İnsanca yaşanacak Asgari Ücret, gelir ve vergi dağılımında adalet istiyoruz!

Asgari Ücret Tespit Komisyonu yeni yılda geçerli olacak asgari ücreti belirlemek için son kez toplandı.  1 Ocak 2019 tarihinden itibaren geçerli olacak asgari ücretin Asgari Geçim İndirimi (AGİ) dahil 2 bin 20 TL olarak belirlendiği açıklandı. Asgari Ücret AGİ hariç 1829 TL.

Komisyon, ücreti belirlemek için üçüncü toplantısını 20 Aralık’ta yapmıştı. Toplantıda, bir işçinin asgari geçim tutarını komisyonla paylaşan TÜİK, asgari ücreti “ağır” statüdeki işlerde 2 bin 213 lira 40 kuruş, “orta” statüdeki işlerde bin 978 lira 80 kuruş, “hafif” statüdeki işlerde bin 841 lira 40 kuruş olarak önermişti.

TÜİK tarafından verilen rakam 2 bin 213 TL iken, Asgari Ücret Tespit Komisyonu bu rakamın altında bir rakamı Asgari Ücret olarak belirlemiştir.

Kasım ayında yapılan araştırma sonuçlarına göre, dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcama tutarı (Açlık Sınırı) 1 bin 942 TL’dir. Gıda harcaması ile birlikte giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı ise (Yoksulluk Sınırı) 6 bin 328 TL’dir. Asgari Ücretin bu rakamın üçte birinden bile daha az olması 2019’un da İşçi Sınıfımız ve Emekçi Halkımız için yoksulluk ve pahalılık yılı olacağını gösterir.

Türkiye bugün OECD ve AB ülkeleri içerisinde ücretlerin vergi yükü oranında ilk sıralardadır. Bir başka adaletsizlik de ücretlerdeki vergi dilimleri uygulamasıdır.

2018 yılı gelir vergisi sınıflarına bakılarak 2019 yılında tahminen, 15 bin 900 TL’ye kadar kazancı olanlardan yüzde 15 vergi kesintisi olacaktır. 36 bin 500 TL’nin 15 bin 900 TL’si için 2 bin 380 TL, fazlası yüzde 20; 36 bin 500 TL’nin 15.900 TL’si için 2 bin 380 TL, fazlası yüzde 27 oranında vergilendirilecektir. 129 bin 120 TL’den fazlasının 129 bin 120 TL’si için 33 bin 894, fazlası için yüzde 35 oranında gelir vergisi kesilecektir.

Bu uygulamayla asgari ücretli dahi 9-10’uncu aydan sonra yüzde 20’lik dilime girmektedir. Bildiğimiz gibi işçiler ve diğer çalışanlar harcama yapmadan vergilerini peşin olarak ödemektedirler. İşçilerin ve emekçilerin gelirden-servetten aldıkları pay ortadadır. Ama iş vergi almaya gelince, devlete en çok vergiyi ödeyenler de yine işçiler ve emekçilerdir. Bu adaletsizlik kabul edilemez.

İçinde yaşadığımız Parababaları düzeninde tekelci kapitalizmin (emperyalizmin) karakteristiği gereği krizler eksik olmuyor. Ağır sanayide neredeyse hiçbir yerli markası olmayan, ABD-AB Emperyalistleri ve onların yerli işbirlikçileri tarafından en temel tüketim maddelerinde bile dışa bağımlı hale getirilen ülkemiz yeni bir ekonomik krize daha sürüklendi.

Krizin faturası da İşçi Sınıfımıza ve Emekçi Halkımıza ödettirilmeye çalışılmaktadır. İşverenler-Parababaları ve onların örgütleri, krizi bahane ederek Asgari Ücretin 2 bin TL’yi geçmemesi için açıklamalar yapmışlardır.

İŞKUR tarafından açıklanan Kasım ayı İşsizlik Sigortası verilerine göre, son 3 ayda işsizlik sigortasından yararlanan kişi sayısı 427 binden 524 bine çıktı. Ancak bu artışa rağmen, resmi işsizlerin sadece yüzde 14’ünün işsizlik ödeneğinden yararlanabildiği görülüyor.

İŞKUR’un açıkladığı fon giderlerinde, Kasım ayında fondan işsizlere 500 milyon, işverenlere ise 1 milyar 200 milyon TL ödenmiş. Yani İşsizlik Fonu işveren fonu olmuş.

İşsizlere yapılan işsizlik ödeneği harcamaları fon giderlerinin yüzde 24.9’una gerilerken, Fon giderlerinin neredeyse yarısı, yüzde 45.2’si işverenlere yönelik teşvik ve desteklerden oluşuyor. Kasım ayı itibarıyla bu teşviklerin tutarı 9.5 milyar TL’ye ulaştı.

Ayrıca işsizlik maaşı ödenen prim süresine göre 6 ile 10 ay arasında ödenirken, işverene verilen teşvik ve desteklerin süresi 54 ay. Yine işçilerin fona yaptıkları katkı ne olursa olsun, alacakları işsizlik ödeneğinin miktarı Asgari Ücretin brüt tutarının yüzde 80’ini geçemiyor. Bu kapsamda asgari ücretle çalışan bir işçi 658 TL, 5 bin TL ücretle çalışan bir işçi ise en fazla 1611 TL işsizlik ödeneği alabiliyor. Buna karşılık işverenlere fondan aktarılan teşvik ve desteklerin tutarı, işçi başına 3 bin 120 TL’ye kadar çıkabiliyor. Uzun lafın kısası İşsizlik Fonu da Parababalarına peşkeş çekiliyor. İşsizlere harcanması gereken paralar Parababalarının kârlarını katmerlendirmek için harcanıyor.

