HKP İzmir Milletvekili Adayları, seçim çalışmalarının engellendiği gerekçesiyle İzmir İl Seçim Kurulu’na başvurdu

HKP_izmir_İsecim_kuruluİZMİR İL SEÇİM KURULU BAŞKANLIĞI’NA

BAŞVURUDA
BULUNANLAR………….: Halkın Kurtuluş Partisi İzmir Milletvekili Adayları
Av. Tacettin ÇOLAK, Zeki OLKUN, Muzaffer ÇOLAK, Levent ÇELİK,

Yusuf GENÇER, Adnan Gürcan DALICI, Fatma OLKUN, Semra DALICI
Halit Ziya Bulvarı No: 33 Kat: 3 Konak/İZMİR

KONUSU………….…..…: Seçim Propaganda dönemi içinde listelerinden İzmir Milletvekili
Adayı olduğumuz Halkın Kurtuluş Partisi’ne karşı; Siyasi Hakların Kullanılmasının Engellenmesi, Görevi Kötüye Kullanma ve Seçim Propagandasının Engellenmesi suçlarını işleyenler hakkında yasal gereğinin yapılması istemidir.

AÇIKLAMALAR.………: 1- Bilindiği gibi, Halkın Kurtuluş Partisi (HKP) 1 Kasım 2015’de
yapılacak olan 26. Dönem Milletvekili seçimlerine 85 seçim çevresinde gösterdiği adaylarıyla katılmaktadır. Bizler de İzmir 1 ve 2. Bölge Milletvekili Adaylarıyız.

2- Listelerinden aday olduğumuz HKP, bugüne kadar hiçbir şekilde devletten Hazine Yardımı almamıştır. Oysa meclisteki siyasi partiler her yıl Hazine Yardımı aldıkları gibi, seçim dönemlerinde bu yardım 3 katı olarak uygulanmaktadır. Öyle ki, 2015 yılında iki seçim birden olduğundan yardım 6’ya katlanmaktadır.

Örneğin; bu siyasi partilere 2015 yılı için Bütçe’de toplamda 531 milyon ödenek ayrılmıştır. Bunun 298 milyonu AKP’ye, 115,3 milyonu CHP’ye, 77,8 milyonu da MHP’ye ödenmiştir. HDP ise 24. Dönem Milletvekili Seçimlerini bağımsız adaylarla girip, sonradan partileştiği için bu rakama dahil edilmemiş ise de, 25. Dönemde HDP olarak seçimlere katıldıklarından 2015 yılı Hazine Yardımını diğer partiler gibi 6 değil de 3 katı olarak almaktadır.

Görüldüğü gibi, bu dudak uçuklatan “yardım”lar karşısında bu partilerle bizim gibi partilerin daha baştan itibaren eşit, adil, dürüst bir seçim yarışına girmedikleri açıktır.

Oysa biz, 26 Mart 2015’de Anayasa Mahkemesi’ne verdiğimiz bir dilekçe ile bu hazine yardımının adaletsizliğine, tüyü bitmemiş yetimin hakkının yenmesine neden olduğuna vurgu yaparak, halkın parasının üç partiye yeyim ettirilmesinin bir hak ihlali olduğunu ve hiçbir partiye Hazine Yardımı yapılmaması gerektiğini talep ettik. Ancak bu talebimiz kabul görmedi. Yanlış anlaşılmasın biz; bize de hazine yardımı yapılsın demiyoruz. Kimseye yapılmasın diyoruz. Herkes kendi olanaklarıyla seçimlere girsin diyoruz.

3- Diğer partilerde para varsa bizim de inandığımız değerler ve savunduğumuz ideolojinin haklılığı vardır. Dolayısıyla HKP, bütün seçim çalışmaları ve seçim materyallerinin finansmanını üyelerinin mütevazı bağışları ve aidatlarıyla karşılamaktadır. Örneğin; bez pankartlarımız ve afişlerimiz yetenekli üyelerimiz tarafından hazırlanmaktadır. Afişlerimiz ve pankartlarımızı bir kuruş para vermeden milletvekili adaylarımız kendi elleriyle asmaktalar. Seçim Bildirgemiz, bizzat milletvekili adaylarımız tarafından halkımıza dağıtılmaktadır.

