Gün Kürt ve Türk Halkı arasına düşmanlık tohumları eken AB-D Emperyalistlerine ve yerli satılmışlara karşı mücadeleyi yükseltme günüdür

Gün Kürt ve Türk Halkı arasına düşmanlık tohumları eken AB-D Emperyalistlerine ve yerli satılmışlara karşı mücadeleyi yükseltme günüdür

Yıl 1943. Katliam yeri Van’ın Özalp İlçesi. Savunmasız 33 can kurşuna dizildi. Kürt Halkı unutmadı bu katliamı, ağıtlar yaktı 33 can için, ağıtlarla aktardı acısını gelecek kuşaklara. Kürt Aydınları şiirlerle ölümsüzleştirdi 33 canı, tarihe not düştüler dizeleriyle. Kürt Halkı da, Aydınları da 1000 yıllık kardeşliği dillendirdiler ağıtlarıyla, şiirleriyle, romanlarıyla.

Ahmet Arif, acı olayı 33 Kürt’ün Katliamını “33 Kurşun” şiiriyle Halkların belleğine yerleştiriyor:

Ölüm buyruğunu uyguladılar,
Mavi dağ dumanını
ve uyur-uyanık seher yelini
Kanlara buladılar.
Sonra oracıkta tüfek çattılar
Koynumuzu usul-usul yoklayıp
Aradılar.
Didik-didik ettiler
Kirmanşah dokuması al kuşağımı
Tespihimi, tabakamı alıp gittiler
Hepsi de armağandı Acemelinden…

Kirveyiz, kardeşiz, kanla bağlıyız
Karşıyaka köyleri, obalarıyla
Kız alıp vermişiz yüzyıllar boyu,
Komşuyuz yaka yakaya
Birbirine karışır tavuklarımız
Bilmezlikten değil,
Fıkaralıktan
Pasaporta ısınmamış içimiz
Budur katlimize sebep suçumuz,
Gayrı eşkıyaya çıkar adımız
Kaçakçıya
Soyguncuya
Hayına…

Ustamız Hikmet Kıvılcımlı 1933 yılında Kürt Sorununu teorik olarak çözüme kavuşturduğu anıt eseri “İhtiyat Kuvvet:Milliyet (Şark)” eserinde:

“Türkiye’de genellikle kapitalist düzen ve özellikle bu düzenin Kürdistan’daki baskısı, kaçakçılığın ideolojik ve psikolojik haklı çıkarılışını gerektirir.

“Doğrusu Türkiye’de düzen kapitalizm olunca, Kürdistanlıların da, Batı İlleri Burjuvaları gibi fazla kâr peşinde koşmasında “ayıp” ve “günah” aranabilir mi?

“…Doğu İlli kaçakçılığı bir “ihanet değil, “şan” ve “şeref” sayıyor.” demektedir Kürt Köylüsünün geçim kapısı kaçakçılık için.

Yıl 2011. Bu sefer katliam yeri Şırnak’ın Uludere İlçesi. Savunmasız, 16-20 yaşlarında 35 Kürt İnsanı katlediliyor bombalarla. 68 yıl sonra acı olay tekrarlanıyor, tek fark kurşun yerine artık bombalar kullanılıyor. Bombalarla parçalanıyor 35 can. Kürt Halkı ağıtlarıyla uğurluyor 35 canını.

İnsanlık düşmanı AB-D Emperyalistlerinin tahsis ettiği insansız hava araçları ve termal kameralarla önce tespit ediyorlar, Kuzey Irak’taki Zaho’dan kaçak mazot ve sigarayı katırlara yükleyip, Türkiye sınırına doğru ilerleyen köylüleri. Sonra jetlerle bombalayarak, yakıyorlar, parçalıyorlar 35 Kürt Köylüsünü.

Kürt Halkı, yedisinden yetmişine, çocuğundan yaşlısına, kadınından erkeğine, bu topraklar üzerinde yaşadıkları her yerde, katliama uğrayan evlatlarını sahipleniyorlar. Yığınsal gösterilerle lanetliyorlar katliamı, acılarını sokağa taşıyorlar. Ama bu acı olaya Kürt Halkının gösterdiği tepkiye, Parababalarının Tayyipgiller Hükümetinin kolluk kuvvetlerinin yanıtı yine aynı. Gaz bombaları, biber gazları, joplarla Kürt Halkının vermiş olduğu tepki bastırılmaya çalışılıyor. Kürt Halkı yıldırılmaya çalışılıyor.

