Evet, Kaçak Saraylı Hafız… Suriye de içinde olmak üzere, Ortadoğu’daki…

Evet, Kaçak Saraylı Hafız…

Suriye de içinde olmak üzere, Ortadoğu’daki cehennemin yaratılmasında büyük bir iştahla rol oynadın. Taşeronluk ettin.

Suriye’deki cehennem ateşineyse, 7 yıldan bu yana durup dinlenmeksizin kütük taşıdın.

Devşiricin, yapımcın ve efendin olan ABD Emperyalist Haydutlarına sadakatını ispatlamak için, meydandan meydana, kürsüden kürsüye, ekrandan ekrana koşup “Zalim Esed, Zalim Esed” diye höykürdün durdun.

Üstelik de, başta Suudi gelmek üzere Amerikan uşağı Arap Krallıklarının, Emirliklerinin tedariklediği silahları Türkiye üzerinden soktun Suriye’ye, ulaştırdın oradaki Ortaçağcı meczuplara.

Dünyanın dört bir yanından devşirilmiş yarı sapık, yarı manyak, insan öldürmekten büyük bir haz duyan Ortaçağcı Muaviye-Yezid Dincilerini, yine Türkiye üzerinden soktun Suriye’ye.

Hastanelerimizi, otellerimizi, konukevlerimizi emirlerine tahsis ettin bunların.

Tüm bunlara ilaveten, kendilerini ve ailelerini beslettin milletimize. Ondan sonra da diyorsun ki; “Biz Suriyeli kardeşlerimize 30 milyar dolar harcadık.”

Bu milletin parasını kime danışıp da verdin, bu Ortaçağcı, insanlıktan çıkmış cellâtlara?

1603 liralık Asgari Ücret, Açlık Sınırının altında Türkiye’de. Kendi halkından esirgediğin Kamu Hazinesini serdin bu gericilerin önüne…

Hiç aklına getirmedin; yahu bu komşu ülkedeki cehennem ateşi bu denli harlanırsa, gün gelir, bu ateş bize de sıçrar, Türkiye’yle birlikte beni de yakar, diye…

Oysa bunu bebeler bile akıl ederdi be…

Şimdi Amerikancı Kürt Hareketi PKK’nin Suriye kolu PYD ve YPG’ye “terör örgütü” diyorsun.

İyi de, yıllar boyu yardım ve yataklık ettin o örgütlere sen. Salih Müslim’le İstanbul’da, Ankara’da kaç kez görüştü senin adamların?..

Amerikancı Barzanistan’ın Peşmerge adlı askerlerini sen taşımadın mı, güney sınırlarımızdan TIR’larla? Hem de MİT’in ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin gözetiminde, korumasında?..

O Peşmergelerin YPG güçlerine ağır silahlar da dahil olmak üzere her türden silahlarıyla gelip yardım etmesine sen aracılık etmedin mi?

Eee, ne oldu Hafız, şimdi birden dönüş yaptın?

Tıpkı FETÖ’nün askerleri gibi seni ve senin AKP’giller’ini de kandırıp kullandı ABD Emperyalist Çakalı.

Öylesine inandınız ve bağlandınız ki o Emperyalist Hayduta, o insan soyunun başbelasına; “Onun bir dediğini iki etmezsek dünyada sırtımız yere gelmez.”, dediniz.

Oysa o çakalın gözünde sizin ve sizin gibilerin beş paralık bir değeri yoktur. Sizler, kullanılacak ve sonunda buruşturularak fırlatılıp atılacak bir peçete kadar değer taşırsınız onun gözünde.

ABD Haydut Çakalı kullanır ve atar çöpe. Önce arkanda durur ama çıkarı gerektirdiği anda duraksamadan satar piyonlarını. Bu, onun cibilliyeti iktizasıdır.

7 Haziran 2015 Seçimleri sonucunda gördün ki, ABD’li efendilerinin buyruklarını yerine getirerek Ortadoğu’da o Emperyalist Çakal tarafından yakılan cehennem ateşinin harlanması seni de yakmaya başladı. Sen de bayıraşağı gitmeye başladın. Bir anda anlayıverdin olayı…

Yıllar boyu ettiğin ihanet, en bağlı  “hülooğğ”cularının bile senden şüphelenmesine yol açmıştı. Oyların hızla düşüşe geçmişti, bunun sonucunda.

Sen, bunun üzerine bir anda yüz seksen derece dönüş yapıp, daha önce; “Ayaklar altına aldık, dediğin Milliyetçiliğe sarılıverdin.

İşin aslında, vatan millet, halk senin zerre miktarda olsun umrunda değil. Senin tek derdin, devletin tepesinde oturmak ve durup dinlenmeden kamu malı aşırarak, sayısını kendinin bile artık bilemez olduğun küplerini doldurmaktır.

Ama gördün ki, ihanetlerin koltuğunu sallamaya başlamış. Senin dönüş yapmana sebep budur işte…

ABD Haydudu, artık iyice açık oynamaya başladı. Suriye’nin kuzeyinde 30 bin kişilik bir ordu kuracağım, dedi.

İşte bu açık ve kesin karar, Rusya’yla İran’da da şafak attırdı. Buna seyirci kalırsak, Suriye elden gider, dolyısıyla da Arap Dünyası elden gider, diye düşündüler.

