Kaçak Saraylı ve avanesinin Siyonist İsrail’e, Amerika’ya ve Avrupa Emperyalistlerine çalıştığının resmidir!

Kaçak Saraylı ve avanesinin Siyonist İsrail’e, Amerika’ya ve Avrupa Emperyalistlerine çalıştığının resmidir!

Doğrudan girelim konuya. İsrail Konut ve İnşa Bakanı Yoav Galant, aynen şunları söylüyor:

“İsrailli Bakan’dan Esad’a suikast çağrısı

“İsrail Konut ve İnşa Bakanı Yoav Galant, Suriye Devlet Başkanı Esad’la ilgili tartışma yaratacak açıklamalarda bulundu.

“CNN Türk’ün Times of Israel’e dayandırdığı habere göre, İsrail Konut ve İnşa Bakanı Yoav Galant, Kudüs’te yaptığı bir konuşmada Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad’a suikast çağrısı yaptı.

“ABD tarafından yapılan ve Esad’ı “kitlesel kıyımlar yapıp cesetleri yakmakla” suçlayan açıklamaya atıf yapan Galant, Suriye yönetiminin kitlesel infazlar yaparak cesetleri yaktığını ileri sürdü. Esad’ı “soykırım” ile suçlayan İsrailli Bakan, “Bana göre kırmızıçizgiyi geçiyoruz. Ve yine bana göre, Esad’a suikastın zamanı geldi. Bu kadar basit” dedi.

“Galant, Esad’ın öldürülmesini “yılanın kuyruğunu kesmeye” benzetirken, daha sonra da “yılanın başı” olarak nitelendirdiği İran’a odaklanacaklarını söyledi.” (http://www.birgun.net/haber-detay/israilli-bakan-dan-esad-a-suikast-cagrisi-159938.html)

Siyonist alçak, nasıl da pervasız konuşuyor, görüyorsunuz. Esad’a suikastın zamanı gelmiş. Onun sadece bu cümlesi bile, nasıl bir ruh hali içinde olduğunu çok açık biçimde ortaya koymaya yeterlidir. Egemen, Birleşmiş Milletler üyesi bir devletin Başkanına suikast yapmaktan söz ediyor. Açıkça, savaş suçu, saldırı suçu işlemektedir bu şerefsiz. Uluslararası Hukuku da, Birleşmiş Milletler Sözleşmesi’nin hukukunu da pervasızca hiçe sayabilmektedir. Siyonizm budur işte. Ondan sonra da İran’a yönelecekmiş, alçak.

Bu namussuzlar, bilindiği gibi, İslam düşmanıdırlar, Amerikan uşağıdırlar, Amerikan köpeğidirler. İnsanlıktan, vicdandan, ahlâktan, namustan zerre bulamazsınız bunlarda.

Dikkat edersek; Esad’a karşı CIA’nın ortaya attığı bir iğrenç iftirayı tekrarlıyor. Esad soykırım yapıyormuş, cesetleri krematoryumlarda yaktırıyormuş.

Esad; “Kimyasal kitle imha silahları kullanıldı” iftirası tutmadı, bu sefer de krematoryum iftirası namussuzluğu, değil mi?

Irak’a da aynı alçakça yalanlarla saldırmıştı, bu şerefsizler. Libya Lideri Kaddafi’ye de.

Dikkatinizi çekmiştir belki: Türkiye’den söz etmiyor şimdilik. Aslında taktik yapıyor. Cepheyi genişletmek istemiyor. Her şeyin bir sırası var, diyor.

Zaten, kendileri gibi bir namussuz olan Suudi Krallığı’yla, Türkiye’nin parçalanması konusunda bir anlaşma imzalamışlardı, değil mi?

Türkiye de işte nasıl olsa eriyor; güneşte kalmış kar gibi. Ne ordusu kaldı, ne yargısı, ne eğitimi, ne iş başında ülkesini düşünen bir yönetimi… Hepsini bitirdi Tayyipgiller, diye seviniyorlar. Hani Rum Kostas da demişti ya; bize en büyük hizmeti Tayyip Erdoğan yaptı, diye… İşte bunlar da aynı şeyi düşünüyor.

Siyonistlerin aynı özlemle yanıp tutuşan sözcüsü sadece bu Bakanları değil. Başbakan Binyamin Netanyahu da benzer şeyler gevelemişti, beş ay kadar önce. İşte söyledikleri:

“Netanyahu: Birleşik bir Suriye olmayacak

“İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Rusya, Türkiye ve İran’ın yayınladığı ortak bildiride Suriye’nin toprak bütünlüğüne vurgu yapılırken, Suriye’de bir çözüm görmediğini ve ülkenin toprak bütünlüğünü koruyamayacağını söyledi.

