IŞİD Mazlum Halkları Katlediyor

IŞİD Mazlum Halkları Katlediyor

Tayyipgiller’in şefi hâlâ “Öfkeli Kalabalık” olarak nitelendiriyor, insan, hayvan, bitki düşmanı sapıklar, katiller, caniler sürüsü IŞİD’i. IŞİD canavarına terörist demeye dili varmıyor Tayyipgiller’in. Nasıl desin ki?.. Diyemez.

Çünkü IŞİD adlı sapıklar topluluğunun arkasında, Tayyipgiller’in de önünde diz çöktüğü, taptığı AB-D Emperyalistleri var. Çünkü IŞİD de kendileri gibi Ortaçağcı, ümmetçi.

Çünkü IŞİD de kendileri gibi yurtseverlere, ilericilere, aydınlığa düşman. Çünkü IŞİD için de Tayyipgiller için de AB-D Emperyalistleri, onların Ortadoğu’daki bekçi köpeği İsrail düşman değil, dost. Tayyipgiller için terörist; insan sever, hayvan sever, bitki sever gezi isyancılarıdır. Tayyipgiller için terörist; Gezi Şehitlerimizdir, Berkin’lerdir, Ali İsmail’lerdir, Abdocan’lardır, Medeni’lerdir, Ethem’lerdir. Onların gözü yaşlı Anneleri, aileleri, arkadaşları da Tayyipgiller için teröristtir.

İnsanlıklarından gönüllüce sıyrılan insanlık düşmanları IŞİD canavarlarının, bu dördüncü canlı türü nükleer atıkların ve aynı toptan kesme Tayyipgiller’in; insan olanı, insanlık için mücadele vereni düşman bellemesi, mazluma saldırması, güçsüzü ezmesi doğaları gereğidir.

Bu topraklarda ve Ortadoğu’da hala capcanlı duran Ortaçağcı Gericilerin genel karakteristiğidir, mantar gibi ortamını bulunca ortaya çıkmaları. Arkalarına Emperyalist gücü alıp mazlum halklara saldırmaları, katletmeleri, kadın düşmanlığı, gerici politikalarını kadın üzerinden hayata geçirmeleri. Ortaçağın Ümmet konağına saplanıp kalan Ortaçağcı Gericilerin genel karakteristiğidir.

Sapıklar, caniler, katiller topluluğu IŞİD’in, Ezidiler ve Türkmenlere yönelik katliamları, hem canlı hem de cansız bedenlere yönelik yürek dayanmaz işkenceleri, onların genel karakteristiğinin yansımasıdır. Ortadoğu’nun kadim halklarından Ezidiler ve Türkmenler, kendi halinde yaşayan, bölgede silahlı bir gücü olmayan, kendi gelenek ve göreneklerini devam ettirmeye çalışan mazlum halklardandır. İşte bu yüzden de IŞİD’in hedefi haline gelmiştir Ezidiler ve Türkmenler. Onlar için hedeftir, Ortaçağcı dünya görüşüne sahip olmayan, kendilerine biat etmeyen, mazlum ve askeri gücü olmayan Halklar. Hele bir de AB-D Emperyalistleri tarafından bu Ortaçağcı canilere, bin ülkeli bir dünya projesi için “Ortadoğu’yu kan gölüne çevir, Halkları dağıt, bir araya getirme, Onlara korku sal”, komutu ve görevi verilmişse tutabilen tutsun bu sapıkları.

Son günlerde Telafer ve Şengal’den (Sincar) Dünyaya servis edilen görüntülere ve haberlere gerçekten yürek dayanmıyor. Evlerinden, yurtlarından olarak Batman’a gelen Telaferli Türkmenler, “Yollar ölülerimizin kokusundan geçilemez olmuştu. Ölülerimizin arasından geçerek buraya varabildik. Yollarda binlerce cesetle karşılaştık, gözlerimizin önünde çocuklarımız susuzluktan öldü, IŞİD eline geçirdikleri kadınların küpelerini kulaklarını keserek alıyordu. Kadınları üstlerindeki ziynet eşyaları alıp öyle pazarda satıyorlardı. Kadınlara yönelik insanlık dışı muamele vardı” diye sesleniyorlar İnsanlığa.

IŞİD sapıklarının sürekli tecavüzüne uğrayan, IŞİD tarafından kaçırılan 200 Kürt kadınından biri olan Leyla “Allah aşkına, size bildirdiğim konumu savaş uçaklarına bildirin, gelip bizi bombalasınlar ve bu berbat durumdan kurtarsınlar!” diyerek sesleniyor dünyaya. “Gelin bizi kurtarın. Amerika, Avrupa ve sesimizin ulaştığı herkese sesleniyoruz, gelin bizi bu canilerin elinden kurtarın!” diye devam ediyor bu onurlu kadın, gerçekte bu sapıkları yaratanın, besleyip kendileri gibi mazlumların üzerine salanların, yardımını talep ettiği AB-D Emperyalistleri olduğunu bilmeden.