Putin, daha önce de birkaç kez belirttiğimiz gibi, orta düzeyde bir cesarete sahiptir. Üstelik de atak değil, tutuktur. Ama ABD’nin böyle bir hamlesi, onun danışmanlarının bir karşı hamleyle bunu göğüsleyelim, önerisini ortaya atmasına sebep oldu.

Zaten sen de, artık yıllarca odun taşımış olduğun bu yangının söndürülmesinden yanasın ya; işte bu noktada çıkarlarınız birleşti. Yani Rusya’nın, İran’ın, Suriye’nin ve Türkiye’nin çıkarı birleşti. Ortak bir karar sonucunda Türk Ordusu’nun Afrin’e girmesini öngördünüz. Yani şu an Türk Ordusu’nun Afrin’de yapıp ettikleri, başta Rusya gelmek üzere, İran’ın da, Suriye’nin de ortak talebinin hayata geçirilmesidir.

Dikkat edersek, Rusya Afrin’den hem askerlerini çekiyor, hem de bölgenin hava sahasını Türk uçaklarının emrine sunuyor.

Suriye ise, diplomasi gereği sadece bir kınamada bulunuyor. Zaten bu aşamada başka türlü davranması olası değildi. “Ben bu harekâtı savunuyorum.”, diyemezdi.

Ha, ne zaman diyebilir Suriye Yönetimi bunu?

Türkiye, Mehmet Yuva’nın de dediği gibi, Beşşar Esad’la açık ve doğrudan bir temasa ve işbirliğine girerse o zaman diyebilir.

Şimdiki işbirliği dolaylıdır. Yani Rusya ve İran üzerinden yürütülen bir işbirliğidir.

Bölge ülkelerinin böylesine bir birlik içinde hareket etmesi, gördüğümüz gibi, ABD Hayduduna geri adım attırdı. Kıvılcımlı Usta’nın altın değerindeki şu sözü de bu gerçeği netçe belirtir:

“Emperyalistler katır çiftesinden hoşlanır. Onları ancak böylesi çifteler geriletebilir.”

Dikkat edersek; manyamış bunak Trump bile, Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti Lideri Kim Jong-Un Yoldaş’ın kararlı, yiğit ve pervasızca tutumu sayesinde geri adım atmaya mecbur kaldı.

Daha önce de belirtmiştik birkaç kez:

Artık BOP’un Suriye ayağının geleceği, sadece Rusya’yla Amerika’nın vereceği bir karara kalmıştır. Bunlar arasındaki bir anlaşmaya göre belirlenecektir, Suriye’deki Amerikancı Kürt Hareketi’nin geleceği, varlığı ve kaplayacağı alan.

Peki, Türkiye bu konuda söz sahibi olamayacak mıdır?

Olamayacaktır.

Türkiye şu anda, yine taşeronluk rolü oynamaktadır. Hani yıllarca ABD’nin, AB’nin ve İsrail’in taşeronu olmuştu Ortadoğu’da, dolayısıyla da Suriye’de. Şimdi ise, Suriye’de bütünüyle Rusya’nın, İran’ın, Çin’in ve Suriye’nin taşeronu konumundadır.

Hayat ne garip şey, değil mi Tayyip?..

Yıllar boyu “Zalim Esed, Zalim Esed” diye ABD’nin taşeronluğunu yap Suriye’de, sonra da kalk, yüz seksen derecelik dönüş ve saf değiştirmeyle, Rusya’nın, İran’ın, Çin’in ve Suriye’nin taşeronluğunu et…

Tabiî, bugünkü yaptığın, geçmişteki taşeronluğun gibi seni bitişe götürmez. Tersine, senin iktidarını pekiştirmene yol açar. “Hülooğğ”cuların sanır ki Reis’imiz ne milliyetçi adam…

Oysa sen iktidar derdindesin. Ama onu görmez senin amigolar.

Gerçi sen de PKK, PYD, YPG gibi ikili oynuyorsun. Hem Amerika’yı, hem Rusya’yı, Çin’i birlikte idare etmeye çalışıyorsun. Yani bir taraftan Suriye’de ABD isteği dışında askeri harekât başlatıyorsun, diğer taraftansa İncirlik’i ve diğer Amerikan üslerini ABD uçaklarının emrine vermeye devam ediyorsun. Bu uçaklar, Türkiye’deki bu ABD üslerinden havalanarak Ortadoğu’da askeri saldırılarda bulunuyorlar.

İki tarafı da memnun etmeye çalışıyorsun yani…

Efendin ABD öyle oynamandan hoşlanmaz… O, tam sadakat ister. Bakalım sonun nasıl olacak…

Fakat bizim kesince bildiğimiz şu ki; yaptığın bunca ihanetin, ülkemiz ve bölgemiz halklarına verdiğin bunca zararın, ABD Hayduduna ettiğin hizmetkârlığın, aşırdığın kamu mallarının ve Ege’deki 18 Adamızı Yunanistan’a peşkeş çekişinin, Laik Cumhuriyet’i, eski kankin FETÖ’yle birlikte yerle bir edişinin hesabını mutlaka vereceksin Tayyip! Sen ve şürekân…

Halkız, Haklıyız, Yeneceğiz!

                                                                                                                            22 Ocak 2018
Nurullah Ankut
HKP Genel Başkanı

 

Print Friendly, PDF & Email