“(…)

“Netanyahu, “Suriye’de bir çözüm görebiliyor muyum? Hayır. Kesinlikle tek bir mutlu Suriye olamayacak, buna şüphe yok. Peki birleşik bir Suriye olacak mı? Bundan da şüphe duyuyorum. Orada kapanlar var ve bu kapanların ortadan kaybolmak üzere olduğunu düşünmüyorum” ifadelerini kullandı. (http://imp-news.com/tr/news/29760/netanyahu-birlesik-bir-suriye-olmaycak)

Gelelim, Tayyipgiller’e.

Bunlar da 2011 yılından bu yana, Suriye’ye karşı ABD, AB ve İsrail’le omuz omuza mücadele ediyorlar, değil mi?

AKP’giller’in Kaçak Saraylı Şef’i Tayyip, meydanlarda, kürsülerde, ekranlarda habire höykürüyor; “Zalim Esed, Zalim Esed”, diye.

Hani senin, Beşşar Esad’la dostluğun kardeşten de ileriydi?

Ne oldu Hafız?

Bu 180 derecelik dönüş ne?

Yapımcın ve efendin ABD Emperyalist çakalının verdiği komut, değil mi?

Hani seni iktidara getirirken, bir anlaşma yapılmıştı aranızda.

Sen, BOP’un Eşbaşkanlarından biri olacaktın, oldun. O emperyalist aşağılık projenin hayata geçirilmesinde aktif rol alacaktın, aldın.

Siyonist İsrail’in düşmanlarının bertaraf edilmesinde görev yapacaktın, yaptın.

İşte İsrail’in en önde gelen 3 düşmanı: Irak, Libya ve Suriye mahv u perişan edilmiş durumda. İkisinin lideri katledildi, üçüncüsünün katli için de suikast öneriyor, yukarıda gördüğümüz gibi Siyonist Canavarın Bakanı.

Neydi bir de üçüncü görevin?

İslam’ın içinin boşaltılmasında hizmette bulunacaktın, bulundun.

Çürüttün, Hz. Muhammed ve Kur’an İslamı’nı. Onun yerine, bir Hırsızlar Dini yarattın. Sahte İslam yarattın. Muaviye-Yezid İslamı, CIA-Pentagon-Washington İslamı yarattın.

Çok açık bir şekilde görülmektedir ki; iktidara geldiğinden bu yana İsrail’e çalışıyorsun, Amerika’ya çalışıyorsun, Avrupa Birliği’ne çalışıyorsun Tayyip!

Bir de Malatya Kürecik’e, efendilerinin talimatı doğrultusunda füze kalkanı işlevi görecek askeri radarlar yerleştirdin. Herhangi bir savaş durumunda İran’ın İsrail’e fırlatacağı füzelerin hedeflerine varmadan algılanıp, yakalanıp, havada imha edilmelerine yönelik…

Bu da işte, senin Siyonist İsrail’e ve Batılı efendilerine sunduğun hizmetlerden biriydi. Bir zamanlar, bir banka reklamında dendiği gibi, efendilerine karşı sende ve avanende “hizmette sınır yoktur”, değil mi?

Yani görevlerini, çok başarılı bir şekilde yerine getirdin, işbirlikçi ve de hain Hafız…

Fakat, emperyalist çakalların bir kanunu daha vardır, senin öğrenemediğin:

Hizmetini tamamlayan işbirlikçi hainler, imha edilirler…

Yani, akıldanen Cüneyt Zapsu’nun yıllar önce söylediği şekliyle, kanalizasyon mazgalından süpürüverirler deliğe.

Son ABD ziyaretinde Trump’ın sana yaptıkları düşünülürse, senin son saatin yaklaşmış be Hafız!

Adam seninle açıktan kafa buldu be… Heyetinin ve uluslararası medyanın önünde dalgasını geçti seninle. Hem de sana diz çöktürttü, önünde iki büklüm edip ilikletti ceketinin düğmesini.

Tüm bu yaptığı aşağılamalara karşılık da ne yaptın sen?

Teşekkür ettin, saygılarını sundun Trump’a. Övgüler sıraladın yani. İçler acısı durumun, be Hafız!

Ne diyelim…

Allah acısın da kurtarsın seni desek; sen sınırı çoktan aştın. Geriye dönüş söz konusu değil, senin için. İflah olman, ıslah olman, Allah’ın affına sığınman mümkün değil artık. O kadar ağır suçlar işledin ki, onların hesabını hem bu dünyada hem de Kur’an’ın sözünü ettiği mahşerde vereceksin. Kaçışın, kurtuluşun yok…

Halkız, Haklıyız, Yeneceğiz!

19 Mayıs 2017

Nurullah Ankut
HKP Genel Başkanı

Print Friendly, PDF & Email