HKP’nin 8-10 katlı binaların duvarlarını kaplayan devasa afişleri yoktur. Işıklı reklam panoları yoktur. Cadde ve sokaklarda rezil bir çevre kirliliğine neden olan, partilerin birbiri üzerine bağladığı flamaları yoktur. HKP tarafından, tek bir köprü ayağına, hiçbir kamu binasına afiş yapıştırılmamaktadır. Oysa yukarıda belirtilen hazine yardımını kasalarına akıtan bu partiler seçim yaklaştığında kontrolsüz bir şekilde olur olmadık yerlere afiş, pankart astıkları geçtiğimiz bütün seçimlerde yaşanmıştır. Bugün itibariyle Basmane Meydanı ve Alsancak Köprü Ayakları aynı kirliliğin içindedir.

Bu partiler, her gün televizyonlarda boy gösterirken, açık oturumlara liderlerini, temsilcilerini çıkartırken, HKP’ye (TRT’de yasal zorunluluktan kaynaklanan onar dakikalık iki konuşmanın dışında) hiçbir TV ve Radyo’da yer verilmemektedir. Yani partimize sansür ve susuş uygulanmaktadır.

4- HKP olarak, bütün bu sansür ve susuşa getirme çabalarına aldırmıyor, işimize bakıyoruz. Kendi olanaklarımızla, gücümüz oranında, gece-gündüz demeden karıncalar gibi çalışarak halka sesimizi duyurmaya çalışıyoruz. Ancak, bu mütevazı çalışmalarımız sırasında İlimizde yoğun bir baskı, engel ve cezalandırma ile karşılaşıyoruz.

Örneğin; Gaziemir’de Polis Memurları tarafından 04/10/2015 günü düzenlenen Tutanakla diğer Gaziemir Kaymakamı tarafından milletvekili adayımız Tacettin Çolak’a 208,00 TL. İdari Para Cezası Uygulanmıştır.

Öyle ki; tutanakta “Siyasi Partiye ait pankartın İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından yaptırılan afiş ve pankart asılacak alan olarak belirlenmiş iki direk arasına asıldığı” yazılı olmasına karşın keyfi bir şekilde para cezası uygulanmıştır. (EK-1, 2)

Her ne kadar cezalandırma gerekçesi olarak; “Gaziemir İlçe Seçim Kurulu Başkanlığı’nın 02/10/2015 tarih ve 2015/11 sayılı kararları ile İlçemizde Parti bayrak, flama, pankart ve poster asılacak yerlerin dışında kaldığı” gösterilmiş ise de partimize böyle bir Seçim Kurulu Kararı tebliğ edilmediği gibi, ekte sunduğumuz Gaziemir İlçe Seçim Kurulu’nun 28/09/2015 tarih ve 439 sayılı kararında ise herhangi bir yasaklamadan bahsedilmemektedir. (EK-3)

Bu kararın 6. Maddesinde sadece; “01 Ekim 2015 Perşembe akşamına kadar duvar ilanı, flama ve bayrak asılamayacağı” belirtilmiştir, o kadar. Dolayısıyla 04/10/2015 tarihi siyasi partiler açısından propaganda serbestisinin olduğu tarihtir. Polisin ve Kaymakamlığın böyle bir İdari Para Cezası vermeye yetkisi yoktur. Öte yandan, Yüksek Seçim Kurulu kararına göre 1 Kasım 2015 Milletvekili seçimlerinin başlangıç tarihi 31 Ağustos 2015 olarak açıklanmıştır. Bu nedenle bu tarihle seçim tarihi arasındaki sürede bu tür denetimler ve gerektiğinde yazılacak cezalar mülki amirliklerinin değil Seçim Kurullarının yetkisindedir.

Dahası bu pankartı asan bizzat Tacettin Çolak değildir. Tutanakta da böyle bir tespit bulunmamaktadır. Buna rağmen para cezasının milletvekili adayımıza yazılması da manidardır. Dolayısıyla Gaziemir Kaymakamı ve Polis Memurları; “Siyasi Hakların Kullanılmasının Engellenmesi”, “Görevi Kötüye Kullanma” ve “Seçim Propagandasının Engellenmesi” suçlarını işlemişlerdir.

