Her zamanki gibi biz değil ABD seçecek…

ABD işbirlikçisi Parababaları partilerinin bu demagojik seçim oyununda sonuç ne olursa olsun Halkımızın payına düşen, ölümlerden ölüm beğenmek olacaktır.

Bu vurgun, soygun ve ihanet düzeninden nemalanmayan içtenlikli insanlarımızdan hiçbiri, benim tuttuğum taraf kazanırsa şöyle olacak böyle olacak diye boş hayallere kapılmasın!

Neden mi?

Şundan:

Meclisteki bu Amerikancı Beşli Çete’nin bir teki olsun, ABD Emperyalistlerine, AB Haydutlarına gık diyebiliyor mu?

Onların Ortadoğu’yu ölüm tarlalarına çevirmiş olmalarına ve 1990’den bu yana bölgemizde 10 milyon masum Müslümanın canına kıymış olmalarına ilişkin tepki mahiyetinde tek bir söz olsun söyleyebiliyor mu?

Hayır…

Bunların bu seçim düzenbazlığında yaptıkları ağız dalaşının zerre miktarda olsun siyasi içeriği ve ağırlığı yoktur.

Hani eskiden gariban Roman kadınlarını eğlence olsun diye tuzu kuru tipler para vererek kapıştırırlardı. Birbirlerine galiz küfürlerle saldırırdı o garibanlar, göstermelik olarak, aldıkları parayı hak edebilmek için.

İşte bu Amerikancı Burjuva Siyasilerin de, dikkat edersek, yaptıkları tümüyle bundan ibarettir. Bunların ulufesini de efendileri olan ABD Emperyalist Haydudu şu şekilde vermektedir: Bunlara makamlar, koltuklar ikram etmektedir. 18-20 binlik aylık maaş, 8-10 binlik ekstra kıyak emeklilik ikramında bulunmaktadır bunlara. Vatanlarını, Halklarını satsınlar, ülkelerinde ve bölgelerinde ABD Çakallarına hizmet edebilsinler, onların çıkarlarını savunabilsinler diye…

Şu düzeye bakın bir, arkadaşlar… Tayyip konuşmuş:

“Sen benim vatandaşımı tezekten kurtarıyor musun? Çünkü CHP demek tezek demektir” (http://www.yenicaggazetesi.com.tr/erdogan-chp-demek-tezek-demektir-190954h.htm)

Bu da CHP’nin adayı Muharrem İnce’den:

“Bilal Erdoğan otur oturduğun yerde. Türkiye bir hanedanlık devleti değildir! Söyleyecek sözün varsa mikrofonu babana ver, o söylesin! Hem çoluğu çocuğu siyasete karıştırmayın diyorlar, hem de çoluğa çocuğa açıklama yaptırıyorlar.”

“NE OLMUŞTU?

“Bilal Erdoğan, “Biz şu 16 Nisan’ı başardık ya Allah’ın izniyle Türkiye’nin önünde çok daha ön görülebilir bir dönem var. Bugün Recep Tayyip Erdoğan’ın karşısına çıkan rakibin yani 15 yıldır devamlı seçim kaybeden partinin devamlı seçim kaybeden genel başkan adayı olmasından bunu anlıyoruz. Gel bakalım ‘Muharrem’ diyen. Böyle bir aday yani. Bunlar çok trajikomik. Böyle siyaseten atışma olsun diye söylenince çok şık olmuyor ama dayanılmaz bir durum bu. İnanın Abdullah Gül üzerinde anlaşsalardı bile çok trajikomikti. Çok acıklıydı durum” ifadelerini kullanmıştı.” (http://www.yurtgazetesi.com.tr/gundem/muharrem-ince-den-bilal-erdogan-a-flas-yanit-h91613.html)

Bu sözlerde ülkemizin, bölgemizin ve dünyanın gidişine dair tek bir ciddi, ele alınmaya değer yön var mıdır, arkadaşlar?

