Kurtuluş Partisi Önderi Hikmet Kıvılcımlı Usta’yı Bedence aramızdan ayrılışının 41’inci Yıldönümünde coşkuyla andı

Kurtuluş Partisi Önderi Hikmet Kıvılcımlı Usta’yı Bedence aramızdan ayrılışının 41’inci Yıldönümünde coşkuyla andı

 

Kitap okuyor mahkûm Halil.

Çevirirken dizinde duran kitabın yapraklarını

çok rahat bir ustalıkla kullanıyor

bileklerinden demirli parmaklarını.

Kitap ve kelepçelerle

On üç senedir

bu beşinci yolculuğudur.

Gözlerinin altında çizgiler

Şakaklarında beyaz.

Halil belki ihtiyarladı biraz.

Fakat kitap, kelepçe ve yürek eskimedi.

Ve şimdi

Yürek her zamankinden umutlu.

 

Böyle anlatıyor Şair Nazım Hikmet, Usta’mız Hikmet Kıvılcımlı’yı.

Evet şimdi yürek her zamankinden umutlu. Umutlar, düşünceler, idealler, davranışlar bugün Kurtuluş Partililerin davranışlarında ve yüreklerinde yaşıyor.

O yüzden Usta’mız Hikmet Kıvılcımlı ve devrim şehidi yoldaşlarımız sadece bedence aramızdan ayrıldılar.

O yüzden Kurtluş Partililer mücadale ediyor İşçi Sınıfı içerisinde, gençlik içerisinde, halk denizinde…

Türkiye Devrimi’nin Önderi Hikmet Kıvılcımlı, Bedence Aramızdan Ayrılışının 41’inci yıldönümünde, 02 Aralık’ta, İstanbul’da Maltepe Belediyesinin Küçükyalı Kültür Merkezinde, coşkulu ve inançlı bir şekilde anıldı.

İşçilerden üniversite öğrencilerine, lise öğrencilerine, kamu emekçilerinden köylülere, işsizlere, aydınlara varıncaya kadar halk denizinin her bir parçasının katıldığı etkinliğimiz, Tacettin Çolak Yoldaş’ın Açış Konuşmasının ardından Enternasyonal marşı eşliğinde devrim şehitlerine saygı duruşuyla başladı.

Partimiz Bursa İl Başkanı Halil Ağırgöl Yoldaş’ın, Usta’mızın mücadelesini ayrıntılarıyla anlatan sunumunun ardından, İşçi Sınıfı mücadelesi önderlerinden DİSK Genel Başkan Yardımcısı ve Nakliyat-iş Genel Başkanı Ali Rıza Küçükosmanoğlu, İşçi Sınıfının, emperyalist talan ve yağma projelerine dur diyeceğini belirten; salonun büyük coşkuyla karşıladığı bir konuşma yaptı.

Parababalarının sömürü cehenneminde yanıp kavrulmakta olan işçi kardeşlerimizden Konya Sürat Ambarı İşyeri Temsilcisi Adem Polat ve Borusan Direnişçisi Ali Teymur’un, Proletarya Sosyalistleriyle karşılaştıktan sonra hayatlarında, düşüncelerinde ve kişiliklerinde olan değişiklikleri somutça anlattığı konuşmaları, İşçi Sınıfına olan inancımızı bir kez daha pekiştirirken, Proletarya Sosyalizminin doğruluğunu da bir kez daha tüm gözlere, yüreklere batırmış oldu.

Kurtuluş Partisi Gençliği adına genç bir yoldaşımız, gençliğin kararlı mücadelesinin nasıl devam ettiğini coşkulu anlatımıyla dile getirdi.

Genel Başkan’ımız Nurullah Ankut’un, CIA Sosyalizmi PDA-İP üzerine değerlendirmeleri ile başlayan ve Türkiye Devrimci Hareketinin geçmişiyle olan bağlarımızdan ve Sevrci Soytarı Sahte Sol’un bu geçmişe olan ihanetlerinden bahsederek devam eden konuşması, devrimci mücadelenin nasıl ve ne şekilde yürütülmesi ve gerçek devrimcinin nasıl düşünüp davranması gerektiği üzerine yaptığı bilimsel tespitlerle, insanlığın özlemini çektiği günlerin adeta bir ön gösterimiydi.

Genel Başkan’ımız, Ömer Hayyam’dan William Shakespeare’den, Samuel Becket’ten örneklerle,  insanlığın, sürekli olarak nereden gelip nereye gittiğini anlamak için yürüttüğü çabayı anlattı.  İnsanlığın bu ana soruya bir cevap bulamadığını, bu sorunun felsefe yoluyla çözümünün mümkün olmadığını; bilimin çabalarıyla gelecekte insanlığın bu sorunun cevabını bulabileceğini belirtti.

Asıl önemli olanın ise insan olmak, daha doğru deyişle sosyalist insan olmak olduğunu ve bunun anahtarının da insanı ve tüm doğayı (cansız doğayı+bitkileri+hayvanları) sevmekten geçtiğini; gerçek devrimci olmanın ancak böylesi bir sevgiyle dopdolu olmakla mümkün olabileceğini gösterdi.

Bu bağlamda Sovyetler Birliği’nin ve Sosyalist Kamp’ın çöküşünün temelininin insan ve doğa sevgisiyle dolu gerçek sosyalist insanın, bu insanlardan oluşan kuşakların yetiştirilememiş olması olduğunu belirledi. Lenin’in bu konudaki öngörüsünü ve Stalin’in bu konudaki zaafını örneklerle anlatarak; yanlışın tâ 1923’te yapıldığını, Lenin’in bir anlamda vasiyeti olan; “Son Yazılar Son Mektuplar”da dile getirdiği uyarılarının kale alınmamasının bu trajik sonun temellerini attığını saptadı.

Biz Proletarya Sosyalistlerinin aynı hatayı işlememek için sürekli olarak bu yönümüzü canlı tutmak ve geliştirmekle görevli olduğumuzu, bunu gerçekleştirmek zorunda olduğumuzu kabartılandırdı.

Etkinliğimiz, yoldaşlarımızın hazırlamış olduğu müzik çalışmalarıyla devam etti. Karayılan’dan, Köroğlu’ndan ve Arapça, Kürtçe turkülerden şiir dinletilerine, halk oyunlarına kadar çeşitlilik Halk Kültürünün ve Halkların Kardeşliğinin iyi bir örneğiydi.

Kurtuluş Partililer, etkinliği; mücadeleye ve kendilerine olan inançlarını, emperyalizme olan öfkelerini dile getirdikleri Parti Andı’yla bitirdi.02.12.2012

 

Yaşasın Sosyalizm!

Kahrolsun Emperyalizm!

Yaşasın Halkın Kurtuluş Partisi!

 

Print Friendly, PDF & Email