Ekonomik krizler, işsizlik, pahalılık, zam, zulüm demektir. Daha geçtiğimiz gün Samsun’un Tekkeköy ilçesindeki Yeşilyurt Demir Çelik Fabrikası’nda çelik eritme kazanının çevresinin temizlikçisi olarak çalışan, evli ve 2 çocuk babası Adem A., 1600 derece sıcaklıktaki kazanın içerisine atlayarak yaşamına son verdi. İnsan eline kaynar döküldüğünde feryat ederken, bir başka insan, bir baba yaşadığı geçim sıkıntıları yüzünden geçirdiği bunalımla kendini kazanın içine atıyor. Parababaları düzeninde insaf yok, acıma yok, açlık ve yoksulluk cehenneminde inim inim inleyen insanlar, bu yüzden intihar eden babalar onların umrunda değil. Onların tek derdi kâr düzenleri, kazanacakları kârlar, kâr düzenlerinin devam etmesi.

Parababaları düzeni sadece açlık, yoksulluk, işsizlik pahalılık cehenneminde değil, iş cinayetleriyle de katlediyor. Kuzey Marmara Otoyolu kapsamında inşaatı devam eden Kocaeli Gebze’deki 7 nolu viyadükte ikinci kademe beton dökülürken beton blok ters dönerek işçilerle beraber 30 metreden düştü ve işçiler altında kaldılar. Mehmet Sıddık Canpolat, Bayram Kılıç ve Öztürk Yılmaz yaşamlarını yitirdi. Kuzey Marmara Otoyolu Projesi’nde şu ana kadar en az 8 iş cinayeti gerçekleşti.

2018 yılının ilk on bir ayında en az 1797 işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi.

  1. Havalimanı projesinin ihalesi Mayıs 2013’te “milletin a… koyacağız” diyerek halkımıza küfreden Cengiz İnşaat ile Mapa-Limak- Kolin-Kalyon ortaklığına verilmişti. Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi (CİMER)’den bilgi edinme başvurusu üzerine yapılan açıklamaya göre, 2013 – 2018 yılları arasında 3. Havalimanı inşaatında toplam 52 ölümlü iş kazası yaşandı yani en az 52 işçi hayatını kaybetti.

Krizi fırsata çeviren Parababaları şimdi de konkordato yoluyla işçilerin yasal ücret alacaklarından kurtulmaya çalışıyor. ABD-AB Emperyalistlerinin, onların yerli işbirlikçilerinin ve Parababalarının yarattığı krizin bedelini bu şekilde ödetmeye çalışıyorlar İşçi Sınıfı ve Emekçi Halkımıza.

Parababalarının zulmüne karşı İşçi Sınıfımız bir yandan da mücadele ediyor. Hileli iflas sonucu kıdem tazminatı ve diğer ücret alacakları verilmeden işten çıkarılan Real Market İşçileri, İşçi Sınıfının biricik dostu ve devrimci sendikası DİSK/Nakliyat-İş öncülüğünde Metro A.G’ye-Media Markt’lara karşı mücadele ediyor. Tazminat haklarını alabilmek için 18 aydır Metro Market ve Media Marktların önlerini eylem alanına çeviriyorlar. Tüm halkımızı Metro ve Media Markt’ı boykot etmeye çağırıyorlar.

Konkordato sonucu tazminatları verilmeden işten çıkarılan Makro Market İşçileri de Nakliyat-İş Sendikası önderliğinde mücadele ediyor.

Muğla ve Urfa TÜVTÜRK İşçileri ile Eskişehir REYSAŞ İşçileri Nakliyat-İş Sendikası’nda örgütlenme hakkı için mücadele ediyor.

İşi, ekmeği, tazminat hakkı, sendikalaşma hakkı için, aynı zamanda Sarı Sendikacılığa karşı da önemli bir mücadele yürüten Nakliyat-İş Sendikası öncülüğünde Real İşçileri, Makro Market İşçileri, Muğla ve Urfa TÜVTÜRK İşçileri, Eskişehir REYSAŞ İşçileri, ülkemizde yaprak kıpırdamadığı bir dönemde ülkemizin dört bir yanını eylem alanına çevirmektedirler. Mücadeleleri er geç zaferle sonuçlanacaktır!

Asgari Ücret sefalet ücreti değil, insanca yaşanacak bir ücret olmalıdır!

Gelir ve servetin dağılımında ve vergide adalet istiyoruz!

Asgari Ücret’ten vergi kesintisi yapılmamalıdır!

Partimizin Programı’nda İşçi Meselesi başlığı altında Ücret konusu şu şekilde çözümlenir:

“Asgari ücret normal geçim endeksinden aşağı düşmeyecek. (…)Normal geçim endeksi de üretimimizin verimindeki artışa paralel olarak yükseltilecek. Kişi emeğinin, sağlığının ve ulusal verimliliğin zararına olan prim usulü kaldırılacak. Ücretler, her hafta başı muntazam ödenecek. Genel tatil günleri tam ücretli olacak. Zorunlu haller ve işin niteliğinden dolayı o günler çalışana çift gündelik verilecek. Kadın, çocuk, din, ırk, farklarına bakmaksızın: AYNI İŞİ görene AYNI ÜCRET verilecek.”

25 Aralık 2018
HKP Genel Merkezi

Print Friendly, PDF & Email