Pınar AKBİNA, Av. Doğan ERKAN, Av. Ferit CÖHCE

Ortak adres: Sezenler Cad. No: 4/15 Sıhhiye ANKARA

ŞÜPHELİLER………..:Recep Tayyip ERDOĞAN

SUÇ…………………..:Grev tehdidi olan yere biz OHAL’den istifadeyle anında müdahale ediyoruzdiyerek:Anayasa’nın kanun önünde eşitliği düzenleyen 10. maddesinin 4. ve 5. Fıkralarının,Toplu İş Sözleşmesi ve Grev Hakkını düzenleyen 53. ve 54. maddelerinin ihlali, olağanüstü hal yönetimini düzenleyen 119. maddenin 5.inci fıkrasına aykırı davranmak ve de TCK’nın 117/4. ve 118/2.inci,TCK’nın “Suçu ve suçluyu övme” suçunu düzenleyen 215.inci,“Halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini, diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik suçunu düzenleyen 216/1.inci, “grev tehdidi” sözcüğüyle işçi sınıfını aşağıladığı için “Halkın bir kesimini, sosyal sınıf, ırk, din, mezhep, cinsiyet veya bölge farklılığına dayanarak alenen aşağılama suçunu düzenleyen 216/2.inci ve de kanuni grevlere kanun dışı engelleme eylemi nedeniyle “Halkı kanunlara uymamaya alenen tahrik” suçunu düzenleyen 217.inci ve OHAL’i grevleri engellemek için araç olarak kullandığını ikrar ederek TCK 257. Maddede düzenlenen “görevi kötüye kullanma” suçlarını işlemek, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanununun62. ve 63. maddelerine aykırı davranmak.

SUÇ TARİHİ…………….:12/07/2017

AÇIKLAMALAR…….:

Halkın Kurtuluş Partisi Programının “İŞÇİ MESELESİ” başlığı altında 12.inci maddede,

GREV: İşverenin kısmi, tam yada gizli lokavtları açıkça suç sayılacak. İşçilerimizin alınyazıları arz ve talep kanununa bağlı kaldıkça, grev, hem işçilerimizin biricik meşru nefis müdafaası olacak, hem de işletmelerimizi mutlak sömürü yerine makine kullanmaya sevk ederek, milli ilerleme ve refahımızın canlı zembereği haline girecek. Bu kadar önemli bir hak, hiçbir bahane ile engellenemeyecek” diyerek grev hakkının ne kadar önemli bir memleket meselesi olduğunu ilan etmektedir.

Programda aynı başlık altında 1.inci maddede de,

“SİYASET: Nüfus artışımızdan çok daha hızlı artan, en uyanık ve örgütlenmeye en yetenekli, en devrimci sosyal bölümümüz, İŞÇİ SINIFIMIZ, siyasetimize kuyruk değil, BAŞ OLACAK…” denilerek İşçi Sınıfımızın ülke siyasetinde oynayacağı öncü rolü vurgulanmaktadır.

Recep Tayyip Erdoğan’ın ise 12/07/2017 tarihinde TOBB Kabul Salonu’nda yabancı sermayeli yatırımcılara hitaben yaptığı konuşmasında: “OHAL’i biz iş dünyamız daha rahat çalışsın diye yapıyoruz. Soruyorum: İş dünyasında herhangi bir sıkıntınız, aksamanız var mı? Biz göreve geldiğimizde Türkiye’de OHAL vardı ama bütün fabrikalar grev tehdidi altındaydı. Hatırlayın o günleri. “Ama şimdi grev tehdidi olan yere biz OHAL’den istifade ederek anında müdahale ediyoruz. Çünkü iş dünyamızı sarsamazsınız. Bunun için kullanıyoruz biz OHAL’i” demiştir.

R.T. Erdoğan’ın bu sözleri medyaya da yansımış ve işçilerden, sendikacılardan, dünya görüşü emekçiden yana olan kişi ve kuruluşlardan yoğun tepkiler almıştır.

