Genel Başkan’ımız Nurullah Ankut savaş suçlularına bir kez daha seslendi: Her biriniz eninde sonunda bu mahkemelerde yargılanacaksınız!

7 mart dava ankÜlkemizde şu anda AKP’giller’e karşı gerçek anlamda tek muhalefeti temsil eden Partimiz ve Genel Başkan’ımız Nurullah Ankut, AB-D Emperyalistleri ve yerli işbirlikçilerinin savaş suçlarını, insanlık suçlarını teşhir etmeye ve onları yargılamaya devam ediyor.

Bilindiği gibi Partimiz; MİT TIR’larıyla Suriye’deki Ortaçağcı-Cihatçı gruplara silah ve mühimmat gönderen dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, İçişleri Bakanı Efkan Ala ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan hakkında savaş suçu işledikleri gerekçesiyle Lahey’deki Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne (UCM) başvurmuştu.

Bu başvuru üzerine, bu savaş suçunun ortaklarından biri olan Efkan Ala Genel Başkan’ımız hakkında hakaret, iftira ve suç uydurma isnatlarıyla şikâyette bulunmuştu. Savcılık bu şikâyet üzerine “suç atfında bulunmak” ve “delil ve emareler uydurmak” iddiaları için kovuşturmaya yer olmadığına karar vermiş “ancak kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret edildiği” iddiasıyla Genel Başkan’ımız hakkında kovuşturma açılmasını talep etmişti. Bu sürecin sonucu olarak Genel Başkan’ımız hakkında açılan davanın ilk duruşması 20 Ocak tarihinde, ikinci duruşması ise 10 Şubat tarihinde görülmüştü.

7 mart dava 2Her duruşmasında Genel Başkan’ımızın AB-D Emperyalistlerini ve yerli işbirlikçilerini yargıladığı davanın ikinci duruşmasında avukatlarımız, UCM’ye yaptıkları başvurunun en önemli dayanağı olan MİT TIR’ları Davasının iddianamesinin, tüm sanık savunmalarının örneklerinin ve olay tutanağının örneklerinin Yargıtay 16’ncı Ceza Dairesinden istenmesi talep etmiş, bu talebin kabulüyle birlikte dava bugüne (7 Mart Pazartesi) ertelenmişti.

Ancak ne yazık ki Yargıtay hukuksuz biçimde “gizliliği” gerekçe göstererek mahkeme kararına uymadı ve savaş suçlularının suçlarını ortaya koyacak olan belgeleri vermedi. Konuyla ilgili söz alan Av. Orhan Özer Yoldaş, Faşizmin Sıkıyönetim Mahkemelerinde bile böylesine bir rezalet yaşanmadığını söyledi.

Daha sonra söz alan Genel Başkan’ımız Nurullah Ankut, haklılığının ve kararlılığının verdiği özgüvenle iki duruşmada da olduğu gibi mahkeme salonunu AB-D Emperyalistlerinin ve işbirlikçi AKP’giller’i yargıladığı bir arenaya dönüştürdü.

Tayyip Erdoğan’ın Kaddafi Ödülü alırken, Beşşar Esad’la samimi ilişkiler içinde olduğu günlerde çekilen fotoğrafları sadece Mahkeme heyetine değil, aynı zamanda AKP’gilleri savunmak için çaba harcayan avukatlara da gösteren Genel Başkan’ımız “insan dostlarını nasıl bu kadar pervasızca satabilir?”, diye sordu.

Genel Başkan’ımız sözlerine AKP’giller’in işledikleri savaş suçlarının ay ve gün kadar açık, net olduğunu belirterek devam etti. AB-D Emperyalistlerinin işbirlikçiliğini yapan AKP’giller’in sadece kendi sonlarını hazırlamakla kalmadığını aynı zamanda ülkemizi de uçuruma sürüklediğini belirten Genel Başkan’ımız sözlerini “bu insanlık suçunu işleyenler eninde sonunda bu mahkemelerde yargılanacaklardır, yaptıklarının hesabını bir bir vereceklerdir”, diyerek bitirdi.

Ankara 5’inci Asliye Ceza Mahkemesinde görülen davanın her duruşmasında olduğu gibi bugünkü duruşma sonrası da Genel Başkanı’mız Nurullah Ankut Adliye önünde bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Genel Başkan’ımızın yaptığı basın açıklamasının tam metnini olduğu gibi yayınlıyoruz:

7 mart dava 3HKP Genel Başkanı Nurullah Ankut’un gerçekleştirdiği basın açıklamasının tam metni:

Sevgi ve saygıdeğer arkadaşlarım;

Geçen konuşmamızda demiştik; bunların tamamı Anayasa dışına düşmüş mücrimlerdir, diye. İşte AKP’nin Büyük Patronu birkaç gün önce “ben bu Anayasa Mahkemesinin kararını tanımıyorum, saygıda duymuyorum, ona da uymuyorum”, diye.

O zaman onların işgal ettiği bütün mevkiler, kurumlar bir anda boş düşer. Onların devlet adamı yetkisi bir anda biter. Devlet biter. Bu kurumlar biter. Yani onlar suç işlemeyi nefes alır, su içer gibi bir alışkanlık haline getirmişlerdir. Kendilerini kanun dışı, hukuk dışı saymaktadır onlar…

Bunlar ABD Emperyalistlerine güveniyorlar. AB Emperyalistlerine güveniyorlar. Onlardan aldıkları güçle sonsuza kadar böyle iktidarlarını sürdürebileceklerini sanıyorlar. Ama yanılıyorlar. Fena halde yanılıyorlar. Yolun sonuna geldiler. Fakat ülkemizi uçuruma sürüklüyorlar. Vatanımızı parçalayıp, halklarımızı birbirine düşman ediyorlar. Ama kendilerin de sonunu getiriyorlar.

Halkımıza söz verdik. Bunlardan hesap soracağız. Bunlar nereye giderlerse gitsinler, hesap vermekten kurtulamayacaklar. Ortadoğu’da ABD Emperyalistlerinin katlettiği on milyon Müslüman insanın ölümünde suç ortaklığı etmelerinin, onların kanını dökmelerinin hesabını soracağız bunlardan.

Milyonlarca ağacı sökerek, yok ederek; vurguncu, millete küfreden müteahhitlere peşkeş çekerek, köprüler, havaalanları ve AVM’ler yaptıran bu iktidardan, bu vurgunlarının hesabını soracağız. 17-25 Aralık’ın hesabını soracağız. Abdocan’ların, Özgecan’ların hesabını soracağız. Hiç boşuna bayram etmesinler. Hele hele erken bayram etmesinler. Hesap vermekten, bu Adliyede sanık kürsüsüne çıkmaktan asla kurtulamayacaklar.

Halkız Haklıyız Yeneceğiz! 07.03.2016

Print Friendly, PDF & Email