5- İzmir Emniyet Müdürlüğü’nde görev yapan bazı polisler ve İzmir Büyükşehir Belediyesi ile Konak Belediyesi’nde görev yapan bazı zabıta memurları, pankartlarımızı ve afişlerimiz toplamaktadırlar. Örneğin, Halit Ziya Bulvarı’nda faaliyet gösteren İzmir İl Binamızın önünde asılı bulunan pankartlarımız 18 Ekim 2015 günü akşam ya da gece yarısında indirilmiştir. Bu pankartlarımızı indiren şahısların, çevrede yapılacak araştırma ve sabit kamera kayıtlarından, İzmir Emniyet Müdürlüğü ile Büyükşehir Belediyesi ve Konak Belediyesi’ne yazılacak yazılarla tespiti mümkün olduğunda haklarında soruşturma başlatılmasını talep ediyoruz.

6- Yukarıda dudak uçuklatan hazine yardımı aldıklarını belirttiğimiz partiler ise günlerdir İzmir’in dört bir yanına afiş ve pankartlarını serbestçe asmaktalar. İzmir’in en merkezi yerleri olan Basmane, Çankaya, Gazi Bulvarı Alsancak, Kahramanlar, Bayraklı Üst Geçit, Bostanlı Yunuslar gibi yerlerde bu partilere ait devasa afişler, bayrak ve flamaların asılı olduğu ekte sunduğumuz resimlerde görülmektedir. (EK-4) Yine Alsancak ve Karşıyaka Naldöken Köprü ayaklarında diğer partilerin afişleri bulunmaktadır. İzmir Caddeleri Binali Yıldırım’ın “Sen Ferhat’sın İzmir Seninle Şirin” yazılı raket afişleriyle doldurulmuş durumdadır.

Bu durumda, devlet yetkililerinden ve yerel yöneticilerden; seçimlere katılan partiler arasında EŞİT, ADİL, DÜRÜST bir uygulama yürütmelerini istemek hakkımızdır. Buna uymayanların da suç işledikleri açıktır.

7- Bilindiği gibi; Anayasa’nın 67. maddesinde yurttaşların “Seçme, Seçilme ve Siyası Faaliyette Bulunma Hakkı”ları tanımlanmıştır. 79. maddesinde ise; “Seçimlerin Genel Yönetimi ve Denetimi” YSK’na bırakılmış ve YSK bu yetkilerinin bir kısmını İl ve İlçe Seçim Kurulları aracılığıyla kullanmaktadır.

Oysa uygulamada, (bizim olayımızdaki Gaziemir Örneğinde olduğu gibi) Seçim Kurullarının görevini polis yapmaktadır. Çünkü partililerimiz hakkındaki tüm yaptırımları hep polis tesis etmektedir.

8- Baştan beri anlatıldığı gibi, partimize uygulanan engelleme fiilleri 5237 sayılı TCK’nun “Hürriyete Karşı Suçlar” bölümünde yer alan 114/2. maddede öngörülen; “Siyası Hakların Kullanılmasının Engellenmesi” suçunu ve aynı Yasanın 257. maddesinde tanımlanan “Görevi Kötüye Kullanma” suçunu oluşturmaktadır.

Yine aynı fiiller; “Seçim Propagandasının Engellenmesi” suçunu oluşturduğundan, 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Kanununun 60, 61, 63 ve 151/2. maddelerinde öngörülen hükümlerin ihlali anlamına gelmektedir. Bu nedenle ilgililer hakkında bugünkü tarih itibariyle İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’na verdiğimiz Suç Duyurusu dilekçemizi Sayın Başkanlığınıza da sunuyoruz. (EK-5)

Sonuç olarak; Sayın Başkanlığınızın İlçe Seçim Kurullarına gerekli talimatları vererek, propaganda dönemi içinde yetkilerini kullanmaları ve partiler arasında ayırım yapılmadan YSK’nun ilke kararlarında belirtilen seçimlerin EŞİT, ADİL, DÜRÜST bir şekilde yapılması için gerekli koşulların oluşturulmasının sağlanmasını;

Ekte sunduğumuz Suç Duyurusu dilekçemizde isimleri belirtilen şüpheliler ve soruşturma aşamasında isimleri tespit edilecek diğer şüpheliler hakkında Sayın Başkanlığınızın da gerekli işlemleri yapmasını saygıyla arz ve talep ediyoruz. 22/10/2015

Halkın Kurtuluş Partisi İzmir Milletvekili Adayları

Av. Tacettin ÇOLAK, Zeki OLKUN, Muzaffer ÇOLAK, Levent ÇELİK,
Yusuf GENÇER, Adnan Gürcan DALICI, Fatma OLKUN, Semra DALICI

Print Friendly, PDF & Email