Şüpheli Erdoğan, bu sözleriyle, bu makamı ve OHAL’i işçi karşıtı, parababaları yandaşı zihniyetiyle, nasıl tam bir kanunsuzlukla, keyfilikle kullandığını da itiraf etmiştir.

Erdoğan’ın kanun tanımaz düşünce ve davranışları öyle bir had safhadadır ki, bu sözleriyle 16 Nisan referandumundan şaibeli YSK kararı ile geçirdiği kendi Anayasasını bile hiçe saymaktadır.

Erdoğan’ın bu sözleri

  1. En başta Kanun Önünde Eşitliği düzenleyen Anayasa’nın 10.uncu maddesinin hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz diyen 4. Fıkrasına ve “Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadır” diyen 5.inci fıkrasına aykırılık teşkil etmektedir.

Erdoğan’ın işçi ve sendika haklarının kullanılmasında etkili bir hak olan grevi bir hak olarak değil de tam bir sermayedar zihniyetiyle tehdit olarak nitelemesi ve yasayla sınırlanan halleri hiç dikkate almadan tüm grevlere keyfi bir şekilde müdahale etmesi, sermaye sınıfına aleni bir şekilde tanınan bir imtiyazdır, Anayasa’nın 10.uncu maddesinin ihlalidir.

2.Anayasa madde 53:İşçiler ve işverenler, karşılıklı olarak ekonomik ve sosyal durumlarını ve şartlarını düzenlemekamacıyla toplu iş sözleşmesi yapma hakkına sahiptirler demektedir.

Madde 54’te ise: “toplu iş sözleşmesinin yapılması sırasında, uyuşmazlık çıkması halinde işçiler grev hakkına sahiptirler (…) Grev ve lokavtın yasaklanabileceği veya ertelenebileceği haller ve işyerleri kanunla düzenlenir denmektedir.

Grevin tanımı ile grev ve lokavtın yasaklanabileceği veya ertelenebileceği haller ve işyerleri de: 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanununun 58.inci 62.inci ve 63.üncü maddelerinde düzenlenmiştir.6356 sayılı Kanununun 62.inci ve 63.üncü maddelerinde sayılan haller ve işyerlerinin dışındaki grev müdahaleleri Anayasanın 53. ve 54.üncü maddeleri ile 6356 sayılı kanunun 62 ve 63.üncü maddelerinin ihlalidir.

Erdoğan bu sözleriyle ve grevlere müdahalelerin başını çeken kişi olması sebebiyle Anayasa’nın 53. ve 54.üncü maddeleri ile 6356 sayılı kanunun 62 ve 63.üncü maddelerinin ihlal suçunu işlemektedir. Ayrıca suç olan bu eylemiyle Parababaları sınıfına torpil geçerek imtiyaz sağladığı için bir de Anayasa’nın 10.uncu maddesini ihlal etmektedir.

  1. Erdoğan bu sözleriyle ve grevlere müdahale eylemiyle Anayasanın Eşitlik İlkesini, Toplu İş Sözleşmesi ve Grev Yapma Haklarını aleni bir şekilde ihlal ettiği gibi olağanüstü hal yönetimini düzenleyen Anayasa’nın 119.uncu maddesinin “Olağanüstü hallerde (…) temel hak ve hürriyetlerin nasıl sınırlanacağı veya geçici olarak durdurulacağı, hangi hükümlerin uygulanacağı ve işlemlerin nasıl yürütüleceği kanunla düzenlenirşeklindeki düzenlemeyi de açıkça ihlal etmektedir.

4.Türk Ceza Kanununda “İş ve çalışma hürriyetinin ihlali” başlığı altında yer alan Madde 117/4’de:“Cebir veya tehdit kullanarak, işçiyi veya işverenlerini ücretleri azaltıp çoğaltmaya veya evvelce kabul edilenlerden başka koşullar altında anlaşmalar kabulüne zorlayan (…) kişiye altı aydan üç yıla kadar hapis cezası verilir” hükmü getirilmiştir. Tam olarak kanunda geçen “cebir” halini karşılar şekilde OHAL’in kullanıldığı anlaşılmaktadır.