Fakat, onlar buna mecbur…

Çünkü aralarında ekonomik, sosyal, siyasi açıdan hiçbir fark yok. Hepsi de ABD-AB Emperyalist Haydutlarının ülkedeki yerli taşeronlarıdır. Amaç birliği içindedir hepsi. Siz bakmayın bunların bazısının dinci, bazısının laikçi, bazısının Kürtçü, bazısının Türkçü oynadığına. Onlarınki tamamıyla rol gereğidir. Böyle oynayacaklar ki, cahil ve bilinçsiz insanlarımızı kandırabilsinler, oyunlarına getirebilirsinler, tuzaklarına düşürebilsinler, efendileri olan ABD-AB Haydutlarının çıkarları doğrultusunda kullanabilsinler…

Şu sorulara dikkat edelim, arkadaşlar:

Bunların tamamı Amerikan Emperyalistlerinin yandaşı mıdır?

Evet.

Bunların tamamı AB Emperyalistlerinin taraftarı mıdır?

Evet.

Bunların tamamı NATO’cu mudur?

Evet.

Bunların tamamı Türkiye’deki ABD üslerinin savunucusu mudur?

Evet.

Bunların tamamı IMF’ci, Dünya Bankacı, Dünya Ticaret Örgütü savunucusu mudur?

Evet.

Bunların tamamı Türkiye’deki Finans-Kapital Zümresi denilen TÜSİAD’cı, MÜSİAD’cı, TİSK’çi yerli Parababalarının savunucusu mudur?

Evet.

Bunların tamamı ülkemizi kıskıvrak bağlamış bulunan ABD-AB ve Japon Emperyalistlerinin tekellerinin savunucusu ve yandaşı mıdır?

Evet.

Bunların tamamı Devrimci Küba’nın, Venezuela’nın, Bolivya’nın, Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti’nin karşıtı ve hatta düşmanı mıdır?

Evet.

Bunların tamamı bölgemizdeki Türkiye dostu Muammer Kaddafi’nin Libya’sının ve Beşşar Esad’ın Suriye’sinin düşmanı mıdır?

Evet.

Bunların elleri de ABD ve AB Emperyalist Çakallarının 1990’dan bu yana Ortadoğu’da katlettikleri 10 milyon civarındaki masum Müslüman Halkın kanına bulanmış mıdır?

Bulanmıştır.

Dikkat edelim, arkadaşlar; bunlardan bir teki olsun Türkiye’yi 3 parçaya bölünmüş olarak gösteren BOP Haritasına ilişkin olumsuz bir tek laf edebilmiş midir?

Hayır.

Yani bunların tamamı BOP’çudur, dolayısıyla da Türkiye Cumhuriyeti’nin düşmanları arasındadır.

Dikkat edelim, arkadaşlar; bunlar seni kandırmak için ne diyorlar?

İşte biz ailelere şu kadar aylık yardımda bulunacağız. Gençlere yılda şu kadar harçlık vereceğiz. Yani sadakayla seni kandırmaya çalışıyorlar, saygıdeğer halkımız…

Bunlar, asgari ücreti 4 kişilik bir aile için Yoksulluk Sınırı olan 5.473 lira kadarcık olsun yapabileceğiz, diyebiliyor mu?

Hayır. Diyemezler…

Dikkat edersek; Açlık Sınırı da 1.680 liradır şu an Türkiye’de, 4 kişilik bir aile için.

Asgari Ücret kaç liradır?

1.603 lira…

İşte bu Amerikancı Beşli Çete’nin tamamı insanlarımızı bu açlık sınırında tutmanın taraftarıdır. Daha açıkçası, açlığa mahkûm etmenin taraftarıdır…

Şu an üniversite bitirmiş her üç gencimizden biri işsizdir. 350 ila 400 bin öğretmenimiz okullarına ve öğrencilerine ataması yapılarak kavuşturulmadığı için bunalımlar içindedir ve hatta intiharlar kuşanmıştır.

