Ne hukuk bıraktılar, ne kanun, ne de ahlak…

Şundan adın gibi emin ol ki Kaçak Saraylı Hafız;

Eninde sonunda bu millet senin diplomasız olduğunu, Cumhurbaşkanlığı Makamını bir abrakadabra numarasıyla, ABD Emperyalist Çakalı’nı arkana alarak ve kendi hukuk bürolarından birine dönüştürdüğün YSK’yi kullanarak kanunsuzca işgal ettiğini görecek.

El içine çıkamayacaksın, insanlarımızın yüzüne bakamayacaksın.

82 milyon insanımız senin kendilerini ahmak yerine, hatta eşek yerine koyarak kandırdığını, Allah’la aldatarak kündeye getirdiğini, böylece de Cumhurbaşkanlığı Makamını işgalin altına aldığını görüp kavrayacak ve hak ettiğin dersi sana verecek.

Her şeyden önce “Resmi Evrakta Sahtecilik” yaparak suç işlediğini, bununla da yetinmeyip kendini “Cumhurbaşkanı” diye pazarlayıp sattığını anlayacak.

Bağımsız mahkemeler karşısına çıkarılacaksın. Yani emri sadece hukuktan, kanunlardan ve vicdanından alan savcı ve yargıçlardan oluşan mahkemeler karşısına çıkarılacaksın.

Bunu asla şaka sanma. Uzak bir ihtimal olarak da görme!

Bak, tâ on yıllar öncesinden tanıdığın hemşehrin, yani Rize-Güneysu’dan kankin, Molla Necmettin’in partilerinden senin AKP’ne kadar birlikte iş yapıp ihanet yollarında yürüdüğünüz eski milletvekilin ve aynı zamanda da müteahhit Metin Külünk de senin diplomasız olduğunu tevil yoluyla da olsa şöyle dile getiriyor:

“Siyaset diploma ile yapılmaz,

“Diploma ancak yüreğe dokunan mücadele adamı için bir parçadır.

“Diploma yoksa temsil makamında olamazsın diyen varsa, Peygamberler tarihi okusun.

“Büyük mücadeleleri hiç adı duyulmayan diploması yok ama yüreği samimiyeti olan diplomasız yiğitler taşır.”

Ne anlam çıkar bu cümlelerden, Tayyip?

Her sıradan insanımızın da açıkça ve kesince anladığı gibi senin diplomasız oluşun…

Tabiî Metin Külünk nam hafız efendi bu itirafta bulunurken bir sürü de zırvalamada bulunuyor. Peygamberlerin de diploması yoktu, diyor.

Yok be Hafız, yanılıyorsun, vardı: Marmara Üniversitesine bağlı Mekke İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinden aldığı diploması vardı…

Adı sanı bilinmezmiş Hz. Muhammed’in peygamberlik öncesinde, öyle mi Metin Hafız?…

Hadi be!

Sana Siyer-i Nebi’yi böyle mi öğrettiler?..

Tabiî sizinki Hz. Muhammed ve Kur’an Dini olmadığı için, Muaviye ve Yezid’in Kur’an, Hz. Muhammed ve Ehlibeyti’ne düşmanlığı içeren din olduğu için bilmezsiniz bu Tarihi.

İslam’ın ilanı öncesi Hz. Muhammed, güvenilir, hak yemez kişiliğinden dolayı ve eşsiz bir adalet dağıtıcısı olduğundan dolayı, Mekke’nin bütün kabileleri tarafından “Muhammed-ül Emin” lakabıyla anılan ve herkes tarafından saygı duyulup güvenilen bir şahsiyettir.

Metin Külünk bir de yalanı, iftirayı su gibi içen, durup dinlenmeden kamu malı aşıran, vatan topraklarını ABD ve AB’li efendilerinin gözüne girebilmek için Yunanistan’a peşkeş çeken, bir Laik Cumhuriyet düşmanı ABD taşeronununu Hz. Muhammed’le kıyaslıyor ve hatta eşdeğer de göstermeye çabalıyor. İşin bu yönü tam da rahmetli şairimiz Yusuf Hayaloğlu’nun şu dizelerinin kapsamı içine giriyor:

Nereden baksan tutarsızlık

Nereden baksan ahmakça!

Neyse, geçelim bu saçmalıkları…

Velhasıl Tayyip; diplomasızlığın tüm namuslu aydınlarımız tarafından bilindiği gibi, bak görüyorsun, senin sadık şürekânı oluşturan çıkar ve suç ortaklarınız tarafından da bilinmektedir.

Bunu daha ne zamana kadar gizleyebileceğini ve millete yutturabileceğini sanıyorsun?..

Bu kandırmacanın da sonu yaklaştı, Tayyip.

Burada aslında, eğer Türkiye’de bağımsız hukukun ve bağımsız yargının zerresi kalmış olsa, “Cumhuriyet Savcıları”nın kendiliklerinden harekete geçip senin hakkında diplomasızlığından dolayı soruşturma başlatmaları, Metin Külünk’ü tanık sıfatıyla ifadeye çağırmaları ve hukuk tabiriyle; “Hukuki gerçeğe ulaşmak için”, sistemli ve tutarlı bir yol izleyerek araştırmaya girişmeleri gerekirdi.

Ne yazık ki yok böyle bir yargı şu an için. Bırakmadın onu da, Tayyip…

Tarımın, hayvancılığın, eğitimin kökünü kuruttuğun gibi yargının da kuruttun kökünü…

Ama bak, bayır aşağı gidişin başlayıverdi 31 Mart sonrasında.

Ne yaparsan yap, ne kadar debelenirsen debelen, bu gidişi durduramayacaksın. Çünkü devşiricin, yapımcın, iktidara getiricin ve orada 17 yıldan bu yana tutucun ABD Emperyalist Haydudu artık çekiliverdi arkandan.

Dedi ki;

“Hafız, miadın doldu. Kullanım süreni bitirdin. Sağ ol. Çok faydalı görevler de yaptın bizim için BOP Eşbaşkanı olarak. Hem biz Amerika’ya hem İsrail’e büyük hizmetlerde bulundun. Ama kullanım süren doldu işte. Büyük bir heveskârlıkla kendilerine yol açmamızı ve onları senin yerine taşımamızı isteyen, bekleyen yeni hizmetkârlarımız, yeni piyonlarımız var sırada. Senin de bilmen gerekir bunları.

“Hadi biz de sayıvermiş olalım kim olduklarını…

“İşte bu genç, acar, heyecanlı hizmetkârlarımız:

“İmamın oğlu,

“Selocan,

“Babacan.

“Gördün mü hepsi de ne kadar genç. Hem fizikçe, hem üslupça nasıl da benzerler birbirlerine. Üstelik bunların tamamı da diplomalı.

“Ha, bize hizmette bulunmak isteyenler sadece bunlar mı?

“Daha pek çok da şu an öne çıkanlar bunlar. Bak Davidson, ‘Ben de emrinize amadeyim, hizmetinize hazırım’, diyor ‘ekibimle birlikte.’”

İşte böyle, Tayyip…

Ne demişler?

“Her yolun bir sonu vardır…”

Halkız, Haklıyız, Yeneceğiz!

10 Temmuz 2019

Nurullah Ankut
HKP Genel Başkanı

Print Friendly, PDF & Email