“Sendikal hakların kullanılmasının engellenmesi” başlığı altında Madde 118/2’de de:“Cebir veya tehdit kullanılarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla bir sendikanın faaliyetlerinin engellenmesi halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur”hükmü getirilmiştir.

Erdoğan bahse konu sözleri ve yasalara aykırı, keyfi şekilde grevlere müdahale eylemleriyle: işçilerin toplu iş sözleşmesi ve grev hakkını kullanarak “ücretlerini çoğaltmasına” ve “çalışma koşullarını iyileştirmesine” engel olduğu için TCK’nın 117/4.üncü maddesini;

Keza “sendikaların grev faaliyetini, dolayısıyla da serbestçe toplu iş sözleşmesi yapma faaliyetlerini engellediği için de TCK’nın 118/2 maddesini ihlal etmiştir.

  1. Ayrıca Erdoğan, yukarıda sayılan suçlarını aleni bir şekilde böbürlenerek anlattığı için TCK’nın “Suçu ve suçluyu övme” suçunu düzenleyen215.inci maddede, “Halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini, diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik suçunu düzenleyen 216/1.inci maddesinde,“grev tehdidi”sözcüğüyle işçi sınıfını aşağıladığı için“Halkın bir kesimini, sosyal sınıf, ırk, din, mezhep, cinsiyet veya bölge farklılığına dayanarak alenen aşağılama suçunu düzenleyen 216/2.inci ve de kanuni grevlere kanun dışı engelleme eylemi nedeniyle “Halkı kanunlara uymamaya alenen tahrik”suçunu düzenleyen 217.inci maddede tanımlanan suçları işlemektedir.
  2. “OHAL’i, grevleri engellemek için kullanmak” ikrarı, şüphelinin görev ve yetkilerini de kötüye kullandığını göstermektedir. Zira OHAL’in ilan edilme ve süresinin uzatılmasına dair yasal gerekçelerin, İşçilerin Grev hakkını kullanmalarını engellemekle hiçbir ilgisi yoktur. Bu halde OHAL kötüye kullanılmakta, bunu da başta şüpheli görevini kötüye kullanma eylemi dahilinde yapmaktadır.

Başta İşçi sınıfımız gelmek üzere diyen, grev hakkını en meşru, en kutsal bir hak olarak gören, Ülkemizin en Devrimci, en Vatansever, en Halksever gerçek muhalefet partisi olan müvekkil Halkın Kurtuluş Partisi; mutlak sömürüyü arttırarak ülkenin sanayileşmesini dinamitleyeceği, ekonomik gelişmeyi baltalayacağı için, işçi, sendika, toplu iş sözleşmesi ve grev haklarının kısıtlamasına, sesiz kalamazdı. İşçi Sınıfımıza ve onun grev hakkına yönelik bu saldırı halkımıza ve vatanımıza yönelik saldırının en önemli bir parçasıdır. Bu nedenle alınterini, yurtseverliği en değerli erdem olarak kabul eden müvekkil parti bu suç duyurusunda bulunmaktadır.

SONUÇ VE İSTEM..:Sunulan ve Soruşturma aşamasında re’sen görülecek diğer nedenlerle; Recep Tayyip Erdoğan hakkında atılı suçlardan cezalandırılmalarının sağlanması için soruşturma yürütülerek kamu davası açılmasını ve sonuçtan da tarafımıza bilgi verilmesini müvekkil parti adına arz ve talep ederiz. 17/07/2017

Halkın Kurtuluş Partisi Genel Başkanlığı
Vekilleri
Av. Metin BAYYAR, Av. Sait KIRAN, Av. Ayça OKUR,  Av. Doğan ERKAN

Print Friendly, PDF & Email