Hangi insanın yüreği dayanır Ezidi bir kadının şu feryadına? Hangi yürek nefret ve öfke ile dolmaz Ezidi Kadınları tüyler ürperten talebine?

IŞİD zulmünden kaçarken engelli çocuğunu IŞİD’in insafına terk etmek zorunda olan anneler, oğulları, torunları pasaport olmadığı için gelemeyen babalar, açlıktan, susuzluktan ölen, tecavüze uğrayan, pazarlarda mal gibi satılan çocuklar, durmadan tecavüze uğrayan, katledilen, alınıp satılan kadınlar, göçe zorlanan Mazlum Halklar, Ortaçağcı IŞİD’in Ortadoğu’da yarattığı ve şiddetini her gün arttırarak devam ettirdiği vahşettir.

Dizi film gibi izlettirilen bu vahşetin sorumlusu sadece IŞİD değildir. IŞİD sadece kendisine verilen esas oğlan rolünü oynamakta. Bu dramın senaryosu ve yapımcısı AB-D Emperyalistleridir. Dolayısıyla gerçek sorumlu AB-D Emperyalistleridir. Bu dramda, katliamlara, tecavüzlere, caniliklere ortam hazırlayan, mekanını kullandıran,  Ülkenin Güney Sınırlarını IŞİD sapıklarına “kendi AVM’leri gibi kullandı”ran,bu sapıkları “kırmızı halıyla” karşılayan, ABD İslamcısı Tayyipgiller ve Tayyipgiller’e 12 yıldır her türlü desteği sunan tüm cemaat, topluluk ve çeteler de bu dramın sorumlularındandır. Kurtuluşları yok! Kendi halklarına ve kardeş halklara çektirdikleri acıların hesabını er veya geç verecekler.

AB-D Emperyalistlerinin yapımcılığını da üslendikleri senaryo yaşama geçiyor.

Suriye ve Irak fiilen üçe bölündü.

İkinci İsrail olacak Kürdistan, tam anlamıyla ABD bağımlısı ve bağlısı Barzani’nin önderliğinde fiilen kuruldu. İran’a karşı ABD’ye işbirliği öneren, ABD’yi okyanus ötesindeki dost olarak nitelendiren; bir ABD Projesi olan ve anlamı Türkiye’yi en az üçe bölmek demek olan “Açılım”ın destekçisi, IŞİD beslenirken, palazlandırılırken sessiz kalan, Ortaçağcı tarikatlarla başı hoş, Gezi İsyanımızda Tayyipgiller’e destek sunup onları yıkılmaktan kurtaran Amerikancı Burjuva Kürt Hareketi; Ezidi Kürtlerin, Türkmenlerin kurtarıcısı rolüne büründürülüyor. Ortaçağcı Tayyipgiller’in bile korumaktan imtina ettiği Türkmenleri sözde kollayarak Türk Halkına karşı şirin gösteriliyor Amerikancı Burjuva Kürt Hareketi… Amaç, Amerikancı çözüme bu topraklardaki tepkileri yumuşatmak, ortadan kaldırmak.

ABD Emperyalistleri, kendilerinin yarattığı IŞİD canavarını, insansız savaş uçaklarıyla göstermelik bombalayarak, Dünya Halklarına karşı kendini kurtarıcı, insanlığa karşı işlenen bu caniliklere duyarlı gösteriyor.

Şii Maliki, İran ve Rusya’ya yakınlaşmıştı. Bu AB-D Emperyalistlerinin İran Politikasına zarar verebilirdi. IŞİD devreye sokularak Maliki bertaraf edildi. Böylece İran’ın Irak üzerindeki etkisi belli oranda da olsa hasar gördü. İsrail’in Gazze’de Filistinlilere yönelik soykırımı perdelendi, soykırım Dünya Halklarının gözünden IŞİD ile birlikte kaçırıldı ve kaçırılmaya çalışılıyor.

Bu senaryo bozulur; Halklar “artık yeter” diyerek ayağa kalkarsa.

IŞİD canavarını yaratan AB-D Emperyalistlerinin, Dünyayı babaların çiftliği gibi görmesine, Dünyamız üzerinde istediği gibi at oynatmasına son verilir; Halklar örgütlenirse.

İnsan soyunun en büyük düşmanı AB-D Emperyalistlerinin, dünya halkları üzerindeki zulümlerine destek veren yerli satılmışların gücü kırılır; İnsanlığın Kurtuluşuna kendilerini adayan devrimciler bir araya gelirse.

O günler gelecek! Acılar son bulacak! Ölümler Mazlum Halklar için olmayacak o günler geldiğinde! Çektirilen acıları, dökülen gözyaşlarını, tecavüzlere uğrayan kadınları, çocukları Dünya Halkları unutmayacak ve faillerini affetmeyecek! İşte o günler geldiğinde hıncı ve öfkesi kabarmış Halkların önünde ne AB-D Emperyalistleri durabilecek ne de yerli satılmışlar! Buna inancımız tam.

Halkız, Haklıyız, Yeneceğiz, Kazanacağız. 26.08.2014

Halkın Kurtuluş Partisi

Genel Merkezi

Print Friendly, PDF & Email