Kürt Halkıyla Türk Halkı, 1071’den bu yana, bu toprakları ortak vatan haline getirdiler. Alparslan’ın ordusunda, “Küffara” karşı birlikte savaştılar. İstanbul’un fethinde çürümüş Bizans’a karşı birlikte mücadele ettiler. Mazlum Halkların Emperyalizme karşı ilk zaferini beraber elde ettiler Çanakkale’de. Kürt ve Türk Halklarının inancı, azmi, kararlılığı ve savaşkanlığı sayesinde zaferle taçlandı Birinci Ulusal Kurtuluş Savaşı ve Emperyalist 7 düvel defedildi bu topraklardan.

Kürt ve Türk Halkı etle tırnak olmanın ötesinde, aynı damarda akan kan gibiler. İşte bütün bu katliamlar, çektirilen acılar, döktürülen gözyaşları, bu kardeşliği parçalamak, aynı damarda akan kanı birbirinden ayırmak için. Her ölüm 1000 yıllık kardeşliği dinamitlemekte. Toprağa düşen her Kürt ve Türk Mehmet, iki Halk arasında yaratılmak istenen düşmanlığa hizmet etmekte.

ABD ve AB (AB-D) Emperyalistleri, Yugoslavya’da, Afganistan’da, Irak’ta, Libya’da, Suriye’de ne yapıyorsa, bu topraklarda da aynısını yapmak istiyor. AB-D Emperyalistlerinin dünyanın her yerinde olduğu gibi Kürt ve Türk Halkının Ortak Vatanında da politikaları, Halkları birbirine kırdırmak, kardeşliği ortadan kaldırmak ve parçalamak. Adım adım da yaklaşıyorlar amaçlarına. Emperyalistler ve onlara bel bağlayan yerli satılmışlar doğası gereği yapacak bu katliamları, her ölüm onların çıkarına hizmet etmekte.

Kürt ve Türk Devrimcileri de doğası gereği bu Emperyalist oyunu bozmak, yaratılmak istenen düşmanlığı, iki halk arasında yaratılmaya çalışılan kan davasını ortadan kaldırmak için mücadeleyi yükseltmelidirler. Atılacak her adım, söylenecek her söz, kardeşliğe mi hizmet edecek yoksa halklar arasındaki düşmanlık yaratmak isteyen Emperyalistlerin ekmeğine yağ mı sürecek, iyice hesaplanmalıdır. AB-D Emperyalistlerinin özgürlük değil tam tersine kölelik getireceği, bu güruhun dünyanın her yerine kan ve gözyaşından başka bir şey götürmediği, Kürt ve Türk Haklarının bilincine çıkartılmalıdır.

Görev bellidir, birlikte olmak, AB-D Emperyalistlerine karşı birlikte savaşmak. Çünkü AB-D Emperyalistlerinin, halkları birbirine düşürmek, kırdırmak, aralarına kan davaları sokarak birlikte yaşayamaz hale getirmek için Kürt ve Türk Halkına zerk ettikleri zehirin panzehiri, birlikte yaşama iradesidir.

Birlikte yaşama ama nasıl?

Bir Halkı, bir Ulusu, bir Mücadeleyi yok sayarak, inkâr ederek, başta varlığını, sonra anadilini, sonra kültürünü tanımayarak değil, tam tersine en temel hak olan “Ulusların Kendi Kaderlerini Tayin Hakkı”nı tanıyarak, birlikte yaşamanın, paylaşmanın şartlarını yaratarak…

Tayyip gibi, “Benim için artık bu ülkede Kürt sorunu bitmiştir. Artık bu ülkede Kürt kardeşlerimin sorunu vardır ama Kürt sorunu yoktur.” diyerek, sorunu inkâr ederek değil…

ABD Emperyalistlerinin Irak’ta yaptıkları gibi halkları birbirine düşürüp aralarına kan davaları sokarak birlikte yaşayamaz hale getirerek değil…

Eşit, özgür, kardeşçe yaşayarak… İşte o zaman haykırabiliriz tüm dünyaya, kesseniz de damarlarımızı akacak olan kanı ayıramazsınız, diye.

Kurtuluş Partisi olarak, AB-D Emperyalistlerinin ve yerli ortaklarının, Tayyipgiller gibi işbirlikçilerinin ve onların devlet güçlerinin, Kürt Halkına saldırılarını, katliamlarını lanetliyor, Kürt Halkına başsağlığı dileklerimizi iletiyoruz.

                                                                                 

                                                                                 Halkın Kurtuluş Partisi

                                                                                       Genel Merkezi

Print Friendly, PDF & Email