İşsizlik, cehennem ateşi gibi kasıp kavurmaktadır gençlerimizi, orta yaşlılarımızı. Resmi açıklamalara göre 6 buçuk milyon civarında işsiz vardır Türkiye’de şu an. Ki biz, gerçeğin, bu rakamın katbekat üstünde olduğu kanısındayız.

Tarım çökertilmiş, köylerimiz boşaltılmış, şehir varoşlarına köylülerimiz yığılmış durumadadır. Aç, işsiz, perişan…

Kadın cinayetleri, çocuğa ve kadına yönelik taciz ve tecavüzler yüzde 700’lerde,  1400’lerde seyretmektedir. Yani böylesine bir artış içindedir, AKP’giller İktidarı dönemi sürecinde.

Üst üste devasa cezaevleri yapılmaktadır, fakat buna rağmen mahkûmlar sığmamaktadır, sayılarının çığ gibi artmış olmasından dolayı buralara.

Ekonomik veriler gibi, üretim gibi, eğitim gibi, ahlâki seviye de günbegün daha aşağılara düşmekte, toplum tüm yönleriyle bir çürüme içine itilmektedir.

Bu felaketler hakkında bir çözüm önerisi sunabileni var mıdır bu Amerikancı Parababaları Partilerinin?

Hayır.

Bunların derdi halk, ülke, vatan millet değildir. Bunlarınki koltuktur, ündür, pozdur, makamdır, ballı maaştır, kıyak emekliliktir, tatlı hayattır, kendileri ve yakınları için.

Bunlara sahip olabilmek için de ihanet üstüne ihanettir, bütün yapıp ettikleri…

Ege’deki 18 Adamız, 2004’te başlamak üzere işgal edilmiş bulunmaktadır, Yunanistan tarafından. Yunanistan buralarda askeri üslere kurmakta, kiliseler açmakta, yerleşim yerleri oluşturmaktadır. Silah yığmaktadır buralara ve askeri tatbikatlar yapmaktadır.

Kıbrıs’ta Mustafa Akıncı adlı KKTC Başkanı sıfatlı bir başka hain Kıbrıs’ı Yunanistan’a peşkeş çekip geçip gitmek derdindedir…

Bütün bu ölümcül felaketler karşısında bunlardan bir söz söyleyebileni, bir çözüm ortaya koyabileni var mıdır?

Hayır.

Saygıdeğer Halkımız;

2015 Genel Seçimlerinde TRT ekranlarından da seslendik sana. Kanma bunların yalanlarına, düşme bunların peşine, sonra sonumuz felaket olur, diye.

Fakat sen anlamazlıktan geldin. Eğer kanmaya, aldanmaya, bu Amerikancı hainlere inanmaya ve onların peşinden gitmeye devam edersen, bu kez vatan da elden gidecek, bağımsızlık da…

Çok büyük felaketler yaşanacak ve çok büyük acılar çekilecek…

Saygıdeğer Halkımız;

Kelimelerin gücü ancak bu kadarına yetiyor. İçinde bulunduğumuz kara günlerin ve bizi bekleyen büyük felaketin daha başka, daha açık, daha etkili bir anlatım yolu var mıdır, bilmiyoruz…

Elimizden geleni bu kadar…

Ne demişti, Denizler 12 Mart Faşizminin katil mahkemeleri karşısında?

Aynen şunu:

“Bizim düşmanımız Amerikan emperyalizmi ve yerli işbirlikçileridir.”

İşte biz de 50 yıldan beri tam da bunu diyoruz. Düşmanımız ABD Emperyalistleri ve ülkemizdeki yerli işbirlikçileridir. Parababalarıdır, onların Meclisteki siyasi temsilcileridir. Yani Beşli Çete’dir.

Eninde sonunda hepsinin işleri bitecek!

Hesaba çekilecekler!

Halkız, Haklıyız, Yeneceğiz!

8 Mayıs 2018

Nurullah Ankut
HKP Genel Başkanı

Print Friendly, PDF & Email